saezuru tori wa habatakanai

suzuki san
okumaya başladığımda hiç mi hiç sevmediğim, çok tutuldu diye tekrar tekrar okuma denemeleri yaptığım ama yine beni çekmemiş mangadır. taaa ki bu seneye kadar. bende ten count etkisi yaratmıştır. konusu ilerlediği için daha sonradan züper bir hal almış seridir. baştan belirtmek gerekir ki ağır yaoi olduğu yetmez gibi bir de ağır mazoşist bir baş karakteri vardır. başlarda tiksindirici gelebilir ama şimdi deliler gibi takipteyim kendisini. ağır yaoi diye okumamazlık etmeyin ben gibi.
kısaca bir yakuza ailesinin hikayesi desek kafada az buçuk olay örgüsü oluşur. zaten geriye kalan detayları rasenya yazmış.

özellikle yashiro gibi karizma akan bir adamı okumamak elimde değil, adam feleğin çarkını geçmemiş çarkın kendisi olmuş adeta. yaşam felsefesi falan acayip şekil. ha keza doumeki inanılmaz cool bir adamdır. çokta yakışıklıdır. kişiliği ayrı bir hayran bırakır. serinin çıkan son mangalarında kendisini daha bir açığa vurmuş "uvv beybi" dedirtmiştir.

serinin bana göre tek sıkıcı yanı bazen shounen-ai özelliği bile göstermeyen bölümler çıkarmasıdır. buna karşı değilim ama bu seride bir dolu yakuza elemanı var ve kadro kalabalıklaştıkça hem hatırlaması zorlaşıyor hem konu aşırı dağılıyor.

bu manga kendi neslinde diğer mangalardan ayrılıyor bir de bence. eskiye dönük bir konu yapısı var. hatta artık soft yaoi ler daha baskın bir haldeyken piyasanın ortasına düştü. ha keza karamsarlık barındıran bir dram oluşu da kendi neslinden ayırmakta. uzun süredir okuduğum en ilginç yaoi mangalardan kendisi. türkçesi de mevcut bildiğim kadarı ile.

görünen tabloya bakarsak bende rasenya ile aynı fikirdeyim. mutlu bir son beklemiyorum. bence biz o aşkı okuyacağız ama mutlu bir son olmayacak. işte ben o zaman sinirlenip "keşke okumasaydım." diyeceğim.

bu başlıktaki tüm girileri gör