sorarım size; insan insana bunu yapar mı?
yaklaşık 6 yıl önceydi, uzun zamandır beklediğim tatil günü gelmişti ve kendime ayırmıştım o günü.
mis gibi kek yaptım, çayımı demledim, güzel bir sunumla kendime servis açtım, çikolata sosla süslüyorum, krokanlar falan koyuyorum tabağa, nasıl mutluyum
(birazdan göreceksin mutluluğu sen)
evet şimdi listeden anime seçmeye gelmişti. yorumlara bakmadan açtım hotaru no haka'yı..
savaş.. savaşın ortasında hayatta kalmaya çalışan küçük iki kardeş.. abi ve kız kardeşi.. daha fazla konuşamayacağım..(insan kendisiyle özdeşleştiriyor.. abimle yaşadıklarımız geliyor aklıma.. neyse bi ara anlatırım)
ama seita'nın biten şeker kutusuna su koyup meyve suyu yapması, seiko'ya içirmesi hafızamdan hiç silinmeyecek bir an'dı.
böyle, yüzünde hüzünlü bir tebessüm bırakıyor insanın..
nasıl geçmiş zaman bilmiyorum. çayımdan bi yudum almışım, buz kesmiş, hevesle hazırladıklarım öylece duruyor. hiçbirine dokunmamışım. ağlamaktan içim çıkmış.. boş gözlerle etrafa bakıyorum. hayatın boş olduğuna.. ölümü hatırlıyorum. sonra yok yere ölen çocuklar.. uzun bi süre hayatı sorguladım. savaşların sebepsizliğini.. hiçliğini sorguladım. insanlığımdan utandım. 1988'de yapılmış bu film. 2016 oldu, hala aynı film dönüyor dünyada..
velhasıl izlemeden önce iyi düşünün, uzun bi süre yutkunamıyorsunuz.
adını telaffuz etmek çok zevkli, döbüssi 0.0
seni romantik adam..
woaa, ne buldum. meğer bizim döbüssi telif hakkı olayını çıkaran kişiymiş :o
1999 hürriyet haberi:
'aslına bakarsanız, telif kavramını başlatan kişi büyük besteci claude debussy. debussy paris'te bir lokantaya gitmiş. salonun bir köşesinde, orkestra canlı müzik yapıyormuş.
debussy yemekten sonra kalkmış ve hesap ödemeden lokantayı terk etmek istemiş.
tabii yakasına yapışmışlar hemen.
büyük besteci demiş ki, ''orkestranız hiçbir şey ödemeden benim müziğimi çalıyor. bestelediğim müziği kullanarak müşterilerinize bir hizmet sunuyorsunuz. yediğim yemek bunun karşılığı olsun.''
lokanta sahipleri bu mantıktan hiçbir şey anlamamışlar ve besteciyi mahkemeye vermişler.
debussy mahkemede, telif düşüncesini savunmuş ve sonunda kazanmış. işte dünyada müzik telifini yaratan süreç, bir fransız mahkemesinin kararıyla başlamış. '
seni romantik adam..
woaa, ne buldum. meğer bizim döbüssi telif hakkı olayını çıkaran kişiymiş :o
1999 hürriyet haberi:
'aslına bakarsanız, telif kavramını başlatan kişi büyük besteci claude debussy. debussy paris'te bir lokantaya gitmiş. salonun bir köşesinde, orkestra canlı müzik yapıyormuş.
debussy yemekten sonra kalkmış ve hesap ödemeden lokantayı terk etmek istemiş.
tabii yakasına yapışmışlar hemen.
büyük besteci demiş ki, ''orkestranız hiçbir şey ödemeden benim müziğimi çalıyor. bestelediğim müziği kullanarak müşterilerinize bir hizmet sunuyorsunuz. yediğim yemek bunun karşılığı olsun.''
lokanta sahipleri bu mantıktan hiçbir şey anlamamışlar ve besteciyi mahkemeye vermişler.
debussy mahkemede, telif düşüncesini savunmuş ve sonunda kazanmış. işte dünyada müzik telifini yaratan süreç, bir fransız mahkemesinin kararıyla başlamış. '
izlenebilecek en baba animelerdendir. ve bir 'yeniden yapım'dır.
full metal alchemist mangaya uygun gitmediği ve sonu tatmin etmediği için yeniden yapılmıştır.
konusuna gelince, edward ve alphonso elric adında iki kardeş -elric kardeşler diye bilinirler- ölen annelerini simya ile geri getirmeye çalışmışlar böylece yasak bir kuralı çiğnemişlerdir. sonunda alphonso bedenini kaybetmiş, edward ise onun ruhunu bir zırha bağlarken bir kolunu ve bacağını kaybetmiştir. ve iki kardeş kaybolan beden ve uzuvlarını geri almak için yola çıkarlar...
