gajeel i fairy tail e çağırırkenki yaptığı konuşmanın değeri çok büyüktür benim için. favori karakterlerimden biridir.
bb'yi yeneceğine inandığım tek adam.
bu adam impel down'da bulunanların alayına gidiyodu da son anda kurtuldular. 10 numara adamdır bana göre.
ne kadar abartılırsa abartılsın yaptığı her vsde dayak yiyen ancak buna karşın karizmasından ödün vermeyen karakter. kendi adaletini uygulamaya çalışır aklınca. severim orası ayrı.
luffy zephryle kapıştı, shikiyle kapıştı, marineforda daldı ama şu adamla yaptığı vs kadar ne göz doldurabildiler ne de dayanabildiler. lucci one piece'teki en karizmatik adamlardan biridir. müthiş bir vsye imzasını attı adam. bunu gördükten sonra bırakın dof'u yonkouları cp0'dan korktum asıl.
çok sevdiğim kanımın kaynadığı serilerden biridir. her ne kadar izleyenler tarafından sevilmeyen bir karakter olsada haruhi'nin gözümde bir louise kadar değeri vardır.
war pigs parçası gönlümde taht kurmuştur. efsane diye nitelendirilebilecek bir gruptur. en azından benim için. 60'larda ya da 70'lerde kurulmuş bir gruptu yanılmıyorsam
magellanın yerine impel down müdürü olmak isteyen ve her seferinde magellana kafa tutan koruyucudur.magellana güvenip luffy'e kafa tutmuştur.oldukça komik adamdır
durum çok açıktır. dün ankara'ya döner dönmez dost kitabevine uğradım. hemen ilk iş çizgi roman bölümüne gitmek oldu. şaşkınlık içinde vampire knight mangasının çıktığını görüp hızla okurken bağıra çağıra aptal aptal konuşan 16-17 yaşlarında olan 4-5 bebe muhabbet ediyordu. hayır muhabbette değil anırarak birbirlerine bişeyler anlatıyolardı. neyse zaten mimliyiz kitabevinde gene atılmayım dedim sustum. ardından 1 sevgili çift geldi benim olduğum yere. kızdan kulağıma gelen sesler şu şekildeydi 'ya yok ben bunları sevmiyom, bunların animesini seviyom. bunlar ne ya çocuk işi gibi. 3-5 tane var zaten. karikatür dergisi mi okuyoz sanki.' ben o sırada yüzümü sokağa tuvaletini yapan çocuklara attığım pis bakışa hazırlanırken yanında ki ibibik 'evet aşkım ya. okuya okuya gözlerin bozulur' demesin mi? o an gözlerim ölü balık gibi bakmaya başladı. zeka kullanımını 0'a indiren bu 2 mahlukat kanımı donduran muhabbetlerine devam ederken 7 sülalerine kadar uzattığım küfürlerle hemen ordan uzaklaştım.
orta bölüme gelince 'her yerde vardır bu tiplerden, sinirlenme' dedim. 'en iyisi siyaset bölümüne gidiyim. orda akılsız herifin işi olmaz' diye düşündüm. kitaplara bakarken yanımda biten dersane çıkışı buraya geldikleri her hallerinden belli olan 3-4 kişilik genç grup 'eylemler bitti 2 gün sonra kitabı çıktı şunlara bak la' deyince bunu espri sanan yüzü sivilceli mahlukatlar buna güldü. muhabbetleri katlanılmaz düzeye gelince oradan da ayrıldım türk edebiyatına geldim. ama heryerde sesli sesli ota boka yorum yapan adamlarla-kızlarla karşılaştım. ne ara bu kadar uzman olnuz her konuda lan. türkiye ilerledi de benim mi haberim yok? ulan alevilik bölümüne gidiyorum adamlar onda her boku biliyor, tiyatroya gidiyorum onda biliyor orası aynı burası aynı. ben mi geri kaldım harbiden? bu sadece dün karşılaştığım olaylar o yüzden daha çok ergenlik çağında ki çocuklar var. hadi onlar ergen,bu yaşlarda olur öyle onu geçtim orta yaşlıların ne problemi varda onun arkasına sığınacaklar. sadece dost değil arkadaş ankarada gittiğim her kitabevi böyle. geriye bir tek 'imge' kaldı. onun dışında hiçbir yer huzurlu-nezih değil. adam akıllı kitap okuyamıyorsun.
