kurowasa

orjinali "sebas-chan"dır. çevirmenlerimiz, çeviriden önce ne içiyorlar orası muamma. ammavelakin "sebas-chan"ı, "seboş" diye yazıp akım başlattıran adamın kafasını yaşamayı çok isterdim

niagara şelalesinden düşüp hayatta kalabilen ilk insan

evinde portakal kabuğuna basarak düşmüş ve iç kanamadan ölmüştür.

gözlüğümü düzeltirken, kendimi ishida uryuu gibi hissediyorum. bir de quincy güçlerim olsa ooo yeah

bleach animesinde ana karakter ishida uryuu'nun babasıdır. 14 mart doğumlu bir quincy'dir. 178 boyda, 68 kiloda gözlüklü bir karakter. (ayrıca beyaz saçlıdır)
babasının adı soken ıshida'dır.

seiyuu: ken narita
ingiliz: michael mcconnohile.

size ne ? bir insan seviyorsa izliyorsa, size giren çıkan ne çok merak ediyorum? hadi benim yaoi izleyen hastalıklı fan grubuna (hepsi değil) garezim var da size ne izliyorlarsa? erkekler de yuri izliyor fujoshiler ikide bir istenmeyen tüy gibi oradan buradan çıkıp size laf atıyorlar mı?
elalemin cinsel tercihinden, göz zevkinden, izlediği türden size ne allah aşkına?

diye bağırıp, kafasına kola kutusu fırlatmak için izaya adında arkadaş istiyorum.
canım sıkıldıkça dövmek istiyorum.
çevrenizde izayaya benzer, adını izaya olarak değiştirebilecek bir arkadaş var mı?
varsa bana yönlendirsenize.

not: çok canım sıkılıyor.

ben çocukken yu gi oh izlerdim, pokemon izlerdim, tsubasa falan vardı.
ondan sonra alvin adında rus bir arkadaşım beni animelerle tanıştırdı. ilk bilinçli animem wolfs rain oldu. sonra ao no exorcist'i izledim.
bir süre 4 kralı izlemeyi reddettim. özellikle bleach'e çok önyargılı yaklaşıyordum. bütün insanlar bu dört kralı çok seviyorsa demekki dandirik kıytırık bir şeydir diye düşündüm ve uzak durdum.
sonra yavaş yavaş kralları bitirmeye başladım ve bleach benim favori serim oldu.

bu başlığı daha önce açmıştım. "yaoi ve yuri fangirls-fanboys" diye mi ne.
ben o başlığı bunu takıntı haline getirip, her şeyi bir biriyle birleştiren hastalık zihniyetli fan topluluğunu eleştirmekti. çünkü zoroxsanji, ulquiorraxgirmmjow ve rivaillexeren gibi saçma sapan karakterleri çiftleştiriyorlar.
tabii bütün hepsi olacak diye bir durum yok, kimisi var ki adam akıllı bir fan. kimisi varki hastalıklı zihniyete sahip.
yaoi gördüğü vakit "kyaaaaa!! ! ayğğğğ" diye bağıranlar var, sadece tebessüm edip adam akıllı yorumunu yapanlarda var.
ben de yaoi-yuri okuyorum. ama fujoshi olacak derecede de takıntılı değilim.
insanlar istediği şeyi sever, ona ilgi duyar. duyduğu ilgiden ve sevgiden dolayı insanları dışlayamayız. sevmek zorunda değiliz, ama saygı duymak zorundayız.
hetero, homo, bisek veya asek diye ayırt etmek benim için ırkçılıkla aynı zihniyete mensup.

geek[gbkz][/gbkz]geek ile arasında fark vardır. nerd genelde entellektüel alanlara yoğunlaşmış ama hayatın diğer alanlarından kendini soyutlamış inek diye tabir edilen kişiler için kullanılır. geek lerin ders notları normal olabilir ama teknoloji, film, oyunlar gibi bir çok farklı alanda epey bilgi sahibi olup ayaklı ansiklopedi kıvamında dolaşan insanlardır.

