karatahtaya tırnak sürtmek
burun kanamasıyla izlediğim parodi.
böyle animelerden lazım aslında. komedi arka planında saf fan service olacak, bunlardan ecchimizi nasiplenip sakinleşerek normal serileri izleyeceğiz. monster musume o bakımdan çok başarılıydı bence. storyline yok, karakter gelişimi, kurgu yok. amaç da o değil zaten. amaç orada günlük pervertion kotamızı doldurmak.
öbür türlü normal animelere ecchi katıcaz diye mutant bir yaratık ortaya çıkartıyorlar, sonra tabii dalga geçerler princess robot bubblegum diye.
böyle animelerden lazım aslında. komedi arka planında saf fan service olacak, bunlardan ecchimizi nasiplenip sakinleşerek normal serileri izleyeceğiz. monster musume o bakımdan çok başarılıydı bence. storyline yok, karakter gelişimi, kurgu yok. amaç da o değil zaten. amaç orada günlük pervertion kotamızı doldurmak.
öbür türlü normal animelere ecchi katıcaz diye mutant bir yaratık ortaya çıkartıyorlar, sonra tabii dalga geçerler princess robot bubblegum diye.
-ler veya -giller eki yerine geçer.
bu sabah başladığım spiderman çizgi filmi. herkesin favorisi spider man (1994) olsa da benim favorim unlimiteddır ottalar. başka hiçbir çizgi filminde fare kadınlarla öpüştüğünü görmezsiniz
8 yılımı yemiş olan çizgifilmdir. 14 yaşıma gelene kadar her bölümü en az 3 kere seyretmiştim. bırakmadan 1 yıl önce dergilerini almayı kesmiştim. şu an bir kolinin içerisinde odanın içini süngerimsi bir aura ile doldurarak bekliyorlar
"ayın yarısının battığı gökyüzü" demek
rüya görürken rüyada olduğunu anlayıp hayal edilen her şeyi yapabilmektir. kişi çok heyecanlanıp kendini uyandırmadığı sürece kendi dünyasının tanrısı olduğunu düşünebilir ama bu eylemi çok sık yapan bazı dahiler -meh- zaman geçtikçe kendi haline bırakmanın daha iyi olduğunu anlayacaklardır.
size bu işi yapan ve ilk lucid dreamini kreşte yaşadıktan sonra 9 yaşında 14 yaşına kadar 5 yıl kendi evrenini yönetmiş biri olarak bazı artılarını ve eksilerini anlatacağım. bir yandan da kendimi övüp ilgi açlığımı gidermeye çalışıyorum.
öncelikle lucid dreaming yapması ve kontrol altında tutması zor bir düşüncedir. bu lucid dreaming yapabilme özelliğim yüzünden küçükken uyumaktan korkuyordum. her gece rüya gördüğümü fark ettiğim anda daha evvel gördüğüm kabuslarımı hayal etmeye ve kendimi geberesiye korkutmaktan muzdariptim.
kendi bilincinize ne düşünüp ne düşünmeyeceğini söylemek ve bunu kontrol etmeyi öğrenmek uzun sürebilir. öğrendikten sonra uygulaması da konsantrasyon ve beceri istiyor. öyle ki kimi zaman uykudan uyandığımda çok yorgun olduğum ve yeni uyandığım için de bir daha uyuyamadığım zamanlar olmuştu.
bunun dışında bir yerden sonra normal rüya görmenin gün içerisinde yaşananların üstünden bir daha geçmenize ve hazmetmenize yaradığını anlıyorsunuz. bu nedenle bir rüyada olduğunuzu ve etrafınızdakilerin gerçek olmadığını bilsemiz de onları -yani aslında kendinizi- kandırıyor ve bir şeyden haberiniz yokmuş gibi davranıyorsunuz. bir süre sonra da bu işi yapmayı bıraktığınız için artık rüyada olup olmadığınızı sorgulamayı ve kontrol etmeyi bırakıyorsunuz zaten. gene de bu bisiklete binmek gibi bir şey. uzun süre yapmadığınız zaman yaparken zorlansanız da istediğiniz zaman yine yapmaya başlayıp kendinizi geliştirebilirsiniz.
ve son olarak olacak olan şeyi söyleyeyim, hayal kırıklığı hissedeceksiniz.
