kötüyken iyi olan karakterlerden biridir.
çevremdeki bazı kişilerce bana takılan lakaplardan biridir. polyanna kadar olmasa da genelde olaylara bardağın dolu tarafından bakmayı sevdiğimden bu lakaabı aldım işte,
ayrıca kitabını pek sevmediğimi de söyleyeyim(yeşilçam versiyonunu da pek sevmezdim)
ayrıca kitabını pek sevmediğimi de söyleyeyim(yeşilçam versiyonunu da pek sevmezdim)
şu sıralar yeni bir versiyonu çıkmış çocukta ne tip kalmış ne yetenek öncesinde idare ediyordu ama şimdi görünce anında kanalı değiştiriyorum
cidden son zamanlarda "tesadüfe bak" cümlesi dilime pelesenk oldu(özel hayatım için de)..tesadüfe bakın ki yan sekmede şuan junketsu drop açık.hem ilk okuduklarım arasında olması hem de sevdiğim serilerden olması nedeniyle ayrıca bir yeri vardır bende junketsu dropun ve bu ya 4 ya da 5. okuyuşum olacak(tabi önce testlerimi bitirmem gerek).şuan nasıl daha önce başlığını açmamışım diye şaşırdım, başlık için arigatouu haruhi chan^^
edit: normalde bedensel birliktelikten doğan yakınlığın aşka dönüşmesinden çok da hoşlanmıyorum, smut zaten pek hoşlandığım bir şey değil bir de sebebi aşk olmayan one night stand tadında-burda öğretmenlik adı altında>_< - birliktelikler pek tarzım değil(maalesef yaoide en sık karşılaşılan konulardan) ama hem junketsu dropta hem de başka birkaç seride bu durum beni rahatsız etmedi. olayın nasıl sunulduğu önemli tabii.:) bu konuyu bir kenara bırakırsak, kurgusu karakterler olay örgüsü falan çok tatlıdır. esas kararkterlerimiz zaten ayrıca sevilesi, bir yanda kendi yalanının kurbanı olan, ukesiyle uğraşmayı pek seven kasukabe, diğer yanda cool görünümünün ve şişkin egosunun ardında epeyce sevimli, biraz kıskanç misato... gel de sevme bu çifti>_<
ayrıca senseinin junketsu dropta tanıdığımız öğrenci başkanı kadokuranın hikayesini anlatan interval zero adında başka bir serisi daha vardır ve arada kasukabeyi görme şansını yakalarız^^yalnız şunu da söyleyeyim, junketsu dropu ve genel olarak senseinin çalışmalarını ne kadar sevsem, kadokura ne kadar tatlı bir karakter olsa da interval zero benim sinirlerimi bir hayli hoplatan bir seriydi. kadokura kuncuğumu resmen hizmetçi gibi kullanıp bir teşekkür dahi etmeyen beleşçi ve asalak ev arkadaşlarına kıl olmuştum, babaya diyecek çok lafım var da burası yeri değil.bir ara başlık açarsam orda kusarım öfkemi artık^^ ayrıca 2 serinin çizimleri de epey farklıdır zira yazarımız aynıyken artistler farklı.:)
edit: normalde bedensel birliktelikten doğan yakınlığın aşka dönüşmesinden çok da hoşlanmıyorum, smut zaten pek hoşlandığım bir şey değil bir de sebebi aşk olmayan one night stand tadında-burda öğretmenlik adı altında>_< - birliktelikler pek tarzım değil(maalesef yaoide en sık karşılaşılan konulardan) ama hem junketsu dropta hem de başka birkaç seride bu durum beni rahatsız etmedi. olayın nasıl sunulduğu önemli tabii.:) bu konuyu bir kenara bırakırsak, kurgusu karakterler olay örgüsü falan çok tatlıdır. esas kararkterlerimiz zaten ayrıca sevilesi, bir yanda kendi yalanının kurbanı olan, ukesiyle uğraşmayı pek seven kasukabe, diğer yanda cool görünümünün ve şişkin egosunun ardında epeyce sevimli, biraz kıskanç misato... gel de sevme bu çifti>_<
ayrıca senseinin junketsu dropta tanıdığımız öğrenci başkanı kadokuranın hikayesini anlatan interval zero adında başka bir serisi daha vardır ve arada kasukabeyi görme şansını yakalarız^^yalnız şunu da söyleyeyim, junketsu dropu ve genel olarak senseinin çalışmalarını ne kadar sevsem, kadokura ne kadar tatlı bir karakter olsa da interval zero benim sinirlerimi bir hayli hoplatan bir seriydi. kadokura kuncuğumu resmen hizmetçi gibi kullanıp bir teşekkür dahi etmeyen beleşçi ve asalak ev arkadaşlarına kıl olmuştum, babaya diyecek çok lafım var da burası yeri değil.bir ara başlık açarsam orda kusarım öfkemi artık^^ ayrıca 2 serinin çizimleri de epey farklıdır zira yazarımız aynıyken artistler farklı.:)
bedenini olur olmaz yerlerde uyur halde sıklıkla bulan noragami karakteridir. kendisi yarı ayakashidir
hem güldürü ögeleri bol hem fangirllük için harika malzemeler veriyor hem de aksiyon sahneleriyle göz dolduruyor. tek sıkıntım yonanın ootani sendromuna yakalanmış olması, ne odunluktur arkadaş.
