neden bu kadar meşhur olduğunu anlamadığım aktör. onun bu kadar parıldamasından sebep örümcek adamların en iyisi olduğunu düşündüğüm andrew garfield harcandı biraz.
evet. selam. resmen 15 yıl direnip en nihayetinde izlediğim anime kendisi. tüm evrenin ayan beyan naruto için yaratılmış olması hissi ilk başta oldukça rahatsız edici olsa da tüm uzun animeler gibi bir yerden sonra eş dost olunuyor karakterlerle. evren tasarımı tatmin edici mi emin değilim. bir çok özel güç, bir çok özel olmayan güç, oldukça fazla istisnai durum bulunuyor naruto evreninde. bir yerden sonra mantık aramak boşuna oluyor zaten bu da böyle deyip geçiyorsunuz. filler bataklıklarına düşülmezse hikaye fena ilerlemiyor diyebiliriz. naruto shippuden öncesi daha bir tanışma hikayesi gibi seri. verdiği duyguya bakarsak ilk başlarda naruto nun dram dolu kimsesiz tavırlarına üzülmekten çok yaramazlıklarına saçmalıklarına sinir olarak izledim. ilerledikçe yalnızlık, yetersizlik, çaresizlik gibi daha ciddi daha ağır duygular işleniyor tabi siz de daha çok hissediyorsunuz karakterlerin duygusunu. en nihayetinde bir shounen izlediğimiz için komedi de görüyoruz elbette. komedi unsuru olarak fav karakterlerim ilk görünmelerinden itibaren gai ve lee ikilisi oldu. kakashi de bu konuya bence fazlasıyla katkı sağlayan bir karakter.
yukarda saprofit89 ottamın da belirttiği gibi bleach ve naruto ikilisini de seven küçük gruba dahilim galiba. sadece naruto nun yer yer saçma bir boyuta varan sana rağmen seni kurtaracağım takıntısı ana tema gibi işlenmeseymiş ortaya çok daha kaliteli bir hikaye çıkacağını düşünmeden edemiyorum. sevelim sevmeyelim izlememek için direndiğim sürede maruz kaldığım her şeyi de katarak söylüyorum naruto resmen bütün dünya tarafından kabul görmüş, tanınmış, büyük bir seri kabul etmek lazım. gençleri gaza gelmek, çalışmak, vazgeçmemek konularında motive edeceğini düşünüyorum. hala izlememiş olanlar için demem o ki izleyelim güzelleşelim ottalar :D
yukarda saprofit89 ottamın da belirttiği gibi bleach ve naruto ikilisini de seven küçük gruba dahilim galiba. sadece naruto nun yer yer saçma bir boyuta varan sana rağmen seni kurtaracağım takıntısı ana tema gibi işlenmeseymiş ortaya çok daha kaliteli bir hikaye çıkacağını düşünmeden edemiyorum. sevelim sevmeyelim izlememek için direndiğim sürede maruz kaldığım her şeyi de katarak söylüyorum naruto resmen bütün dünya tarafından kabul görmüş, tanınmış, büyük bir seri kabul etmek lazım. gençleri gaza gelmek, çalışmak, vazgeçmemek konularında motive edeceğini düşünüyorum. hala izlememiş olanlar için demem o ki izleyelim güzelleşelim ottalar :D
kurtlar vadisi ile olur olmaz yerlerde olur olmaz şekillerde karşılaştırılması asabımı bozan dizidir.
alışık olduğumuz shoujo ve ters harem animlerinden daha sağlam bir konusu ve kurgusu olan anime. fantastik kısmı da çok abartılı olmadığından esas konuya girmek daha olay oluyor sanki.
hikayesi insanları korkulardan koruyan makai şövalyeleri ve rahiplerinin eski ve de yasak deneylerinden dolayı kovulmuş ve de lanetlenmiş bir makai rahibinin krallıkta görev alması ve sonrasında başlattığı cadı avı ile yakılarak öldürülmesiyle başlar. esas oğlanımız leon luis makai şövalyelerinin en havalısı olan cennetten gelen ışığın şövalyesi garo'dur. bu şövalyelik olayları kan ile nesilden nasile geçen durumlardır. leon un babası da gümüş şövalye zero'dur. altın şövalye garo'nun zırhını leon'a veren kişi, esas kötü karakterimiz kovulmuş rahip mendozanın yakarak katlettiği annesidir. olaylara sonradan dahil oalcak prens alfonso da başka bir şövalye zırhı olan gaia'ya sahip olur. bir de bunlara inceden yardım eden makai rahibesi ema vardır tabi.
animenin ilk kısmı bir ana karakter nasıl eziklerin efendisine dönüştürülür konusunda adeta ders niteliğindedir. sonrasında esas oğlanımızın başına kötü şeyler gelmesini takiben küçük bir köy evinde korumak istediği şeyi bulması, evet o bir kızdır, ve ardından da kendisini bulması bölümü inanılmaz huzurlu bir bölümdür. bana animeyi izleten kısmın burası olduğunu sanıyorum.. bir de yeni yetme leon ile gün görmüş ablamız ema arasındaki durumlar tabi..
