clock tower

boyblue
youtube sayesinde super nintendo entertainment system konsolu için çıkan versiyonuna rastladığım ve gerçekten korkunç bulduğum bir point-and-click türünde oyun. neden? çünkü snes denilen o nalet oyun konsolunun bir hesaplama çekirdeği ve bir dsp'den oluşan ses çipi korkunç sesler çıkarma konusunda şimdiye kadar var olmuş en başarılı enstrüman ondan. bu sistem için çıkmış en mutlu oyunlarda bile korkunç sesler duyabiliyorsunuz. çipin 64kb'lık kapasitesiyle çıkarabildiği kısıtlı ses yelpazesi tamamen korkunç.

konusu ise şöyle: yetimhanede büyüyen jennifer ve arkadaşları, mrs. barrows gizemli biri tarafından evlat edinilmek isteniyor. jennifer ile arkadaşları mrs. barrows'u beklerken jennnifer dayanamıyor, "gidip kendisiyle konuşayım ne zaman aşağıya inecekmiş" diyerek. tam ayrıldığı salondan bir ses geliyor, dönüyor bakıyor ki yetimhaneden gelen ekibin hiçbirisi ortalıkta yok.

o bir kenara, makas adam olarak tabir edilen bobby adındaki ve 9 yaşındaki çocuk, oyunda her yerden çıkıyor. her. yerden. nereye tıklarsanız tıklayın bu herif zart diye bir yerden çıkıyor ve bir kovalamaca sahnesi başlıyor.
bu oyunu en ilginç yapan şey ise oyunun başında ilk kovalamaca sahnesinde arabayı çalıştırıp kaçma seçeneğinin önünüze seriliyor olması. sizinle birlikte o malikâneye sıkışıp kalan arkadaşlarınız? ne halleri varsa görsünler. peki bu seçeneği seçmek sizi mutlu ediyor mu? hayır. (bkz:karma is a bitch) oyunun en iyi sonu bile iyi bir son sayılmaz kanımca.

birden çok sonu olan korku oyunlarının kötü yanı, sizi kötü bir son ve ending credits ekranı ile baş başa bırakarak depresyona sürükleyebilmesi. "neyi yanlış yaptım" diye düşünüyorsunuz öylece ama bu oyunda en iyi sonu görebilmek için her tarafı kurcalamanız gerektiği kadar bazı şeylere de hiç elleşmemeniz ve her şeyle doğru sırada etkileşim kurmanız gerekiyor.

hakkında tüm sonlara nasıl ulaşabileceğinizi detaylıca anlatan yarım saatlik bir video da var:
bu başlıktaki tüm girileri gör