nasıl animesi olmaz ya denilebilecek türden bir manga. azumanga daioh'un yazarı Azuma Kiyohiko tarafından çizilen süper manga. mangadaki kızın saçının 4chan'ın clover logosuyla ilişkisi var gibi.
"if you see a girl that makes you think... "it's a weirdo!" thats probably her"
bu manga küçük çocukları gerçekten realistik bir şekilde gösteriyor. bende de var bir tane o yaşlarda bi cadı, yotsubayla aynı nerdeyse. yoruyor insanı
frieren, apothecary diaries, undead unluck ve eminence in shadow arasında kaldım aslında. ama en sevdiğim oniichan wa oshimai idi
2024 kış sezonunda yayınlanan bir mahou shoujo animesi, ancak bu sefer pov villainess'siniz.
nam-ı diğer "gushing over magical girls" veyahut "looking up to magical girls" veyahut "i admire magical girls, and..." veyahut nihondaki arkadaşlarımızın kısaltmasıyla "mahoako" veyahut..... (niye bu kadar fazla adı var bu serilerin)
tabi bunlar resmi ve gayrıresmi adları. benim için bu anime zihnimde "redo of healer: dişil edition" adıyla yer etmiş bulunmakta. 2024 kış sezonunda (3 ocak 2024) kutsal toprakların televizyonunda yayınlanmaya başlamıştır.
anime, aynı adlı mangadan uyarlama. mangası sanırım an itibariyle 56. chapter'a gelmiş bulunmakta ve konusu seri boyunca çok değişmemiştir. animenin ilk bölümünü izledim ve manga ile arasında pek bir fark olmadığını gördüm. dolayısıyla bir an önce ne olup bittiğini öğrenmek için direkt mangaya atlamanızı tavsiye etmem, çünkü anime bence güzeldi. izleyin işte da. animeyi yapan ekip asahi production zaten, biraz değişik bir stüdyo. ve hayır onimai'deki asahi ile alakaları yok malesef. (alternatif gerçeklikte mahironun erkek olduğunu öğrenen asahi aydınlanıyor ve anime yapmaya başlıyor)
onun dışında diğer animeleri pek iyi değil; peach boy riverside, himegoto, heaven's design team, dolls' frontline, onsen yousei hakone-chan vs... dolayısıyla ilk başta insanlar "eyvah stüdyo asahi, zıçtık" falan demişti ama animasyon kalitesi o kadar da kötü değil.
animasyon kalitesi demişken... hahahaha bu anime R+ mild nudity bu arada. krallar internette sansürsüz yayınlıyor. ve işin ilginci, mangası sansürlüydü... daha doğrusu anime daha sansürsüz öyle diyelim. sasuga anime-sama
bu seferki sayın mangakamız ononaka akihiro sensei. şimdiye kadar 2 eseri var. bir öncekisi "kumika no mikaku" adında bir manga. konusu ise "isekai restaurant" ve uzaylı içeren herhangi bir manganın birleşimine benziyor. insanlar o manga için "wholesome" diyor. dolayısıyla mangakamız "wholesome bir mangaka".
ikinci eseri ise mahou shoujo ni akogarete. bu eser de wholesome mu acaba? ana karakterimize bir bakalım.. evet: lezbiyen dominatrix sadist supervillain. mükemmel.
animedeki ana karakterimiz hiiragi utena. kendisi masum bir ortaokullu kız. mahou shoujo hayranı. (ve evet şehirlerinde mahou shoujolar var ve herkes normal karşılıyor.) kendisi bir gün keşke ben de öyle iyi işler yapabilsem diye düşünürken maskot bir kedi karakter gelip buna güç veriyor. hiiragi utena sonunda mahou shou---- hayır, villainess oluyor. savaştığı magical girl'ler ise tres magia adında bir üçlü. aralarında geçenleri anlatmayacağım o iş sizde.
animenin animasyon kalitesi hakkında pek bir şey diyemeyeceğim ancak karakter dizaynlarını sevdim ben. hiiragi utena'nın sesi biraz asmr gibi geldi sadece o garipti.
ha bir de nedense animedeki bdsm sahneleri carmen - habanera'ya benzeyen bir arka plan müziği ile birlikteydi. benden +5 puan.
nam-ı diğer "gushing over magical girls" veyahut "looking up to magical girls" veyahut "i admire magical girls, and..." veyahut nihondaki arkadaşlarımızın kısaltmasıyla "mahoako" veyahut..... (niye bu kadar fazla adı var bu serilerin)
tabi bunlar resmi ve gayrıresmi adları. benim için bu anime zihnimde "redo of healer: dişil edition" adıyla yer etmiş bulunmakta. 2024 kış sezonunda (3 ocak 2024) kutsal toprakların televizyonunda yayınlanmaya başlamıştır.
anime, aynı adlı mangadan uyarlama. mangası sanırım an itibariyle 56. chapter'a gelmiş bulunmakta ve konusu seri boyunca çok değişmemiştir. animenin ilk bölümünü izledim ve manga ile arasında pek bir fark olmadığını gördüm. dolayısıyla bir an önce ne olup bittiğini öğrenmek için direkt mangaya atlamanızı tavsiye etmem, çünkü anime bence güzeldi. izleyin işte da. animeyi yapan ekip asahi production zaten, biraz değişik bir stüdyo. ve hayır onimai'deki asahi ile alakaları yok malesef. (alternatif gerçeklikte mahironun erkek olduğunu öğrenen asahi aydınlanıyor ve anime yapmaya başlıyor)
onun dışında diğer animeleri pek iyi değil; peach boy riverside, himegoto, heaven's design team, dolls' frontline, onsen yousei hakone-chan vs... dolayısıyla ilk başta insanlar "eyvah stüdyo asahi, zıçtık" falan demişti ama animasyon kalitesi o kadar da kötü değil.
