rasenya

tayfanın aşk aşçısı sanji <3 saçıyla tek gözünü kapatması nedeniyle birçok efsaneye konu olmuştur :)
asla bir kadına vurmama prensibiyle bayanların kalbini kazanan centilmen <3 benim de kalbimi kazandı elbette ^^
burnundan akan kanla yaptıklarıyla guinnesse aday olabilecek adam :)
sigarası ağzından düşmez (maalesef ciğerlerine bir garezi var). onu büyüten zeff gibi o da dövüşürken ayaklarını kullanır ve lakabı burdan gelmektedir: kara bacak sanji.
tabakta yemek bırakmak onu çileden çıkarır, yemeğe büyük bir saygısı vardır prensimizin <3
en büyük hayali all blue'yu bulmaktır. zoro'yla yıldızları uyuşmaz ve zoro tarafından dart tahtası kaşlı gibi sözlerle nitelendirilir ._. o da karşılık olarak zoroya marimo der ._.
monster triodan biridir ve ödülü 330 milyon beridir.
en sevdiğim dövüş tekniği diable jambe ^^

2 yıl içinde adam okamalardan kaçacak yer bulamayınca göğe çıktı resmen >_< bu teknik cp9un ay yürüyüşü gibidir

tolkienin orta dünya evreninde tanrı kavramına denk olan varlık, zira ne silmarillionda ne de tolkienin diğer eserlerinde kendisinden daha yüce olan herhangi bir varlıktan bahsedilmedi

farklı renklerde ard arda dizili topları hedeflerindeki noktaya ulaşmadan önce kendi rengindeki toplar göndererek patlatıp yok etme mantığı üzerine kurulu eski bir oyun

ilk bölümünü izleyip askıya aldığım animedir, daha sonra fırsat bulup da buna başlar ve bitirirsem editlerim artık^^

moegi yuu senseinin yaoi türündeki mangası, türdeşleri arasında bir hayli ünlü olsa da smut sahnelerinden ötürü herkese öneremeyeceğim.(seriye ilk kez, yaoiye kanım yeni yeni ısınmaya başladığı zamanlarda başlamıştım ama baktım smut sahneler bir acayip, hemen utançla bırakmıştım.ah ah nerden nereye geldim, nerelere gidiyorum? cık cık>_<)

rintarou üniversite hazırlık sürecinden geçen bir lise son öğrencisidir, bu nedenle ailesi onun çalışmalarına yardımcı olması için kaede adındaki meteoru özel hoca olarak tutar. tabii kaede pek bir yardmsever olduğundan ek olarak aşk meşk mevzularını da öğretecektir.

kaede rin chanı tekeline almak konusunda son derece kararlı, yalnızca rin chanın yanında çocuksu tarafını gösteren hem aşırı karizmatik hem de son derece sevimli bir adam. çok kıskançtır, öyleki rin rüyasında onu gördüğünde gerçeği yanındayken nasıl rüyasında beni görebilir diyerek kendini dahi kıskanmıştır. ayrıca onda kendimden bir parça da buluyorum, benzer yönlerimiz olduğu doğru-özellikle de sevdiklerini tekeline almayı arzulamak hususunda-
rin chanın kaedeye karşı son derece anlayışlı, hoşgörülü.kaedenin onda en sevdiği özellik de bu zaten, rinle ne kadar uğraşırsa uğraşsın rinin onu her şeyiyle kabul edebilmesi.

geldiği ilk gün nickine, daha sonra entrylerine, entrylerinden anladığım kadarıyla da kişiliğine bayıldığım çok sevilen ottamız.
yani bilmiyorum geldiği ilk günden beri pozitif bir enerji yayıyor.:)

severek okuduğum shounen ailer arasında bulunan bir ichikawa kei mangasıdır.ben aylar önce ilk cildi okumuştum sadece ama yakın zamanda suzuki sanın bahsetmesiyle başka bölümler de olduğunu öğrenip okudum.her zamanki gibi güzeldi.:)
kiyo ve ino adındaki, farklı okullara giden ancak her sabah aynı trenin aynı vagonuna binen ancak herhangi bir diyalog kurmayan 2 gencin kiyonun uyuyakalıp durağını kaçırmasıyla başlayan ilişkilerini konu alıyor.(umarım karmaşık olmamıştır)

