hasır şapka tayfasının birçok kişinin hemfikir olduğu gibi yardımcı kaptanı kılıç ustasıdır, tayfanın ilk üyesidir. roronoa zoro east blue lu, 3 kılıcı aynı anda kullanabilmekle ün yapmış bir taş olup kendisi birçok düşmanı tarafından şeytanın biçim almış hali olarak nitelendirilmiştir. yön duygusu deseniz birçok capsa konu olmasından da anlaşılacağı üzere berbattır, öyle ki düz yolda bile kaybolmayı becerir. sake onun yaşam suyudur, buna karşın tayfanın bir diğer üyesi nami gibi asla sarhoş olmaz. uyumayı çok sever, yanında top patlatsanız uyanmaz fakat ne hikmetse ters gidecek bir durum olduğunu hissettiğinde tüy yere düşse uyanır öyle bir acayipliktir işte:) bütün bunların yanında adamın dibi olduğunu her fırsatta görürüz. tayfanın aşçısı sanjiyle yıldızları uyuşmaz. sanjinin deyimiyle marimo ,zoro, tayfanın monster triosundandır. diğer ikisi de luffy ve sanjidir. zoro mihawktan aldığı eğitim sonrası koca bir gemiyi tek bir kılıç darbesiyle yok edebilecek kadar geliştirmiştir kendini. luffyden sonra tayfanın en çok aranan üyesi ve 11 süpernovadan biridir. hedefi mihawk ı yenerek dünyanın en iyi kılıç ustası olmaktır
kouda momokonun shoujo mangası
ayu hoşlandığı tüm erkekler tarafından reddedilen yine de umutsuzca bir erkek arkadaş isteyen liseli genç bir kızdır. okula yeni gelen ayrıca komşusu da çıkan hiromitsu senseiden hoşlanmaya başlar, her ne kadar reddedilse de bu konuda azmetmeye kararlıdır.
5-6 ay önce okuduğum zaman nedense çok hoşuma gitmişti ama geçenlerde yeni bölümler geldiğini görünce tekrar okuduğum okurken hemen hemen hiçbir şeyini hatırlamadığımı ve nedense bu sefer hiç de beğenmediğimi fark ettiğim bir manga oldu. şuanda sanırım yalnızca çizimleriyle ilgili olumlu konuşabilirim.
ayu hoşlandığı tüm erkekler tarafından reddedilen yine de umutsuzca bir erkek arkadaş isteyen liseli genç bir kızdır. okula yeni gelen ayrıca komşusu da çıkan hiromitsu senseiden hoşlanmaya başlar, her ne kadar reddedilse de bu konuda azmetmeye kararlıdır.
5-6 ay önce okuduğum zaman nedense çok hoşuma gitmişti ama geçenlerde yeni bölümler geldiğini görünce tekrar okuduğum okurken hemen hemen hiçbir şeyini hatırlamadığımı ve nedense bu sefer hiç de beğenmediğimi fark ettiğim bir manga oldu. şuanda sanırım yalnızca çizimleriyle ilgili olumlu konuşabilirim.
sanırım okuduğum 2. ya da 3. takarai rihito mangasıydı -aslında sadece çizimleri takarai senseiye ait, hikaye başkasının-. türüyse shounen ai
konusu: lise üçüncü sınıf öğrencisi shino yuzuru bir pazartesi sabahı okul kapısında seryou touji'ye rastlar. okçuluk kulübünde alt dönem olan seryou, hakkında "pazartesi ona ilk kim teklif ederse çıkıp, ertesi hafta ayrıldığı" şeklinde bir söylenti olmasına rağmen kızlar arasında oldukça popülerdir. shino sırf merak ettiği için ona çıkma teklifinde bulununca, ikilinin yedi günlük ilişkisi başlamış olur.