animasyon kalitesi demişken... hahahaha bu anime R+ mild nudity bu arada. krallar internette sansürsüz yayınlıyor. ve işin ilginci, mangası sansürlüydü... daha doğrusu anime daha sansürsüz öyle diyelim. sasuga anime-sama
bu seferki sayın mangakamız ononaka akihiro sensei. şimdiye kadar 2 eseri var. bir öncekisi "kumika no mikaku" adında bir manga. konusu ise "isekai restaurant" ve uzaylı içeren herhangi bir manganın birleşimine benziyor. insanlar o manga için "wholesome" diyor. dolayısıyla mangakamız "wholesome bir mangaka".
ikinci eseri ise mahou shoujo ni akogarete. bu eser de wholesome mu acaba? ana karakterimize bir bakalım.. evet: lezbiyen dominatrix sadist supervillain. mükemmel.
animedeki ana karakterimiz hiiragi utena. kendisi masum bir ortaokullu kız. mahou shoujo hayranı. (ve evet şehirlerinde mahou shoujolar var ve herkes normal karşılıyor.) kendisi bir gün keşke ben de öyle iyi işler yapabilsem diye düşünürken maskot bir kedi karakter gelip buna güç veriyor. hiiragi utena sonunda mahou shou---- hayır, villainess oluyor. savaştığı magical girl'ler ise tres magia adında bir üçlü. aralarında geçenleri anlatmayacağım o iş sizde.
animenin animasyon kalitesi hakkında pek bir şey diyemeyeceğim ancak karakter dizaynlarını sevdim ben. hiiragi utena'nın sesi biraz asmr gibi geldi sadece o garipti.
ha bir de nedense animedeki bdsm sahneleri carmen - habanera'ya benzeyen bir arka plan müziği ile birlikteydi. benden +5 puan.
bana nasıl ders çalışmam gerektiğini öğreten anime. artık yanımda hep bir çikolatalı ruj bulunduruyorum.
eskiden bir yerde bir mangaka'nın şu sözü söylediğini hatırlıyorum: "bazı şeyleri gerçek hayatta yaşayamazsınız. bazı şeyler gerçek hayata uyumlu bile değil. düşünülemez bile. ancak bu tip şeyleri biz kalemlerimizi kullanarak oluşturabiliriz ve eğer öyle bir şey gerçek olsaydı nasıl olurdu sorusuna yanıt bulmuş oluruz." yani kısaca fantezi. adamlar gerçek hayatta olmayan şeyleri yazıp gerçekleştiriyor. bence mükemmel bir şey ama incest ew
lise 9. sınıftayken kendime yeni bir sıra arkadaşı edinmiştim, kendisi dünyalar güzeli olmayan ama çok havalı bi kızdı. otururken bazen telefonundan çizgi roman falan okuyordu ben de sürekli "bunlar ne bunlar ne" modunda takılıyordum sanırım biraz da rahatsız ediyorum lol. sonra anlattı bana ne olduklarını falan. ben de gittim kitapçıya, gözüme çarpan en havalı kitabı aldım: fullmetal alchemist. çünkü o sırada lise kimya dersinde simya işlemiştik ve ben "wololo simyaa alchemy wololo" modunda takılıyordum.
sonra o efsanevi ilk cildini bir saat geçmeden bitirdim, dedim "ulan şimdi ikinci cildini mi alacaz" gittim kitapçıya baktım ikinci cildini, bir de ne göreyim.. 20'nin üstünde cildi var :DD "ben bunlara para yetiremem" diye saldım ve sıra arkadaşıma dadanmaya gittim "bunların daha ucuz olanı yok mu nereden okuyabilirim" diye. o da dedi ki "benim telefonda böyle bir uygulama var bundan oku" sonra uygulamayı indirdim okumaya başladım. 2-3 gün sonra geldi ve suratında bir smirk ile dedi ki "o manganın animesi de var biliyorsun değil mi" dedi.
...dedi.
ben de dedim "o ne?"
aradan 10 yıl geçti. şimdi buradayız. hah.
sonra o efsanevi ilk cildini bir saat geçmeden bitirdim, dedim "ulan şimdi ikinci cildini mi alacaz" gittim kitapçıya baktım ikinci cildini, bir de ne göreyim.. 20'nin üstünde cildi var :DD "ben bunlara para yetiremem" diye saldım ve sıra arkadaşıma dadanmaya gittim "bunların daha ucuz olanı yok mu nereden okuyabilirim" diye. o da dedi ki "benim telefonda böyle bir uygulama var bundan oku" sonra uygulamayı indirdim okumaya başladım. 2-3 gün sonra geldi ve suratında bir smirk ile dedi ki "o manganın animesi de var biliyorsun değil mi" dedi.
...dedi.
ben de dedim "o ne?"
aradan 10 yıl geçti. şimdi buradayız. hah.
