herkes tarafından bilinen clair de lune parçasının ait olduğu, kimse tarafından bilinmeyen bergamasque süiti'nin bestekarı.
clair de lune, dört parçalık süitin üçüncü parçasının ismidir (suite bergamasque: 3. clair de lune).
"suite bergamasque: 1. prélude" parçasından başlanılarak sırayla dinlendiği takdirde, diğer pek çok süit gibi bunda da bir hikaye anlatıldığını sezinlemek mümkündür.
jazz suites nos. 1-2'nin sahibi, enfes bir tarzı olan bestekar.
dizi-filmlerin dans sahnelerinde sıklıkla kullanılması sebebiyle en bilindik eseri @1 de gutsofgod-san'ın linkini verdiği "jazz suite no.2: 6. waltz no.2" parçası olsa da benim en beğendiğim valsi "jazz suite no.2: 2. lyric waltz" (bkz:
"tahiti trot, op.16" ve "bolt, op. 27a (ballet suite no. 5)" eserlerini de unutmamak lazım elbette.
dizi-filmlerin dans sahnelerinde sıklıkla kullanılması sebebiyle en bilindik eseri @1 de gutsofgod-san'ın linkini verdiği "jazz suite no.2: 6. waltz no.2" parçası olsa da benim en beğendiğim valsi "jazz suite no.2: 2. lyric waltz" (bkz:
"tahiti trot, op.16" ve "bolt, op. 27a (ballet suite no. 5)" eserlerini de unutmamak lazım elbette.
kaba kuvvetten ziyade şiirsel dövüşlerin olduğu netflix dizisi. marvel evreninde geçen en kaliteli yapımdır gözümde.
buraları kyaa'lar ve kalplerle doldurasım var ama ellerime hakim oluyorum. matt murdock beni kendimden geçirecek derecede harika bir karakter değil elbette. hayır canım, hiç değil
buraları kyaa'lar ve kalplerle doldurasım var ama ellerime hakim oluyorum. matt murdock beni kendimden geçirecek derecede harika bir karakter değil elbette. hayır canım, hiç değil
benim de ilk animem olur, bu yüzden hakkında bir şeyler yazmadan geçemezdim.
akşam 6'da verilirdi bu anime jetix'te, tam da babamın iş çıkışı. zaten iş yeri eve beş dakika falan mesafedeydi, dua ederdim babamın işi çıksın da eve 6.30'dan sonra gelsin, televizyon bana kalsın diye. bahçede arkadaşlarla oyun oynuyorsak oyunun başı-sonu-ortası hiç aldırmadan vakti geldi mi hadi bana eyvallah deyip apar topar eve çıkardım. ha sonra n'oldu, bir keresinde annem gördü bunu. baktı şamanlar var çocukların içlerine ruh kaçıyor falan, yasakladı efendim. çocukluğumun travmasıdır.
kendi bilgisayarıma sahip olduğumdan beri 1-2 yılda bir özlem dalgası sarar her yanımı, baştan sonra izlerim. anime çok uyuz bir biçimde yarıda kesilmiş gerçi, mangasına da başlayamadım bir türlü.
akşam 6'da verilirdi bu anime jetix'te, tam da babamın iş çıkışı. zaten iş yeri eve beş dakika falan mesafedeydi, dua ederdim babamın işi çıksın da eve 6.30'dan sonra gelsin, televizyon bana kalsın diye. bahçede arkadaşlarla oyun oynuyorsak oyunun başı-sonu-ortası hiç aldırmadan vakti geldi mi hadi bana eyvallah deyip apar topar eve çıkardım. ha sonra n'oldu, bir keresinde annem gördü bunu. baktı şamanlar var çocukların içlerine ruh kaçıyor falan, yasakladı efendim. çocukluğumun travmasıdır.
kendi bilgisayarıma sahip olduğumdan beri 1-2 yılda bir özlem dalgası sarar her yanımı, baştan sonra izlerim. anime çok uyuz bir biçimde yarıda kesilmiş gerçi, mangasına da başlayamadım bir türlü.
oldukça hoş parçaları olan j-rock grubu.
8 adet stüdyo albümü ve 20'nin üzerinde single çıkarmışlardır. vokalistleri takuya∞'nın (o mugen loop orada ne geziyor ben de bilmiyorum ama adam literatüre böyle geçmiş) sesi, bir rock grubunda rastlanılması pek de alışıldık olmayan bir biçimde dinlendirici gelir kulağa.
materpiece parçaları "d-technolife" (bleach op2)
olarak kabul görse de "colors of the heart" (blood+ op3) bana her zaman daha güzel gelmiştir.
kendileriyle tanışmam ise ao no exorcist op1 parçası "core pride" ile olmuştur
iyi de olmuştur, çünkü anime izlerken dinlediklerim haricinde müzik çalarımda da japonca şarkıların yer etmesine öncülük etmişlerdir.
