aku no soshiki'nin ağır toplarındandır. power ranger kılıklıları elinin tersiyle alt eder
hotori arashiyama gizemi sevmektedir ama çözmeyi bir türlü başaramadığı bir gizem vardır: bir problemin çözümü niçin bir başkasına yol açıyor gibi görünmektedir? mesela hotori, okul sonrasında borçlarını ödeyebilmek için seaside hizmetçi kafesi'nde çalışmaya başlamak zorunda kalmışken, arkadaşı toshiko iyi ki bir hizmetçi kafesini nasıl işleteceğini tam anlamıyla biliyordur. bu çok iyi bir şeydir çünkü hotori'nin bu konuda hiçbir fikri yoktur. bunun dışında, maalesef, toshiko kafede çalışmakla hiç ilgilenmiyordur-ta ki hotori'nin çocukluk arkadaşı hiroyuki'nin düzenli bir müşteri olduğunu öğrenene kadar. bu da iyi gibi “görünmektedir”. bunun dışında, hotori toshiko'nun hiroyuki'den hoşlanırken, aynı zamanda da hiroyuki'nin gizliden gizliye hotori'den hoşlandığını bilmemektedir. hotori de gizliden gizliye… hayır, daha fazla sürprizbozan yok!
bunlar yeteri kadar dramatiklik yaratmıyormuş gibi, çalışma hayatı, belirli bir matematik öğretmenine karşı korku, sınıf arkadaşları arasında masa tenisi, erkek kardeşinin okulun kötü kızına karşı mücadelesi de var. yine de, her şey her an yıkılacakmış gibi görünse de, bir şekilde hotori'nin hayatı şaşırtıcı şekilde iyi yönde ilerlemektedir.
görüldüğü üzre uzun ve gereksiz bir tanıtım yazısı olan 2010 yapımı shaft animesidir. hoş ve güzel olmakla birlikte hayallerdeki hizmetçi ( maid) kafeyle uzak yada yakın alakaları yoktur. fakat evet fakat içinde " kon futaba" http://ami.animecharactersdatabase.com/uploads/chars/11498-341205516.jpg
https://canadiananimatorguy.tumblr.com/post/95327545885/futaba-kon-playing-bass-guitar
adlı tomboy güzelini barındırır sade bu bile bir artıyken ( benim için) sanada hiyoyuki'nin ekranda yazan monologları yürek burkar zavallı çocuk diye üzülürsünüz . monolog demişken anlatıcı bölüm başlarında (genellikle) sonlarında ortalarında kapanıştan sonralarında konuşma aralarında söylediği monologlar bazen bir aydınlanma yaşatacakmış gibi hissettirir bazense hissettirmez "ne diyor bu adam yine" dedirtir.
dokuzuncu bölümdeki gökkuşağı lokumları arayışı kısmı bende tam olarak tanımlayamadığım hissiyatlar oluşturmakta fakat iki senedir o hala tanımlatmamaktadır...
bunlar yeteri kadar dramatiklik yaratmıyormuş gibi, çalışma hayatı, belirli bir matematik öğretmenine karşı korku, sınıf arkadaşları arasında masa tenisi, erkek kardeşinin okulun kötü kızına karşı mücadelesi de var. yine de, her şey her an yıkılacakmış gibi görünse de, bir şekilde hotori'nin hayatı şaşırtıcı şekilde iyi yönde ilerlemektedir.
görüldüğü üzre uzun ve gereksiz bir tanıtım yazısı olan 2010 yapımı shaft animesidir. hoş ve güzel olmakla birlikte hayallerdeki hizmetçi ( maid) kafeyle uzak yada yakın alakaları yoktur. fakat evet fakat içinde " kon futaba" http://ami.animecharactersdatabase.com/uploads/chars/11498-341205516.jpg
https://canadiananimatorguy.tumblr.com/post/95327545885/futaba-kon-playing-bass-guitar
adlı tomboy güzelini barındırır sade bu bile bir artıyken ( benim için) sanada hiyoyuki'nin ekranda yazan monologları yürek burkar zavallı çocuk diye üzülürsünüz . monolog demişken anlatıcı bölüm başlarında (genellikle) sonlarında ortalarında kapanıştan sonralarında konuşma aralarında söylediği monologlar bazen bir aydınlanma yaşatacakmış gibi hissettirir bazense hissettirmez "ne diyor bu adam yine" dedirtir.
dokuzuncu bölümdeki gökkuşağı lokumları arayışı kısmı bende tam olarak tanımlayamadığım hissiyatlar oluşturmakta fakat iki senedir o hala tanımlatmamaktadır...