topografik kişilik kuramı(bilinç, bilinç öncesi, bilinçaltı)
yapısal kişilik kuramı(arzu, mantık,çevre)
psiko seksüel kişilik kuramı
bu 3 kişilik kuramını ortaya koyan psikanalizin babasıdır. kendisi yahudi kökenli avusturyalı bir nörologdur. ottamızın da dediği gibi 6 çocuğu vardır ve çocukları psikolojiyle ilgilenmişlerdir, bu çocuklardan en ünlüsü anna freud-en küçük çocuk- çocuk psikolojsi üzerine araştırmalar yapmıştır.
yapısal kişilik kuramı(arzu, mantık,çevre)
psiko seksüel kişilik kuramı
bu 3 kişilik kuramını ortaya koyan psikanalizin babasıdır. kendisi yahudi kökenli avusturyalı bir nörologdur. ottamızın da dediği gibi 6 çocuğu vardır ve çocukları psikolojiyle ilgilenmişlerdir, bu çocuklardan en ünlüsü anna freud-en küçük çocuk- çocuk psikolojsi üzerine araştırmalar yapmıştır.
geleneksel japon kılıçlarından biri. ayrıca (bkz:katana)
ama yine bi rasenyalık yapmasam olmaz. tachi aynı zamanda yaoi kültüründeki semeyle aynı anlama gelir(yalnız tachi daha çok kişilikle alakalıdır) ve japonyada kullanımı semeye göre daha yaygındır. ikili kullanım: tachi x neko, seme x uke, pitcher x catcher(ing. çevirilerde)
ama yine bi rasenyalık yapmasam olmaz. tachi aynı zamanda yaoi kültüründeki semeyle aynı anlama gelir(yalnız tachi daha çok kişilikle alakalıdır) ve japonyada kullanımı semeye göre daha yaygındır. ikili kullanım: tachi x neko, seme x uke, pitcher x catcher(ing. çevirilerde)
daha çok erkekler için kullanılan bir ünvan olan kun hitap edilen kişinin özelliklerine göre farklı bir anlam kazanabilir(samimi ya da resmi bir hava verebilir)
doğrusu oldukça beğendiğim bir anime oldu. romantizm açısından doyurucuydu üstelik meinin değişimi oldukça güzel bir şekilde gözler önüne serilmişti bence. komedi açısından da fena sayılmazdı. bazı kişiler yamatonun saç stilinden pek hoşlanmıyor ama ben farklı olduğu için sevmiştim^^ gerçi kaininki de farklıydı ama o beni rahatsız etmişti .d shoujo sevenlerin izlemesi gerek bence .:)
kardeşim slum dunk ı izledikten sonra basketbola başlamıştı, o gün bugündür bana bunun için teşekkür eder iyi ki izlettirdin diye.
pek çok kişi gibi ben de slum dunk ı kuroko no basukeyle kıyaslarım. gerçekçilik arasında birkaç binlik ışık yılı fark var, slum dunk ı izlerken gerçek bir maçı izliyor gibi hissedebiliyorum ancak kuroko no basukedeki zone olayı, mucize nesil falan bana bu bir spor animesi mi yoksa başka bir şey mi dedirtebiliyor. hoş her iki animeyi, mangayı da yarı ayrı çok seviyorum ama slum dunk daha bir ayrı,en azından benim için.