2 şeyden dolayı: saraylar inşa etseniz de, güzel uzaylı kızlarıyla güney kutbunda 1 hafta güneşin batışını izleseniz de, krallıklar yenseniz, dünyayı ele geçirdikten sonra yok edip bir daha yaratsanız da kimse bunları görmüyor ve takdir etmiyor. eğlenceniz "kendi çapında" oluyor.
bir diğeri ise hayal gücünüzün sizi sınırlaması. sonsuz güce sahip olabilirsiniz ama hayal gücünüz sınırlı. şu an oturup hayal ettiğinizde bir şeyleri sınırsız gibi gelse de rüya görürken elinizdeki sınırsız olasılıkla ne yaratacağınızı, ne yaşayacağınızı bilemiyorsunuz bir türlü.
size bu işi yapan ve ilk lucid dreamini kreşte yaşadıktan sonra 9 yaşında 14 yaşına kadar 5 yıl kendi evrenini yönetmiş biri olarak bazı artılarını ve eksilerini anlatacağım. bir yandan da kendimi övüp ilgi açlığımı gidermeye çalışıyorum.
öncelikle lucid dreaming yapması ve kontrol altında tutması zor bir düşüncedir. bu lucid dreaming yapabilme özelliğim yüzünden küçükken uyumaktan korkuyordum. her gece rüya gördüğümü fark ettiğim anda daha evvel gördüğüm kabuslarımı hayal etmeye ve kendimi geberesiye korkutmaktan muzdariptim.
kendi bilincinize ne düşünüp ne düşünmeyeceğini söylemek ve bunu kontrol etmeyi öğrenmek uzun sürebilir. öğrendikten sonra uygulaması da konsantrasyon ve beceri istiyor. öyle ki kimi zaman uykudan uyandığımda çok yorgun olduğum ve yeni uyandığım için de bir daha uyuyamadığım zamanlar olmuştu.
bunun dışında bir yerden sonra normal rüya görmenin gün içerisinde yaşananların üstünden bir daha geçmenize ve hazmetmenize yaradığını anlıyorsunuz. bu nedenle bir rüyada olduğunuzu ve etrafınızdakilerin gerçek olmadığını bilsemiz de onları -yani aslında kendinizi- kandırıyor ve bir şeyden haberiniz yokmuş gibi davranıyorsunuz. bir süre sonra da bu işi yapmayı bıraktığınız için artık rüyada olup olmadığınızı sorgulamayı ve kontrol etmeyi bırakıyorsunuz zaten. gene de bu bisiklete binmek gibi bir şey. uzun süre yapmadığınız zaman yaparken zorlansanız da istediğiniz zaman yine yapmaya başlayıp kendinizi geliştirebilirsiniz.
ve son olarak olacak olan şeyi söyleyeyim, hayal kırıklığı hissedeceksiniz.
2 şeyden dolayı: saraylar inşa etseniz de, güzel uzaylı kızlarıyla güney kutbunda 1 hafta güneşin batışını izleseniz de, krallıklar yenseniz, dünyayı ele geçirdikten sonra yok edip bir daha yaratsanız da kimse bunları görmüyor ve takdir etmiyor. eğlenceniz "kendi çapında" oluyor.
bir diğeri ise hayal gücünüzün sizi sınırlaması. sonsuz güce sahip olabilirsiniz ama hayal gücünüz sınırlı. şu an oturup hayal ettiğinizde bir şeyleri sınırsız gibi gelse de rüya görürken elinizdeki sınırsız olasılıkla ne yaratacağınızı, ne yaşayacağınızı bilemiyorsunuz bir türlü.
anime izlemeye 8. sınıfta o bahsettiğim 4 defa reddedildiğim kız sayesinde başladım. bleach ile başladım, onun yüzünden hiç izlemeden narutodan nefret ettim. hala da ediyorum, yapacak bir şey yok.
eu mars, kmkiller (fs)
literary death klanı (arkadaşım google translate e ebedi ölüm yerine edebi ölüm yazmıştı ve isim değiştirmek için paramız yoktu) patron yarısı.