mahalledeki yıllık odun ihtiyacınızı karşılayabilecek olan nihai anime karakteri
ilk çıktığı zamanlar bu ne leyn her şey bitti tankında cılkını çıkarmışlar diyerekten burun kıvırıyor bakmamıştım bile ama geçen ayların birinde yokluktan oturdum izledim ve bayağı hoşuma giden bir seri oldu , kalbime ilk dokunan kısmı " insanlar sabahın altısında kalkabilir mi ? " tiradı ve tiradına aldığı cevap karşı verdiği açısal tepkiydi , serinin karakterleri pek hoş olduğu için izletiyor kendini zaten ana karakterin takımı olsun tarih manyaklarının takımı olsun sevdiriyor . hala sonradan verdikleri anzio savaşını izlemedim bi ara filmi çıkacak diye duydum ama duyduğumla kaldım bir bilgisi olan varsa beri gelsin. neyse ovaları da güzeldir. 2. yada 3. üzerinde yaşadıkları gemileri anlatırlar ki her gemi bildiğin şehir hatta ülke sayılır oarai yine de küçüktür diğer okulların gemilerinden . vapur ve tekne kadar bir orantıları vardır . işte bu gemi tanıtım ovası , tank otakusu kızımızla tarih otakuları takımından sarışın kızın keşif görevine çıktıkları bölüm( keşif esnasında söyledikleri şarkı çok hoşuma gider arada açar dinlerim , gerçi o ikisinin muhabbetini dinlemekte zevklidir) yani 5. ova ve de 6. ovayı ara ara izlerim güzel seridir
lakkiii çenneel diyerekten başlayan bir bölüm sonu parodileri bulunur ki seri devamlılığı önceki bölümlerle bağlantısı bulunan tek kısım odur. sonra doğru o tiradla başlamaz artık çünkü artık ortam bayağı gerilimlidir . şirayşi'nin ono daisuke'yi yaka paça kovması ayrı bir olaydır . adamsın şirayşi.
serinin ilk yarısında kapanışları karaoke salonunun önünde kızların şarkı söyleyip muhabbet etmelerini dinlerken bitirirdik fakat ikinci yarıda kulaklarımızın ırzıyla haşır neşir olan karga sesli adam alır. salak saçma klipleriyle ve dandik sesiyle her bölüm sonu yer alsa da insan kapatıpta geçemiyor bir türlü , içinizdeki mazoşiste sesleniyor resmen adam.
içeriğinden bahsedilmiş ama bahsetmek istediğim bir iki şey var. kızların muhabbetinin ortasına dalındığında illa bi "kusai" lafı döner bu laf sürekli dikkatimi çeker. birde " wakaruyona" lafı varki herkes çoğuna katılsa da 23. bölümde öğretmenin "uzun zaman sonra ilk kez bloğuma bir şeyler yazdım" dedikten sonra yazıyı gönder tuşuna basınca ekranda " sayfa görüntülenemiyor" yazısını görmesi peşine yazıyı geri getirmek için debelenip durması becemeyim gözü yaşlı bir şekilde yatakta yatması (büyük harflerle ) "wakaruyonaaaaa" dedirtmişti. özellikle bu sözlükte o hissi daha bir anlıyor insan o kadar uğraş didin dur sonra bir şey kontrol etmek için başka sayfaya gidip döndüğünde o kadar yazının yerinde yeller essin yada göndere bastığında çoktan sitenin seni loguot öğren ve yine yazının yerinde yeller essin . wakaruyoo hemde nasıl
serinin ilk yarısında kapanışları karaoke salonunun önünde kızların şarkı söyleyip muhabbet etmelerini dinlerken bitirirdik fakat ikinci yarıda kulaklarımızın ırzıyla haşır neşir olan karga sesli adam alır. salak saçma klipleriyle ve dandik sesiyle her bölüm sonu yer alsa da insan kapatıpta geçemiyor bir türlü , içinizdeki mazoşiste sesleniyor resmen adam.
içeriğinden bahsedilmiş ama bahsetmek istediğim bir iki şey var. kızların muhabbetinin ortasına dalındığında illa bi "kusai" lafı döner bu laf sürekli dikkatimi çeker. birde " wakaruyona" lafı varki herkes çoğuna katılsa da 23. bölümde öğretmenin "uzun zaman sonra ilk kez bloğuma bir şeyler yazdım" dedikten sonra yazıyı gönder tuşuna basınca ekranda " sayfa görüntülenemiyor" yazısını görmesi peşine yazıyı geri getirmek için debelenip durması becemeyim gözü yaşlı bir şekilde yatakta yatması (büyük harflerle ) "wakaruyonaaaaa" dedirtmişti. özellikle bu sözlükte o hissi daha bir anlıyor insan o kadar uğraş didin dur sonra bir şey kontrol etmek için başka sayfaya gidip döndüğünde o kadar yazının yerinde yeller essin yada göndere bastığında çoktan sitenin seni loguot öğren ve yine yazının yerinde yeller essin . wakaruyoo hemde nasıl
revy'min anasını ağlattığı şehirdir. roberta'nın şehrin anasına neler yaptığını anlatmaya dilim varmaz
hafıza kaybı darbe etkisi göstermiştir çocukta bildiğin on yıl geriye gitmiştir. hem çizim hem karakter olarak pek sevmezdim kendisini
hikaye, anime sektörüne giren beş güzel kızın gündelik problemlerini, bazen işlerinde bazen ise kendi aralarında ortaya çıkan sorunları ele almaktadır.