-alıntıdır-
haftalık ilişkileri bittikten sonra beraber olduğu kişiyle ilgili tüm bilgileri silip bir daha iletişim kurmamasına rağmen seryounun asla kötü anılmaması, kötü çocuk rolüne bürünmemesi hem şaşırtıcı hem hoş ancak bir anlamda zalimce de buluyorum,bu konudaki duygularım biraz karışık yani.bir dizide "güzel bir rüyadan uyandıktan sonra her şeyin bir rüya olduğunu fark ettiğinde çok daha kötü hissediyorsun" gibi bir söz vardı, seryoudan yalnızca yüzü için değil kendisi olduğu için hoşlanan biri varsa bu söz ona uyabilir.
hikayeyi sevmemin nedenlerinden biri de ne pek çok shounen aide olduğu gibi romantizmin havada kalması ne de yaoilerde olduğu gibi smut sahneler içermesi.her ikisi de olmadığından gayet okunasıdır bence, tabii sevenine.
konusu: lise üçüncü sınıf öğrencisi shino yuzuru bir pazartesi sabahı okul kapısında seryou touji'ye rastlar. okçuluk kulübünde alt dönem olan seryou, hakkında "pazartesi ona ilk kim teklif ederse çıkıp, ertesi hafta ayrıldığı" şeklinde bir söylenti olmasına rağmen kızlar arasında oldukça popülerdir. shino sırf merak ettiği için ona çıkma teklifinde bulununca, ikilinin yedi günlük ilişkisi başlamış olur.
-alıntıdır-
haftalık ilişkileri bittikten sonra beraber olduğu kişiyle ilgili tüm bilgileri silip bir daha iletişim kurmamasına rağmen seryounun asla kötü anılmaması, kötü çocuk rolüne bürünmemesi hem şaşırtıcı hem hoş ancak bir anlamda zalimce de buluyorum,bu konudaki duygularım biraz karışık yani.bir dizide "güzel bir rüyadan uyandıktan sonra her şeyin bir rüya olduğunu fark ettiğinde çok daha kötü hissediyorsun" gibi bir söz vardı, seryoudan yalnızca yüzü için değil kendisi olduğu için hoşlanan biri varsa bu söz ona uyabilir.
hikayeyi sevmemin nedenlerinden biri de ne pek çok shounen aide olduğu gibi romantizmin havada kalması ne de yaoilerde olduğu gibi smut sahneler içermesi.her ikisi de olmadığından gayet okunasıdır bence, tabii sevenine.
pek çok icadı insanlığa kazandırmış bilim adamıdır. ilkokulda tesla yerine edisonun öğretilmesi her zaman komik gelmiştir bana, paranın gözü kör olsun alamadı patentlerini.
geçen gün prestiji izlerken bir kez daha kendisine hayran olmuşumdur.
geçen gün prestiji izlerken bir kez daha kendisine hayran olmuşumdur.
finalinin yarım kalması dışında çok sevdiğim bir animedir. tavsiye ettiğim animelerden biridir^^
kısaca konusu:
soylu bir aileye mensup olan oz bezarius reşit olacağı 15 yaşına bastığı gece farklı bir boyut olan abyyse hapsedilir. burdan onu kurtaracak olan kişiyse kan lekeli tavşan alice adındaki bir zincirdir.bu kurtuluş bileti karşılığında oz alicele bir anlaşma yapar.
abyyste geçirdiği kısacık zaman dilimiyse gerçek dünyada yıllara tekabül edecektir.
kısaca konusu:
soylu bir aileye mensup olan oz bezarius reşit olacağı 15 yaşına bastığı gece farklı bir boyut olan abyyse hapsedilir. burdan onu kurtaracak olan kişiyse kan lekeli tavşan alice adındaki bir zincirdir.bu kurtuluş bileti karşılığında oz alicele bir anlaşma yapar.
abyyste geçirdiği kısacık zaman dilimiyse gerçek dünyada yıllara tekabül edecektir.
tam tersi de var bir sürü erkek var ama hiçbirini seçemez kızımız!
senpai kadar sık kullanılmayan anlam olarak senpainin tam zıttı olan ünvandır, kendinden daha tecrübesiz birine hitap ederken kullanılır
mangakası fujimaki tadatoshi olan kuroko no basuke final yaptı.
275 bölümlük, basketbol ve takım ruhu üzerine kurulu bir manga serisi, animesi de hala devam ediyor.