2011 yılında studio shaft tarafından yapılan (ve evet, animede o epik shaft bakışları var) bir anime.
konusu, bir kız var. bir de oğlan var kuzeni. bu ikisi hakkında... daha ne desem bilemedim.
denpa: genellikle kendini uzaylı, esper, zaman yolcusu vs sanan kişilere takılan ad. chuunibyou'dan farklı olarak kişi daha ciddi takılır ve genelde durumu daha vahimdir.
ancak animedeki ana karakter olan mavi saçlı kız gerçekten güzel. dünyalar güzeli. hatta bizim oğlanın (kuzeninin) deyişiyle:
incest severler uzaklaşın. animede incest yok.
konusuna gelecek olursak, geçmişiyle yüzleşmeye çalışan (veya reddeden, o kısmı çok kavramadım henüz) insanların animesi. delüzyonlar, denpalık, ve lise hayatı.
ayrıca oğlanın halası baya ... (gereksiz iyi sıfatlar)
konusu, bir kız var. bir de oğlan var kuzeni. bu ikisi hakkında... daha ne desem bilemedim.
denpa: genellikle kendini uzaylı, esper, zaman yolcusu vs sanan kişilere takılan ad. chuunibyou'dan farklı olarak kişi daha ciddi takılır ve genelde durumu daha vahimdir.
ancak animedeki ana karakter olan mavi saçlı kız gerçekten güzel. dünyalar güzeli. hatta bizim oğlanın (kuzeninin) deyişiyle:
incest severler uzaklaşın. animede incest yok.
konusuna gelecek olursak, geçmişiyle yüzleşmeye çalışan (veya reddeden, o kısmı çok kavramadım henüz) insanların animesi. delüzyonlar, denpalık, ve lise hayatı.
ayrıca oğlanın halası baya ... (gereksiz iyi sıfatlar)
"yuri hentai ultra violent bikini warrior ghost story magnum wielding magical girl friday the 13th style murder mystery series from 1985" --Kenny Lauderdale
hayatınızda görebileceğiniz en değişik anim-- pardon hentai. yanlış hatırlamıyorsam toplam 4 bölümü olan bir ova serisi. konusu yukarıda yazdığım gibi. zaten friday the 13th'in çıkış zamanlarına denk geliyor çizildiği vakit.
nereden anlatmaya başlasam bilemedim. izlediğim şey bir sanat eseriydi, ve 2023 yılında hakkında hala konuşuyorsam klasikliği dolayısıyladır. fanları da aynı fikirde, çünkü 1985 yılında hentai ova olarak çıktığında fanları seriyi o kadar beğenmişti ki animatörlerinden hentai olmayacak şekilde ova çıkartmalarını istemiştir. böylece diğer 3 bölümü de normal ova olarak çıkmıştır.
biliyorsunuz veya bilmiyorsunuz, japonyada erotik sanat eserlerinde genitallerin çizimi yasak, o yüzden hep sansür vardır. işte bu yüzden eski japon sage'ler bu yasayı circumvent etmek için genitalleri temsil edecek bir şey aramışlardır ve buldukları şey ahtapot tentacle'larıdır. benzer işlevi görüyor, ancak daha slimy ve daha etkili. işte dream hunter rem de tentacle'ları popülerleştiren serilerden birisidir.
anime o kadar çılgındır ki bu japon 80'lerinin ekonomik patlamasının bir ürünü olduğunu düşünüyorum. animatörlerin harcayacak o kadar parası varmış ki böyle bir şaheser ortaya koymuşlar. günümüzde asla bu kalitede bir şey göremezsiniz. creative freedom denilen şey günümüzde yok, 80'lere geri dönün lütfen.
ayrıca ova'nin ortasında mid ova intermission var. epey güzel ve nedense çocuklara yönelik eğitimsel bir şey koymuşlar lol.
anime konusu veya içeriği hakkında bahsetmek istemiyorum, çünkü spoiler olur ve bu animeyi ilk defa izleyecekseniz gerçekten spoilersız girmeniz daha iyi olur. anime batshit insane.
2008 ve 2011 yılında iki adet kısa mangası çıkmıştır "Dream Hunter Rem XX: Ao no Kikan Kishi" ve "Dream Hunter Rem Alternative" adında.
80'lerden kalma başka bir sanat eseri merak ediyorsanız call me tonight önerebilirim. o da yine aynı çılgın 80'ler döneminden kalma bir anim---- değil. hentai. evet. pink noise ova serisinden bir anime. 80'ler gerçekten ilginç yıllardı japon animasyonu için. boşuna golden age of japanese animation demiyorlar.
hayatınızda görebileceğiniz en değişik anim-- pardon hentai. yanlış hatırlamıyorsam toplam 4 bölümü olan bir ova serisi. konusu yukarıda yazdığım gibi. zaten friday the 13th'in çıkış zamanlarına denk geliyor çizildiği vakit.
nereden anlatmaya başlasam bilemedim. izlediğim şey bir sanat eseriydi, ve 2023 yılında hakkında hala konuşuyorsam klasikliği dolayısıyladır. fanları da aynı fikirde, çünkü 1985 yılında hentai ova olarak çıktığında fanları seriyi o kadar beğenmişti ki animatörlerinden hentai olmayacak şekilde ova çıkartmalarını istemiştir. böylece diğer 3 bölümü de normal ova olarak çıkmıştır.
biliyorsunuz veya bilmiyorsunuz, japonyada erotik sanat eserlerinde genitallerin çizimi yasak, o yüzden hep sansür vardır. işte bu yüzden eski japon sage'ler bu yasayı circumvent etmek için genitalleri temsil edecek bir şey aramışlardır ve buldukları şey ahtapot tentacle'larıdır. benzer işlevi görüyor, ancak daha slimy ve daha etkili. işte dream hunter rem de tentacle'ları popülerleştiren serilerden birisidir.
anime o kadar çılgındır ki bu japon 80'lerinin ekonomik patlamasının bir ürünü olduğunu düşünüyorum. animatörlerin harcayacak o kadar parası varmış ki böyle bir şaheser ortaya koymuşlar. günümüzde asla bu kalitede bir şey göremezsiniz. creative freedom denilen şey günümüzde yok, 80'lere geri dönün lütfen.
ayrıca ova'nin ortasında mid ova intermission var. epey güzel ve nedense çocuklara yönelik eğitimsel bir şey koymuşlar lol.
anime konusu veya içeriği hakkında bahsetmek istemiyorum, çünkü spoiler olur ve bu animeyi ilk defa izleyecekseniz gerçekten spoilersız girmeniz daha iyi olur. anime batshit insane.
