kara gemiden dehşet hikayeleri

zura ja nai katsura da
(bkz:montague amcanın dehşet hikayeleri ) , dehşet hikayeleri serisinin ikinci kitabıdır . ilk başta "sürekli gemiciler ve benzeri şeyler ile ilgili hikayeler sıkıcı olmaz mı?" diye düşündürebilir başta. tanıtımıma gelecek olursak ise :

tepedeki bir handa yaşayan bir aile var. babalarının ismini bilmiyorum ama çocuklarının ismi ethan ve cathy. 13 yaşındalar.
babaları etrafa neşe saçan birisi,bu yüzden denizciler tepede olmasını aldırış etmeden hep o hana geliyorlar. anneleri hamile ve doğumda ölüyor, tabii bebekte. babaları bu olaydan sonra içmeye başlıyor ,ethan ve cathy ile ilgilenmiyor ama buna rağmen çocukları ona destek oluyor.

babalarının arkadaşları onu bu durumdan çıkması gerektiğine ikna etmek için ellerinden geleni yapıyorlar fakat fayda etmiyor.pek gelen olmuyor artık hana.
 bir gün ethan ve cathy hasta oluyor, babaları endişelenip doktor çağırmaya gidiyor. dışarıda fırtına var. gitmeden ethan'ı hana kimseyi almamaları konusunda uyarıyor.
ethan ve cathy kendilerini iyi hissettiklerinde ,ethan cathy'ye hikaye anlatma teklifinde bulunuyor. bu onların çok sevdiği birşey. aşağı iniyorlar. birkaç dakika sonra kapı çalıyor. dışarıda ki bir yabancı. ethan kapalı olduklarını söylüyor ama sonunda vicdanı el vermiyor ve yabancının
" sana ya da ailene zarar vermem, başınıza dert açmam, söz veriyorum. " demesi üzerine kapıyı açıyor.
yabancı teşekkür ediyor
"sen iyi bir çocuksun"diyor gülümseyerek yabancı ve ekliyor
"jonah thackeray yapılan bir iyiliği asla unutmaz, tanıştığımıza sevindim.
"
"ethan matthews"diyor adamın uzattığı eli sıkarken ethan.
yabancı sırılsıklam, sanki denizden çıkmış gibi her yanından sular damlıyor

"içeri girin, yoksa orada ölüp gideceksiniz." diyor, yabancıya ethan. tekrar teşekkür içeriye giriyor.
ethan yabancıyı inceliyor. en fazla on yedi ya da on sekiz yaşında, üzerinde bahriyeli üniforması var ama şapkası yok ve üzerindekiler eskiden kalma gibi, pirinç düğmeli siyah bir palto giymiş, altında beyaz yelek ve beyaz gömlek var, kalçasında ise bir kılıç sallanıyor.
boynuna ipekten siyah bir fular bağlanmış, yakışlı,kapkara gözleri var ve bu gözler aşağı doğru parlak ve ıslak kükeler halinde dökülen kömür karası saçları, bembeyaz dişleri var.

ardından yabancı, fırtına dinene kadar onlara hikaye anlatmayı teklif ediyor.
ethan'a göre,bu gizemli yabancıda ve anlattığı hikayelerde bir tuhaflık var... ama ne? gerisinide okursanız öğrenirseniz ^^ benden bu kadar .