8 adet stüdyo albümü ve 20'nin üzerinde single çıkarmışlardır. vokalistleri takuya∞'nın (o mugen loop orada ne geziyor ben de bilmiyorum ama adam literatüre böyle geçmiş) sesi, bir rock grubunda rastlanılması pek de alışıldık olmayan bir biçimde dinlendirici gelir kulağa.
materpiece parçaları "d-technolife" (bleach op2)
olarak kabul görse de "colors of the heart" (blood+ op3) bana her zaman daha güzel gelmiştir.
kendileriyle tanışmam ise ao no exorcist op1 parçası "core pride" ile olmuştur
iyi de olmuştur, çünkü anime izlerken dinlediklerim haricinde müzik çalarımda da japonca şarkıların yer etmesine öncülük etmişlerdir.
tarihi temada vurdulu kırdılı şeyleri seven -benim gibi- kimseler için bulunmaz bir nimet olan ubisoft yapımı oyun serisi.
an itibariyle 9 oyunu var, ama ubisoft'un durmaya niyeti yok gibi. revelations'tan sonra gözümdeki değeri bir miktar düşmüştür, bunda karakter değişiminin de önemli olduğunu düşünüyorum. altair ve özellikle üç oyun boyunca yola devam ettiğimiz ezio auditore gibi ultrasüperkarizmatikahkeşkegerçekolsan bir karakterden sonra connor aynı tadı vermedi, aslında kim olsa veremezdi zaten.
oyunun müziklerini jesper kyd yapıyordu ilk dört oyunda, yıllar geçti dinlemelere doyamadım hala. revelations'tan sonra onu da göremedik... ondan sonra gelenler arasında black flag müziklerinin bestekarı brian tyler aynı tip duyguları uyandırabildi bir tek.
seri bu kadar tutunca kitaplarını da çıkardılar oliver bowden imzasıyla. amerika'da en son 8 kitap çıkmıştı, türkçeye henüz dördü çevrildi. oliver amca belli ki serinin en vurucu karakteri ezio'nun hikayesini yazmak için kolları sıvamış zira kitap serisinde önce ac2 ve brotherhood oyunlarının hikayeleri anlatılıyor. ardından kitap da tutunca adam bütün seriyi yazalım demiş olacak ki 3.kitapta altair'i anlatmış, ondan sonra revelations'tan devam etmiş. epsilon yayınevinden çıkıyor kitaplar, çeviriler de fena değil dicem ama aklıma "suikastçının inancı" ifadesi geliyor, susuyorum, konuşamıyorum.
gelelim sebeb-i ziyaretimize... uzuuun uzun zamandır çıkmasını beklediğimiz assassin's creed filminin fragmanı dün yayınlandı. artık şehir efsanesine dönmüştü bu film meselesi, şahsen umudumu kesmiştim ben artık. başrolde x-men, prometheus, macbeth ve yazmaya üşendiğim filmlerden tanıdığımız michael fassbender var. buyrun fragmanı:
doğrusu hayal kırıklığına uğramadım desem yalan olur, ben altair veya ezio beklerken film neden ispanyol engizisyonundan yürümüş ki? hayır elinde iki tane fıstık gibi karakter var, ne diye kopyala yapıştır yapmıyorsun da yeni karakter türetiyorsun, az kolaycı ol değil mi ama? gerçi elin sarışını tutup benim karayağız ezio'yu oynasaydı onun da kabul edilebilir bir yanı olmazdı ama.. ne diyelim, umarım bu yeni karakter hayal kırıklığı olmaz.
ya ayrıca, gerçekten assassin's creed filminin trailer müziğine kanye west'i mi uygun gördünüz? cidden mi? şaka mısınız siz? el mahkum gideceğiz filme ama dövüşün orta yerinde de kanye west çalmaya başlarsa küfredip çıkarım salondan.
an itibariyle 9 oyunu var, ama ubisoft'un durmaya niyeti yok gibi. revelations'tan sonra gözümdeki değeri bir miktar düşmüştür, bunda karakter değişiminin de önemli olduğunu düşünüyorum. altair ve özellikle üç oyun boyunca yola devam ettiğimiz ezio auditore gibi ultrasüperkarizmatikahkeşkegerçekolsan bir karakterden sonra connor aynı tadı vermedi, aslında kim olsa veremezdi zaten.