2008 ve 2011 yılında iki adet kısa mangası çıkmıştır "Dream Hunter Rem XX: Ao no Kikan Kishi" ve "Dream Hunter Rem Alternative" adında.
80'lerden kalma başka bir sanat eseri merak ediyorsanız call me tonight önerebilirim. o da yine aynı çılgın 80'ler döneminden kalma bir anim---- değil. hentai. evet. pink noise ova serisinden bir anime. 80'ler gerçekten ilginç yıllardı japon animasyonu için. boşuna golden age of japanese animation demiyorlar.
konusu derin olan ve satrancı sevdiren henta--- pardon anime. ecchi + satranç + harem + shounen karışımı bir şey.
animelerin hala kaliteli üretildiği yıllar arasındaki o lanetli 2010 senesinde japon televizyonlarında yayınlanmış, açıkçası nasıl yayınlanmış hala anlamadığım, ancak çizimleri, animasyonu, sanatı, müzikleri aşmış bir anime. bir anime ost'sinde dinleyebileceğim en iyi müzikler var diyebilirim. gerçekten çok atmosferik ve duygusal. böyle bir sanat eserini yaratan ve oluşturan o büyük aklı merak ediyorum. insanlık o sanatçı için yeterince kültürlü değil.
yosuga no sora, bir visual novel'in anime adaptasyonudur. visual novel'ın birden fazla ending'i olduğundan dolayı anime de buna ayak uydurmuş ve toplam 12 bölümün her 3 bölümü bir ending / route'u konu almaktadır. zengin kızdan tut okul arkadaşına, maidden tut hepsi var. benim en sevdiğim route ise 9-12. bölümler arasındaki son route'dur. efsanedir.
açıkçası bu anime o son bölümlerdeki epik ensest kısmı yüzünden baya negatif eleştiri yemiştir ancak ben genel olarak pozitif buluyorum. sanatsal olarak anime kendini gerçekten aşmış. hikaye half-decent diyebileceğim tarzda, çok bir şeyi yok açıkçası. gerçi ben incest ve siscon genre'larına bayılan biriyim o yüzden biraz bias'ım olabilir...
yosuga no sora, bir visual novel'in anime adaptasyonudur. visual novel'ın birden fazla ending'i olduğundan dolayı anime de buna ayak uydurmuş ve toplam 12 bölümün her 3 bölümü bir ending / route'u konu almaktadır. zengin kızdan tut okul arkadaşına, maidden tut
açıkçası bu anime o son bölümlerdeki epik ensest kısmı yüzünden baya negatif eleştiri yemiştir ancak ben genel olarak pozitif buluyorum. sanatsal olarak anime kendini gerçekten aşmış. hikaye half-decent diyebileceğim tarzda, çok bir şeyi yok açıkçası. gerçi ben incest ve siscon genre'larına bayılan biriyim o yüzden biraz bias'ım olabilir...
ah evet sonunda sevgili edindim, sevdiğim kız sonuna beni kabul etti ve benimle çıkmaya başladı.
a, o da ne, başka bir kız benden hoşlanıyormuş, hem de 6 aydır. ve sırf kendini bana kabul ettirmek için çok çaba göstermiş her şeyde usta olmuş.
aaaaah ne yapsam acaba... reddetsem ayıp olur ona... çok çabalamış..
a aklıma bir fikir geldi, gel birlikte gidip kız arkadaşıma soralım ne yapsak diye
...
kız arkadaşım: hayır.
*diğer kız o sırada kawaii bir surat yapar*
kız arkadaşım: ... belki
konusu böyle absürt olan ve izlerken her bölüm arası beynimdeki nöronların birer birer azaldığını hissettiğim, izlemeden önce kafadan türev çözebilirken şimdi kafadan sadece harem türevlerini sayabilmeme sebep olan anime. sanırım 2021'de çıktı ve şu anda 2023'te ikinci sezonu yayınlanıyor. seride 4 kız var ve bu kızların bizim ana oğlanla ilişkisini izliyoruz. bu animeyi görünce aklıma 2009 yılından kalma bir harem(?) animesindeki oğlanın sözü geldi:
kız: "why are you so obsessed with reaching the harem end? there are other happy endings, aren't there?"
oğlan: "it's obvious, isn't it? in the harem ending, everyone's happy."
ayrıca yukarıdaki yazdıklarımı spoiler tagına koymama sebebim resmen serinin synopsis'ini yazdığım için. tehehe.
arkadaşlarla birlikte sarhoş olup izlenicek anime.
puan verecek olursam: cursed/10
a, o da ne, başka bir kız benden hoşlanıyormuş, hem de 6 aydır. ve sırf kendini bana kabul ettirmek için çok çaba göstermiş her şeyde usta olmuş.
aaaaah ne yapsam acaba... reddetsem ayıp olur ona... çok çabalamış..
a aklıma bir fikir geldi, gel birlikte gidip kız arkadaşıma soralım ne yapsak diye
...
kız arkadaşım: hayır.