-başka bişiy olsun bizim adımız inek olmasın mesela über seksüel olsun.yok bu olmadı biz seksi sevmeyiz nerden bulsak şimdi bir isimde nerden, nerden,nerde, nerd,nerd, nerd zeus çarpsınki buldum nerd olsun bizim adımız.
+nerden çıkarttın ya böyle isim mi olurmuş ?
-nerden? den çıkardım.
+iyi tamam nerdivenlerden düşme aşşağı inerken dikkat et.
-iğrençsin
+hayır nerdim
-tamam tuttu bu isim.

yen - japonya para birimidir. (kısaltımı jpy)
yen sözcüğü, çin para birimi yuan'dan gelir. japon standardlarında yen, "en" olarak telaffuz edilir. ingiliz standardlarında ise "yen" olarak hecelenir ve okunur.bu portekiz tarihsel literatüründen dolayıdır. japonca'da literatür anlamı yuvarlak objedir. eski çin madeni parasına dayanır;dairesel biçimdeydi ve tokugawa dönemi japonyasında geniş bir şekilde kullanılıyordu.(wiki amca)

10.000 yen (on bin) = 180 lira (12 mayıs 2013'e göre)
5.000 yen (beş bin) = 90 lira
1.000 yen (bir bin) = 18 lira
(not: 2.000 yen yokmu gardaş diye soracaksanız var. 2000 yılında çıkartılmış, fakat çok kullanışlı olmadığı için pek tercih edilmiyor. ama elinizde varsa kullanabilirsiniz)

demir paralar:

100 yen (yüz) = 1.79 krş
50 yen (elli) = 89 krş
10 yen (on) = 18 krş
5 yen (beş) = 0.09 krş
1 yen (bir) = 0.01 krş

önemli notlar:

japonyada en düşük maaş 20.000 yada 25.000 yen. (yaklaşık 4.500 - 5.000 lira)
derseniz ki "ooo ne ballı" , japonyada her şey çok pahalı. ada ülkesi olduğu için bir avuç toprak bile çok kıymetli, bu yüzden konaklama yiyecek içecek çok pahalıdır. 4 kişilik bir ailede 1 kişi çalışıyorsa o aile günlük gülistanlık yaşayamaz.
ayrıca japonyada part-time işler çok popülerdir, çok tercih edilir. (animelerde görmüşsünüzdür)
en düşük part time ücreti 750 yen. yani 1 saati 14 liradan başlıyor. (bu işverene bağlı tabii)
liseliler kadar emekli ev hanımları da part time işle meşgul.

bu verdiğim bilgiler dövize göre 12 mayıs 2013 tarihine aittir. her gün jpy nin değeri değişebilir, siz döviz sitelerinden bakabilirsiniz.

benim açıkçası hiç öyle bir derdim olmamıştı. anneme ne desem "sen sevdiğin işi yap" derdi.
her konuda destek çıkmışlardı. fakat bir süre sonra büyüyüp, aklım başıma geldiğinde artık onlar da daha gerçekçi yaklaştılar. beni her konuda destekleseler de bir tek edebiyatta istediğim desteği bulamamıştım. ondan da vazgeçmiştim.
şimdi japonyaya gidip, belli bir mertebeye ulaşmak istiyorum. annemle babamın ikisi de arkamda.
fakat, benimkiler dışında kuzenlerim çok baskı görmüşlerdi. benim abim ressam olmak istiyordu. ben küçükken onu hayranlıkla izleyerek büyümüş bir çocuktum. fakat halalarım abime "ressam olup ne yapacaksın? sevgi yolunda resim mi satacaksın?" deyip, zorla bu kararından vazgeçirdiler. (sevgi yolunda da böyle 400 liradan aşağıya bulamayacağınız resimleri 5-10 liradan satıyorlar. adamlarda müthiş yetenek var. fakat işte... )

eğer abime karşı çıktıkları zaman bu durumdan haber olsaydım, ve biraz daha yaşım büyük olsaydı kesinlikle abimi desteklerdim.
benimle yaşıt olan kuzenimi de belli, zengin ve itibar gören bir mesleği seçsin diye baskı uyguluyorlar.

çevremde de baskı uygulanan bir sürü çocuk var. sınıfımdaki kızın notları 95'ten aşağı değil, ama annesi 95 alsın hemen yaygara kopartıyor.
kızı tıpa gitsin, dünyaca ünlü bir doktor olsun istiyor.