şu an yeni klas gladyatör çıktı. kendisi chakram adı verilen çift kol bıçakları ve armor set seviyor. oynadığımdan değil, 1,2 ay evvel rüyamda görmüştüm. youtube dan bir bakayım dedim.
6 yıl evvel oynadığım, 3 yıllık alın terimi bulunduran oyundur. oyunun gameplayinin içine ettiklerinden sonra bıraktım.
warrior pasha'ya hiç hak etmediği halde çok ağır küfür etmiştim, hala sızısı durur.
training dummy de skill kasmak için klavyedeki tuşun üstüne cam çubuk, onun da üstüne camdan atatürk büstü koyardım.
bütün paramı ucm lere yatırdığım ve uğruna koskoca çarı batırdığım o shadowsteel armora lanet olsun.
literary death klanı (arkadaşım google translate e ebedi ölüm yerine edebi ölüm yazmıştı ve isim değiştirmek için paramız yoktu) patron yarısı.
şu an yeni klas gladyatör çıktı. kendisi chakram adı verilen çift kol bıçakları ve armor set seviyor. oynadığımdan değil, 1,2 ay evvel rüyamda görmüştüm. youtube dan bir bakayım dedim.
6 yıl evvel oynadığım, 3 yıllık alın terimi bulunduran oyundur. oyunun gameplayinin içine ettiklerinden sonra bıraktım.
warrior pasha'ya hiç hak etmediği halde çok ağır küfür etmiştim, hala sızısı durur.
training dummy de skill kasmak için klavyedeki tuşun üstüne cam çubuk, onun da üstüne camdan atatürk büstü koyardım.
bütün paramı ucm lere yatırdığım ve uğruna koskoca çarı batırdığım o shadowsteel armora lanet olsun.
benim gibi bir mağara adamı için isim benzerliginden kaynaklı olarak edgar rice burroughs'u cagristirmaktan öteye geçemeyen bir yazardır
kız kardeşime benziyor. filmi izlerken çocukluğum gözlerimin önünden geçti. hele aresi dövüşü tüylerimi diken diken etti açıkçası. filmin yönetmenliğini babam yapsa bize bu kadar benzerdi herhalde
papa furanku bir çoğumuza bu fani dünyadaki güzellikleri göstererek 1 yıl kadar önce aramızdan ayrılmıştır. bütün bir nesli intihardan kurtarmış, dark lord ochinchin'in kromozomlarca süren hakimiyetine son vermiştir. reel hayatında sonsuz başarılar, internet seni hiçbir zaman unutmayacak
anlaşılması zordur. insanlar bu seriye bakınca bir herifin durmadan goblin kesmesini görüyor. bir olay örgüsü arıyorlar. animenin amacı bir hikaye anlatmak değil. bir durumu göstermek, duyguları ifade etmek. intikamın birini nasıl değiştirebileceğini, tüketebileceğini, bütün hayatını buna adayabileceğini gösteriyor. bana bu estetik olarak güzel geliyor, kimisine tam anlamıyla iğrenç gelebilir.
aslında hepimiz biliyoruz bu tadı. sade ruffles düşünün şimdi, veya sade lays. tadı hoş güzel falan, değil mi? şimdi ketçaplı ruffles düşünün. veya doritos. veya çeşnili her hangi bir cips.
içinde monosodyum glutamat var. tat arttırıcı olarak geçer, yapay umami. karaciğerinizin içine sıçmak suretiyle dünyadaki en güzel tatlardan birini verir size.