*diğer kız o sırada kawaii bir surat yapar*
kız arkadaşım: ... belki
konusu böyle absürt olan ve izlerken her bölüm arası beynimdeki nöronların birer birer azaldığını hissettiğim, izlemeden önce kafadan türev çözebilirken şimdi kafadan sadece harem türevlerini sayabilmeme sebep olan anime. sanırım 2021'de çıktı ve şu anda 2023'te ikinci sezonu yayınlanıyor. seride 4 kız var ve bu kızların bizim ana oğlanla ilişkisini izliyoruz. bu animeyi görünce aklıma 2009 yılından kalma bir harem(?) animesindeki oğlanın sözü geldi:
kız: "why are you so obsessed with reaching the harem end? there are other happy endings, aren't there?"
oğlan: "it's obvious, isn't it? in the harem ending, everyone's happy."
ayrıca yukarıdaki yazdıklarımı spoiler tagına koymama sebebim resmen serinin synopsis'ini yazdığım için. tehehe.
arkadaşlarla birlikte sarhoş olup izlenicek anime.
puan verecek olursam: cursed/10
2011'deki japonya depremi esnasında yayınlandığı için japonya'nın önem sırasında sonlara gitmiş ve malesef ekonomik olarak flop'lamış bir anime. ancak batı dünyasında epey yerini tutmuş ve komedisi efsane olan, çizimleri bazen düz bazen inanılmaz olan anime. izlerken beyninizi bir kenara bırakın.
Sunrise tarafından 2012 yılının ocak ayında yayınlanmaya başlamış, (dediklerine göre) gintama'nın verdiği arada bir boşluk doldurma niyetine yayınlanmış ve daha sonra birkaç ay boyunca toplam 6 adet special bölümünün yayınlandığı efsane anime. zaten sunrise stüdyosu animeleri epey bir değişik ve çeşitli (mecha, shounen, idol, komedi ne ararsan var) insanlar komedi açısından gintamaya benzetiyor, ancak ben nichijou animesine daha çok benzetiyorum bilmiyorum neden. belki isminden ötürü.
anime ise daha çok nichijou gibi böyle bir sürü mini skeçin birleşimi gibi. her bir skeçin kendine has bir öyküsü var ve bazı skeçler birbirine hikaye olarak bağlı ancak ardı ardına yayınlanmıyorlar. mesela skeç konularından biri (ve en popüleri) "literary girl" veya "bungaku shoujo" veya "edebiyatçı kız". bu kız arada sırada ekrana geliyor ve bizim ana karakterle çeşitli etkileşimlere giriyor. sosis ile ilgili başka bir skeç ise bana direkt nichijou'daki bir sahneyi anımsatmıştı.
bu anime, "all boys highschool"da geçiyor. realizm de var biraz, o yüzden çoğu sahneye relate edebiliyorsunuz... "çoğu".
karakterleri sıralayacak olursak:
Tadakuni: serinin ilk başında tanıtılan ve sanki "ana" protagonist oymuş hissiyatı veren karakter. Bana "yuru yuri" animesindeki "akari"yi anımsatıyor önem açısından :p tipik siyah saçlı anime karakteri
Hidenori: serinin "ana" protagonisti bence. gintama'daki gintoki'nin voice actor'unun seslendirdiği bir efsane. yaşadığı olaylar gerçekten ilginç. gözlüklü olan karakter.
Yoshitake: serinin diğer "ana" protagonisti. hidenori kadar ana değil ama olsun, seviliyorsun. sarışın saçlı ayrıca.
student council üyeleri: 4 tane karakter var; motoharu, toshiyuki, president ve vice president (adları yok..?) president bana blend S animesindeki sarışın saçlı italyadan gelen reisi anımsattı, vice president görünüşü direkt komik, toshiyukinin hikayesi acıklı ve motoharu ise... motoharu.
ringo-chan: öbür "all girls" lisesinin studen council president'i. gerçekten ilginç ve kawaii - kawaiikunai bir karakter.
yassan: efsanevi literature girl. spoiler girmeyeceğim hakkında çünkü her anı efsane.
diğer karakterler minör karakter ve izledikçe denk gelirsiniz zaten. bir ton karakter var nedense.
izlemenizi önerdiğim bir seri.
anime ise daha çok nichijou gibi böyle bir sürü mini skeçin birleşimi gibi. her bir skeçin kendine has bir öyküsü var ve bazı skeçler birbirine hikaye olarak bağlı ancak ardı ardına yayınlanmıyorlar. mesela skeç konularından biri (ve en popüleri) "literary girl" veya "bungaku shoujo" veya "edebiyatçı kız". bu kız arada sırada ekrana geliyor ve bizim ana karakterle çeşitli etkileşimlere giriyor. sosis ile ilgili başka bir skeç ise bana direkt nichijou'daki bir sahneyi anımsatmıştı.
bu anime, "all boys highschool"da geçiyor. realizm de var biraz, o yüzden çoğu sahneye relate edebiliyorsunuz... "çoğu".
karakterleri sıralayacak olursak:
Tadakuni: serinin ilk başında tanıtılan ve sanki "ana" protagonist oymuş hissiyatı veren karakter. Bana "yuru yuri" animesindeki "akari"yi anımsatıyor önem açısından :p tipik siyah saçlı anime karakteri
Hidenori: serinin "ana" protagonisti bence. gintama'daki gintoki'nin voice actor'unun seslendirdiği bir efsane. yaşadığı olaylar gerçekten ilginç. gözlüklü olan karakter.
