cakiphan

japonları kompleksli olduklarını düşündüğüm bir kelime. her şeye bir "tensai" kaktırmış durumdalar, yolda yürüsen karşılaşacağın on kişiden üçünün bir şeyin "tensai"si olma ihtimali vardır.
düz yolda yürüme tensaisi
duvar üzerine yürüme tensaisi
çatalla çorba içme tensaisi
bunlara birkaç örnektir
buda sempatik örneklerinden sadece biri

adamdır adam adam , ne anime ne japon tarihi böyle bir başka shogun daha görmemiştir . kalbimizde sızıyla kendisini özletmektedir

bu adamdaki kol be omuz kimsede yoktur. içine giren çıkan kılıcın sayısı yok fakat hala on parmakta on marifettir

hiç sevmem bu seriyi içinde de zerre romantizm hissetmedim içinde. erkek karakteri şahane gösterecem diye esmer kızı maymuna çevirdiler . seri başladığında güçlü , güzel işini bilir kız karakteri birşey beceremeyen eli ayağı tutmaz ortalama altı ana karakter kızlarına dönüştürdüler . hiçbirşey beceremez birşeye cesaret edemez oldu kızcağız . en ufak pürüzde pes edip şu sarışın oğlan gelse de beni kurtarsa moduna girdi sona yaklaştıkça . çok şükür öyle yarım yamalak bitti de daha içler acısı hallerini görmedik.

levyelerin efendisi gravity gun experi. fen edebiyat fakültesinden fizik mezunu bilimum uzaylının, dünyalını faili elinden her türlü iş gelen ketum halk kahramanı. tek falsosu var gman adlı bond çantalı takım elbise hımbıl adamı sittin senedir yakalayamamış olması

bu tür rüyalarda mazoşist tarafım uyanıyor nedense. herşey iyi güzel giderken kendimi geri dönüşü olmayan şekillerde sakatlıyorum, kendimi en acınası hallerde süründürüyorum , sevdiklerimi öldürüyorum ( kendi ellerimle değil kaza yada başkalarınca oluyor bu durum) ailecek arabayla mutlu mesut giderken araba şarampolden yuvarlanıyor ve ben sağ kalıp kimseyi kurtaramıyorum felan. rüya da olsa bana yetki verilmesin yahu

leyla gibi "koshimizu ami"nin ana karakter olarak seslendirdiği serilere yöneldiğim zamanlarda indirip, izleyip ve hala ara sıra tekrar baştan yada maou nun kulaklarımın pasını sildiği sahneleri açıp açıp izlerim . izlerken de bir bakmışım tekrardan izliyorum seriyi öyle bağlanmışım kendisine. ikincisi sezon hayaliyle geçirdiğim günlerde light novelini bulup indirdim okuyorum ama romanın %98i diyaloglardan oluşuyor bildiğin: şöyle yaptı böyle etti , işte bina büyüktü kapısı çelikti gibi betimleyici şeyler neredeyse hiç yok böyle bir romandan böyle güzel bir seri çıkarmak kolay değil gözümde daha bir değerli oldu seri.

güzeldir güzel . cıvık cıvık ya da vıcık vıcık sesler çıkartmayan normal romantizm animesindeki ana karakterleri alıyorsunuz bakıyorsunuz böyle . güzel bi kız karakter ve yakışıklı bir erkek karakter oluyor genelde ( ore monogatari istisnai durumlarından biri) . ondan sonra erkeği yani hödüğü ensesinden tutup seriden dışarı postalıyorsunuz ve yerine başka bir kız karakter koyuyorsunuz. ne kadar güzel değil mi . körün istediği bir göz yuri verdi iki hatun . daha ne isterim