oyunun müziklerini jesper kyd yapıyordu ilk dört oyunda, yıllar geçti dinlemelere doyamadım hala. revelations'tan sonra onu da göremedik... ondan sonra gelenler arasında black flag müziklerinin bestekarı brian tyler aynı tip duyguları uyandırabildi bir tek.
seri bu kadar tutunca kitaplarını da çıkardılar oliver bowden imzasıyla. amerika'da en son 8 kitap çıkmıştı, türkçeye henüz dördü çevrildi. oliver amca belli ki serinin en vurucu karakteri ezio'nun hikayesini yazmak için kolları sıvamış zira kitap serisinde önce ac2 ve brotherhood oyunlarının hikayeleri anlatılıyor. ardından kitap da tutunca adam bütün seriyi yazalım demiş olacak ki 3.kitapta altair'i anlatmış, ondan sonra revelations'tan devam etmiş. epsilon yayınevinden çıkıyor kitaplar, çeviriler de fena değil dicem ama aklıma "suikastçının inancı" ifadesi geliyor, susuyorum, konuşamıyorum.
gelelim sebeb-i ziyaretimize... uzuuun uzun zamandır çıkmasını beklediğimiz assassin's creed filminin fragmanı dün yayınlandı. artık şehir efsanesine dönmüştü bu film meselesi, şahsen umudumu kesmiştim ben artık. başrolde x-men, prometheus, macbeth ve yazmaya üşendiğim filmlerden tanıdığımız michael fassbender var. buyrun fragmanı:
doğrusu hayal kırıklığına uğramadım desem yalan olur, ben altair veya ezio beklerken film neden ispanyol engizisyonundan yürümüş ki? hayır elinde iki tane fıstık gibi karakter var, ne diye kopyala yapıştır yapmıyorsun da yeni karakter türetiyorsun, az kolaycı ol değil mi ama? gerçi elin sarışını tutup benim karayağız ezio'yu oynasaydı onun da kabul edilebilir bir yanı olmazdı ama.. ne diyelim, umarım bu yeni karakter hayal kırıklığı olmaz.
ya ayrıca, gerçekten assassin's creed filminin trailer müziğine kanye west'i mi uygun gördünüz? cidden mi? şaka mısınız siz? el mahkum gideceğiz filme ama dövüşün orta yerinde de kanye west çalmaya başlarsa küfredip çıkarım salondan.
zannımca gintama'nın ilk bölümlerinden birinde yer alan oyun.
o sahneyi izlerken otobüsteydim ve çevirinin rezilliğine rağmen karnım çatlarcasına gül -memeye çalışmıştım. nefes alamamam, dilimi ısırmam ve en nihayetinde tuhaf tuhaf sesler çıkararak yaşlı teyzelerimin amcalarımın cıklayan bakışlarına maruz kalmamla sonuçlanmıştı.
o sahneyi izlerken otobüsteydim ve çevirinin rezilliğine rağmen karnım çatlarcasına gül -memeye çalışmıştım. nefes alamamam, dilimi ısırmam ve en nihayetinde tuhaf tuhaf sesler çıkararak yaşlı teyzelerimin amcalarımın cıklayan bakışlarına maruz kalmamla sonuçlanmıştı.
yokohama stadyumundaki mighty long fall performanslarını izledikten sonra "vay anasını ya bunlar iyiymiş" dediğim grup. söz konusu performans:
üzerinde zıpla, duşa götür, sayfayı çiğne gibi ilginç direktiflerin olduğu kitap.
kitapları 30 derece açıyla açıp okuyan, kabuslarında kitabının kapağının büküldüğünü gören (evet, kitap alışverişimi takip eden iki gece boyunca bu kabusların farklı versiyonlarını gördüğüm doğrudur) benim için imkansızı mümkün kılmıştır.
chibidii'ye selamlar.
kitapları 30 derece açıyla açıp okuyan, kabuslarında kitabının kapağının büküldüğünü gören (evet, kitap alışverişimi takip eden iki gece boyunca bu kabusların farklı versiyonlarını gördüğüm doğrudur) benim için imkansızı mümkün kılmıştır.
chibidii'ye selamlar.
game of thrones izleyenler arasında sevmeyenine rastlamadığım karakter
önce novel, ardından oyun, sonra manga, en son da anime olarak çıkmış seri.
ilginç bir biçimde rakipler birbirlerinden nefret etmiyor, alışık olmayınca yadırgadım biraz. 4.bölüm itibariyle adamlar "hadi hep beraber eğlenelim" kafasındalar. şu cümleyi duyunca aklıma düşüp duran kiyoshi teppei senpai'ye selamlar.