Yoshitake: serinin diğer "ana" protagonisti. hidenori kadar ana değil ama olsun, seviliyorsun. sarışın saçlı ayrıca.
student council üyeleri: 4 tane karakter var; motoharu, toshiyuki, president ve vice president (adları yok..?) president bana blend S animesindeki sarışın saçlı italyadan gelen reisi anımsattı, vice president görünüşü direkt komik, toshiyukinin hikayesi acıklı ve motoharu ise... motoharu.
ringo-chan: öbür "all girls" lisesinin studen council president'i. gerçekten ilginç ve kawaii - kawaiikunai bir karakter.
yassan: efsanevi literature girl. spoiler girmeyeceğim hakkında çünkü her anı efsane.
diğer karakterler minör karakter ve izledikçe denk gelirsiniz zaten. bir ton karakter var nedense.
izlemenizi önerdiğim bir seri.
kısa adı "onimai" olan, ingilizce adı "onii-chan is done for!" olan, studio bind tarafından anime edilmiş (mushoku tensei'yi çizen manyaklar) ve nekotoufu sensei tarafından orijinal mangası çizilmiş efsaneler ötesi bir anime.
animenin konusu, mahiro oyama adında 20'li yaşlarında olan hikineet evladımızın mad scientist kız kardeşi tarafından bir gecede süper değişik bir ilaçla bir kıza dönüşümü ve mahiro'nun kız olarak hayata yeniden adapte olmaya çalışması hakkındadır. ilk başta bakınca wtf? diyorsunuz ancak sonra serinin altında vermeye çalıştığı mesajlar ve işlediği temalar ortaya çıktıkça heeeee oluyorsunuz.
animenin teması magical sex shift, veya diğer adıyla gender bender, veya diğer adıyla ranma½ 2: electric boogaloo. genre'sı ise komedi ve slice of life / cute girls doing cute things sayılabilir.
animede kız kardeşe dönüşen abimizin yeni vücuduna alışmasını ve yeni vücudunda (ve daha ufak yaşı) iken tanıştığı yeni insanlara alışmasını izliyoruz. önce kendi kız kardeşinin okul arkadaşıyla, sonra onun kardeşiyle ve kardeşinin okul arkadaşlarıyla tanışır. okula da başlar. daha önce hiç gender bender manga okumadıysanız bundan sonrası size spoiler gelecektir dolayısıyla anlatmayacağım.
ancak bir oğlanın kız vücuduna girip alışmaya çalışması, kız iken beyninde erkek gibi davranması, saçma sapan durumlara saçma yanıtlar vermesi çok tatlı geliyor. izledikçe izliyorum, okudukça okuyorum. içimde yeni bir şey uyanmış gibi hissediyorum. sanırım sonunda kendi genre'mı keşfettim. mahiro dünyalar tatlısı bir kız.
ve evet bu anime yayınlandığı sırada internette çok fazla tartışma döndü yok mahiro transtır yok değildir yok erkektir yok kızdır yok bilmemne. siz o tartışmalardan uzak durun, çünkü o tartışan insanların hiçbiri tartışmanın bitmesini istemiyor, her ne kadar tartışmayı bitirmeye çalışsalar da. onlardan birine mahiro hakkında en ufak bir şey sorun ve sizi direkt ortamlarından banlarlar hahahaha. onimai discord sunucularından da uzak durun aynı sebepten ötürü. genelde bu tip ortamlarda özgür düşünceye sahip olan insanlar şutlandığı için içeride sadece koyunlar kalıyor. hepsinin unuttuğu bir şey var: mahiro is mahiro. mahiro bizimdir. mahiro hepimizin. protecc the smile.
bunların dışında insana (eğer erkekse) acaba bir günlüğüne kıza dönüşseydim acaba nasıl olurdu sorusunu sordurtan bir anime.
animenin konusu, mahiro oyama adında 20'li yaşlarında olan hikineet evladımızın mad scientist kız kardeşi tarafından bir gecede süper değişik bir ilaçla bir kıza dönüşümü ve mahiro'nun kız olarak hayata yeniden adapte olmaya çalışması hakkındadır. ilk başta bakınca wtf? diyorsunuz ancak sonra serinin altında vermeye çalıştığı mesajlar ve işlediği temalar ortaya çıktıkça heeeee oluyorsunuz.
animenin teması magical sex shift, veya diğer adıyla gender bender, veya diğer adıyla ranma½ 2: electric boogaloo. genre'sı ise komedi ve slice of life / cute girls doing cute things sayılabilir.
animede kız kardeşe dönüşen abimizin yeni vücuduna alışmasını ve yeni vücudunda (ve daha ufak yaşı) iken tanıştığı yeni insanlara alışmasını izliyoruz. önce kendi kız kardeşinin okul arkadaşıyla, sonra onun kardeşiyle ve kardeşinin okul arkadaşlarıyla tanışır. okula da başlar. daha önce hiç gender bender manga okumadıysanız bundan sonrası size spoiler gelecektir dolayısıyla anlatmayacağım.
ancak bir oğlanın kız vücuduna girip alışmaya çalışması, kız iken beyninde erkek gibi davranması, saçma sapan durumlara saçma yanıtlar vermesi çok tatlı geliyor. izledikçe izliyorum, okudukça okuyorum. içimde yeni bir şey uyanmış gibi hissediyorum. sanırım sonunda kendi genre'mı keşfettim. mahiro dünyalar tatlısı bir kız.