- animede 7 ölümcül günaha vurgu yapılmıştır ve çok iyi tasvir edilmiştir.
- müzikler şahanedir.
- karakterler çok derin işlenmiş, her biri ayrı hikaye...
- felsefe, bilim, din, aşk, kardeşlik, dostluk, savaş, dövüş, aksiyon, ... velhasıl her şey bu animede mevcut ve çok iyi işlenmiş.
- sonu fma ya göre gayet tatmin edicidir.
bana göre tek kötü yanı başlarken biraz ağırdan gitmesi. konuyu kavrayınca zaten su gibi akıp ilerliyor, içine çekiyor sizi. bi çok duyguyu bir arada yaşatıyor size. ah hagane..
full metal alchemist mangaya uygun gitmediği ve sonu tatmin etmediği için yeniden yapılmıştır.
konusuna gelince, edward ve alphonso elric adında iki kardeş -elric kardeşler diye bilinirler- ölen annelerini simya ile geri getirmeye çalışmışlar böylece yasak bir kuralı çiğnemişlerdir. sonunda alphonso bedenini kaybetmiş, edward ise onun ruhunu bir zırha bağlarken bir kolunu ve bacağını kaybetmiştir. ve iki kardeş kaybolan beden ve uzuvlarını geri almak için yola çıkarlar...
- animede 7 ölümcül günaha vurgu yapılmıştır ve çok iyi tasvir edilmiştir.
- müzikler şahanedir.
- karakterler çok derin işlenmiş, her biri ayrı hikaye...
- felsefe, bilim, din, aşk, kardeşlik, dostluk, savaş, dövüş, aksiyon, ... velhasıl her şey bu animede mevcut ve çok iyi işlenmiş.
- sonu fma ya göre gayet tatmin edicidir.
bana göre tek kötü yanı başlarken biraz ağırdan gitmesi. konuyu kavrayınca zaten su gibi akıp ilerliyor, içine çekiyor sizi. bi çok duyguyu bir arada yaşatıyor size. ah hagane..
öyle bir anime ki yüreğe ateş düşüren cinsten.
inceden dünyaya mesaj veren ve listemin başlarında bulunan müthiş anime.
konu, çizimler, müzikler(aman allahım), karakterler çok sağlam;
izleyiciye aktarım çok net ve sade. hiç boş bir sahne yok, zaten 11 bölüm.
anime değil film tadında, bazı sahnelerde 'oha kamera açısı çok iyi, ne güzel çekmişler' falan diyorum :huh
(özellikle uçakların atom bombasına ulaşmak için stratosfere çıkarken üst sınırdaki sarsılmalarını çok iyi yapmışlar, yaşadım resmen)
o kadar gerçek o kadar bla bla bla işte.
inceden dünyaya mesaj veren ve listemin başlarında bulunan müthiş anime.
konu, çizimler, müzikler(aman allahım), karakterler çok sağlam;
izleyiciye aktarım çok net ve sade. hiç boş bir sahne yok, zaten 11 bölüm.
anime değil film tadında, bazı sahnelerde 'oha kamera açısı çok iyi, ne güzel çekmişler' falan diyorum :huh
(özellikle uçakların atom bombasına ulaşmak için stratosfere çıkarken üst sınırdaki sarsılmalarını çok iyi yapmışlar, yaşadım resmen)
o kadar gerçek o kadar bla bla bla işte.
sağlam altyapı, harika vokaller.. kalite.. işte bu adamların müziğinde bu var..
ortaçağ müzikleri yapan, klasik ve metal müziği çok iyi harmanlayan alamancı grup.
ortaçağ müzikleri yapan, klasik ve metal müziği çok iyi harmanlayan alamancı grup.
adını görmek bile kalbime acı veriyor.
çok dokunaklı bir anime.
insan insana bunu yapar mı diye sorasım geliyor yapımcılara.
bu animeyi after story sezonu için izleyin hatta son 10 bölüm için izleyin. ama izleyin. izleyin lan! özellikle erkekler izlemeli. bi yuva kurmak, anne ve baba olmak.. hayat.. ushio.. ushio demişken ushio'nun söylediği bir cümle var ki sadece o cümleyi duymak için bile izlenir..
ağır spoiler içerir!