orta bölüme gelince 'her yerde vardır bu tiplerden, sinirlenme' dedim. 'en iyisi siyaset bölümüne gidiyim. orda akılsız herifin işi olmaz' diye düşündüm. kitaplara bakarken yanımda biten dersane çıkışı buraya geldikleri her hallerinden belli olan 3-4 kişilik genç grup 'eylemler bitti 2 gün sonra kitabı çıktı şunlara bak la' deyince bunu espri sanan yüzü sivilceli mahlukatlar buna güldü. muhabbetleri katlanılmaz düzeye gelince oradan da ayrıldım türk edebiyatına geldim. ama heryerde sesli sesli ota boka yorum yapan adamlarla-kızlarla karşılaştım. ne ara bu kadar uzman olnuz her konuda lan. türkiye ilerledi de benim mi haberim yok? ulan alevilik bölümüne gidiyorum adamlar onda her boku biliyor, tiyatroya gidiyorum onda biliyor orası aynı burası aynı. ben mi geri kaldım harbiden? bu sadece dün karşılaştığım olaylar o yüzden daha çok ergenlik çağında ki çocuklar var. hadi onlar ergen,bu yaşlarda olur öyle onu geçtim orta yaşlıların ne problemi varda onun arkasına sığınacaklar. sadece dost değil arkadaş ankarada gittiğim her kitabevi böyle. geriye bir tek 'imge' kaldı. onun dışında hiçbir yer huzurlu-nezih değil. adam akıllı kitap okuyamıyorsun.
deadman wonderland serisinin en cool karakteridir
gecelerimi evlere şenlik yapan, oynadığım sırada heyecandan elimi ayağıma dolaştıran oyundur. efsanenin hd formu muhteşem olmuş. 'değişen bişey yok, grafikleri düzenlemişler sadece ne abartıyon' diyenler varsa 'sizin hiç bilgisayarınız age of'dan başkasını kaldırmadığı günler oldu mu?' sorusunu sorarım. 2002-2003 yılları arası oynayabildiğim tek oyundu bu. gece gündüz demeden savaşırdık. bak hele daha fifa 2003ün çıktığı, deli gibi oynandığı, fifa serisine hayran olunan yıllardan bahsediyorum. var mı başka oynayan?
korsan olmanın gereği olan yeter kötülüğe sahip çok sevdiğim bir karakterdir. ancak iki eski supernovaya yenilmesi beni kötü etkiledi. bak luffy vs croco boy'da da aynısı oldu. croco bunu haşat etti sonra yenildi. dof da luffyi haşat etti ama sonra haki toplayıp geri geldi luffy boy. neyse asıl mevzuya luffynin başlığında giricem. dof vsyi kazanmıştır. law'ı haklamış, luffy ile savaşında ilk roundu kazanmıştır. cp0 ortaya çıkana kadar dof'u diskalifiye ettiler. adam force kullanıyor, dirilince görün.
kaido'nun istediği bir meyve, ne amaçla kullanılacak bilemiyorum. ancak kaido'nun daha önceki hareketlerinden (diğer yonkoulara karşı savaş) yola çıkarsak yonkoulardan birine -büyük ihtimal shanks- savaş açmak ve caribou'nun gücünü de silah veya asker saklamak için kullanabilir. denizcilerle bir mücadele içine gireceğini sanmıyorum. dof'un dressrosa'da ne yapacağını bekleyip sonuca göre harekete geçebilir. böylece arc boss'u dof değil kaido olmuş olur.
vay vay vay vay vay ne anılarım var lan bunlarla ilgili. hepsi de hüsranla sonuçlanan oyuncak girişimleri mi,yayınlandığı saatlerde evden herkesi yollayıp bağıra çağıra izlemem mi,efektlerle çoşup bittiğinde sokaktaki bebeleri dövmem mi ve daha niceleri. favorim mavi rangers skydır.
