birkaç yıl önce başlayayım dediğim ama ilk bölüm bir türlü dolmayınca izlemekten vaz geçip bıraktığım bir daha da hatrıma gelmeyen anime/manga serisi.
bir de özellikle harry potterda görünce tüylerimi diken diken etmiş-ilk kez izlediğimde küçüktüm bir de o zaman yılanlardan korkuyordum- dişleri zehirli, bakışları ölümcül(taşlaştırıyor da), devasa yaratık. söylentiye göre horozların ötüşü onun için ölümcüldür. elbette bir ancalagon the black değil ama kendince bu yaratık da efsanevi ve tehlikelidir.
her bölümü dolu dolu olan, ryukon senpainin de dediği gibi ölmelerinden ziyade dirilmeleri bizi hüzünlendiren. her bir karakterinin geçmişinde büyük yaralar barındırdığı anime.
alternatif 3 farklı finali vardır.
alternatif 3 farklı finali vardır.
iki erkeğin romantik ilişkilerini konu alan anime/manga türüdür.shounen ainin aksine cinsel içerik barındırır.bu ilişkinin kız versiyonu ise yuridir.
yaoilerde ana karakter genelde kız gibidirler. çoğunlukla chibi tarzda, utangaç, tsundere,daha pasif tiplerdir ki onlara uke denir.tam tersi ilişkinin dominant, daha erkeksi tarafı da semedir.ve çoğunlukla hikayenin başında karakterlerden en az biri heteroseksüeldir ve hisleri kafasını karıştırır.koi suru boukunda olduğu gibi homofobik bile olabilirler.
sekai ichi hatsukoiyi izleyene kadar önyargıyla yaklaştığım bir türdü ki onu izlememin sebebi de önyargılarımdan kurtulmak istememdi. izledikten sonrada kendimi çok şaşırtarak gerçekten sevdim.
animeleri genelde çok kısa oluyor, çoğu zaman 2-3 bölümü geçmiyor ama junjou romantica, sekai ichi hatsukoi gibi ünlü ve daha uzun örnekler de yok değil. genelde manga'dan animeye geçiş sırasında tür shounen ai leşiyor.
önyargıları olan fakat bunu yıkmak isteyenlere yukarıdakiler dışında bol bol güldüren fakei ya da yaoiden ziyade shounen ai olan ama güzel bir konuya sahip no 6yı önerebilirim.
yaoilerde ana karakter genelde kız gibidirler. çoğunlukla chibi tarzda, utangaç, tsundere,daha pasif tiplerdir ki onlara uke denir.tam tersi ilişkinin dominant, daha erkeksi tarafı da semedir.ve çoğunlukla hikayenin başında karakterlerden en az biri heteroseksüeldir ve hisleri kafasını karıştırır.koi suru boukunda olduğu gibi homofobik bile olabilirler.
sekai ichi hatsukoiyi izleyene kadar önyargıyla yaklaştığım bir türdü ki onu izlememin sebebi de önyargılarımdan kurtulmak istememdi. izledikten sonrada kendimi çok şaşırtarak gerçekten sevdim.
animeleri genelde çok kısa oluyor, çoğu zaman 2-3 bölümü geçmiyor ama junjou romantica, sekai ichi hatsukoi gibi ünlü ve daha uzun örnekler de yok değil. genelde manga'dan animeye geçiş sırasında tür shounen ai leşiyor.
önyargıları olan fakat bunu yıkmak isteyenlere yukarıdakiler dışında bol bol güldüren fakei ya da yaoiden ziyade shounen ai olan ama güzel bir konuya sahip no 6yı önerebilirim.
hemcinslerimi ele aldığından sanırım bana hitap etmeyen türdür
diziyi bilmiyorum ama manhwasını pek sevmiyorum. 60-70 bölüm okuduktan sonra daha fazla dayanamayıp bırakmıştım. okuyalı epey zaman olduğundan nesini sevmediğimi de tam olarak hatırlamıyorum ama sevmedim işte
sama gibi kullanılan kişiye yücelik anlamı katar ancak samanın aksine sıkça kullanılmayan, biraz daha eski moda bir ünvandır. seviye olarak san<dono<sama diye biliyorum
animesinden ziyade kore yapımı dizisini(playful kiss) sevdiğim yapım^^ zamanı bol olan varsa izlemeli bence
pek sevdiğim kıymetli yazar.
shounen ai/yaoi başlıklarımı ilk entryi giren kişi olur hemen hemen her zaman.
her bir entrysiyle bana yeni şeyler öğretir yeni ufuklar açar, bence bana çok şey katıyor.
ayrıca diğer ottalarla ara sıra yapmış olduğu tartışmaları severek okurum. çünkü fikrine katılayım katılmayayım fark etmez, dediğim gibi bana yeni bir pencere açıyor.
ne diyeyim bilmiyorum ki(zaten yıllık yazma işinde de çok beceriksizim, şimdi ne alakaysa), tanışmasak da sevip saydığım yazarlardan biri oldu.
shounen ai/yaoi başlıklarımı ilk entryi giren kişi olur hemen hemen her zaman.
her bir entrysiyle bana yeni şeyler öğretir yeni ufuklar açar, bence bana çok şey katıyor.
ayrıca diğer ottalarla ara sıra yapmış olduğu tartışmaları severek okurum. çünkü fikrine katılayım katılmayayım fark etmez, dediğim gibi bana yeni bir pencere açıyor.
ne diyeyim bilmiyorum ki(zaten yıllık yazma işinde de çok beceriksizim, şimdi ne alakaysa), tanışmasak da sevip saydığım yazarlardan biri oldu.