çoğu zaman basketbol maçından ziyade doğa üstü güçlerin kol gezdiği bir meydan muharebesi izliyor gibi olsam da gerçekten sevdiğim bir manga/anime.
pek çok kez "ana karakter kuroko mu yoksa taiga mı? kaiga kurokodan rol çalıyor bence" demiş, içimden geçirmişimdir ama kurokonun doğası gereği bu sitemim boşa gitmiştir zira kuroko tetsuya kendi hikayesinde yardımcı karakter gibi görünebilmeyi başarabilen bir "gölge","takımın hayalet 6 numarasıdır"... böyle dedim diye kagamiden hoşlanmadığımı düşünmeyin, aksine onu çok severim ama kurokonun geri planda kalması beni üzüyor işte.:)
275 bölümlük, basketbol ve takım ruhu üzerine kurulu bir manga serisi, animesi de hala devam ediyor.
çoğu zaman basketbol maçından ziyade doğa üstü güçlerin kol gezdiği bir meydan muharebesi izliyor gibi olsam da gerçekten sevdiğim bir manga/anime.
pek çok kez "ana karakter kuroko mu yoksa taiga mı? kaiga kurokodan rol çalıyor bence" demiş, içimden geçirmişimdir ama kurokonun doğası gereği bu sitemim boşa gitmiştir zira kuroko tetsuya kendi hikayesinde yardımcı karakter gibi görünebilmeyi başarabilen bir "gölge","takımın hayalet 6 numarasıdır"... böyle dedim diye kagamiden hoşlanmadığımı düşünmeyin, aksine onu çok severim ama kurokonun geri planda kalması beni üzüyor işte.:)
favorilerim arasındadır.bir anime olsaydı josei türünde olurdu herhalde, shoujo tadındaki koredizilerinden bıkmışken denk geldiğimden midir bilmem oldukça sevmiştim.
benim adıma pek çok kore klasiği klişesini yıktığından ayrı severim.
not: esas oğlanın a frozen flower adlı filmini izlemiştim ama o oynuyor diye konsuna hiç dikkat etmemiştim.onu biseksüel bir rolde ve oldukça müstehcen sahnelerde görünce bir hayli şaşırdığımı da itiraf etmeliyim.100ü aşkın shounen ai/yaoi okumuş/izlemiş biri olarak bunun canlı kanlı oyuncular tarafından canlandırıldığını izlemeyi kaldıramayacağımı da anlamış oldum.
benim adıma pek çok kore klasiği klişesini yıktığından ayrı severim.
not: esas oğlanın a frozen flower adlı filmini izlemiştim ama o oynuyor diye konsuna hiç dikkat etmemiştim.onu biseksüel bir rolde ve oldukça müstehcen sahnelerde görünce bir hayli şaşırdığımı da itiraf etmeliyim.100ü aşkın shounen ai/yaoi okumuş/izlemiş biri olarak bunun canlı kanlı oyuncular tarafından canlandırıldığını izlemeyi kaldıramayacağımı da anlamış oldum.
oldukça sevdiğim kore dizilerinden biridir(zamanda yolculuk ve başka fantastik unsurlar içeren pek çok kre dizisini de sevmiştim) esas kızı genelde başrolün önce iyi arkadaşı sonra rakibi olan kötü kız olarak görmeye alışmışken burda bal şeker bir tip olarak görmek hoştu^^
esas oğlanın şu tılsımından bir tane de bende olsa dediğim de çok olmuştur ne güzel ölmek üzereyken pat diye geleceğe ışınlan.:)
esas oğlanın şu tılsımından bir tane de bende olsa dediğim de çok olmuştur ne güzel ölmek üzereyken pat diye geleceğe ışınlan.:)
tayfaya katılan 3. kişidir. hasır şapka tayfasından önce usopp korsanlarının kaptanıydı. adından da anlaşılacağı gibi kendisi yalancı çobandır(uso=yalan) .d oda usopp karakterini yaratırken bu hikayeden esinlenmiş olabilir ^^ çok korkak olmasına karşın zeki ve kurnaz kişiliğiyle bazı düşmanlarını alt etmeyi başarmıştır. üstelik nakamasının hayallerine gülen biri karşısında da çenesini kapatıp oturmaz yerine. tayfanın ilk gemisi going merry i arkadaşı kaya vermiştir onlara, bu nedenle merry e çok büyük değer verir.
