tomb raider

kittencat
ne anılarım var bu seriyle heyt be. şimdi steamden çıktım son oyununa biraz bakıp. malum indirimlerde hediye geldi, bize de ikinci defa bitirmek düştü.

mini mini bir kızken, (minik değil aslında tombik, bayağı tombik) annem açardı ps1'ı yemeği hazırlayıp pişmeye bıraktıktan sonra. ben de odadan koşa koşa gider yastığı yorganı alır salondaki koltuğa çöreklenirdim. annem eski tüplü televizyona ps1'i bağlar, yeşil hafıza kartını takar ve başlardı oynamaya (3 tane save kartı vardı annemin, üçü de farklı tomb raider oyunları içindi), bense arkada oturup çıkan iskeletleri mumyaları 6 kollu yaratıkları gördükçe yorgana sarıla sarıla annemi izlerdim.

güzel günlerdi. küçüklükten beri tomb raider gibi olmak isterdim. onun gibi güçlü, düzgün fizikli, silahları iyi kullanabilen, insanların korkacağı maceraya atılan bir kız. ne kadar gerçekleştiği... meçhul... ama konumuz bu değil ottalar.

eidos ve core design birlikteliği ile 1996 yılında başlayan bir seridir lara croft tomb raider. günümüzde ise square enix ve crystal dynamics
ile devam etmektedir seri. eski tomb raider havasını ne kadar koruduğu tartışılır. hatta tartışılmaz bile. korumuyor. belki ön yargı dersiniz belki gelenekçi oyuncu dersiniz ama ben serinin 6. oyunla bittiğini söyleyenlerdenim. ondan sonrası apayrı bir seri. sadece aynı ismi barındırıyor. core design, serinin ruhunun şah damarıydı.

neyse konusuna geçelim.

lara croft isminde bir hatunun bu serinin baş kahramıdır. 120-50-100 ölçülerinde olan bu ablamız, mezarlıklardan mezarlıklara koşa koşa relic avlar. dünyayı ne belalardan kurtarır hem de. hoş bu belaların bir kısmını da o bulaştırmıştır o da ayrı mesele.

croft ailesinin soylu ingiliz kızı lara, ölen babasının izinden devam eden bir arkeologdur. ustası von croy'un arkeolojide ona verdiği engin bilgileri sayesinde, kısa zamanda çok büyük başarılara imza atmıştır lara. hatta ustasının göremediği şeyleri görmüştür çoğu arkeolojik bulgularda.

kendisi mısır piramitlerinden, angkor vat'a kadar dünyanın neredeyse her yerinde maceralara imza atmıştır. onlarca mafya grubu ile savaşmış, hepsinin anasını ağlatmıştır. t-rexlerle boğuşmuş, dağlarda kurt kovalamıştır. ne kadar mükemmel değil mi? badass lara. kimseyi umursamayan, soğukkanlı bir ölüm makinesi.

fakat son oyununda nedense, "an adventurer is born" diyerekten, ağlaya ağlaya ceylan kesen, inleye inleye adam öldüren, zayıf bir kızı kakalıyorlar bize. "ya ama herkes zamanında zayıftır sonra deneyimle kuvvetlenir .s.s" diyenlere sadece şunu diyeceğim: ulen çift kuyruklu lara vardı 4. oyunda korkmadan domuzların arasında koşuyordu, tuzakların içine giriyordu, ki 14-15 yaşlarında iken. bu larayı görmüş bir nesle, yeni larayı nasıl benimsetirsiniz? tamam hoş olmuş, güzel olmuş da, eski lara gibi değil yenisi. ki günümüzde 40'lı yaşlarına gelen laranın gençliği ipodda müzik dinliyor. bu mu laranın küçüklüğü? böyle mi doğmuş bu maceraperest hatun? belki de birazdan taşlanırım bunları dediğim için belli olmaz.
bir de soundtrack atayım şuraya:


neyse ben en iyisi dönüp level atlama şifresi yazıp larayı patlatayım. iyi günler sözlük.

ha bu arada, ilk kadın başrölü, oyun dünyasında lara'ya verilmiştir. bunu da belirtmesem ayıp olurdu

Yıllar sonra gelen edit (Bu entryi yaklaşık olarak 2016 veya 2017'de girmiş olmam lazım): İlk kadın karakter rolü aslında Samus'a aittir.