ingiliz erkek ismi benedict'in paçalarından sevimlilik akan kısaltmasıdır ve hayranlarının benedict cumberbatch'e yakıştırdığı isimlerden biridir
şonen alemindeki en büyük rakibi ichigo kurosaki'ye göre daha iyi düzenlendiğini düşündüğüm karakter. başkişi. oğul.
ichigo "anne anne" diye içten içe ağlayıp dışarıdan da daima somurtarak huysuz ergen anime başkişisi görevlerini eksiksiz yerine getirirken ve bu "anne anne" mızmızlanmalarını sadece rukia'ya o da 100 küsur bölümde bir gösterip içimizi bayarken naruto delikanlı gibi acısını da çeker, kahkahasını da atar. yavrumun şu hayatta bir dikili ağacı yoktur, anası babası göçüp gitmiştir, kankası terk etmiştir, sevdiği kız gönlünü kankasına vermiştir, yaslandığı koca çınar devrilmiştir, köyü yerle bir olmuştur ve içindeki nalet tilki zırt pırt çocuğu ele geçirip hırpalamaktadır ama onun neşesi, hayat enerjisi, hırsı, hayalleri, umutları hiç bitmez. en umutsuz anında dahi "saskeyi kurtarcam, hokage olcam, sakurayı alcam" diye diye ayağa kalkar, yüzümüzü güldürür. halbuki içigo öyle midir? eline kıymık batsa depresyona girer, suratı düşer, içini sel basar, rukia'ya da bize de fenalıklar geçirtir ekran başında. oysa pain belasından sonra köyü nihayet naruto'cuğun değerini anladığında ve onu omuzlarında taşıdığında şahsımı salya sümük ağlatmışlığı vardır. şebektir, salaktır ama candır, canandır, her istediği onun olsundur, yüzü daima gülsündür.
(cefakar anadolu anası tonlaması ile) yıvrıııım, evlatçım, saske'ni de kurtar, hokage de ol ama gül gibi hinata yerine çalı süpürgesi sakura'yı alacak olursan sana ak südümü helal etmem, bilesin. heh.
ichigo "anne anne" diye içten içe ağlayıp dışarıdan da daima somurtarak huysuz ergen anime başkişisi görevlerini eksiksiz yerine getirirken ve bu "anne anne" mızmızlanmalarını sadece rukia'ya o da 100 küsur bölümde bir gösterip içimizi bayarken naruto delikanlı gibi acısını da çeker, kahkahasını da atar. yavrumun şu hayatta bir dikili ağacı yoktur, anası babası göçüp gitmiştir, kankası terk etmiştir, sevdiği kız gönlünü kankasına vermiştir, yaslandığı koca çınar devrilmiştir, köyü yerle bir olmuştur ve içindeki nalet tilki zırt pırt çocuğu ele geçirip hırpalamaktadır ama onun neşesi, hayat enerjisi, hırsı, hayalleri, umutları hiç bitmez. en umutsuz anında dahi "saskeyi kurtarcam, hokage olcam, sakurayı alcam" diye diye ayağa kalkar, yüzümüzü güldürür. halbuki içigo öyle midir? eline kıymık batsa depresyona girer, suratı düşer, içini sel basar, rukia'ya da bize de fenalıklar geçirtir ekran başında. oysa pain belasından sonra köyü nihayet naruto'cuğun değerini anladığında ve onu omuzlarında taşıdığında şahsımı salya sümük ağlatmışlığı vardır. şebektir, salaktır ama candır, canandır, her istediği onun olsundur, yüzü daima gülsündür.
(cefakar anadolu anası tonlaması ile) yıvrıııım, evlatçım, saske'ni de kurtar, hokage de ol ama gül gibi hinata yerine çalı süpürgesi sakura'yı alacak olursan sana ak südümü helal etmem, bilesin. heh.