anime öncesi japonca gramerim
edit: küçükken japon deyince aklımdan geçenler. ayrıca (bkz:japonca nedir ki çan çin çon)
edit: küçükken japon deyince aklımdan geçenler. ayrıca (bkz:japonca nedir ki çan çin çon)
çok da doyurucu bir sayı olmadığını düşündüğüm anda luffy'nin haki+g2'li vuruşuyla devi yıkması heyecan patlamasına yol açtı .d o dev artık ölü, eminim. luffy'nin şeytan boğayı evcilleştirmesi bambaşka bir olay zaten .d luffy'i bir kenara bırakırsak bölüm çokça soru işaretine neden oldu. sayıyı okuduktan sonra barto kesinlikle favorilerim arasına girmiştir. cavity'e söyledikleri 2 anlama gelebilir, ya 'sen luffy'i öldüremezsin ben öldürücem' ya da 'senin luffy'i öldürmene izin vermeyeceğim' babında. ancak barto'yu düşündüğümüzde ve söylediklerini adam akıllı tarttığımızda 1.seçenek daha doğru gibi duruyor. luffy'le aralarındaki bağ oldukça merak uyandırdı zaten. bölüm yorumlarını okuduğum bir sitede müthiş bir iddia atıldı ortaya ve gülmekten yarıldım. adam barto'ya sabo dedi .d ehüehüehü
not: eğer barto sabo çıkarsa dumur olurum.
ayrıca barto'nun yanında taşıdığı bavul oldukça ilgi çekici ve garipti. ya kendinden çok emin olup kazanacağını bilerek mera mera no mi'yi koymak için getirdi ya da içinde silah taşıyor.( 3.bir fikir geldi aklıma, seyahat halinde olduğu için bavuluyla gelmiş olabilir .d) barto'nun söylediği 'mera mera no mi o adamın olacak' sözü oldukça kafa karıştırıcı. buradan barto'nun başka bir adam için çalıştığı fikri ortaya çıkabilir. son olarak da bu sayıda emin olarak söyleyebileceğim şey ricky'nin kyros olduğudur. ve kyros'ta rebecca'nın babasıdır. baba konusu olmasada ricky konusunda eminim. benden şimdilik bu kadar, gidip mangada kıyıda köşede kalmış bilgi var mı diye kontrol ediyim
not: eğer barto sabo çıkarsa dumur olurum.
ayrıca barto'nun yanında taşıdığı bavul oldukça ilgi çekici ve garipti. ya kendinden çok emin olup kazanacağını bilerek mera mera no mi'yi koymak için getirdi ya da içinde silah taşıyor.( 3.bir fikir geldi aklıma, seyahat halinde olduğu için bavuluyla gelmiş olabilir .d) barto'nun söylediği 'mera mera no mi o adamın olacak' sözü oldukça kafa karıştırıcı. buradan barto'nun başka bir adam için çalıştığı fikri ortaya çıkabilir. son olarak da bu sayıda emin olarak söyleyebileceğim şey ricky'nin kyros olduğudur. ve kyros'ta rebecca'nın babasıdır. baba konusu olmasada ricky konusunda eminim. benden şimdilik bu kadar, gidip mangada kıyıda köşede kalmış bilgi var mı diye kontrol ediyim
blood lad serisinin baş karakterlerindendir. cehenneme düştükten sonra bir canavar tarafından yenilip vücudundan ayrılarak ruh olmuştur. sürekli kaybolma tehlikesiyle karşı karşıyadır ancak doğu lideri staz onu kaybetmek istemediğinden vücudunu geri kazanmak için insan diriltme yöntemini aramaktadır. oldukça saf ve temiz yüreklidir. çevresindeki insanlara kendini sevdirebilme yeteneği vardır. dünyalar tatlısı kızımızı sevdiğim seiyuulardan ıori nomizu seslendirmektedir.
danın g2yi göstermek için kurban seçtiği karakterdir. işinde gücünde barmenlik yapmaya devam etmeliydi. belki evlenir yuva kurardı, yazık etti.
hakkında pek bir bilgim olmasada 10 numara beatleri,dub stepleri olan adamdır.
amma atıp tutmuşsunuz. yok oçdur yok başkalarının itibarından bize ne falan. denizci dediğin bu adam gibi olur. sengoku saka-sana komplo kur deyip yolluyor sonrasında sengoku kral oluyor saka-san itin g*tüne sokuluyor. arkadaş afedersiniz ama herkeste bu var, olaylara tek taraflı bakıyorsunuz(sadece sözlük için değil). korsanlara af yok o kadar. korsanlarda marinelere af yok der. gerçek hikaye budur. one piece'e gerçeklik katan adamlardandır kendisi. bu adam ne garp gibi dönektir ne de aokiji gibi ne idüğü belirsizdir.