ten count

suzuki san
adını bile duyduğumda suratımda bir mutluluk ifadesi belirten yaoi manga. gayetten shounen-ai başlamış kurose daha fazla dayanamayıp yaoi ye bağlatmıştır.*
başladığı ilk zamanlar sevememiştim. çizimleri gözüme dandirik gelmişti, ayrıca konu başta çok dağınık olduğu için saçma bulmuştum. aradan bir yıl geçtikten sonra biriken sayıları okuduğumda "saçma sensin suzukiiii" dedim.
13 yaşımda tedavisini gördüğüm temizlik hastalığımın geri dönmesine sebebiyet vermiştir. mesela elimi günde 50 kere ve daha fazla yıkamak gibi. yine de kendimi okumaktan alamıyorum. her ne kadar shirotani seviyesine hiç ulaşmamış olsam da böyle geçmişten gelen sönmüş takıntılarınız varsa okumadan önce iki kere düşünün derim.

çizimler dandirik gibi gözükse de aslında inanılmaz güzeldirler, içerisinde bir incelik mevcuttur. shirotani karakter olarak eski ideal uke dir. istemem yan cebime koy modeli demekteyim ben bunlara. ha keza kurose de eski tip bir seme dir. uke sine istemeden tecavüz eder gibi davranan modelden oluyor bunlarda.

kurose kun karakter olarak haşin değildir ancak mangakanın kendisine bol bol çizdiği o haşin bakışlar benim mangayı milyon kere okumama sebep oluyor. aynı şekilde shirotani nin utanma ifadeleri, sıkkınlığı, bunalım anları bile yenilesi. hele gözünün altındaki o minicik beni yemek istiyorum. bu adamın canlısını görsem kurose ile yarışa bile girerim öyle gözümde tatlı bişiy.*

mangakanın isimlerinden yaptığı oyun da hoşuma gitmekte. shiro ve kuro düşüncesi gayet güzel ama tam uyuyor mu? bence pek değil. ama yine de bu göndermesine nazaran bir kapakta çizmiştir. shirotani beyazlar içinde gündüz yürür iken kurose siyahlar içinde gece yürüyordur. ben bu tür göndermeleri çok seviyorum. elindeki malzemenin etinden sütünden kaliteli bir şekilde faydalanıyor.

bu mangayı bir kaç erkek arkadaşıma okuması için tavsiye ettim. okuyanlardan bir tanesi de gaylerden nefret etmesine rağmen ve ilk kez yaoi okumasına rağmen beğendi. artık gerisini varın siz düşünün.

bu manga ile ilgili tek sıkıntı fanları gördüğüm kadarı ile. şikayetleri 10. maddeye bir anda pat diye geçilmesi. haklılar mı? bence bir haklılık payları var ancak sensei işte yeni olduğu için bu tür acemilikleri de bazen takipçiler hoş görmeli diye düşünüyorum. yoksa bende bir noluyoo yaa dedim. bir de kurose nin bir anda shirotani ye aşık olmasını çok saçma buldum. eminim okuyan herkes ben gibi düşünmüştür. ancak ilerleyen zamanlarda kurose ye bende hak vermedim değil. aşık olunmayacak gibi değil. adamın üzerinden şirinlik, tatlılık, masumluk akıyor. fangirl mode off :p


son çıkan cildi hala yiyip yutabilmiş değilim. hala daha kurose nin kalkıp shirotani ye "sana aşık oldum çünkü mizofobiksin" diyişine anlam veremiyorum. o nasıl bir acımasızlıktır? o nasıl bir bencilliktir? yani karşına shirotani dışında çıkabilecek herhangi bir mizofobiğe de aşık olabilecektin. bulması güç olduğu için önüne çıkan ilk kişiye kadın/erkek olduğuna bakmaksızın aşık oldun. shirotaninin dediği gibi ya daha iyiye giderse? ama kurose o kadar emin olmalı ki iyiye gitmeyeceğinden kalkıp bu soğuk, donuk, tiksindirici cümleyi kurdu. shirotani boşuna bu herife sık sık "disgusting!" demiyormuş. çok kızıyordum shirotani ye böyle cillop gibi romantik, ince, hassas, sabırlı, düşünceli seme yi nereden bulabilirsin diyordum her "disgusting!" diye höykürdüğünde. adam haklıymış meğersem, karşında kendisi gibi psikolojik hastalığı olan başka bir manyak varmış. kurose seni kime tedavi ettirek kujum?

aaaah! çok kızgınım kurose ye. usami akihiko dan sonra ömrü hayatımda beyfendiliğini beğendiğim ikinci karakterdi ama şimdi gözümde kanou* dan daha aşağılık kaldın. yeni çıkacak ciltte karizmasını toplasa iyi olur çünkü kurose seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım!


bu başlıktaki tüm girileri gör