kitap james baldwin'in eseridir. kitabın konusuna geçmeden önce bu kitabı önermemin sebebi söyleyeyim; bu aralar sosyal medyada ve sokaklarda epey tartışma konusu olan eşcinsellik ve transseksüellikle ilgili bir kitap olması. nitekim bu kitap eşcinsellik üzerine yazılmış ilk kitap sayılır. kitap için verdiğim bu kadarcık bilgi bile okurken sizde bir iticiliğe sebep olmuştur. hah işte amacım bu önyargınızdan bir nebze olup kurtulmanız ve insanlara daha hoşgörüyle bakmak amaçlıdır.
eşcinsel insanlara toplumlar tarafından geçmişten günümüze dek eşsiz bir baskı ve zulüm olmuştur ve hala da böyle süregelmektedir. benim görüşüm, her insana birey olarak saygı göstermek. çünkü şöyle bir düşündüğümüzde cinsel kimliklerimize biz karar vermiyoruz. bu tamamen kalıtımsal bir olay ki eşcinseller için de durum çok farklı değil. her ne kadar biz erkek yada kadın olmayı seçemediysek eminim onlarda da böyle bir seçim olmamıştır. tabi erkekler kadın olmayı seçiyor falan diyeceksiz ama öyle bir durum yok, olay hormanal durumlara bağlı olarak gelişen bir şey(araştırıp bakabilirsiniz).
işin bir de dini boyutu var ki o konuya girmek istemiyorum çünkü bu konuyu daha da karıştıracak türden bir mevzu. ister dini ister toplumsal yönden bakılsın yada bir hastalıkmış veyahut pis bir şeymiş gibi görülsün ben, eşcinsel insanların toplumda baskı altında tutulmasına, görmezden gelinmesine karşıyım. bahsettiğim konunun "sen sanki hiç mi top, ibne veya oğlan demiyorsun" ile alakası yok. çevremizden bu tür hakaret içeren sözler öğrenmişiz ve kullanıyoruz da, kullanmamamız gerektiğini bile bile. bu çok büyük hata lakin istemeden yapıyoruz. benim asıl istediğim insanların, arkadaşlarımın, ailemin, çevremin, toplumumun bu insanları oldukları gibi kabul etmesi. bazı sıfatlar altında tutup, etiketlemeden onların farklılığının farkına varıp birlikte yaşayabilmesidir.
kitabın konusu: amerikalı beyaz delikanlı david'in paris'te italyan garson giovanni ile yaşadığı eşcinsel ilişki, toplumsal değer yargılarının baskın çıkışıyla bu ilişkiden kaçıp ve evli bir erkek olarak “güvenli” bir hayat sürmek için eski sevgilisi hella'ya sığınması ve bütün bu çabaların üçüne de trajik sonuçlar getiren sonuçsuzluğu...
yazarın notu: çevremizde sadece bizim gibi normal insanlar yok. gerçi normalin bir tanımı da yok, kime normal kime anormal diyebiliriz ki? çevredeki faklılığın farkına az da olsa varmak isteyenlere önerilir.