boku dake ga inai machi

titaniagnell
tadı yerinde bi anime olarak bok u dake ga inai machi bol bol karın ağrılı salyalı ve sümüklü geçiyor. yani harika. animelerde zaman çizgisi, zaman yolculuğu gibi konular benim aşırı hoşuma gidiyor o yüzden ilk andan itibaren ağzım açık izlemistim bölümlerini bu güzel animenin. hikâye açıklanamaz bir şekilde (açıklansaydi tadından yenmezdi. bilim kurguya kayardi ama en azından kafadaki soru işaretleri durulurdu. nerden geldiği belirsiz bir güç var ortada adam zırt pırt zamanla oynayıp duruyor bu yetenek nerden geliyor diye dusunup durmazdik en azindan, yada ben bu konuda biraz takıntılıyım) zamanda küçük yolculuklar yapabiliyordur ve nasil oluyorsa bu yolculuklarin hepsi iyi amaclara hizmet için gerçekleşir kahramanımız günü kurtarır ve her şey yolunda devam eder. lakin bir gün part time heromuz bir kac saniyelik sıçramalar yerine yıllar yıllar geriye gider. her sıçramasıni biri yada birilerine yardım etmek için geçiren kahramanımız araştırmaya ve olayı çözmeye yumulur. animeyi bitirdikten sonraki bir kaç dakika o gülümseme kalıyor suratta. daha sonra her eldiven gördüğünde içerlendiriyor. ben olması gerekenden bir tık daha sulu göz bir izleyici olduğumdan her şeyden fazla fazla etkilenip bir kaç gün etkisinden ayrılamıyorum boku dake ga inai machi olay örgüsü olsun konuyu işleyişi olsun çizimleri olsun finali olsun her sey yerli yerinde ve güzeldi.
missgibilawliettsj
türkçeye "yokluğumdaki kasaba/benim olmadığım kasaba" şeklinde çevrilecek güzel anime. shouwa'dan sonra 2015-2016 kışının en iyi animesi. bence steins;gate'ten sonraki en iyi zamanda yolculuk animesi. açılışı ve animasyonları harika, plot twist'leri harika, karakterleri harika. kısacası kesinlikle her anime listesinde olması gereken en birinci animelerden biri.


kasabada kimin olmadığını, kimin yokluğundan bahsedildiğini bir süre hiçbirimiz anlamamışız. pek çok kişi animenin sonunu beğenmese de ben açıkçası sondan 2. bölümdeki o müthiş plot twist'i beğendim. her şeyin yoluna girmesi için bir bedel ödenmesi gerekiyordu ve ödendi.


o değil de araba kullanırken direksiyona işaret parmağımla hafifçe vurarak tempo tuttuğumda mutlu oluyor ve şebek gibi kendi kendime kıkırdıyorsam hep bu anime yüzündendir. bir de torpido gözünü lolipopla doldurduk muydu tamamdır ehe.