huxley'in muhteşem distopyasıdır. fordist dönemi nasıl dünya ekonomisinin merkezlerini, toplumlar arasında bir uçurum, yeni ihtiyaç alanları yarattıysa huxley bundan etkilenerek bu ütopyayı yazmıştır. hikaye 26. yüzyılda geçer fordizm'in son şeklidir, savaşlar ve yoksulluk ortadan kaldırılmıştır. hiyerarşi diye bir şey yoktur. ırkçılık da, bununla birlikte kişiyi kişi yapan çoğu şey de yok olmuştur aile, kültür,din, felsefe,edebiyat yok olmuştur.ne adar ütopik gibi görünse de aslında trajik bir distopyadır. ayrıca namus kavramı da ortadan kalkmıştır, herkes önüne gelenle cinsel ilişkiye girer, kendilerini tatmin etmek için uyuşturucu kullanırlar bu da hazcı(hedonistik) bir topluma dönüşümü gösterir. huxley hicvini romanında ustalıkla uygulamıştır. huxley'in ütopyası/distopyası diğer distopyalardan etkilenerek izler taşırken aynı zamanda etkileyerek george orwell'ın 1984'ünde izleri görülmektedir. ayrıca kitap adını sheakespeare'in fırtına adlı eserindeki perde 5 sahne 1'deki miranda'nın konuşmasından almıştır:
bu kadar bunca yakışıklı varlık varıp gelmiş buraya
ne güzel şeymiş meğer insanlık
böyle dünyalıları olan
yaşasın bu yaman, bu cesur yeni dünya!