kuroko no basuke ile karşılaştırmadan edemiyorum bu seriyi. çizimleri ve animasyonları açık ara daha hoş ama karakter oluşturmak yönünden zayıf kalmış bence. kuroko'da kiseki no sedai + kagami'nin haricinde bile hemen hemen her gördüğümüz tipin karakteristik özelliklerini bulmak mümkündü, ama bu seride kuudere'miz fujiwara dışında karakterlerin spesifik özellikleriyle öne çıktığına rastlamadım. kim bilir, belki kalan 8 bölümde işler değişir ama ilk izlenimim bu şekilde. ^^
ilginç bir biçimde rakipler birbirlerinden nefret etmiyor, alışık olmayınca yadırgadım biraz. 4.bölüm itibariyle adamlar "hadi hep beraber eğlenelim" kafasındalar. şu cümleyi duyunca aklıma düşüp duran kiyoshi teppei senpai'ye selamlar.
kuroko no basuke ile karşılaştırmadan edemiyorum bu seriyi. çizimleri ve animasyonları açık ara daha hoş ama karakter oluşturmak yönünden zayıf kalmış bence. kuroko'da kiseki no sedai + kagami'nin haricinde bile hemen hemen her gördüğümüz tipin karakteristik özelliklerini bulmak mümkündü, ama bu seride kuudere'miz fujiwara dışında karakterlerin spesifik özellikleriyle öne çıktığına rastlamadım. kim bilir, belki kalan 8 bölümde işler değişir ama ilk izlenimim bu şekilde. ^^
yona'nın sesi kulağımın zarına vişne suyu döktüğü için ilk bölümden sonra izlemediğim anime. hak'ı epey beğenmiştim halbuki...
c s lewis tarafından yazılmış 7 kitaplık fantastik serisi. bizimkinden başka bir evrendeki aslan'ın ülkesi narnia, kendilerini büyülü bir biçimde narnia'da bulan insan kahramanlarımız ve narnia uğruna verilen savaşları anlatır genel olarak.
karanlık olmasa da gizemli bir havası vardır, çokça da dini öğe işlenmiştir dikkatli düşününce.
ikinci kitap "aslan, cadı ve dolap", dördüncü kitap "prens caspian" ve beşinci kitap "şafak yıldızının yolculuğu" filmi çekilen kitaplardır.
karanlık olmasa da gizemli bir havası vardır, çokça da dini öğe işlenmiştir dikkatli düşününce.
ikinci kitap "aslan, cadı ve dolap", dördüncü kitap "prens caspian" ve beşinci kitap "şafak yıldızının yolculuğu" filmi çekilen kitaplardır.
anime op ve ed parçalarını, ayrıca bölümlerin içinde geçen parçaları indirmek için oldukça kullanışlı bir site. ücretsiz üyelikten sonra yalnızca şarkının adına tıklıyorsunuz ve iniveriyor. ^^
ayrıca kanji, romaji ve ingilizce seçenekleriyle şarkı sözleri de mevcut. siteyi çok sık güncellemiyorlar sanırım ama şimdiye kadar arayıp bulamadığım pek az parça oldu.
here it is: http://gendou.com/
ayrıca kanji, romaji ve ingilizce seçenekleriyle şarkı sözleri de mevcut. siteyi çok sık güncellemiyorlar sanırım ama şimdiye kadar arayıp bulamadığım pek az parça oldu.
here it is: http://gendou.com/
dazai osamu'nun karizmasına karizma, sevimliliğine sevimlilik, gizemine gizem katan seiyuu
hush hush serisinin ana karakterlerinden biri olan melek. düşmüş meleklikten koruyucu melekliğe terfi etmiştir. ergenlik yıllarımın gözdesidir. kızları kitabın ağına düşürmek için gerekli ve yeterli olan temel özelliklere sahiptir: yakışıklı, gizemli, tehlikeli
yalnızca superman değil tüm kriptonlulara zarar verebilen madde. kripton gezegeninin evrenin her tarafına dağılmış durumda bulunan parçalarıdır esasında. bvs filminde göremedim/dikkatimi çekmedi ama çizgi romanda lex luthor'un her daim taktığı yüzük kriptonit taşındandır, kriptonlularla aynı şekilde etki etmese de yaydığı radyasyon sebebiyle lex'in insan vücuduna da uzun vadede zarar verip ölümüne yol açmıştır.
black panther'in memleketi wakanda'dan çıkarılan metal
tam adıyla clive staples lewis olan, ancak kitapları hep c.s. lewis ismiyle basılan yazar.
"britanyalı" ifadesinin yol açtığı zannın aksine ingiliz değil, irlandalıdır.
"britanyalı" ifadesinin yol açtığı zannın aksine ingiliz değil, irlandalıdır.
başlarda nefret ettiğim halde malum maçta yenildikten sonra sempatimi kazanan karakter.