cso'nun marzena diakun şefliğindeki mükemmel konserinden beri bu başlığı açmayı planlıyordum, şimdi elime fırsat geçtiğine göre satırlarca yazabilirim. (^-^)
şimdi, özellikle disney severler bu başlığı görür görmez jon turteltaub'un 2010'da yönetmenliğini yaptığı filmi düşünebilir. ama ben fransız besteci paul dukas tarafından 1896-97 yıllarında yazılmış senfonik şiirden bahsedeceğim. zaten tamamen alakasız da değiller, zira goethe'nin aynı isimli balladından esinlenilerek bestelenilen bu senfonik şiir, önce disney'in 1940 yapımı fantasia adlı sekiz bölümden oluşan ve her bölümü bir klasik müzik parçasından programlanmış animasyon filminde kullanılmış; daha sonra da genişletilerek sihirbazın çırağı adlı film yapılmış. kısaca heepsi goethe'ye dayanıyor aslında. :d
neyse, biz müziğe dönelim. yine program müziğin harika bir örneğiyle karşı karşıyayız. bu alanda hatrı sayılır örnekler veren besteciler liszt, debussy, sibelius ve strauss olarak sıralanabilir. dukas, sihirbazın çırağı eserinde, strauss'unkine benzer bir tarz benimsemiş ve goethe'nin kurgusundaki olayları yakından takip etmiş, müziğine yansıtmıştır.
zaten fazlasıyla sevilen ve ün kazanmış bir konser parçası olan sihirbazın çırağı, bahsettiğim fantasia adlı, sevgili mickey'mizin çırağı canlandırdığı animasyon filminde kullanıldıktan sonra( leopold stokowski tarafından kondükte edilmiş bu versiyon, hala en popüler versiyonlardan biridir.), daha bile geniş bir kitleye yayılmıştır.
son olarak, eserin programından bahsedeyim:
sihirbaz pankarates, çırağı eukrates'den bir kova su getirmesini ister ve yanından ayrılır. çırak fazlasıyla tembel olduğundan, birkaç büyülü sözle süpürgeyi canlandırır ve su getirmesi için onu yollar. süpürge kova kova su taşımaya başlar ve çırak onu durduramaz, çünkü gerekli büyülü sözleri unutmuştur. telaşla süpürgeyi, belki bir baltayla, parçalara ayırır, ancak bu sefer her parça ayrı ayrı su taşımaya başlar. işler o hale gelir ki, çırak artık boğulmak üzeredir. sihirbaz son anda yetişir, büyüyü bozar.
sonuç olarak hikaye bize tam olarak hakim olmadığımız işe burnumuzu sokmamazı söylüyor diyebiliriz. eseri dinlediğinizde, tüm bu olaylar gözünüzün önünde canlanabilir, öyle başarılıdır. (^-^)