bakkaldan eve dönmek üzere olan natsuki subaru adlı hikikomori genç yürürken kendini birden paralel evrende bulur. elimde a101 poşeti ile salak salak etrafa baktıktan sonra " nerde beni çağıran afeti devran nerde benim züper güçlerim" diye feryat eder ama ne kendini muhattap alacak hatun kimse ne de züper güçleri yoktur . neyse deyip şehri gezerken gümüş saçlı güzelle tanışır , konuşur , anlaşır ,bir şeyler araştırır ve ölürler! gözlerini tekrar açtığında çağrıldığı yerin ve zamanın yakınlarında biriyle konuşurken bulur kendini . tekrar gümüş saçlıyı aradığında sarışını bulur bu sefer tanışır , konuşur , anlaşır , pazarlık eder ve ölürler! evet bana da tanıdık geldi gözlerini tekrar açtığında... gibi bir hikaye vardır iki bölüm şeklinde gelen ilk bölümde . şimdilik bayağı ilgi çekici bir seri gibi duruyor. hafiften bir ciddiyet var seride çünkü hoş

ben bu seriye 5 ile başladıydım ve 5 ile bitmiş oldu. 6 dan bir şey anlamamıştım ki 7 geldi.
ara sahneler üşengeçlik abidesi görüntü etrafında turluyoruz zaten çizip bırakmışlar
ekran yüklemeleri iki saat , her turda beklemek yine 2 saat
görüntü kalitesine kasmışlar mı kasmamışlar mı oda anlaşılmıyor.
bir garip bir şey oldu yine açıp oynayasım var ama profesyonellerin oynadığı satranç maçı gibi her hamle için saatlerce bekleyemecem

bir iki güzel bir şey yazar sonra karalarım diyecektim ama direkt karalamaya başladım be hiç hoşuma gidecek bir şey bulamadım derken bu oyunda dungeon ırkı geri geldi ona sevindim bi 6. da yoktu diye hatırlıyorum

okçusun seviye atladıkça çift tabancayla çifter çifter kesmesiyle beni kendine çekmiş ve bir süre karakter kastıktan sonra okçu arkadaşla bir yıllık yalnız kurt olarak dolaştıktan sonra bıraktığım oyun

japonların yaptığı gereksiz ötesi bir eylem daha. 8 milyon tanrı biriktirmekten 100 kat 1000 kat daha saçmadır. kendini öldürerek kim onurlanmıştır ki. bizdeki kan davalarının monolog hali gibi bir şey. çok yazacak şeyim var ama toparlayamıyorum bit türlü o kadar saçmadır

genelleme olarak söyleyim öyle her sezon tüm animeleri çeviren gruplarda sadece bir tane doğru düzgün çevirmen olur bu sayının 2'ye çıktığını görmedim hiç. çıksa da aynı zaman aralığına denk gelmiyor bunlar

yıllardır oynarım bu oyunu ilk defa büyücü kasıp büyücü lisesine gittim görevlerini yapmaya başladım . o değilde perklerde yıkımın yanında hangilerini kassam bilemedim 11. seviyedeyim . regene, hafif zırha , okçuluğa felan birer puan verdim şimdilik. büyünün yetmediklerine yada sneak dolaşırken millet duruma ayılana kadar 2x okluyorum eblehleri fakat ilerine ne yaparım hiç bilmiyorum . lydia malumunuz mortu çekti saklanması için o kadar tembihleyip uzak bi yerde beklemesini söylediğim halde koşa koşa gelip 4-5 kişilik büyücü güruhuna dalaraktan. yine de dirilttim bunu ama sırra kadem bastı aşifte dragonsearchün (yada adı her neyse) altını üstüne getirdim ama bulamadım. winterholdun thanesine bir bakacam nasıldır diye . o değilde oranın jarlına acıdım yahu 3 haneli şehirde kralcılık oynuyor garibim tepesinde büyücüler var iken ... yazık yahu