diyerekten kısa ve yanıltıcı bir tanıtımı var. bu tanıtıma bakan k-on ve türevleri olan bi ton (daha ciddi yada lakayt) seri aklınıza gelebilir ama bana göre yada benim izlediklerimin içinde hiçbirine bağdaştıramadım .zaten kızların hepsinin işi gücü var anca arada bir içmeye gittiklerinde bir araya gelebeliyorlar karakterlerin ayakları yere basar türden uçuk kaçık türden kişiler yönetmen ve taro'dan başka yok , onlarda bayağı renk katıyor seriye . iki şişkonun muhabbetini dinlemek insanda stres felan bırakmıyor. karakter gani seride , bi dünya insan var mangakası, editorü, müdürü, efektçiler, asistanlar , çizerler, seslendirmen seçmelerine katılan 3 öküz, miyamori'yi her gördüğünde onunla araba yarışına tutuşan mavi arabalı adam gibi diyaloğu olan her karakterin bi kişiliği bi işlevi seride mavi arabalı hariç o ne işe yarıyor anlamadım. neyse işte karakter çok karıştırabilirsiniz isimleri sıklıkla ama her karakter için yan taraflarında isimleri 3-5 defa yazıyor alışmanıza çok yardımı oluyor karakter isimlerine.
meşhur andes chucky şarkısı , serinin 3. kapanış şarkısı
az daha unutuyordum
çevirmen: emiyuusha
düzenleme: ronron
karaoke libero1i ve bgmgmgm
encoder: libero1i
hepsine teşekkürler buradan biraz uzunda sürse sonunda türkçeye kazandırdıkları için bu seriyi . tam arşivlik seri oldu .
diyerekten kısa ve yanıltıcı bir tanıtımı var. bu tanıtıma bakan k-on ve türevleri olan bi ton (daha ciddi yada lakayt) seri aklınıza gelebilir ama bana göre yada benim izlediklerimin içinde hiçbirine bağdaştıramadım .zaten kızların hepsinin işi gücü var anca arada bir içmeye gittiklerinde bir araya gelebeliyorlar karakterlerin ayakları yere basar türden uçuk kaçık türden kişiler yönetmen ve taro'dan başka yok , onlarda bayağı renk katıyor seriye . iki şişkonun muhabbetini dinlemek insanda stres felan bırakmıyor. karakter gani seride , bi dünya insan var mangakası, editorü, müdürü, efektçiler, asistanlar , çizerler, seslendirmen seçmelerine katılan 3 öküz, miyamori'yi her gördüğünde onunla araba yarışına tutuşan mavi arabalı adam gibi diyaloğu olan her karakterin bi kişiliği bi işlevi seride mavi arabalı hariç o ne işe yarıyor anlamadım. neyse işte karakter çok karıştırabilirsiniz isimleri sıklıkla ama her karakter için yan taraflarında isimleri 3-5 defa yazıyor alışmanıza çok yardımı oluyor karakter isimlerine.
meşhur andes chucky şarkısı , serinin 3. kapanış şarkısı
az daha unutuyordum
çevirmen: emiyuusha
düzenleme: ronron
karaoke libero1i ve bgmgmgm
encoder: libero1i
hepsine teşekkürler buradan biraz uzunda sürse sonunda türkçeye kazandırdıkları için bu seriyi . tam arşivlik seri oldu .
çizeri one punch man'in de çizeri olan yusuke murata'dır. ayrıca bir one-shot'tır.