pek çok kişi gibi ben de slum dunk ı kuroko no basukeyle kıyaslarım. gerçekçilik arasında birkaç binlik ışık yılı fark var, slum dunk ı izlerken gerçek bir maçı izliyor gibi hissedebiliyorum ancak kuroko no basukedeki zone olayı, mucize nesil falan bana bu bir spor animesi mi yoksa başka bir şey mi dedirtebiliyor. hoş her iki animeyi, mangayı da yarı ayrı çok seviyorum ama slum dunk daha bir ayrı,en azından benim için.
bir ara mangasında güncele gelmiştim ama güncele geldiğim pek çok shoujo manga gibi takip konusunda-haftada bir çıkmıyor ki sürekli aklımda olsun-problem yaşayıp yazın bölümler birikince okurum diyerek kenara ayırdığım, ama okuduğum bölümlerde oldukça eğlendiğim mangadır. animesinin de 7-8 bölümünü izlemiştim.
hiçbir erkeği seçmemesi dolayısıyla ana karakterine sinir olduğum anime(tamam kız iyi, yetenkli falan ama sinir ediyor insanı). ama erkeklerini çok severim ^^
maalesef beklentimin altında kalarak beni hayal kırıklığına uğratmış tekniktir.
3d2y sırasında silvers rayleigh sama'dan eğitim gören luffy'nin adadaki devasa, vahşi hayvanlara karşı hayatta kalma mücadelesi verirken geliştirmiş olduğu ilk kez manganın 783. bölümde adını duyduğumuz,784te de nasıl bir şey olduğunu gördüğümüz saldırı.
3d2y sırasında silvers rayleigh sama'dan eğitim gören luffy'nin adadaki devasa, vahşi hayvanlara karşı hayatta kalma mücadelesi verirken geliştirmiş olduğu ilk kez manganın 783. bölümde adını duyduğumuz,784te de nasıl bir şey olduğunu gördüğümüz saldırı.
shoujo manga scanlation ekibi.pek az sayıda da olsa farklı türlerde de çalışmaları vardır.
genel olarak beğendiğim,takdir ettiğim bir ekip... yalnız bazen mangayı okurken çevirmen notları yüzünden dikkatiniz dağılabiliyor.mesela dame na watashi ni koishite kudasaiı burdan okuyordum ama çevirmen notları yüzünden ingilizcesine döndüm, sonraki sayfada gerçekleşecek şeyi önceden haberini vermeleri heyecanı yok edebiliyor, ayrıca çok sayıda yalnızca yorum içeren not olması da yine mangaya odaklanmamı engelledi, keyifle okutturmadı doğrusu.
http://mabushimajo.com/
genel olarak beğendiğim,takdir ettiğim bir ekip... yalnız bazen mangayı okurken çevirmen notları yüzünden dikkatiniz dağılabiliyor.mesela dame na watashi ni koishite kudasaiı burdan okuyordum ama çevirmen notları yüzünden ingilizcesine döndüm, sonraki sayfada gerçekleşecek şeyi önceden haberini vermeleri heyecanı yok edebiliyor, ayrıca çok sayıda yalnızca yorum içeren not olması da yine mangaya odaklanmamı engelledi, keyifle okutturmadı doğrusu.
http://mabushimajo.com/
nicedir başlığını açmak aklıma geliyordu ama bana nasip olmamış, haruhi ottam önce davranmış^^
öncelikle mangakamız natsume isakunun favori senseilerimden biri olduğunu söyleyeyim, eserlerinin hemen hemen hepsini okudum-yakında okumadıklarımı da bitirmiş olurum- ve okurken işini severek yaptığını hissediyorsunuz, diğer mangalarını da okumanızı tavsiye ederim.:)
başlangıçta soğuk, yalnız çalışırı,... tavırlarından ötürü kaburagiye gıcık olmuştum ama şeyran tüyü var adamda, hemencecik sevdirdi kendini. ayrıca soğuk duruyor ama ne kadar muzur bir çocuk olabileceğini de sık sık göstermekten çekinmiyor, rahatlıkla başka tarafa çekilebilecek söz ve davranışları nedeniyle onoe kuncuğuma az çektirmedi, yeni bölümler gelirse çektirmeye devam da edecek -umarım-
esas oğlanlarımızı sevdiğim bir gerçek, bunun yanında yan karakterleri de eğlenceli buluyorum. suzuki san masayandan bahsetmiş zaten -"ne çektin be masayannn"-, bir de kaburaginin kız kardeşi var,