doğrusu bunu yapabilmek için güçlü bir iradeye sahip olunması gerektiğini düşünüyorum.
lelouch'un göremeyen ve yürüyemeyen sevimli kız kardeşidir. lelouch için dünya üzerinde en önemli olan kişidir ki lelouchun amacı; nunnally için onun istediği gibi huzur dolu bir dünya yaratmaktır.
ilk frayanın patlatılmasından sonra öldü sanılsa da prens schneizel tarafından kurtarılmış ve leloucha karşı kullanılmıştır. bundan sonra zeronun abisi olduğunu öğrenmiş ve son savaşta da lelouchun karşısında yer almıştır hatta savaşın günahını paylaşabilmek için freyanın kumandasını kendi eline almıştır.
kendi iradesiyle gözleri açılmıştır
ilk frayanın patlatılmasından sonra öldü sanılsa da prens schneizel tarafından kurtarılmış ve leloucha karşı kullanılmıştır. bundan sonra zeronun abisi olduğunu öğrenmiş ve son savaşta da lelouchun karşısında yer almıştır hatta savaşın günahını paylaşabilmek için freyanın kumandasını kendi eline almıştır.
kendi iradesiyle gözleri açılmıştır
code geass'ta her şeye rağmen lelouch'a olan aşkına sadık kalmıs olan öğrenci konseyi üyesidir. oldukça cana yakındır.
trt nin ressam bonus amcası olarak hatıralarımızda yer edinen amerikalı ressam ve televizyoncudur. uzun yıllar boyunca trt 2deki resim sevinci(the joy of painting) adlı programı devam etmiştir, hala ara sıra denk gelir izlerim.ne yazık ki arkamızdan gelen yeni neslin onu tanıma, bilme olasılığı çok düşük.1995 yılında hayatını kaybetmiştir.
o sevimli görüntüsünün ardında diğer tanrıları korkutabilecek güce de sahiptir
arlong'un kardeşidir.
sevdiğim karakterlerden biridir gajeel. lilyle tanışana kadar az aramadı bir uçan kedi.:) ayrıca levi ile de pek yakışıyorlar. :)
bilbo bagginsin ilk macerasını ve yüzüğü bulmasını, bilbo, gandalf ve 13 cüce etrafında gelişen olayları anlatan harika bir kitaptır. yüzüklerin efendisi serisi okuduktan hemen sonra alıp okumuştum, okuyana kadar devam niteliğinde olduğunu sanıyordum oysa serinin öncesini anlatıyordu.
edit: ayrıca hobbit, tolkienin orta dünyasındaki kısa boylu, neşeli, rahatlarına düşkün, kendi hallerinde olan bir ırktır.
bildiğim kadarıyla gerçekten de bir zamanlar yaşamış olabilecekleri tahmin edilen ortalama 90 cm lik insanlara varmış, hobit adında. ama ne kadar doğrudur bilemeyeceğim.
edit: ayrıca hobbit, tolkienin orta dünyasındaki kısa boylu, neşeli, rahatlarına düşkün, kendi hallerinde olan bir ırktır.
bildiğim kadarıyla gerçekten de bir zamanlar yaşamış olabilecekleri tahmin edilen ortalama 90 cm lik insanlara varmış, hobit adında. ama ne kadar doğrudur bilemeyeceğim.
özellikle hinatayla olan vs sinde şu çocuğun ağzını burnunu kırmak istiyorum dediğim daha sonrasında akıllanacak gibi olup gördüğüm kadarıyla da akıllanan naruto karakteridir. bir deha olarak bilinen neji kendisini kök ailesine de kabul ettirir.
hikaye mangadan farklı olarak ilerler.bir başka alois-claude (efendi-kahya) ikilisi ortaya çıkar.
bence gayet güzel bir sezondur.
bence gayet güzel bir sezondur.
başlığı görür görmez beynimde binlerce satır döndü dolandı ama ne yazsam bir türlü karar veremedim^^(daha sonra editlerim artık)
her karakterin orijinal bir hikayesi ve kişiliği var bu da animeyi daha çok ilgi çekici yapıyor^^
seba-chanı ve ciel i izlerken kendimden geçiyorum resmen biri o kadar karizma biri de o kadar tatlı olabilir mi? zekalarına da ayrı hayranım >_<
2.sezonunda karşımıza çıkan alois ve claude ikilisini pek sevmem gerçi aloisi geçmişinden ötürü affedebilirim^^ ama claude, o kadar itici bir iblis olabilir mi ya?(şeytandan ne beklenir başka diyecem ama sebastian gibi bir örnek var)
anime kraliçe victoria döneminde geçiyor ve kraliçenin kirli işlerini ciel ve gizemli kahyası sebastian yeraltı dünyasından hallediyor^^
shinigami terimiyle ilk defa karşılaştığım animedir kuroshitsuji^^
her karakterin orijinal bir hikayesi ve kişiliği var bu da animeyi daha çok ilgi çekici yapıyor^^
seba-chanı ve ciel i izlerken kendimden geçiyorum resmen biri o kadar karizma biri de o kadar tatlı olabilir mi? zekalarına da ayrı hayranım >_<
2.sezonunda karşımıza çıkan alois ve claude ikilisini pek sevmem gerçi aloisi geçmişinden ötürü affedebilirim^^ ama claude, o kadar itici bir iblis olabilir mi ya?(şeytandan ne beklenir başka diyecem ama sebastian gibi bir örnek var)
anime kraliçe victoria döneminde geçiyor ve kraliçenin kirli işlerini ciel ve gizemli kahyası sebastian yeraltı dünyasından hallediyor^^
shinigami terimiyle ilk defa karşılaştığım animedir kuroshitsuji^^