2 sezondan oluşan bir anime. shungiku nakamura hem sekaiichi hatsukoi'nin hemde junjou romantica'nın mangakasıdır.
en çok tanına yaoi mangakadır. (anime shounen-ai olsa da manga gerçekten hakiki bir yaoi)

genelde hikayelerde 3 tane çifte değinilir.
sekaiichi hatsukoi'de de 3 tane çiftimiz var.
ana çift: onodera ritsu ve takano masamune.
2. çift: kisa shouta ve kou yukina
3. çift: yoshiyuki hatori ve yoshino chiaki.

birde takano-san'ın eski kırığı yokozawa-san var. onunda bir karakterle yakınlaştığını görmüştüm mangada ama adını hatırlamıyorum.
ne severdim o herifi.
ritsu'nun nişanlısına fena halde gıcık olmuştum.
(sp) gıcık kız bir gün ritsu'ya "beni seviyor musun?" diye sormuştu. takano-san bu konuşmaları duyarken ritsu "evet, seni seviyorum" demişti. zaten bundan önce bir iki sarılma mukaatı vardı, şimdi de o sözcükleri duyunca tam çıldıracakken ritsu bir anda "ama o anlamda değil, arkadaş olarak seviyorum." dedi.
oh yo!
(kurowasa ?, 12.06.2013 00:10)

bu bebekler için başlık açılmamış. (tüh)

öncelikle biraz bebeklerden bahsetmek istiyorum. bu bebekler gerçek bir insandan daha güzeldir. ayrıca ruhsuzdur, eklem yerleri oldukları için ekip bükebiliyorsunuz. istediğiniz boyutta çıkartılıyor. (özellikle bayanlar için son derece idealdir)
bu bebekler genelde stilistler tarafından kullanılır, hem kusursuz bir fiziğe sahiptir, hemde öyle küstah modeller gibi değillerdir.
ondan sonra fotoğrafçıların çok dikkatini çekiyorlar, çünkü bu bebeklerin ayrı bir çekiciliği var.
yurt dışında el hazırı yapılıp satılan bir sürü dollzone yapıcısı bulabilirsiniz.
sadece makyajsız bir kafa 300$ (600 lira)
bu bebekler türkiyede neredeyse hiç tanınmaz, fakat bu bebekler için tr sayfası açılmıştır. orada gerekli bilgiler verilmekte.
-reklam olmasın.-

olmadı görsellere dollzone yazıp bakabilirsiniz.
çıkış yeri japonyadır.

ben şu ülkeden kurtulmak için gitmek istiyorum, yoksa anime manga zerre adar umurumda olmaz. diğeri ise salak oldukları için gitmek istiyordur muhtemelen, animeci toplumun çoğusu animedeki kurgunun japonyada da gerçekleştiğine inanıyor.
hani şu lisedeki olaylar falan hepsi hikaye.

Almanya'da doğup büyümüş olan türk mangakadır.

shingeki no kyojin'in mangakasıdır. 29 ağustos 1986'ta oita - japonyada doğmuştur.
başak burcudur, kan grubu a rh -

türk mangakadır. almanyada yaşamakta ve shojou manga çizmektedir.

japonca "kaplan" (虎) anlamına gelmektedir.
dip not: taiga (タイガー) da kaplan anlamına gelmekte. knb'de kagami için kaplan diyorlardı, aynı zamanda toradora daki taiga içinde.(avuç içi kaplan) oradan aklınıza gelsin.

hiç arkadaşım yokki yakınına gidip dert anlatayım.

ben insanlarla göz temasına çok dikkat ederim, bakışlarım rahatsız edici olsa bile bir insanla iletişim kurarken gözlerine bakarım.
yani o insanın gözlerindeki ruh haline bağlıdır benim onunla konuşmam.
karşımdaki adam benim gözlerime sıkkınlıkla bakıyorsa muhabbeti bitiririm giderim yoluma.

ya birde, bazı bayan arkadaşlar beni stilist zannediyor.
cidden şu takıntım yüzünden bazen çevremdeki kızları eleştiriyorum, "bu saç ne? şu ayakkabıyla bu gider mi? hiç mi göz yok? sana bu saç stili yakışmamış, bu kemerle şu gitmemiş" vs...
ki ben nefret ederim bu tür şeylerden. ojedir, saçtır, kuafördür, alışveriştir.. hayatımda en nefret ettiğim şeydir bu.
kuaför'e de saçlarımı kestirmek için yılda 1-2 kere giderim o kadar.

yinede duramıyorum, eksileriyle artılarıyla eleştirmekten, yada o kişi hakkında tahmin tutturmaktan..