önemli olanın iç güzellik olduğunun ispatı sayılanilecek karakter . yüzünde meymenet yoktur hatta bir yüzü , kafası bile yoktur ama sevilir
burnunu değişik bir şekilde kaşıyıp dahiyane fikirlerle çıkar gelirdi bunlardan bir çocuk
birde dizisi var yeni sezon reklamlarını görmüştüm geçen . dizide cinayet entrika zina ne ararsan var soğuk iklimlerin spartaküsü olmuş resmen
birde dizisi var yeni sezon reklamlarını görmüştüm geçen . dizide cinayet entrika zina ne ararsan var soğuk iklimlerin spartaküsü olmuş resmen
seiyuu kadrosunun başka bir animeden kalkıp buraya gelirken, önceki seriden bir ana karakteri, yanlarına almayı unutan seiyuuların rol aldıkları, 2015 baharının, arada bahar esintileri bulunduran, heyecanlı, aksiyonlu, bol orjinal karakterli, en güzel animelerinden biri
salya davasına ilk bölümden "ıyyy bu ne be" denilip izlenmeyen seri ama ben 10/10 verdim .romantizm desen var echhi var (ki ben pek ecchi sevmem öyle erkeğin peşinde fır donüp laçka bir şekilde diyaloglar klişeler hiç çekemiyorum, sanırsın japonyada yerler koca göğüslü kızlarla dolu , ayağı takılan hava yastığına düşüyor sonrasında "kyaaa" ve bir " şrak" sesi) evet bunlar kesinlikle yok insan kendini urabenin karşısında buluyor (çokça heceyan yaptım izlerken) şimşek çaktığı kısım ile etiket kısımları bunlara güzel örnekler bence. ayrıca urabe mikoto makaslı-kızlargillerdendir birkaç istisnası dışında bu türün kızları her anlamda hoştur.
şu jin itine kıll olduğum kadar kıl olduğum karakter sayıları çok azdır
sanırım mangakası söyle nınjalı ninjitsulu bir manga yapacak materyalleri toplayıp tam mangasını sahaya sürecekken biraz geç kalmış ve yerini narutoya kaptırmıştır. sonrasında naruto alıp başını giderken "ben şimdi bu kadar karakteri hikayeyi n'apayım" diye sokaklarda dolanırkene sokak kenarında slam dunka özenip basket oynayan çocukları görünce kafasının üstünde 70wattlık ampul ışık saçınca direkt eve koşup fikirlerini basketbolla harmanlamıştır. yani başka türlüsü aklıma gelmiyor böyle karakter ve ninjitsuları alıp basketbola koyma sebebinin. ninjitsu kullanan liselilerin olduğu anime ve manga serisi işte
not : taijitsu , genjutsu , ninjitsu ne ararsan var
not : taijitsu , genjutsu , ninjitsu ne ararsan var
genderbender arcında saldırı esnasında şehir dışındaydım dese de yalandır. bunların genlerinde zaten bir şeyler var. shinpachi bu varlığın sadece gözlükleri renk değiştirmiştir
bitanemdir , dayak yedikçe güzelleşmektedir... yanlış oldu güzelliğine güzellik katılmaktadır diyecektim
the first compression
the second combustion
the third exhaust
şeklinde birer saatlik 3 filmden oluşan bilim kurgu , aksiyon biraz da psikoloji içeren anime serisi.
"5 yaşındaki fahişe rune balot bu rezil yaşamdan kurtulmak için yanındaki adamdan (shell) medet ummaktadır. karşılığında yalnızca sevgi isteyen balot, shell'in cinsel isteklerine karşı koymaz ancak adamın tatmin edilemez egosu balot'un sonunu getirir. kilitlendiği araba patladığında doktor easter ve ufak bir fare olan sadık yardımcısı oeufcoque penteano kendisine yardım elini uzatır. balot'un bir seçim yapması gerekir: ya doktor'un vereceği inanılmaz gücü kabul edecek ya da ölmeyi tercih edecektir. ordunun araştırma-geliştirme departmanının eski bir mensubu olan easter ve onun icatlarından biri olan oeufcoque sayesinde balot'un intikam/sevilme macerası başlar." alıntı
not: müsait bir zamanda bir güzel yorum yapacağıma inanıyorum o zamana kadar böyle kalsın
the second combustion
the third exhaust
şeklinde birer saatlik 3 filmden oluşan bilim kurgu , aksiyon biraz da psikoloji içeren anime serisi.
"5 yaşındaki fahişe rune balot bu rezil yaşamdan kurtulmak için yanındaki adamdan (shell) medet ummaktadır. karşılığında yalnızca sevgi isteyen balot, shell'in cinsel isteklerine karşı koymaz ancak adamın tatmin edilemez egosu balot'un sonunu getirir. kilitlendiği araba patladığında doktor easter ve ufak bir fare olan sadık yardımcısı oeufcoque penteano kendisine yardım elini uzatır. balot'un bir seçim yapması gerekir: ya doktor'un vereceği inanılmaz gücü kabul edecek ya da ölmeyi tercih edecektir. ordunun araştırma-geliştirme departmanının eski bir mensubu olan easter ve onun icatlarından biri olan oeufcoque sayesinde balot'un intikam/sevilme macerası başlar." alıntı
not: müsait bir zamanda bir güzel yorum yapacağıma inanıyorum o zamana kadar böyle kalsın