çok dokunaklı bir anime.
insan insana bunu yapar mı diye sorasım geliyor yapımcılara.
bu animeyi after story sezonu için izleyin hatta son 10 bölüm için izleyin. ama izleyin. izleyin lan! özellikle erkekler izlemeli. bi yuva kurmak, anne ve baba olmak.. hayat.. ushio.. ushio demişken ushio'nun söylediği bir cümle var ki sadece o cümleyi duymak için bile izlenir..
ağır spoiler içerir!
anime olmayan, içinde uzak doğu özellikle çin kültürünü barındıran, nefis karakterlere sahip, sürükleyici çizgi dizi.
gönlümüze taht kuran iroh amca'ya burdan selamlar. ne çok isterdim onunla konuşmayı sevgili ottalar.. olsa da bi çay yapıp müzik eşliğinde dertleşsek falan.. sonra ne bileyim bana yıldırım bükmeyi öğretse.. sonra kaplıcaya gitsek.. sonra ...
not: iroh amca sayesinde yasemin çayı bağımlısı oldum. içiniz.
ayrıca sokka, toph sizin yeriniz de ayrı hani. (:
gönlümüze taht kuran iroh amca'ya burdan selamlar. ne çok isterdim onunla konuşmayı sevgili ottalar.. olsa da bi çay yapıp müzik eşliğinde dertleşsek falan.. sonra ne bileyim bana yıldırım bükmeyi öğretse.. sonra kaplıcaya gitsek.. sonra ...
not: iroh amca sayesinde yasemin çayı bağımlısı oldum. içiniz.
ayrıca sokka, toph sizin yeriniz de ayrı hani. (:
hayatın koşturmacasından sıkıldım bana şöyle sıcacık bir anime önerin diyorsanız işte adres.
öyle sıcacık, komik, kendine bağlayan bir anime..
ha evet naru var bir de! hani al onu, bas bağrına, öyle tatlı bi şey^^
öyle sıcacık, komik, kendine bağlayan bir anime..
ha evet naru var bir de! hani al onu, bas bağrına, öyle tatlı bi şey^^
eğlencesi bol, sürükleyici olan bu anime alışılagelmişin dışında bir öğretmen barındırır içinde ve kendisine hayran bırakır.
onizuka öyle bir öğretmendir ki -keşke benim olsaa- dedirtir her bölümde.. dayanamayıp öğretmen olursunuz sonra.
saygılarımla sevgili onizuka-sensei. büyüksün. -_-
onizuka öyle bir öğretmendir ki -keşke benim olsaa- dedirtir her bölümde.. dayanamayıp öğretmen olursunuz sonra.
saygılarımla sevgili onizuka-sensei. büyüksün. -_-
nu levi yapan şey temizlik takıntısıdır. hele o peçeli hali, karizmasına karizma katar.
burayı okuyorsan eğer bil ki biz seni her halinle seviyoruz.
sevgiler levi.
burayı okuyorsan eğer bil ki biz seni her halinle seviyoruz.
sevgiler levi.
bol müzikli, gerçekçi ve can yakan bir anime.
nana gibi bir karakter barındırıyor daha ne olsun.
not nana'nın hayranı.
nana gibi bir karakter barındırıyor daha ne olsun.
not nana'nın hayranı.
perküsyon aletlerinin en tipi bozuk ama en güzel sesli elemanıdır. (bildiğin gözleme sacı)
dinlemesi gibi çalması da çok zevklidir.
çalmayı denemek isteyenler appstore'dan inidirip deneyebilirler, acayip eğlenceli, tavsiye edilir^^
dinlemesi gibi çalması da çok zevklidir.
çalmayı denemek isteyenler appstore'dan inidirip deneyebilirler, acayip eğlenceli, tavsiye edilir^^
hak gibi mükemmel bir karaktere sahip olan, içinde çin etkilerinin bulunduğu tarihi anime.
- yona'nın ilk bölümdeki haliyle son bölümdeki hali arasındaki fark takdir edilesi.
- yona'nın ilk bölümdeki haliyle son bölümdeki hali arasındaki fark takdir edilesi.
küçükken abimle her gün televizyonda deli gibi izlediğimiz, sonrasında bize de basketbol oynama konusunda ilham veren unutulmaz animelerden biri.
(diğeri için: tsubasa)
pembe bir sepet vardı balkonda, bizim potamız o olurdu. nerden baksan 20 sene olmuş 0.0 yuh..
- ribaund nedir slam dunk'tan öğrendik biz -_-
(diğeri için: tsubasa)
pembe bir sepet vardı balkonda, bizim potamız o olurdu. nerden baksan 20 sene olmuş 0.0 yuh..