ve evet bu anime yayınlandığı sırada internette çok fazla tartışma döndü yok mahiro transtır yok değildir yok erkektir yok kızdır yok bilmemne. siz o tartışmalardan uzak durun, çünkü o tartışan insanların hiçbiri tartışmanın bitmesini istemiyor, her ne kadar tartışmayı bitirmeye çalışsalar da. onlardan birine mahiro hakkında en ufak bir şey sorun ve sizi direkt ortamlarından banlarlar hahahaha. onimai discord sunucularından da uzak durun aynı sebepten ötürü. genelde bu tip ortamlarda özgür düşünceye sahip olan insanlar şutlandığı için içeride sadece koyunlar kalıyor. hepsinin unuttuğu bir şey var: mahiro is mahiro. mahiro bizimdir. mahiro hepimizin. protecc the smile.
bunların dışında insana (eğer erkekse) acaba bir günlüğüne kıza dönüşseydim acaba nasıl olurdu sorusunu sordurtan bir anime.
zorba. zorbalamak. başka birini zorbalamak.
örnek vermem gerekirse bir insanın diğer insanı rahatsız etmesi, karşısındakinin rahatsız olduğunu bilerek rahatsız etmesi ve bundan zevk alması(?). genelde kıskançlıktan, tiksinçten veya can sıkıntısından yapılır.
animelerde çok işleniyor.
örnek vermem gerekirse bir insanın diğer insanı rahatsız etmesi, karşısındakinin rahatsız olduğunu bilerek rahatsız etmesi ve bundan zevk alması(?). genelde kıskançlıktan, tiksinçten veya can sıkıntısından yapılır.
animelerde çok işleniyor.
toplumun geneli tarafından bilinmeyen, hatta o konunun kategorisi içerisinde yer alan veya bilgisi olan insanların dahi pek bilmediği, kuytu köşede kalmış şeyler.
örneğin gender bender janrası genel anime topluluğu içinde niche kalan bir genre, herkes bilmiyor veya okumuyor, ancak onu bilen bir azınlık var ve seven. (gerçi gender bender artık pek niche sayılmaz ama, özellikle onimai sonrası)
ancak mesela gender bender genre'sı içinde de daha niche kalan alt kategoriler ve mangalar / hikayeler var. mesela mahou shoujo kakeru, veya mangadexteki diğer pek okunmayan gender bender'lar.
sadece animelere sınırlı da değil. bazen yaşadığınız topluluğa kıyasla veya bulunduğunuz arkadaş grubuna kıyasla da "niche" hobilere sahip olabilirsiniz. tam bir türkçe çevirisi var mı bilmiyorum çünkü twitterda takip ettiğim "niche" insanlar da sürekli niche veya niş diyor bu tip şeylerden bahsederken.
mesela herkes futbol konuşur yemek konuşur youtuber konuşur vs... ama arka sırada oturan bir çocuk vardır ve elinde psp'sinde trails in the sky oynar. o çocuğun hobileri sınıfın geri kalanına göre daha niche kalıyor. veya başka bir çocuk okuldan sonra gider ve olta ile daha önce kimsenin bilmediği bir teknik ile balık avlar. o balık avlama tekniği niche bir tekniktir.
genel olarak specialization demek.
örneğin gender bender janrası genel anime topluluğu içinde niche kalan bir genre, herkes bilmiyor veya okumuyor, ancak onu bilen bir azınlık var ve seven. (gerçi gender bender artık pek niche sayılmaz ama, özellikle onimai sonrası)
ancak mesela gender bender genre'sı içinde de daha niche kalan alt kategoriler ve mangalar / hikayeler var. mesela mahou shoujo kakeru, veya mangadexteki diğer pek okunmayan gender bender'lar.
sadece animelere sınırlı da değil. bazen yaşadığınız topluluğa kıyasla veya bulunduğunuz arkadaş grubuna kıyasla da "niche" hobilere sahip olabilirsiniz. tam bir türkçe çevirisi var mı bilmiyorum çünkü twitterda takip ettiğim "niche" insanlar da sürekli niche veya niş diyor bu tip şeylerden bahsederken.
mesela herkes futbol konuşur yemek konuşur youtuber konuşur vs... ama arka sırada oturan bir çocuk vardır ve elinde psp'sinde trails in the sky oynar. o çocuğun hobileri sınıfın geri kalanına göre daha niche kalıyor. veya başka bir çocuk okuldan sonra gider ve olta ile daha önce kimsenin bilmediği bir teknik ile balık avlar. o balık avlama tekniği niche bir tekniktir.
genel olarak specialization demek.
"Shuumatsu Nani Shitemasu ka? Isogashii desu ka? Sukutte Moratte Ii desu ka?" veya ingilizce adıyla "WorldEnd: What do you do at the end of the world? Are you busy? Will you save us?" animesi de bu kategoriye girer diye tahmin ediyorum. Onun dışında "anohana" ve "plastic memories" diyeceğim.
yeni steam ücretlendirmesi ile açık denizlere yeniden yelken açacağımız günlerin geldiğini gösteren durumdur.
asıl adı "mahou shoujo sho" olan (ve twitter'da kullanıcıların bazen "shoko" dediği -- [sho erkek ismi iken shoko kız ismi oluyor sanırım]) ancak ingilizce çevirilerinde nedense adı "mahou shoujo kakeru"ya dönüşmüş olan bir tsf mangadır.
