itazura na kiss

alovesinceforgotten
iliğimi sömüren, ciğerimi solduran anime.


ilk 12 bölümü resmen kotoko'ya söverek geçirdim. hele bir sahne vardı... irie ve chris, kotoko ile kin-chan'a rastlıyordu randevuları sırasında. akşam eve geldiklerinde de tam odalarına girecekken irie kotoko'ya "birbirinize yakışmışsınız" demişti (yüreğime hançeri sapladın kuso yaro, o öyle söylenir mi?). kotoko bir an ne diyeceğini bilemedi, sonra "evet, o malum birileri gibi bana soğuk cümleler kurmuyor çok nazik," dedi.
irie ne dese beğenirsin?
"yokatta "
soğuk herif!
resmen içim yandı. (bkz:bana ne oluyorsa)
dedim işte gurursuzluğun sınırı bu, kotoko. her halta tamam ama bu sefer çok koydu be...
neyse en azından 13. bölümde yuuki sağ olsun az da olsa mutlu olduk... ben ağacın altında kotoko'yu öpen yuuki sanmıştım ^^' ne bileyim, çocuğu öyle pancar gibi görünce... hehehe ^^"

bölüm 14 bitti az önce. çok kötü olmuş be. naoki bildiğin ooc olmuş... ne deseler "wakatte" diyor. omaiwa wakatte nothing naoki snow -,-

bölüm 18 illet gibiydi. arkadaş ne bitmez çileniz varmış. evlendiniz işte yeter artık mutlu olun ulan. eternal düzeyde sap bir birey olmamdan mıdır, nedir, çok garip geliyor bana bu romantik animelerdeki kavuşma sonrası engeller. zaten kavuştunuz işte. daha ne?


---animeyi bitirdikten sonra gelen edit---


genel olarak değerlendirince hoştu ama 12-13 bölümde anlatılabilecek bir senaryonun bu kadar sündürülmesi insanı sıkıyor.
bir de animenin sinir bozucu tarafları vardı, platonik olan herkesin sonunda birini bulup mutlu olması gibi. farklı ortamlarda ille de birinin gidip gidip kotoko'ya aşık olması gibi (naoki harika tamam da kotoko niye bu kadar gözde?)
bir de yirmili yaşlarının ortalarında olan evli bir kadının saçını iki yandan kurdeleyle bağlayıp örmesi gözlerimi kanattı. galiba kör oldum. evet.
yine de kotomi tatlıydı, sevdim veledi. anasına çekmemiştir inşallah...


bu başlıktaki tüm girileri gör