- ribaund nedir slam dunk'tan öğrendik biz -_-
başlık anılarımı canlandırdı sözlük.
üniversitemizin bahar aylarında japon günleri yapılırdı (bkz:çanakkale) işte o zamanlarda giyerdik yukataları-kimonoları. pek rahat edememiştim ben şahsen, alışık olmadığımızdan mütevellit (: ama geleneksel havası vardı, epey güzeldi. (:
tabi sonra anime gösterileri, çay seramonileri, kanji sergileri derken kendimi shojo anime içinde hissederdim (: sonra bahçede bulunan sakura ağacıyla fotoğraf çeker, kordondaki havai fişeklerle geceyi tamamlardık. (: bu da böyle güzel bi hatıra olurdu bizlere (:
üniversitemizin bahar aylarında japon günleri yapılırdı (bkz:çanakkale) işte o zamanlarda giyerdik yukataları-kimonoları. pek rahat edememiştim ben şahsen, alışık olmadığımızdan mütevellit (: ama geleneksel havası vardı, epey güzeldi. (:
tabi sonra anime gösterileri, çay seramonileri, kanji sergileri derken kendimi shojo anime içinde hissederdim (: sonra bahçede bulunan sakura ağacıyla fotoğraf çeker, kordondaki havai fişeklerle geceyi tamamlardık. (: bu da böyle güzel bi hatıra olurdu bizlere (:
avatar the last airbender'ın en sağlam karakterlerinden biri, zuko'nun amcası(oğlunu kaybettiği için zuko'yu oğlu yerine koymuş, kendini ona adamış)
beyaz lotus'un lideri, ateş ve yıldırım bükücü, felsefeci, yeri geldiğinde tek kişilik bir ordu, yeri geldiğinde tonton bir amca, çay-sever,
iç huzuru yakalamış bilge adam. .
hayranlıkla izliyorum seni iroh amca, ne zaman karşılaşacağız?
sahi beraber bi yasemin çayı içsek ya?
beyaz lotus'un lideri, ateş ve yıldırım bükücü, felsefeci, yeri geldiğinde tek kişilik bir ordu, yeri geldiğinde tonton bir amca, çay-sever,
iç huzuru yakalamış bilge adam. .
hayranlıkla izliyorum seni iroh amca, ne zaman karşılaşacağız?
sahi beraber bi yasemin çayı içsek ya?
en iyi uyarlaması steven moffat tarafından yapılmış olan, dizi demeye bin şahit 3-4 senede bir film tadında bölüm yayınlanan seridir.
benedict muhteşem bir sherlock'tur.
moriarty ise harika bir manyaktır.
son olarak, 221b baker street (:
benedict muhteşem bir sherlock'tur.
moriarty ise harika bir manyaktır.
son olarak, 221b baker street (:
güldürürken düşündüren, ince göndermeler yapan, komik haber sitesi. ailecek takip ediyoruz.
belirtmeden geçemeyeceğim ama bazen sür manşetlerinde de söyledikleri gibi -ahlaksız- olabiliyorlar.
belirtmeden geçemeyeceğim ama bazen sür manşetlerinde de söyledikleri gibi -ahlaksız- olabiliyorlar.
3 sezon içinde en iyi ending'e sahip olan sezon. her bölümü son saniyelerine kadar izlememe sebepti.
söz konusu ending için;
'tokyo et paris'
not: müziğin orijinali ravel babamızın -bolero- bestesidir. kemanla çalınmıştır. ^^
söz konusu ending için;
'tokyo et paris'
not: müziğin orijinali ravel babamızın -bolero- bestesidir. kemanla çalınmıştır. ^^
kendim de müzikle ilgilendiğimden midir nedir, bu anime beni en çok etkileyen animedir. başucu animemdir kendisi^^ mutlaka arada bir seriyi baştan sona izlerim ve her defasında yeni şeyler öğrenirim. nodame müzikle ilgili hayali bir yolculuğa çıktığında ben de onunla çıkıyorum. o öğrendikçe ben de öğreniyorum. sonra chiaki.. o sert karakter.. onun nodame'nin müziğine olan aşkı. sonra diğer karakterlerin sağlamlılığı. hepsi ayrı bir hikaye, derin... ve müziğe olan saygı. müzik adına çok şey anlatılıyor animede. biraz olsun piyano, keman, orkestra gibi müzik elemanlarına ilginiz varsa kaçırmayın! ah nodame.. gyabo!!