bence shounen ai mantığını en güzel oturtup işleyen serilerden biridir slow starter. gerçi ichikawa senseiyi genel olarak başarılı buluyorum-hoşuma gitmeyen birkaç tane olsa da-

bir şeyin(olay) başlangıcındaki ufacık bir değişimin çok büyük ve karmaşık sonuçlar doğurması olayına verilen addır.
zaman yolculuğunu ele alan bazı hikayelerde buna değinilir, karakter geçmişe döner ve iyi olduğunu düşündüğü bir hareket yapar ancak kendi zamanına döndüğünde o küçücük hareketi yüzünden dünyanın yok olmanın eşiğine gelmiş olduğunu görür ve bunu düzeltip eski haline getirmeye çalışır, kısacası geçmişle çok oyalanmayalım önümüze bakalım.:)

japoncası kagedir.
okuduğum ilk manga gakuen alicedi (10 yıl oldu herhalde).o zamanlar manganın türkçesi olmadığından kötü ingilizceme rağmen-sözlük yan sekmede hep açık olurdu o zamanlar- severek okurdum... şimdi bunları neden yazıyorum? çünkü aklıma sevgili tsubacığımın alice i geldi :shadow manipulation, ne kadar da havalıydı^^

ayrıca bazı anime/mangalarda mizah katmak için kage x hage(kel) kelime oyunu yapılmakta.

shounen ai/yaoi türünde eserler veren mangaka. tür adına bir hayli başarılı bulduğum çalışmaları vardır. eserleri shoujovari yaoiler değil de joseivari dediğim gerçekçi, çoğunlukla dramatik ve biraz kasvetli hikayelerdir, aşk falan da olmasa seinenvari bile diyebilirdim sanırım.

eserleri:

saezuru tori wa habatakanai
doushitemo furetakunai
reply
nights
ore ni koi shite dousunda
rainy days yesterday
don't stay gold
yorube naki mono
tadayoedo shizumazu saredo naki mo sezu
eros in the stoic

tüm eserlerini, türü sevenlere tavsiye ederim.

kel, kellik anlamındaki japonca kelime

shounen ai, soft yaoi türlerinde eserler veren mangaka.ayrıca başka serilere yaoi doujinshiler de yapıyor. çalışmalarını hoş buluyorum yalnız bazen dramatik oluşları biraz rahatsız da edici de olabiliyor. şimdilik tamamlanmış 2 ve devam etmekte olan 1 serisi var:
yukimura sensei to kei kun senseinin okuduğum ilk serisi, başladığımda yalnızca 3 bölüm vardı ama ocakta tamamlandı(ele aldığı 2. çifti sevmedim, enseste hiç de gerek yoktu)
links
given

kore dizilerinin vazgeçilmezlerinden. esas kızımızın annesi ya da kendisi tarafından yapılmış kimchi dolu kabı aile sıcaklığından bihaber zengin ve zamanında playboy-kızımız onu yola getiriyordur- olan esas oğlanımızın eline tutuşturduğu sahneler...

dövüş konusunda oldukça yetenekli bir karakter, erene karşı büyük bir bağlılığı var. severim mikasayı^^

one piecedeki kurgusal soy.
800 yıl önce 20 kral birleşip dünya hükümetini kurmuş, onların soyundan gelenlere de kutsal ejder denmiş.ama siz bu lakaba kanmayın, zerre kadar kutsallık yok bunlarda... "alt tabaka" insanını sırf eğlence olsun diye öldüren, egoist insanlar topluluğu.bir de amiral, deniz filosu çağırma yetkileri var; sanki, bu korumaya değerlermiş gibi, pehh..

