she's cute, ı thought, but you don't need to like a girl who treats you like you're ten: you've already got a mom.
alaska'nın peşinde - john green
ne istediğimi kendim de bilmiyordum; hayattan korkuyordum, hayattan kaçıp uzaklaşmak istiyordum, ama gene de hayattan bir şeyler bekliyordum.
tolstoy-itiraflarım
tolstoy-itiraflarım
insanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.
william shakespeare - korkuyor
sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.
william shakespeare - korkuyor
yaşar gibi yapmaktan, özlemez gibi yapmaktan, iyiymiş gibi yapmaktan, nefes alıp onu içimde tutmaktan, o nefeste boğulmaktan sıkıldım. oğuz atay - tutunamayanlar
"hepimiz gideceğiz" demişti mckinley karısına ve kesinlikle gidecektik. işte acılar labirenti. hepimiz gideceğiz. bu labirentten kendi çıkış yolunu bul.
john green - alaska'nın peşinde
john green - alaska'nın peşinde
bir ara oynamadan duramıyordum bu oyunu. kulağıma çok hoş gelmişti parçaları
eğlenceli bir karakterdi ayrıca en çok üzenlerden biriydi
ilk başladığımda müzikleri dikkatimi çekmişti de ilerleyince genel olarak sevdirdi kendini
çok sinir bozucu bence
benim maskotlar çok hoşuma gitmişti, çok şirinlerdi :) onun dışında seri beni hem güldürmeyi hem de endişeyle takip etmemi sağladı sonlara doğru. hoş bir animeydi
birkaç ay aklımdan çıkmayan anime. konusu, atmosferi gibi şeyleri çok hoştu
çok kısa olmasına rağmen keyif almıştım izlerken. zaten öyle uzun bir şey de değil merak eden bakabilir.
izlediğim her bölüm eğlendirdi neredeyse.
kelimelere sığamayacak, muhteşemliğini ifade edemeyeceğimiz kalemi çok güçlü bir yazardır, şairdir.
benim için en güzel animelerden biridir. gerek dramı olsun, dramdan doğan komedisi, o durumdaki bir insanın kendisine ve diğerlerine olan bakış açısını gayet güzel anlatmıştır bana göre. her bölüm gerek satou'nun gerek misaki'nin dışa ve içe dönük dünyasında yaşadığı olaylar hala aklımdadır ve düşündükçe duraksarım biraz. arada bir ost'sini açıp dinlerim ve hala bıraktığı etki ne az ne çok. yani özetle başta da dediğim gibi en çok sevdiğim ve etkilendiğim animeler arasındadır. belki kendimden de bir şeyler kattığımdan dolayı iz bırakmıştır bu kadar
üslubu, cana yakınlığı falan olsun yazılarını gördüğümde gülümsetme yaratan otta.
hikayeleri çok hoş ve akıcıydı, tabi grafikleri de mükemmel derecesindeydi . kolaylıkla ilk 10'uma girer