metro şehrinin süpermen çakması süper kahramanı metroman ile ezeli bir rekabet içinde olan maviş kocakafalı megazeka bebekliğinden bugüne kadarki geçen zamanda bir kere bile zafer elde edememiş. edemedikçe de şehrin kötü adamlığı üstünde master yapmaya adamıştır kendisini. bankalar soymuş, bombalar parlatmış, aşık olduğunun farkına varamadan muhabir roxanne'yi zırt pırt kaçırıp matroman'ın onu kurtarmasını beklemiştir. o kadar sık kaçırmıştır ki roxanne bile artık duruma alışmış çeşit çeşit tehdidi "aaa bunu da görmüştüm, şunun modası geçti artık değiştir artık" diye akıl vermeye başlamıştır. bunlar işkence aletlerinin korkutuculuğu üzerine muhabbet ederken 'olmaz olmaz' denen şey olur. roxanne'yi kurtarmak için gelen metroman megazeka'nın kurduğu tuzaklardan birine yakalanır ve geriye pelerininden başka bir şey kalmayacak şekilde yok olur. herkesten daha fazla kazandığına inanamayan megazeka olup biteni idrak ettikten sonra şehre bir gelişi vardır ki evlere şenlik 😂 metromansiz şehirde istediği gibi at sürer isteğini bankayı soyar kuyumcuyu boşaltır belediye binasını rehin alıp oraya yerleşir üstteki resimdeki gibi 😆 ama kısa sürede sıkılır istediği bu değildir onun asıl istediği herkesin ona boyun eğmesi değil dehasına karşı koyabilecek salt güce karşı koymak , kafakayafa çarpışmaktır lakin baş düşmanı çoktan yendiği için yanlızlık içindedir...

otakuturk.net/foto

super short comics denen türden renkli sayfaları olan bir manga (başka bir şeyde olabilir ama benim derdim o değil ha birde bu sene içinde animesi de çıkacakmış)
okuması benim için vicdan azabı gibi olan seri okudukça bunalıma giriyorum

bir gece, yakuza üyesi olan nitta'nın başına garip bir cisim düşer. kutunun içinde hina isimli genç bir kız vardır. bu kızın muhteşem doğaüstü güçleri vardır ve nitta gönülsüzce onu yanına alır. güçleri yakuza işlerinde faydalı olabilir ama bununla birlikte güçlerini onun üzerinde kullanması riskini de göze alır! ayrıca, eğer güçlerini kullanmazsa, çılgına dönüp çevresindeki her şeyi yok eder. nitta ve hina'nın tuhaf yaşamları daha başlangıçtır

çizimleri hoşuma giden mizahi gintama ya yakın arada bir kahkaha attıran ama bol bol sırıtış ile izlenen 2018 bahar animesi.

nozaki-kun'daki en mükemmel karakter bence :) özgüvenini örnek alıyorum şahsen, her şeyi yapabileceğini ve mükemmel olduğunu düşünmesiyle benim için çok ayrı bir yerde

kazuma, subaru,ainz, degurefalanca ve çevresinin okul hayatı yaşamak için çağrıldıkları chibi seri.
kazuma ve subarunun ilk muhabbetlerinin olduğu 4. bölüm özellikle güzeldi

bildiğimiz başka dünyaya çağrılıp o dünyayı koruma hikayesi. bilmediğimiz ise o dünyaya çağrılan 4 kahramandan birinin kalkan kahramanı olup hiç sevilmediğidir. bahtsız bedevi ıwatani naofumi ise kalkan kahramanı olarak çağrılır. kahraman olarak çağrıldıktan kısa bir süre sonra bir şeylerden işkillenir ama iş işten geçmiştir . kalkanı hariç herşeyi elinden alınır adı kötüye çıkarılır, dışlanır, ezilir, diğer kahramanlarda öyle davranır (çünkü kalkan kahramanının hiçbir saldırı yeteneği yoktur elinde silah bile tutamaz) özellikle biri daha bir aşırıdır. kont milenyum tipli bir köle taciri tarafın gel sana bir köle denir ve naofumi kölelerin arasında yarı insan raphtalia yı satın alır ve kalkan kahramanın yükselişi başlamış olur.
maalesef ki seri aylık olarak çıkıyor gibi görünüyor mevcut 14 bölümü var ve türkçe'ye de çevrilmiş durumda. mevcut başka dünyaya çağrılan kurtarıcı hikayelerinden farklı güzel bir seri.
keşke haftalık olsaydı be