öncelikle tanım: utanmadan iddia ediyorum ki hayatımın aşkı olan karakterdir. çok anime izledim, çok karaktere bağlandım ama hiçbirini kendisini sevdiğim kadar sevemedim. kendisine ajda'dan hediyem olsun: kimler geldi, kimler geçti hayatımdan; en güzeli senin kadar sevilmedi ~~
sonra: her zaman fazla arka plana atıldığını düşündüğüm karakterdir. belki de konu kendisi olunca tarafsız kalamadığımdandır. ancak gücü tam anlamıyla gösterilmedi, ulqi denen şerefsiz tarafından evire çevire dövüldü, yeri geldiğinde kendisini içigo bile ciddiye almadı. oya ilk çıktığında nasıl da davul zurna duyrulmuştu "son kuinşi, şöyle güçlü, böyle deneyimli yihuuu!" diye. resmen son sezona kadar tırt bir karakter olarak ortalıkta dolaştırıldı. tek sağlam dövüşü mayuri ile oldu, szayel şerefsizinin elinde ise kelimenin tam manasıyla oyuncağa dönüştü. çado denen meksika kırmasının bile işida'dan daha epik dövüşleri oldu be. sen son kuinşi diye o kadar tantana et, içigo'nun yanına bir nevi saske yarat, sonra da kalk bölümlerce yıllarca adamı süründür. şimdiyse, artık rüyasına mı girdi nedir, hop, düşmanın bile adını duyunca ürküp "uuuuu işida uryuu mu, şöyle güçlüdür, böyle büyüktür, bik bik" diye hakkında saygıyla konuşacağı bir kıvama getirmeye çalışıyor it mangaka kendisini. uyan gülüm, sabah oldu. iyi de düşman subayı adını duyunca bile önünü ilikliyor, eyvallah da biz öyle bir numarasını göremedik ya? bir de gitti a harfini yapıştırdı. hiç inandırıcı değilsin, kubo, seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım.
neyse, elbette dut gibi aşığı bir hayran olarak işida'nın son sezonda patlama yapması en çok beni mutlu eder ancak bu içi boş bir patlama. hiçbir inandırıcılığı yok.
final maçına gelince, bence işida ile içigo arasında final maçı öncesi bir hazırlık maçı oynanacak ve dostluk kazanacak. final maçı şerefi de elbette bach'a ait.
ha ama bir son dakika itliği olur da işida'm cennete gönderilirse hiç üşenmeden kubo'nun ağzını yüzünü keser, delikanlı gibi 36 yıl yatarım.
sonra: her zaman fazla arka plana atıldığını düşündüğüm karakterdir. belki de konu kendisi olunca tarafsız kalamadığımdandır. ancak gücü tam anlamıyla gösterilmedi, ulqi denen şerefsiz tarafından evire çevire dövüldü, yeri geldiğinde kendisini içigo bile ciddiye almadı. oya ilk çıktığında nasıl da davul zurna duyrulmuştu "son kuinşi, şöyle güçlü, böyle deneyimli yihuuu!" diye. resmen son sezona kadar tırt bir karakter olarak ortalıkta dolaştırıldı. tek sağlam dövüşü mayuri ile oldu, szayel şerefsizinin elinde ise kelimenin tam manasıyla oyuncağa dönüştü. çado denen meksika kırmasının bile işida'dan daha epik dövüşleri oldu be. sen son kuinşi diye o kadar tantana et, içigo'nun yanına bir nevi saske yarat, sonra da kalk bölümlerce yıllarca adamı süründür. şimdiyse, artık rüyasına mı girdi nedir, hop, düşmanın bile adını duyunca ürküp "uuuuu işida uryuu mu, şöyle güçlüdür, böyle büyüktür, bik bik" diye hakkında saygıyla konuşacağı bir kıvama getirmeye çalışıyor it mangaka kendisini. uyan gülüm, sabah oldu. iyi de düşman subayı adını duyunca bile önünü ilikliyor, eyvallah da biz öyle bir numarasını göremedik ya? bir de gitti a harfini yapıştırdı. hiç inandırıcı değilsin, kubo, seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım.
neyse, elbette dut gibi aşığı bir hayran olarak işida'nın son sezonda patlama yapması en çok beni mutlu eder ancak bu içi boş bir patlama. hiçbir inandırıcılığı yok.
final maçına gelince, bence işida ile içigo arasında final maçı öncesi bir hazırlık maçı oynanacak ve dostluk kazanacak. final maçı şerefi de elbette bach'a ait.
ha ama bir son dakika itliği olur da işida'm cennete gönderilirse hiç üşenmeden kubo'nun ağzını yüzünü keser, delikanlı gibi 36 yıl yatarım.