animenin ilk kısmı bir ana karakter nasıl eziklerin efendisine dönüştürülür konusunda adeta ders niteliğindedir. sonrasında esas oğlanımızın başına kötü şeyler gelmesini takiben küçük bir köy evinde korumak istediği şeyi bulması, evet o bir kızdır, ve ardından da kendisini bulması bölümü inanılmaz huzurlu bir bölümdür. bana animeyi izleten kısmın burası olduğunu sanıyorum.. bir de yeni yetme leon ile gün görmüş ablamız ema arasındaki durumlar tabi..
adını her gördüğümde içimden "harbiden de konuşur muyuz?" dediğim müzik grubu
küçücük sinbada çizdikleri boyu kadar kaşlar ile izlerken gözümden yaş getiren seri.
bir dördüncü bölüm muhabbeti var ki olursa hakkaten faydalı olacak. çok yarım kaldı hikaye.
bir dördüncü bölüm muhabbeti var ki olursa hakkaten faydalı olacak. çok yarım kaldı hikaye.
uzaktan izlediğim anime.
animeye konu olan fransa-ingiltere savaşı dahil dünyadaki tüm savaşları durdurmak isteyen kilisenin kovup adeta lanetlediği azılı kafir müzmin bekar ablamız maria çeşitli iç sıkıntılarına düçar olmuştur. bir domuzun insan öldürmesi üzerine domuzu yargılayıp idama mahkum edecek kadar akılını bir kenara bırakmış kilise savaşları durdurmak isteyen bu hanım ablamıza karşı pek tabi önlemler almaya çalışmaktadır. işin ilginç tarafı halk da maria nın yaptıklarından memnun değildir. erkelerin tamamına yakını asker olarak görevli olduğundan insanlar hayatını savaşlardan kazanmaktadır. savaş olmayınca para da olmuyor insnalar çaresizlik içinde beklemek durumda kalıyorlardır. göklerdeki kilisenin insanlara neden yardım etmediğini anlayamayan maria adeta tanrı rolüne soyunup -evet gerçek manada soyunduğu durumlar da mevcuttur- kadere müdahale etmeye, kendi tarzında dünyayı kurtarmaya çalışır. bir takım gönül meselelerine bulaşması ve çabalarının istediği sonuçları vermemesi üzerine de acaba yanlış yapan kişi ben miyim sorusu içini kemirmeye başlar..
haftada bir bölüm olması halinde izlenebilir bir animedir.
animeye konu olan fransa-ingiltere savaşı dahil dünyadaki tüm savaşları durdurmak isteyen kilisenin kovup adeta lanetlediği azılı kafir müzmin bekar ablamız maria çeşitli iç sıkıntılarına düçar olmuştur. bir domuzun insan öldürmesi üzerine domuzu yargılayıp idama mahkum edecek kadar akılını bir kenara bırakmış kilise savaşları durdurmak isteyen bu hanım ablamıza karşı pek tabi önlemler almaya çalışmaktadır. işin ilginç tarafı halk da maria nın yaptıklarından memnun değildir. erkelerin tamamına yakını asker olarak görevli olduğundan insanlar hayatını savaşlardan kazanmaktadır. savaş olmayınca para da olmuyor insnalar çaresizlik içinde beklemek durumda kalıyorlardır. göklerdeki kilisenin insanlara neden yardım etmediğini anlayamayan maria adeta tanrı rolüne soyunup -evet gerçek manada soyunduğu durumlar da mevcuttur- kadere müdahale etmeye, kendi tarzında dünyayı kurtarmaya çalışır. bir takım gönül meselelerine bulaşması ve çabalarının istediği sonuçları vermemesi üzerine de acaba yanlış yapan kişi ben miyim sorusu içini kemirmeye başlar..
haftada bir bölüm olması halinde izlenebilir bir animedir.
başlığı görür görmez içimde bir kıpırdanmaya sebep olan dünyalar güzeli bir animedir. izlemeyen arkadaşları düşünüp zaman zaman üzüldüğüm olmuştur. bir yere varmayan animeler arasında birinci sıradadır, kraldır. ending desen sözleri bilmesen bile bağıra bağıra söylemek isteyeceğin derecede eğlencelidir. boş zamanlarda izleyen arkadaşlarla parça parça hatırlanıp gülünmelidir.
