dostoyevskinin bir eseridir. biyografi olup olmadığı tartışma konusudur ancak benim yakaladığım lizayla olan konuşmalarındaki samimice bir itirafı benim açımdan bu görüşü destekler. kitaba gelecek olursak bir adamın kendi kendine yaptığı samimi itirafları, çelişkileri, fikirleri gibi gibi diyebiliriz.
kitabın başlarını iki farklı psikolojideyken 2 farklı şekilde yorumlamıştım ne desem boş okuyun bence ^^
bir de ilgimi çeken bir parça yazayım
'yaşamaya karşı duyduğumuz yadırgama hissi öyle kuvvetlidir ki bazen 'canlı hayata' karşı adeta tiksinti duyuyoruz. bize bunun hatırlatılmasından da hiç hoşlanmıyoruz. o hale geldik ki gerçek 'canlı hayat' bize adeta bir iş, bir ödev gibi görünüyor onu kitaptan öğrenmeyi üstün tutuyoruz'..