içinde monosodyum glutamat var. tat arttırıcı olarak geçer, yapay umami. karaciğerinizin içine sıçmak suretiyle dünyadaki en güzel tatlardan birini verir size.
içinde sadece japonların anlayabileceği çok fazla kelime oyununun ve şakanın geçtiği bir animedir aynı zamanda. sadece japonlar demek fazla olabilir gerçi ama kanji bilmek gerekir yani :d genellikle iyi kalpli çevirmenler tarafından, yapılan şakaların %70 i 80 i yukarıda çn atılarak açıklanır.
animenin kendisi kelimeler, duygular ve bunlara yüklenen anlamları dini ve mitolojik bir şekilde işlediği için önemlidir. shinto dininde verilen isimler ve isimlerin taşıdığı anlamlar üzerine çok değinilir. bunu ben bakemonogatari izlemeden evvel fark etmemiştim.
animenin kendisi kelimeler, duygular ve bunlara yüklenen anlamları dini ve mitolojik bir şekilde işlediği için önemlidir. shinto dininde verilen isimler ve isimlerin taşıdığı anlamlar üzerine çok değinilir. bunu ben bakemonogatari izlemeden evvel fark etmemiştim.
ana karakter ikebukuro'nun kendisi. aynı anime içinde farklı farklı hikayeleri olan insanlar buluşunca crossover heyecanı yaratıyor
facebook profilini buldum. senpai tipiniz hayalimdekiyle örtüşüyor epey. ben saçınızı japon gençleri gibi balkabağı modelinde hayal etmiştim ama onun dışında tam bir ryukonsunuz
tatlıdır baya kendisi. sting'e bayılır. yeni gelenler için bir tür anne kıvamındadır demek isterim. yaşını bilmiyorum, tavır olarak öyledir. umarım bu lafımın üstüne bana küsmez.
hiç tersine denk gelmedim. tersi yoktur belki de. hiç incittiğimi sanmıyorum, umarım incitmemişimdir ama incindiği takdirde kızıp kafanızı koparmak yerine kenara geçip ağlayacakmış gibi geliyor bana. böyle bir durumda bu tavrının kızıp sizi dövmesinden daha çok canınızı yakacağı kanısındayım.
hiç tersine denk gelmedim. tersi yoktur belki de. hiç incittiğimi sanmıyorum, umarım incitmemişimdir ama incindiği takdirde kızıp kafanızı koparmak yerine kenara geçip ağlayacakmış gibi geliyor bana. böyle bir durumda bu tavrının kızıp sizi dövmesinden daha çok canınızı yakacağı kanısındayım.
2016 kurban bayramından sonra kaybettik.
şaka maka herkes esprisini yaptı falan. kurbandan sonra ciddi ciddi kayboldu.
en son hearthstone oynamıştık biraz, onu hatırlıyorum. benim tablet bozuktu, iyi şarj almıyordu. siyah beyaz oynamıştım güç tüketimini azaltmak için. sonra şarjı bitti tabii.
o zamandan beri görmedim.
şaka maka herkes esprisini yaptı falan. kurbandan sonra ciddi ciddi kayboldu.
en son hearthstone oynamıştık biraz, onu hatırlıyorum. benim tablet bozuktu, iyi şarj almıyordu. siyah beyaz oynamıştım güç tüketimini azaltmak için. sonra şarjı bitti tabii.
o zamandan beri görmedim.
yıllar geçti. ben değiştim, dünya değişti, ama bu oyun değişmedi. ben değiştim diyorum kendim için de, hala bu oyunu oynuyorsam ne kadar değişmiş olabilirim sevgili sözlük? ihtimaller korkutuyor beni. değişmeyerek, geçen zamanın farkına varmayarak bitirip gidecek miyim bu avare ömrümü? bir de 20 yaşında düşünüyorsam bunları, 60 yaşında ne düşüneceğim sözlük? yine aynı şeyleri değil mi?
korkuyorum. her şey değişti dünyada, hasaki değişmedi.
korkuyorum. her şey değişti dünyada, hasaki değişmedi.