öncelikle mangakamız natsume isakunun favori senseilerimden biri olduğunu söyleyeyim, eserlerinin hemen hemen hepsini okudum-yakında okumadıklarımı da bitirmiş olurum- ve okurken işini severek yaptığını hissediyorsunuz, diğer mangalarını da okumanızı tavsiye ederim.:)
başlangıçta soğuk, yalnız çalışırı,... tavırlarından ötürü kaburagiye gıcık olmuştum ama şeyran tüyü var adamda, hemencecik sevdirdi kendini. ayrıca soğuk duruyor ama ne kadar muzur bir çocuk olabileceğini de sık sık göstermekten çekinmiyor, rahatlıkla başka tarafa çekilebilecek söz ve davranışları nedeniyle onoe kuncuğuma az çektirmedi, yeni bölümler gelirse çektirmeye devam da edecek -umarım-
esas oğlanlarımızı sevdiğim bir gerçek, bunun yanında yan karakterleri de eğlenceli buluyorum. suzuki san masayandan bahsetmiş zaten -"ne çektin be masayannn"-, bir de kaburaginin kız kardeşi var,
19 daysin yazar ve çizerleri old xian ile tan jiunun ellerinden çıkma bir başka webtoon. slice of life, komedi etiketlerine sahip.:)
kaç zamandır okuyacağım okuyacağım diyorum, sekmelerden birinde hali hazırda bekliyor ama bir türlü başlayamadım oysa gayet yüksek bir puana sahip ve okuyan herkes de tavsiye ediyor. umarım yakın zamanda ben de okuyanlar kafilesine katılırım.:)
kaç zamandır okuyacağım okuyacağım diyorum, sekmelerden birinde hali hazırda bekliyor ama bir türlü başlayamadım oysa gayet yüksek bir puana sahip ve okuyan herkes de tavsiye ediyor. umarım yakın zamanda ben de okuyanlar kafilesine katılırım.:)
alman bir müzik grubunun ismi.
roma mitolojisinde yer alan ufak ormanların, kırların tanrı/tanrıçaları, yunan ismi satir olan yarı keçi yarı insan mitolojik yaratıklardır.
rick riordanın olimpos kahramanları serisinde satirlerin aksine tembel ve dilenci kılıklı yaratıklar olarak tasvir edilmiştir
roma mitolojisinde yer alan ufak ormanların, kırların tanrı/tanrıçaları, yunan ismi satir olan yarı keçi yarı insan mitolojik yaratıklardır.
rick riordanın olimpos kahramanları serisinde satirlerin aksine tembel ve dilenci kılıklı yaratıklar olarak tasvir edilmiştir
küçükken tv de eskrim müsabakalarını görünce yapanlara çok özenirdim ve babamdan beni bir kursa yazdırmasını istemiştim ama güvenilir bir yer bulamayınca gönlümü yapmak için yüzmeye göndermişti. başlığı görmesem böyle bir olay olduğu aklıma bile gelmezdi sanırım, insan unutuyor.
3 çeşit silah kullanılır : epe, flöre ve kılıç. bilgi yarışmalarında da bu silahlar çok çıkıyor nedense
3 çeşit silah kullanılır : epe, flöre ve kılıç. bilgi yarışmalarında da bu silahlar çok çıkıyor nedense
bazı diyalogları, hikky nin bazı çıkarımlarını gereksiz bulsam da hemen hemen her bölümünde birkaç kez kahkaha attığım, izleyip üzerine düşünmeyi sevdiğim bir animeydi.
hikky nin kendisiyle olan konuşmaları, hayata bakış açısı, neredeyse her zamanki realist tavrı çok hoşuma gitmişti. diğer karakterlerde de sevdiğim şeyler vardı ama esas oğlanımız daha bir parlıyordu benim gözümde.
en sevdiğim kısımlardan biri de tenisçi çocuk yani totsuka ile hikky arasındaki "çekim"di.gözlüklü arkadaşımız gibi ben de birkaç kez onları bir yaoide hayal ettim. totsuka çok tatlı bir uke olurdu da acaba hikky nasıl bir seme olurdu.
hikky nin kendisiyle olan konuşmaları, hayata bakış açısı, neredeyse her zamanki realist tavrı çok hoşuma gitmişti. diğer karakterlerde de sevdiğim şeyler vardı ama esas oğlanımız daha bir parlıyordu benim gözümde.
en sevdiğim kısımlardan biri de tenisçi çocuk yani totsuka ile hikky arasındaki "çekim"di.gözlüklü arkadaşımız gibi ben de birkaç kez onları bir yaoide hayal ettim. totsuka çok tatlı bir uke olurdu da acaba hikky nasıl bir seme olurdu.