Plunderer, Suu Minazuki tarafından yazılmış ve çizilen bir Japon manga serisidir. 26 Aralık 2014 tarihinde Kadokawa Shoten'in Monthly Shōnen Ace dergisinde serileştirmeye başladı. Bu seri Yen Press tarafından lisanslanmıştır. Geek Toys'un anime televizyon dizisi uyarlaması 8 Ocak 2020'de yapıldı.
"Rakamlar" ile yönetilen kıyamet sonrası bir dünyada her insanın kimliği ve yaşamları "sayı" ile özdeşmiştir. Adım sayısı ya da kendilerine edilen iltifatlarla belirlenen bu sayı sıfıra düştüğünde yaşamlarını boşluğa sürükleyecektir. Alcian takviminin 305 yılında Hina, Sayı'sı sıfıra inmiş annesinden Efsanevi Kırmızı Baron'u aramak için bir görevi devralır. Macerasında, aşırı düşük bir Sayı'ya sahip olduğu için dejenere olarak bilinen, kimliğini gizlemeye çalışan yarı maskeli bir kılıç ustası olan Licht ile karşılaşır.
bir çeşit kıyamet yaşanmış ve dünya tamamen buzul çağına girmiş, bu süreçte milyarlarca insan ölmüş. kalanları da doyuracak yemek çok az, tarım ve hayvancılık yapılamadı için. tabi bu çeşit hikayelerden beklediğimiz üzere hükümetler çöküyor ve çeteler insanlara eziyet etmeye başlıyor. bu sürede bazı insanların farklı farklı yetenekleri ortaya çıkıyor xmendeki mutantlar gibi dolaşıyorlar.
ana karakterimizin özelliği kendini yenilemesi bunu da köyüne yardım için kullanıyor. her gün kardeşi gelip defalarca kolunu kesiyor. kolu iyileştikçe baştan baştan kesiyor sonra bu parçaları toplayıp köye dağıtıyorlar. enteresan bir mevzu bir nevi yamyamlık, onlar da biliyor ama başka yemek olmadığı için insanların başka çaresi yok.
bir gün askeri bir birlik gelip bu durumu farkedince imha etmeye karar veriyorlar. askeri birlikte ateş gücünü kullanabilen bir karakter var köyü komple ateşe veriyor. ateşinin özeliği öldürene kadar sönmemesi. herkes ölüyor ama bizim karakter hariç kendini yenilediğinden ölmüyor ama ateş de öldürene kadar sönmediğinden ateş de sönmüyor. bu nedenle yıllarca canlı bir şekilde yanıyor. 4-5 yılın sonunda (mangada yıl yıl düşünceleri anlatılıyor o kısım çok iyiydi) artık bu ateş ile yaşayabilecek hale geliyor ve yürümeye başlıyor. artık ana karakterimiz hiç sönmeyen bir ateş. ölemeyen ancak sürekli acı çeken karakterimizin tek amacı intikam oluyor artık.
japon hikayelerinden beklediğimiz üzere tabi intikamın duygusunun anlamsızlığı, bunu bir yaşam amacı haline getirmenin sonuçları gibi şeyler anlatılıyor. ilk entryde anlatıldığı için çok güzel bir insan eleştirisi var.
bir manwha olup, ana karakteri 25th baamdır, nam-ı değer 25 gece.
ana hikaye, baam'ın rachel adlı tek arkadaşını kuleye gidişini takiben, izinsiz girişi ile başlar. bu izinsiz girenlere kuledekilerin verdiği isim ''irregular''lardır. ırregular olması baam'ın önemlidir çünkü kuleye giren her irregular kulede köklü değişimlere sebep olmuştur. fakat, diğer irregularlardan farklı olarak baam çok güçsüzdür, örneğin urek mazino, bir diğer irregular, geldiği gibi bazı değişimlere sebep olmuştur.
baam bir wave controller pozisyonundadır ve birkaç durumda light bearer pozisyonunu da üstlenmiştir. bu pozisyonlar toplamda 5 tanedir. bunlar, wave controller, light bearer, fisherman, scout ve spear bearerdır. her birinin kendine has özellikleri vardır bu pozisyonların.
baam'ın wave controller olmasının sebepleri o alanda çok nadir bir şekilde yetenekli olmasıdır. daha detaya girmeyeyim, eğer okursanız zaten görüceksiniz.
gayet kaliteli, sürükleyici bir hikayesi vardır, okumanız tavsiye edilir.
