inanılmaz güzel bir strateji oyunu serisidir. favorim rome total war 2. stratejinizi saglam tutarsanız her savası kazanabilirsiniz her sey size kalmıs mükemmel bir oyun bilmeyenler ögrensin ögrenenler oynasın deli zevk alırsınız kesin garanti
total war rome 2 tercihim olsa da serinin her oyunu gibi mükemmeldir
bence kamera arkasında görünmedikleri zaman dilleriyle burunlarını oyuyorlar. bunu anlatmak istiyorlar bize
benim için yeri apayrı olan özel bir anime. gördüğüm an gözlerim doluyor mutluluktan
mükemmel bir oyun. sınıf çeşitliliği harita düzeni grafikleri uçma tasarımı hayalgücü konuşturulmuş resmen. ayrıca kendi karakterinizi tamamen kendi isteginize göre yaratabiliyorsunuz cok detaylı.
mmorpg türü seven herkese şiddetle tavsiye ederim şu anda tam olarak oturmasada piyasadaki en iyi mmorpg oyun olma konusunda iddialıdır.
oyundaki uçma sisteminden bahsetmeyi unutmuştum. kanatlarınız gücünüzü gösterir ve ileride gökyüzü savaşları yaparsınız. yetenek ister ama hem uçup hem savaşmak
mmorpg türü seven herkese şiddetle tavsiye ederim şu anda tam olarak oturmasada piyasadaki en iyi mmorpg oyun olma konusunda iddialıdır.
oyundaki uçma sisteminden bahsetmeyi unutmuştum. kanatlarınız gücünüzü gösterir ve ileride gökyüzü savaşları yaparsınız. yetenek ister ama hem uçup hem savaşmak
benimde güncel olarak takip ettigim ve begendigim bir seridir. kız kardeşim özellikle bu animedeki erkeklerin yarısına aşıktı
robert jordan tarafından yazılmaya başlanan ölümü sonrasında bıraktığı notlarla branden sanderson'un tamamladığı seridir. 15 ciltlik 10000 sayfalık bir külliyat düşünün. fantastik edebiyatın gelmiş geçmiş en büyük eserlerinden biridir. tüm seriyi 1buçuk haftada okuduktan sonra sarhoş olunca halisünasyon görüp karanlık varlıkla gölgedölleriyle falan savaşmama sevep olmuştur kendisi. fantastik edebiyatta yoğun bir kültür sahibiyseniz mutlaka ama mutlaka okumalısınız derim.
kısacık, yaoi manga
hasegawa evin egiderken birkaç serseri tarafından rahatsız edilen bir adam görür ve dayanamayıp ona yardım eder yalnız bunun sonucunda iyi bir dayak yer ve gözlerini bilmediği bir yerde açar. uyandığı yeri gezerken kurtardığımadamla bir başka erkeği pek de uygun olmayan bir pozisyonda görür ve çeşitli yanlış anlamalar baş gösterir. bakalım akihabara sokaklarında sık sık rast geldiği gence aşık olmadan durabilecek midir?
okuyalı bayağı oldu. bu yüzden zihnimdekiler ilk günkü kadar taze değil ama çerezlik, fena sayılmayacak bir manga olduğunu söyleyebilirim. meraklısına tavsiye edilir.
hasegawa evin egiderken birkaç serseri tarafından rahatsız edilen bir adam görür ve dayanamayıp ona yardım eder yalnız bunun sonucunda iyi bir dayak yer ve gözlerini bilmediği bir yerde açar. uyandığı yeri gezerken kurtardığımadamla bir başka erkeği pek de uygun olmayan bir pozisyonda görür ve çeşitli yanlış anlamalar baş gösterir. bakalım akihabara sokaklarında sık sık rast geldiği gence aşık olmadan durabilecek midir?
okuyalı bayağı oldu. bu yüzden zihnimdekiler ilk günkü kadar taze değil ama çerezlik, fena sayılmayacak bir manga olduğunu söyleyebilirim. meraklısına tavsiye edilir.
severek izlediğim romantik komedi, dram türündeki güney kore dizisi...
70li ve 2010lu yıllarda geçen iki farklı dönemdeki aşk hikayesini anlatıyor love rain.70lerde birbirini seven üniversiteli aşıklarımızın pek de mutlu olmayan bir sonla ilişkilerine virgül koymalarını uzun yıllar sonrasındaysa ikilinin çocuklarının birbirlerine aşık olmasını izliyoruz.
anne/babalarla çocuklarını aynı kişilerin oynaması çok hoşuma gitmiştir, karakterleri açısından ebeveynlerine pek de benzemezler. yani 3 saniyede bir kıza körkötük aşık olan duygusal, sessiz ve romantik sanatkarımız in ha nerde, 3 saniyede kızları kendine aşık eden kibirli, egoist, umursamaz fotoğrafçımız joon nerde. annemiz yoon hee de güzeldir ama ha na yı daha çok severim ben, ne tatlı bir bahçıvandır o, ne sevimli şeker bir şeydir öyle?
genelde 70gençlerini daha utangaç ve katı görüyoruz, bizim dönem gençleriyse daha bir hovarda.