İngilizce "beş"
ingilizce'de sanat anlamına gelir
izlerken acı çikolata yiyormuş hissi veren animedir. on numaradır
bir şey demeden geçecek olsam ayıp olacak bir animedir. usui'si olsun misaki'si olsun o yaştaki gençlerimize 'işte böyle tipler sadece animelerde olur, gerçekte olsa da gelip bizi mi bulacak sanki, ah ah..' dedirten, konunun işlenişi olsun karakterler olsun romantik komedi sınıfında mühim yeri olan sevdiğimiz bir animedir. ikinci sezonu gelecek denmesine rağmen hala ortada sağlam bir haber mevcut değildir. mangası okunarak eksik kalan kısım tamamlanabilir.
baş karakter olmasına içerlediğim pokemondur.
izleyeli ne kadar vakit oldu hatırlamasam da aklımda kalanlara göre bu kadar şımarık bu kadar kibirli bir pokemon olmamalı hakkaten. yok ben raichu olmam yok istediğimde elektriklenirim yok istersem seni de çarparım.. pokemonluğun da bir adabı var. karşıdaki ash tamam ama o senin eğitmenin kaç kez hayatını tehlikeye atmıştır pokemonlarına bir şey olmasın diye. hem seni kimseler almamışken o alıp esas pokemonu yapmadı mı. -tamam o kısımlar biraz karışık- bunların karşılığı böyle mi olmalı.
izleyeli ne kadar vakit oldu hatırlamasam da aklımda kalanlara göre bu kadar şımarık bu kadar kibirli bir pokemon olmamalı hakkaten. yok ben raichu olmam yok istediğimde elektriklenirim yok istersem seni de çarparım.. pokemonluğun da bir adabı var. karşıdaki ash tamam ama o senin eğitmenin kaç kez hayatını tehlikeye atmıştır pokemonlarına bir şey olmasın diye. hem seni kimseler almamışken o alıp esas pokemonu yapmadı mı. -tamam o kısımlar biraz karışık- bunların karşılığı böyle mi olmalı.
anılarım depreşti resmen :9 ben bunu tam da bu haliyle tvden izleyen acıklı nesildenim ya
@1'den edindiğim bilgilere göre benim tek kelimeyle ifade edilmiş halimdir. ehhehehe
beş sene süren heyecanla gün saydığı filmlere gidememe lanetimi büyük bir zevkle kırmama vesile olan film
izlerken sıkılmaktan burnumun kanamasına ramak kalan disney animasyonu. bu kadarını hiç yapmamışlardı hakkaten.
deniz analarına olan sempatimin sebebi olan, sakin animeleri seven animeseverler tarafından izlenilebilir anime.
ne güzel yaratıklar hakkaten ya..
ne güzel yaratıklar hakkaten ya..
karakterleri ayrı ayrı kıymetli olan bir animedir kendisi.
bu büyü gücünün çıkışına ölürüm benim loncam durumlarını güzel okumak gerekir.
izlemediğim çok anime olmasına rağmen diyebilirim ki ümmet ne demektir bunu en iyi anlatan animedir :) adamları bağlayan tek şey aynı loncayı paylaşıyor olmalarıdır. hem de ne bağ! birinin başına bir şey gelecek olsa alayı karşı taraftan hesap sormaya gider. loncadaşları için ölüme gitmeleri işten bile değildir pek tabi. loncanın iyiliği için kan bağı olan insanı bile feda eder lonca üyesi. gelelim şimdi ümmet bunun neresinde.. müslümanları da bağlayan tek şey sadece inandıkları dindir. birbirlerinden üstünlükleri yada eksiklikleri yoktur olsa bile yalnız çalışmayla yani takva ile olur :) sadece inanan kişi kardeşidir kan bağı olan kişi değil. bir müslüman sıkıntıda iken diğerleri aman canım bana ne demez, diyemez gerekirse şehadet için yarışır..vs
hem sonra tevekkül konusu da on numara işlenmiştir .d islam der ki sen elinden geleni yap gerisini allah a havale et o neticesini layık olduğu şekilde verir. işte fairy tail de de bütün lonca üyeleri ellerinden geleni yaptıktan sonra sonuç için endişelenmezler :)
izledikçe bana bunları düşündürtüp çok fena gaza gelmemi sağlar fairy tail :) mangakasına allah hidayet versin
bu büyü gücünün çıkışına ölürüm benim loncam durumlarını güzel okumak gerekir.
izlemediğim çok anime olmasına rağmen diyebilirim ki ümmet ne demektir bunu en iyi anlatan animedir :) adamları bağlayan tek şey aynı loncayı paylaşıyor olmalarıdır. hem de ne bağ! birinin başına bir şey gelecek olsa alayı karşı taraftan hesap sormaya gider. loncadaşları için ölüme gitmeleri işten bile değildir pek tabi. loncanın iyiliği için kan bağı olan insanı bile feda eder lonca üyesi. gelelim şimdi ümmet bunun neresinde.. müslümanları da bağlayan tek şey sadece inandıkları dindir. birbirlerinden üstünlükleri yada eksiklikleri yoktur olsa bile yalnız çalışmayla yani takva ile olur :) sadece inanan kişi kardeşidir kan bağı olan kişi değil. bir müslüman sıkıntıda iken diğerleri aman canım bana ne demez, diyemez gerekirse şehadet için yarışır..vs
hem sonra tevekkül konusu da on numara işlenmiştir .d islam der ki sen elinden geleni yap gerisini allah a havale et o neticesini layık olduğu şekilde verir. işte fairy tail de de bütün lonca üyeleri ellerinden geleni yaptıktan sonra sonuç için endişelenmezler :)
izledikçe bana bunları düşündürtüp çok fena gaza gelmemi sağlar fairy tail :) mangakasına allah hidayet versin