bokura wa minna kawaisou

japanime
ana karakterimiz usa kazunari daha animenin başından kawai ritsu adındaki kitap kurdu dandere yengemize kütüphanede olur. ailesi taşındığından tek kişilik yaşamak zorunda kalan usa kazunari yeni kalacağı yurda giderken ilkokulluları gözetliyen sapık ve garip bir adamla karşılaşır. yurda geldiğinde ise o adamla neredeyse aynı odayı paylaştığını ve kawai ritsu yengemizin de o yurtta kaldığını öğrendiği basit sıradan bir romantik komedi. fena değil yine de izlenirmi izlenir.
karalamadefteri
serideki espriler güzel ama çeviri gruplarına dikkat baya hata yapıyolar :)

usa kazunari liseye yeni başlamış bir erkek öğrencidir. tek başına sakin bir lise hayatı sürmek istediği için kawai kompleksine taşınır. burada nishikino mayumi, watanabe sayaka, shirosaki ve ev sahibesi kawai sumiko olmak üzere birbirinden ilginç karakterle tanışacaktır.
ama en önemlisi aynı okuldan senpaisi, kitap kurdu kawai ritsu da bu komplekste konaklamaktadır.
missgibilawliettsj
yayınlandığı sezon izlediğim en eğlenceli animelerden birisi

hafiften bir arakawa under the bridge havası aldığım bu anime, aynı bölüm içine sığdırılmış küçük bölümcükler halinde giderken arka planda devam eden bir mücadele var: usa-kun'un kendisini ritsu-çan'a gösterme, beğendirme ve onun ilgisini birazcık olsun kitaplardan çekme çabası! bu sırada evde de müthiş bir mücadele var: sayaka-mayumi kapışması ki bir pain-nardo kapışması tadındadır. sayaka son zamanlarda gördüğüm açık ara en gıcık anime dişisi. mayumi ise ona göre kesinlikle daha samimi hatta gerçekçi bir karakter olmuş. ikisi bir araya gelince atom çarpışması oluyor mübarek!

şirosaki ise o kadar bleach'ten urahara kisuke havası taşıyor ki kesin seiyuu'ları aynıdır dedim ilk görüşte ama yanıldım.

açılış şarkısı da açılışı da aynı derecede güzeldir. ancak açılışta kitaplara yapılan göndermelerin animede hemen hemen hiç yer almaması hafiften bir hayal kırıklığı...

anime ile ilgili tek şikayetim ritsu-çan'ın hayatına son bölümlerde giren ve kızcağızı allak bullak eden tıynetsiz kız arkadaş. ne karaktersiz hatunmuş ki kızcağıza önce yüz verdi, arkadaş olmayı vaat etti, kızcağızı sıktı sıktı sıktı sonunda da yüz üstü bırakıp çekti gitti. ben olsam yolmuştum o vitaminsizi. ya da koy mayumi ile sayaka'nın yanına, seyreyle cümbüşü.

aklıma kazınan sahne ise şüphesiz şirosaki ve mayumi'nin venüs'ün doğuşu tablosunu canlandırdıkları sahne. bir şeyler içiyor olsaydım burnumdan püskürtürdüm kesin.

ayrıca ışık ve renklerin kullanımı über ötesidir. ritsu-çan'ın çibi halleri de göz doldurur.

güzel anime, izlenir, izlettirilir.
hermioneg
fazlasıyla güzel bir seriydi bence, tekrar izlemeyi düşünüyorum hatta. çok güldüm ve ana karakterin sevdiği kız için çırpınışları da çok sevimliydi.
pansiyondakilerin her birinin farklı ve orijinal karakterlerinin olması, hepsinin ayrı manyaklar olması falan çok hoştu. bunun dışında asıl seride çok fazla verilmeyen romantizmin special bölümde verilmesi de beni oldukça şaşırttı, o romantizmi animenin normal bölümlerinde de verseydiniz ya diye seslenmek istiyorum yapımcılara :')
axsyv
"ev" hissettiren anime. evi çok özlediğim, hayattan ciddi anlamda yorulduğum, yalnız hissettiğim bir dönemde izlemiştim ve sanki eve gitmişim gibi sıcacık, şefkat dolu hissettirmişti bana, endingte de o hissi anlatıyor zaten. aslında buraya uzuuuun bir entry yazmıştım ama gönderirken silindiği için bir daha aynı uzunlukta yazmaya hevesim kalmadı yani kısa keseceğim biraz. seri çook tatlıdır, derdinizi tasanızı unutturur, başınızı okşar, sarılır, gözyaşınızı siler, yüzünüzü güldürür. mangası da çok iyidir hatta mangası daha romantik ve daha komiktir, devam ediyor en son 66. bölüm çıktı. tek cümleyle özetlemem gerekirse, "hayatımın geri kalanı bokura wa minna kawaisou gibi bir anime aramakla geçecek". benden bu kadar.