çocukların tanışması büyük bir klişe üzerine kurulmuştur (telefonların karışması), sonrasında da çeşitli klişe sahnelere denk geliriz ama sevilmez mi, bence sevilir ben sevdim yani.
sonra diziyi izlediğimden beri ne zaman sarı bir şemsiye görsem aklıma love rain gelir.
hem dönemler arasındaki farkları görmek için hem de iki tatlı aşkı okumak için gayet güzel bir örnek oluşturduğundan tavsiye ettiğim bir dizidir.
yalnız, ara sıra sıkabilir biraz sabırlı olmak gerekiyor, zaman zaman çeşitli karakterlere gıcık olup sinirlenme ihtimaliniz de vardır. baştan uyarayım da.
geçen yıl izlemiştim ama hala pek çok sahnesi aklımdadır. nedense jang geun sukun rol aldığı dizileri seviyorum.
70li ve 2010lu yıllarda geçen iki farklı dönemdeki aşk hikayesini anlatıyor love rain.70lerde birbirini seven üniversiteli aşıklarımızın pek de mutlu olmayan bir sonla ilişkilerine virgül koymalarını uzun yıllar sonrasındaysa ikilinin çocuklarının birbirlerine aşık olmasını izliyoruz.
anne/babalarla çocuklarını aynı kişilerin oynaması çok hoşuma gitmiştir, karakterleri açısından ebeveynlerine pek de benzemezler. yani 3 saniyede bir kıza körkötük aşık olan duygusal, sessiz ve romantik sanatkarımız in ha nerde, 3 saniyede kızları kendine aşık eden kibirli, egoist, umursamaz fotoğrafçımız joon nerde. annemiz yoon hee de güzeldir ama ha na yı daha çok severim ben, ne tatlı bir bahçıvandır o, ne sevimli şeker bir şeydir öyle?
genelde 70gençlerini daha utangaç ve katı görüyoruz, bizim dönem gençleriyse daha bir hovarda.
çocukların tanışması büyük bir klişe üzerine kurulmuştur (telefonların karışması), sonrasında da çeşitli klişe sahnelere denk geliriz ama sevilmez mi, bence sevilir ben sevdim yani.
sonra diziyi izlediğimden beri ne zaman sarı bir şemsiye görsem aklıma love rain gelir.
hem dönemler arasındaki farkları görmek için hem de iki tatlı aşkı okumak için gayet güzel bir örnek oluşturduğundan tavsiye ettiğim bir dizidir.
yalnız, ara sıra sıkabilir biraz sabırlı olmak gerekiyor, zaman zaman çeşitli karakterlere gıcık olup sinirlenme ihtimaliniz de vardır. baştan uyarayım da.
geçen yıl izlemiştim ama hala pek çok sahnesi aklımdadır. nedense jang geun sukun rol aldığı dizileri seviyorum.
şarkılarını dinlerken kendisini öpesim gelen herif. abi amacın ne senin böyle bir güdü aşılıyorsun bana
yakında 41 yaşına basacak irlandalı şarkıcı. gitar çello piyano viyolin ve bateri çalabilen bu harika sanatçı mükemmel bir müziği efsanevi sözlerle birleştirerek ruhunuza hitap eden şarkılar koyar ortaya. her şarkısını ayrı ayrı sevmekle birlikte "accidental babies" şarkısını dinlerken ağladığım zamanlar az değildir. şiddetle tavsiye ederim.
ya bizdeki "siz" "sen" olayı gibi o kadar büyütülecek bir şey yok
çok güzel bir seridir. aşk savaş seks ve kan. ve adı üstünde ejderhalar. benim gibi bir erkeğin sevdiği her şeyi bir araya toplamışlar ve derinlere inersek gerçekten bir çok acının anlatıldığı her kitabında gözlerimden yaş gelen bir seridir. tavsiye ederim
tanrıcılık oynadıgı andan itibaren kendisine hasta oldugum eleman
kıçlarından tuhaf şeyler çıkarıp bunlarla savaşan tuhaf yaratıkların olduğu tuhaf anime. seviyorum ama çok hoş bence
ismi bile kalbimi tekleten fairy tail hatunu
koreli dans grubu. korelilerin herhangi bir şeyini cok nadir begenirim ama bunlara bayılırım.
kalkında dans etmeyi öğrenin hadi
kalkında dans etmeyi öğrenin hadi
zavallının tekini yere düşürüp etrafta bulunan tüm ayıları üstüne atlatıp suyunu çıkarmaktır. küçükken az oynamadık ha.
birde tavsiye undertakersss ottamıza bulaşmayın adam profesyonel görünüyor isimden belli
birde tavsiye undertakersss ottamıza bulaşmayın adam profesyonel görünüyor isimden belli
kısa ve net tek bir açıklama: onu yerim
animeden önceki karanlık dönemlerimdeki uğraşlarımdan biri.
ne oynardım be
ne oynardım be
herhangi bir dosyayı kalıcı olarak silmek icin (geri dönüşüm kutusuna yollamak değil) kullanılan kombinasyondur. az önce son 3 yıldır cekildigim tüm fotografları yanlıslıkla bu sekilde silecek kadar da yetenekliyim