unuttum ama ablamın telefonuydu
oo en sevdiklerimin arasına girer çok şiirsi bir etkisi vardır. tabi izlenimciliğin en önemli özellikleri taşıyor ,gün ışında çiçeklerin çünkü genellikle çiçek yapıyor renklerini aktarmakta başarılı göze hoş görünüyor. içeriğini elbette benim yorumlamam gibi bir şey yoktur en azında tam olarak.
ahh ablam tarafından önerilen ,kendimce başlamaya karar verdiğim bir kitap .d ordaki kadın yok mu o kadın az beni dellendirme (senin deyiminle) neyse raif efendi candır yaşlılığı ile başladık gençliğine gittik iyi oldu yoksa beni biraz sıkabilirdi .d okuduğuma pişman değilim bir daha olsa bir daha okurum .d öneririm her zamanki gibi .d finali oldukça üzücü hem de..iyiydi .d
pislik adam ,yalnız gücü oldukça havalı
yani animesi olmayan bir manga varsa mangasını okursun fakat şimdiki zamanda narutonun mangasına önce başlayan sonra animesini izleyen bir türk nadirdir ve bence ryukon sen manga okuyacak adam değilsin .d.d yinede ısrarcı isen manga sayfalarında takıl yeni sezon mangalara bak ya da animesi olmayan aksiyon dolu mangalar oku ,takıl kendin karar ver şimdi biz ne desek boş
çizim olarak eğlenceli ayrıca fantastik bir havası var ama kötü olması bozuyor olayı ya da bozmuyor değişir
gülmelerine hayranım. aynı şekilde denemek için gülseniz dahi daha sonra gerçekten güldürüyor
kintoki deyince ben de yanlış anladım
miyazaki eserlerinden, bir ara tv de çıkmıştı o zaman izlemiştim oldukça eğlence ve sevimli bir anime, sevimli derken derseniz balık kızımız ve onun arkadaşının serüvenleri saf bir duygu bırakıyor masalsı bir anlatım yani her zaman olduğu gibi bu da benim için sevimliliktir .d öneririm izleyin bu arada animenin orjinal adını yazdım farketmişsinizdir.
valla nefret beslemiyorum ama benimde hoşlandığım söylenemez
ah ahh bu anime ne kadar duygusaldı içim acır hala o kardeşlere ne güzel anlatılmış bir anime ağlamamak için kendinizi tutmanız gerek izlemenizi öneririm eski bir yapım kabul ama inanın güzel kalitesi olan bir yerden izlerseniz çizimleri çok kötü değil tat alabilirsiniz.
bütün serilerini izlediğim ve beklediğim çok güzel bir film
izlemedim izlemeyi de çok düşünmüyorum seri bittiğinde zaten her şey bitmiş gibi geliyor
sefiller, fransız edebiyatı'nın en önemli yazarlarından biri olan victor hugo'nun en çok okunmuş eseridir. fransız edebiyatı'ndan voltaire, rousseau, montesquieu, diderot ve benzeri pek çok yazarın benimsemiş olduğu "toplum için sanat" (engagement) anlayışını victor hugo bu eserinde romantizm akımı ile birlikte uygular. victor hugo'nun romantizm akımını seçmiş olması yine dönem koşullarına göre değerlendirilmelidir; 19. yüzyıl fransa'sında özellikle fransız ihtilali (14 temmuz 1789) sonrasında verilen ölümler ve yaşanan politik karışıklıklar halkın genelini büyük bir yasa sürüklemiştir; bu sebeple de insanlar kendilerini bu şartlardan uzaklaştıracak, duygu yüklü eserlere ihtiyaç duymuşlardır. 18. yy'da verilen eserler sadece akla dayandıtılmış eserlerdir ve halkın bu isteğine yeterli karşılığı veremez; onların sesini duyurabilmek için romantizm akımı bu dönemde doğmuştur ve victor hugo da eserlerini bu akımda vermeyi seçmiştir.
eserde dönem (19.yy) fransa'sına pek çok eleştiride bulunulmaktadır. sefiller, bir nevi toplum aynası görevi görür. jean valjean üzerinden ölüm cezasının yanlışlığı gösterilir; cosette, çocuk işçileri eleştirmek için yaratılmış bir karakterdir; fantine ise kadınların yaşayışını, ahlaksızlığa itilişini insanlara gösteren karakterdir.
arkadaşlar ben bu romanı size öneririm okumayan ayıp eder .d.d birçok hikaye bir bütün halinde karşımıza çıkıyor hani efendim ne diyim çok karakterli romanları severseniz okuyun macera dram bir arada neyse kısa keseyim öneririm
eserde dönem (19.yy) fransa'sına pek çok eleştiride bulunulmaktadır. sefiller, bir nevi toplum aynası görevi görür. jean valjean üzerinden ölüm cezasının yanlışlığı gösterilir; cosette, çocuk işçileri eleştirmek için yaratılmış bir karakterdir; fantine ise kadınların yaşayışını, ahlaksızlığa itilişini insanlara gösteren karakterdir.
