noblesse

suzuki san
manhwa'dır. ilk kez bir manhwa okuyacaksınız nedir ne değildir öğrenmenizi tavsiye ederim zira okurken mangadaki gibi sağdan sola doğru değil bizim okuduğumuz gibi okunur. renklidir, sayfalar dolu dolu çizilmez. ben çizim şeklini hiç sevmedim ve hala daha okurken gözüme bomboş geliyorlar. genel olarak internette yayınlanmaya başlanır tutulursa kitap haline getirilir.
hem shounen dir hem komedi hem bilim kurgu, hem doğa üstü kısaca yok yok. dövüş sahneleri oldukça karizmatiktir, kullanılan dövüş teknikleri vs kafada canlanınca inanılmaz etkileyici oluyor.
noblesse kelime anlamı olarak asilzade demektir ki yani manhwa ya sardıktan sonra bundan daha iyi bir ad olamazdı dersiniz.
manhwa ya boş bir zamanınızda başlamınızı öneririm zira ilk 10-15 bölümde çok fazla konuşma yok ve ne olduğunu bir türlü anlayamamanız sizi sıkabilir. bir de ömrü hayatımda olayların bu kadar yavaş işlendiği bir seri okumamıştım tite kubo yu mumla aratır. ama manga gibi olmadığı için çok seri bir şekilde okunuyor. bir günde bile seriye yetişebilirsiniz. bu sıkıcı bölümleri atlattıktan sonra olaylar gelişiyor.
820 yıldır nerede olduğu bilinmeyen noblesse cadis etrama di raizel tabutunda uyanır ve yardımcısı frankenstein tarafından tesadüfen bulunur. olay döngüsü bu şekilde başlıyor. vampirli hikayeleri seviyorsanız seversiniz diyemem. adam asilzade ve kuralları var. öyle diğer izlediğimiz / okuduğumuz vampirli hikayelere benzemiyor. manhwa yı daha iyi anlamınız için dracula ve frankenstein hikayelerini ilk yazarlarından okumuş olmanız gerekli. zira kaçıracağınız oldukça nokta olacaktır. içerisinde noblesse insan yaratma deneyleri falan var kitaplara göndermede bulunulan.
manhwa da standart vampirler yoktur. her vampirin kendisine has gücü ve kan silahı adı verilen aile yadigarı silahları vardır. manhwa zaten daha çok dünyada geçmektedir.
çizimlere baklarsak fena değildir. hatta ana karakterlee baktığımız da inanılmaz yakışıklı ve inanılmaz güzellerdir. bu sebepten hem kadınlara hem erkeklere hitap etmekteki her çizerin başarılı olduğu bir şey değil bu. misal adam cidden bir asilzade gibi çizmiştir cadis etrama di raizel i . adam inanılmaz karizmatik, çekici, yakışıklıdır. ağzını açıp konuştuğu çok görülmez, görüldüğünde de 100 kere falan üst üste okursunuz. inanılmaz derecede etkileyici konuşturuyorlar adamı. yani bundan eve bir adet alıp hem seyredip hem dinleyesim geldi. bol bol da karizmatik bir şekilde çay içer gerekirse seromonisini falan da öğrenirim :d
ha keza kadın karakterlerden seira j. loyard ta böyledir ki eminin erkek takipçiler de seira ya bayılıyordur.
animesi vs yok ama okuyun, okutturun derim. devam eden bir seri. son 50 bölümünü vakit bulup okuyamadığım için meraktan ölüyorum.
belli bir sayıya kadar türkçeye çevrilmiş halini bulabilirsiniz ve çevirisi de fena değildir.
bu başlıktaki tüm girileri gör