tsf? shoko? kız ve erkek isimleri?? ne oluyor kont açıklasana!! dediğinizi duyar gibiyim. evet, bu manga, anime manga kültüründe biraz fazla niche kalan bir yerde. hatta o kadar niche ki herhangi bir yerde yayınlanmıyor (comiket ve shounen jump rookies'i saymazsak) ve myanimelist sayfası bile yok.
tsf transexual fantasy demek. yani o süper popüler "onii-chan wa oshimai" animesi ile aynı kategoride. mangadaki oğlandan kıza dönüşen oğlanın adı da "sho" ancak ingilizce çeviride "kakeru" demişler. sho sürekli kıza dönüştüğü için de okurlar sho'ya bazen shoko diyor.
neyse uzun ve saçma bir giriş yazısından sonra manga hakkında konuşmaya başlayalım.
bu manga, klasik bir magical girl mangası. ancak ana karakterimiz 10-bilmemkaç yaşında bir oğlan ve bir de kız kardeşi var (kardeşinin adı da sora). ve evet yaratıklar da var bu dünyada. bir gün bu yaratıklardan biri bizim oğlanın kız kardeşine saldırıyor. sonra uzak bir yerden böyle büyülü ışıltılı bir enerji topu geliyor. bizim oğlan bunu canavarın saldırısı sanıp önüne atlıyor ve enerji topu bu çocuğa çarpıyor. sonuç olarak oğlan bir mahou shoujo'ya dönüşüyor. meğerse o büyüyü maskot şeklinde bir magical cat mascot atmış, kız kardeşi sora'yı magical girl yapmak için. ancak şöyle bir sorun var: sadece kızlarda magical girl olmayı sağlayak magic power var dolayısıyla bu kedi baya şaşırıyor oğlanın dönüşmesine. en sonunda oğlanı magical girl yapmak için uğraşlara giriyorlar ve bu uğraşlar arasında tabii ki de oğlanı ruhen ve bedenen bir kıza dönüştürmek var. işte tsf elementi burada. onun dışında klasik bir genderbender manga ve bayılıyorum.
şimdilik 30 chapter'ı var. yaratıcısının adı "saneyaro". aynı anda birden fazla manga oluşturmaya çalışan bir sensei. twitter hesabına göre "mangaka olmaya çalışıyor"muş. ayrıca bu mangayı mangadex'te okursanız veya taglarına bakarsanız göreceksiniz ki... benim bu manga için önerebileceğim tag: "cursed". unutun onimai'yi, unutun redo of healer'ı, unutun kiss x sis'i, yosuga no sora'yı, sora kasugano bizim sora kazaana'nın yanında vız gelir tırıs gider. bu mangayı okuduktan sonra "cursed" tagı sizin aklınızda yeni bir yer bulacak.
tsf? shoko? kız ve erkek isimleri?? ne oluyor kont açıklasana!! dediğinizi duyar gibiyim. evet, bu manga, anime manga kültüründe biraz fazla niche kalan bir yerde. hatta o kadar niche ki herhangi bir yerde yayınlanmıyor (comiket ve shounen jump rookies'i saymazsak) ve myanimelist sayfası bile yok.
tsf transexual fantasy demek. yani o süper popüler "onii-chan wa oshimai" animesi ile aynı kategoride. mangadaki oğlandan kıza dönüşen oğlanın adı da "sho" ancak ingilizce çeviride "kakeru" demişler. sho sürekli kıza dönüştüğü için de okurlar sho'ya bazen shoko diyor.
neyse uzun ve saçma bir giriş yazısından sonra manga hakkında konuşmaya başlayalım.
bu manga, klasik bir magical girl mangası. ancak ana karakterimiz 10-bilmemkaç yaşında bir oğlan ve bir de kız kardeşi var (kardeşinin adı da sora). ve evet yaratıklar da var bu dünyada. bir gün bu yaratıklardan biri bizim oğlanın kız kardeşine saldırıyor. sonra uzak bir yerden böyle büyülü ışıltılı bir enerji topu geliyor. bizim oğlan bunu canavarın saldırısı sanıp önüne atlıyor ve enerji topu bu çocuğa çarpıyor. sonuç olarak oğlan bir mahou shoujo'ya dönüşüyor. meğerse o büyüyü maskot şeklinde bir magical cat mascot atmış, kız kardeşi sora'yı magical girl yapmak için. ancak şöyle bir sorun var: sadece kızlarda magical girl olmayı sağlayak magic power var dolayısıyla bu kedi baya şaşırıyor oğlanın dönüşmesine. en sonunda oğlanı magical girl yapmak için uğraşlara giriyorlar ve bu uğraşlar arasında tabii ki de oğlanı ruhen ve bedenen bir kıza dönüştürmek var. işte tsf elementi burada. onun dışında klasik bir genderbender manga ve bayılıyorum.
şimdilik 30 chapter'ı var. yaratıcısının adı "saneyaro". aynı anda birden fazla manga oluşturmaya çalışan bir sensei. twitter hesabına göre "mangaka olmaya çalışıyor"muş. ayrıca bu mangayı mangadex'te okursanız veya taglarına bakarsanız göreceksiniz ki... benim bu manga için önerebileceğim tag: "cursed". unutun onimai'yi, unutun redo of healer'ı, unutun kiss x sis'i, yosuga no sora'yı, sora kasugano bizim sora kazaana'nın yanında vız gelir tırıs gider. bu mangayı okuduktan sonra "cursed" tagı sizin aklınızda yeni bir yer bulacak.
puanlama sistemi kullanıcılar tarafından olduğu için iyi olan, ancak bir o kadar da kötü olan (bazen mob voting oluyor) site