arkadaşlar ben bu romanı size öneririm okumayan ayıp eder .d.d birçok hikaye bir bütün halinde karşımıza çıkıyor hani efendim ne diyim çok karakterli romanları severseniz okuyun macera dram bir arada neyse kısa keseyim öneririm
1822' de moskova' da doğdu. koyu katolik olan bir ailenin oğludur. babası doktordu. hasta bir annesi vardı. evleri babasının çalıştığı hastanenin bitişiğindeydi.ama babası onun dış dünyayla, özellikle hastahaneyle ilişki kurmasını yasaklamıştı. dostoyevski bu yüzden içine kapanık bir çocuk olarak büyüdü. annesi ölünce babası içkiye düştü, oğluyla da ilgilenmedi. on altı yaşına geldiği zaman petersburg' daki mühendis okuluna gönderildi. okuldayken babasının bir cinayete kurban gittiğini öğrendi. bir daha da onun adını ağzına almadı. bu arada hayallerinin ürünlerini vermeye başladı. yarım yaratılmış insanların hikayesi olan “ insancıklar “ adlı romanını yazdı. bundan sonraki dönemlerde aydınlarla birlikte hareket etti. çarı devirip yerine cumhuriyet yönetimini getirmek için yapılan hareketlere katıldı.en sonunda tevkif edildi. önce ölüm cezasına çarptırıldı, kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgüne çevrildi. çarın emriyle sibirya' ya kürek mahkumluğuna gönderildi. omak kalesinde ayakları zincire bağlı olarak dört yıl kaldı. bundan çok etkilendi, ruhunda silinmeyecek izler meydana geldi. bunun sonucu olarak sara nöbetlerine tutuldu. 1859 yılında petersburg' a yeniden dönme izni çıktı. geçimini sağlamak için durmadan yazdı. eserlerinde güçlü psikolojik çözümlemeler vardır. insan ruhunu kendi hayat tecrübelerini de katarak ustaca yansıtmasını bilmiştir.çocukluğundan beri rüyalarını dolduran yoksul, merhamata layık, garip insanların romanlarını yazmaktan büyük zevk duyuyordu. ölü bir evden hatıralar,ev sahibesi, budala , karamazof kardeşler, kumarbaz önemli eserleridir.
sevimli karakter ya ayrıca bu iki zıt kavramları bir arada toplayan ana karakter genellikle gerçekte de olduğu gibi bir abi olup kardeşinden kısadır, bu arada (ikizler)fakat saniye farkı bile olsa abi olduğunu diretmekte
çok görevli mekanik varlıklar ilk bölümlerini izlediğim için bu şekilde düşünüyorum
aha işte romantik olup izlediklerimin arasında olan serilerden çizimi biraz ilginç ama eğlenceli .d edgar'ın yanılmıyorsam beyni yoktu değil mi çıkarmıştı
kitapta suçsuz yere paris'teki bir hapishanede 18 yılını geçirdikten sonra, eski bir dostunun yardımı ile kurtulan dr. manette'in tesadüfen londra'ya dönüşü sırasında tanıştıkları bir fransız olan charles darnay ile kızının yapacakları evlilik ve bunun ardından meydana gelen fransız ihtilali'nin hayatlarına etkileri anlatılır. bu insanların ruhsal değişimlerini ele alan kitapta birçok tarihi izlere de rastlayabiliriz.
olayların akışı ve birbirleri ile bağlantıları romanda okuyucunun merakını son sayfaya kadar sürekleyen bir hızla sürer. manette'in kızının sevgisine verdiği değer yüzünden içine atıp gömdüğü ancak unutamadığı intikam hisleri, kendisini bu duruma düşüren insanların soyundan gelen birisine kızını verebilmesi ilgi çekicidir. buna karşın, hayatta kimseye karşı iyilik yapamamış ve bunun yüzünden hayatla bağları çok sıkı olmayan sydney carton'un darnay'a duyduğu imrenme ve lucie'ye duyduğu sevgi romanda olayların akışını değiştirir.
bu kitaba acayip hayranım rastlantı eseri indirimde olan kitaplar arasından vadideki zambakla bu kitap arasında seçim yapıp almıştım iyikide aldım charles dickens harika bir yapıt ortaya koymuş bu başlığı açmazsam olmazdı okumayanlar okumalı öneririm .d dünya klasikleri arasında en beğendiklerim arasına girer çok güzel bir konusu vardır o zamanda gerçekleşen fransız ihtilali'nin acı gerçeklerine değinirken -bunu lütfen sıkıcı bir tarih belgesi şeklinde olduğunu düşünmeyin- arada geçen aşk üçgeni sadakat, hüzün neyse çok dolu dolu bir hikaye yapılan sondaki fedakarlık eminim gözlerinizi doldurmasada yüreğinize işleyecektir.
olayların akışı ve birbirleri ile bağlantıları romanda okuyucunun merakını son sayfaya kadar sürekleyen bir hızla sürer. manette'in kızının sevgisine verdiği değer yüzünden içine atıp gömdüğü ancak unutamadığı intikam hisleri, kendisini bu duruma düşüren insanların soyundan gelen birisine kızını verebilmesi ilgi çekicidir. buna karşın, hayatta kimseye karşı iyilik yapamamış ve bunun yüzünden hayatla bağları çok sıkı olmayan sydney carton'un darnay'a duyduğu imrenme ve lucie'ye duyduğu sevgi romanda olayların akışını değiştirir.
bu kitaba acayip hayranım rastlantı eseri indirimde olan kitaplar arasından vadideki zambakla bu kitap arasında seçim yapıp almıştım iyikide aldım charles dickens harika bir yapıt ortaya koymuş bu başlığı açmazsam olmazdı okumayanlar okumalı öneririm .d dünya klasikleri arasında en beğendiklerim arasına girer çok güzel bir konusu vardır o zamanda gerçekleşen fransız ihtilali'nin acı gerçeklerine değinirken -bunu lütfen sıkıcı bir tarih belgesi şeklinde olduğunu düşünmeyin- arada geçen aşk üçgeni sadakat, hüzün neyse çok dolu dolu bir hikaye yapılan sondaki fedakarlık eminim gözlerinizi doldurmasada yüreğinize işleyecektir.
beni de etkiler ama gintoki der geçerim :)