sengoku cağında, ülke topraklarının tamamını ele geçirmeye çalışan güçlü komutanların, generalleri ve ordularıyla birlikte, birbirleri ile olan savaşlarının anlatıldığı shounen ve tarihi seridir. anime boyunca, date masamune, takeda shingen, tokugawa ieyasu, oda nobunaga vs. gibi japon tarihine damga vurmuş bir çok ünlü savaşçı ve komutanı yansıtan karakterleri görebileceğiniz bir seridir. toplam 3 sezonu bulunmaktadır. ayrıca bu sezonların oyunları da mevcuttur.
serinin 2009, 2010 ve 2014 yıllarında yayınlanmış olan 12'şer bölümlük 3 sezonu ve 2011 yılında yayınlanmış olan bir sinema filmi vardır.
Sengoku basara izleme sırası:
-sengoku basara
-sengoku basara 2
-sengoku basara judge end
otakuturk.net/foto
opening 1
konuya direkt olarak bodoslama dalıyorum. isteyen istediği gibi anlasın. çünkü artık böyle diyen çevirmenlerin sayısı bir hayli arttı ve bu artışla doğru orantılı olarak çeviri kalitesi de düştü, düşmeye de devam ediyor.
konuya başlamadan evvel, çevirinin ne olduğunu, dünya, ülkemiz veya toplum için ne kadar önemli olduğunu vs. hepimizin bildiğini düşünerek es geçiyor ve direk konuya giriyorum.
en doğru çeviriyi yapabilmek için öncelikle okuduğunuzu doğru olarak anlamanız ve anladıklarınızı en düzgün biçimde çevirdiğiniz dile aktarmanız lazım. yani en doğru çeviriyi yapabilmek için (ana dilinize çevirdiğinizi varsayarsak), gerek ana dilinizi gerekse çeviri yaptığınız dili iyi bilmeniz gerekiyor.
ancak son zamanlarda görüyorum ki, bizim ülkemizde işler farklı yürüyor. "hazırlığa yeni başladım. yabancı dilimi geliştirmem lazım", "dil bölümü okumak istiyorum, o yüzden çeviri yaparak kendimi geliştirmek istiyorum.", "okuduğum bölüm yabancı dil ağırlıklı eğitim veriyor. ben de çeviri yapabilirim." vs. diyerek çeviri yapan birçok kişi görüyorum. Yani bu kişiler, çeviri yaptıkları dili tam olarak bilmiyorlar. Belki de hiç bilmiyorlar, bilemiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var, çeviri yaptıkları dili daha öğrenme aşamasındalar. Sonra bu kişilerin çevirileri yayınlanıyor. Okuyor ve/veya izliyoruz. içler acısı. tamam gelecekte belki çok iyi yerlere gelecekler, herkes bir yerden başlamalı vs. ama dil öğrenmek için çevirmen olunmaz. Farkında olmadan hem çeviriye, hem de birçok çevirmene hakaret etmiş oluyorsunuz, bunu anlayın artık. Ayrıca çeviri ekipleri, çevirmen diye ekibe ya da işe aldığınız insana bir bakın. bir test yapın veya ne bileyim yaptığı çeviriyi birisi son kontrol etsin, öyle yayınlayın ama yok, çeviriyor mu? çeviriyor. bitti. (Translate'de çeviri yapıp, translate'in yaptığı çeviriyi, direkt olarak kullanarak yayınlayan ekip gördüm.) Sonra bu durum hakkında yorum yapınca, sitem edince, birilerini kibar bir dille uyarınca suçlu biz oluyoruz. Diyorlar ki: "Daha iyisini yapabiliyorsan, sen yap!" şimdi gel de bu insanlara çevirinin önemini anlat. Emin olun bazı çevirmen arkadaşlar, gelecekte eski çevirilerine bakarken, kendi kendilerine, "ulan ben ne yapmışım?" diye soracaklar.
Peki bu durumun sebebi ne? neden böyle? çeviri dışarıdan bakınca önemsiz ya da kolay bir şey gibi mi gözüküyor? veya bizim ülkemizde çeviriye gereken önem neden verilmiyor? gerçekten merak ediyorum.
konuya başlamadan evvel, çevirinin ne olduğunu, dünya, ülkemiz veya toplum için ne kadar önemli olduğunu vs. hepimizin bildiğini düşünerek es geçiyor ve direk konuya giriyorum.
en doğru çeviriyi yapabilmek için öncelikle okuduğunuzu doğru olarak anlamanız ve anladıklarınızı en düzgün biçimde çevirdiğiniz dile aktarmanız lazım. yani en doğru çeviriyi yapabilmek için (ana dilinize çevirdiğinizi varsayarsak), gerek ana dilinizi gerekse çeviri yaptığınız dili iyi bilmeniz gerekiyor.
ancak son zamanlarda görüyorum ki, bizim ülkemizde işler farklı yürüyor. "hazırlığa yeni başladım. yabancı dilimi geliştirmem lazım", "dil bölümü okumak istiyorum, o yüzden çeviri yaparak kendimi geliştirmek istiyorum.", "okuduğum bölüm yabancı dil ağırlıklı eğitim veriyor. ben de çeviri yapabilirim." vs. diyerek çeviri yapan birçok kişi görüyorum. Yani bu kişiler, çeviri yaptıkları dili tam olarak bilmiyorlar. Belki de hiç bilmiyorlar, bilemiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var, çeviri yaptıkları dili daha öğrenme aşamasındalar. Sonra bu kişilerin çevirileri yayınlanıyor. Okuyor ve/veya izliyoruz. içler acısı. tamam gelecekte belki çok iyi yerlere gelecekler, herkes bir yerden başlamalı vs. ama dil öğrenmek için çevirmen olunmaz. Farkında olmadan hem çeviriye, hem de birçok çevirmene hakaret etmiş oluyorsunuz, bunu anlayın artık. Ayrıca çeviri ekipleri, çevirmen diye ekibe ya da işe aldığınız insana bir bakın. bir test yapın veya ne bileyim yaptığı çeviriyi birisi son kontrol etsin, öyle yayınlayın ama yok, çeviriyor mu? çeviriyor. bitti. (Translate'de çeviri yapıp, translate'in yaptığı çeviriyi, direkt olarak kullanarak yayınlayan ekip gördüm.) Sonra bu durum hakkında yorum yapınca, sitem edince, birilerini kibar bir dille uyarınca suçlu biz oluyoruz. Diyorlar ki: "Daha iyisini yapabiliyorsan, sen yap!" şimdi gel de bu insanlara çevirinin önemini anlat. Emin olun bazı çevirmen arkadaşlar, gelecekte eski çevirilerine bakarken, kendi kendilerine, "ulan ben ne yapmışım?" diye soracaklar.
Peki bu durumun sebebi ne? neden böyle? çeviri dışarıdan bakınca önemsiz ya da kolay bir şey gibi mi gözüküyor? veya bizim ülkemizde çeviriye gereken önem neden verilmiyor? gerçekten merak ediyorum.