luffy sabaodyde adı charlosmuydu ne, burnundaki sümüğe hakim olamayan kutsal ejdere(!) güzel bir yumruk atmıştı da içimin yağları erimişti .:)

ichikawa kei senseinin oldukça sevdiğim mangalarından biridir. sensei işe shounen aiolarak başlamışsa da yaoiye dönmüştür. orijinal seri bitti ama hala ingilizceye çevrilmemiş birkaç bölümü var.
narasakinin tek arzusu yalnız kalabileceği sessiz bir ortam bulmaktır. öğretmeninin, unutulmuş okul kütüphanesinde çalışması için şantaj yapmasıyla da hem istediği sessiz ortama kavuşacaktır hem de adı kavgacıya çıkmış ancak gayet içine kapanık görünen terashima kunla tanışacaktır.

hem karakterlerini hem de hikayesini oldukça seviyorum, çok daha ayrıntılı bir entry girmek isterdim ama zamanım olmadığından bu kadarıyla yetineceğim artık. seriyi türün severlerine şiddetle tavsiye ettiğimi söyleyerek kaçıyorum^^

moudama chokusenin shounen ai türündeki mangası. oldukça sevdiğim shounen ailer arasındadır ne yazık ki oldukça kısadır.
son derece prestijli bir okul olan ve öğrencileri kaymak tabaka insanından oluşan silica gel akademisinin öğrensi konseyi başkanı mikado yamato damarları narsisizm ile dolup taşan, her istediğini anında elde etmiş bir kişidir. ancak gülümsemesini görünce oldukça etkilendiği birinci sınıf öğrencisi haru nezakiyle karşılaşıp, bütün teklifleri-beraber öğle yemeği yeme, sakuraları izleme vb- onun tarafından reddedilince kendisini daha önce hiç tatmadığı bir duyguyla karşı karşıya bulacaktır: aşk, tabii kalın kafalılığı nedeniyle bunu fark etmesi bir hayli zamanını alacaktır.:)

yamatonun narsistliğine rağmen kibirli bir havası yok, aksine bana oldukça sempatik ve komik geliyor, itiraf edeyim biraz da aile ortamındaki kendimi buldum yamatoda >.< zavallım, reddedilme fikrine o kadar uzak ki başlarda harunun onu işitmemiş olduğuna yoruyor.
haruysa duygularını göstermeyi pek beceremeyen, bakışları nedeniyle asi ve tehlikeli bir çocuk sanılan çok çalışarak akademiye girmeyi hak kazanan ve kendi ayakları üzerinde yaşamaya çalışan bir genç. soğuk görünümüne karşın oldukça da duygusal aslında.

tenis üzerine kurulu anlaşılan shoujo-josei de olabilir, henüz hikayenin başındayız-tadında olacak olan webtoon.şimdilik birkaç bölümü var sadece ama sevdim, umarım daha da güzelleşerek devam eder.:)
japonyada düzenlenen ve karşı cinsler arasındaki müsabakaları içeren tenis turnuvası "battle of sexes" finalinde herkesi şaşırtarak shimizu ayane,bir kadın şampiyon olur ve 2. olan nathan greenle evlendikten sonra tenisi bırakır. hikayemizse dünya çapında tanınan bu ünlü tenisçilerin kızı anyanın macerasını konu alıyor.
not: aslında konu daha fazla açılabilirdi ama halihazırda azıcık bölümü varken spoilera girmeden özetlemek zor iş, o nedenle daha çok prolog kısmını vermiş oldum.:)

undead ed adlı webtoonun ana karakteridir. kendisine ölü tanısı konmuştur.
zombi filmlerini izlediğinde "neden kimse zombilere yardım etmiyor" gibi bir soru sormuştur. nedir bu zombilerin çektikleri arkadaş? onlara da yazık >_< aklıma şu sahne geldi:

shoujo türünde eserler veren ve alanında oldukça popüler olan mangaka. mangaları shoujo olduğu halde çoğu smut, mature etiketine de sahiptir ve shoujoda smut istemeyen ben gibiler için rahatsız edici bir durum olabilmekte.

eserleri:

kyou koi wo hajimemasu
mitsu x mitsu drops (ingilizce: honey x honey drops)
miseinen dakedo kodomo ja nai
ren ai shijou shugi
rhapsody in heaven
17 sai hajimete no h
chain of pearls
love and sex
perfect partner
kakene nashi no love torihiki
shite wagamama h
jun ai koza kemono shiyou
geki ai motto motometai
yowamushi meikyuu