luffy ve chopperle beraber gülünç davranışlar sergileyen tayfanın yalancı keskin nişancısıdır. en büyük hayali denizin cesur savaşçısı olmaktır.
usopp bazı garip hastalıklara sahiptir. örnek : "bu adaya çıkarsam ölürüm hastalığı"
ayrıca bence dressrosa arc'ta en çok gelişim gösteren karakterlerden biridir, hatta ilkidir bile diyebilirim.
luffy ve chopperle beraber gülünç davranışlar sergileyen tayfanın yalancı keskin nişancısıdır. en büyük hayali denizin cesur savaşçısı olmaktır.
usopp bazı garip hastalıklara sahiptir. örnek : "bu adaya çıkarsam ölürüm hastalığı"
ayrıca bence dressrosa arc'ta en çok gelişim gösteren karakterlerden biridir, hatta ilkidir bile diyebilirim.
anime 1966 yılında geçiyor yani 2. dünya savaşı sonrasında bu nedenle ara sıra da olsa o dönemin toplumsal durumunu görebiliyoruz.
gerçekten de çok sevdiğim bir anime oldu gerek müzikleri gerek çizimleri gerek konusu ve gerek karakterleri, gerçekten de çok hoştu.
kısaca konusundan bahsedecek olursam, kaoru annesi tarafından küçükken terkedilmiş, babası da denizci olduğundan çoğu zaman görüşemiyorlar ve okul yıllarında sürekli farklı okullara nakil oluyor.en son nakil olduğu okulda da başlangıçta yeni birileriyle tanışınca mide bulantıları başlıyor ancak zamanla en yakın arkadaşı haline gelecek sentaro ve hoşlanacağı kız olan ritsukoyla tanışınca hem arkadaşlık bağları güçlenecek hem de caz müziğini keşfedecektir.
özellikle sentaro nam-ı diğer sen e hayran kaldım.:)
gerçekten de çok sevdiğim bir anime oldu gerek müzikleri gerek çizimleri gerek konusu ve gerek karakterleri, gerçekten de çok hoştu.
kısaca konusundan bahsedecek olursam, kaoru annesi tarafından küçükken terkedilmiş, babası da denizci olduğundan çoğu zaman görüşemiyorlar ve okul yıllarında sürekli farklı okullara nakil oluyor.en son nakil olduğu okulda da başlangıçta yeni birileriyle tanışınca mide bulantıları başlıyor ancak zamanla en yakın arkadaşı haline gelecek sentaro ve hoşlanacağı kız olan ritsukoyla tanışınca hem arkadaşlık bağları güçlenecek hem de caz müziğini keşfedecektir.
özellikle sentaro nam-ı diğer sen e hayran kaldım.:)
zoronun tashigiyle ciddi bir dövüşe girememesinin başlıca nedenidir zira ikisi birbirine çok benzer(hem tipleri hem de sözleri).zoro onu tek bir kez dahi yenememiştir(binden fazla karşılaşma olmuştur).
ayrıca zoronun wado ichimonjisinin önceki sahibidir.
ayrıca zoronun wado ichimonjisinin önceki sahibidir.
karl marxın ünlü eseri. yalnız kitap marx a mal edilmiş olsa da yalnızca ilk cildi marx tarafından yazılmıştır.
sizi yoldan çıkartabilecek bir karizmaya sahip kara kahya olur kendisi. kuroshitsuji animesinin ana karakterlerindendir. kendisi aslen bir şeytan olup henüz 12-13 yaşlarında olan (bkz: ciel phantomhive) ile anlaşma yapmıştır. anlaşma bittiğinde seba-chan cielin ruhunu yiyecektir. dövüşürken gümüş çatal-bıçak takımları kullanır. elinde cielin gözünde de gördüğümüz bir sembol vardır, akuma yeteneklerini kullanacağı zaman gözleri kıpkızıl parlar ^^
"yes,my lord" dediği zaman beni benden alır <3
"yes,my lord" dediği zaman beni benden alır <3
kuja korsanları kaptanı ve amazon lily kraliçesi korsan imparatoriçe güzel hancock. shichibukailerden tek kadın olanıdır. mero mero no mi (aşk) meyvesini yiyerek kendisine karşı bir haz duyan insanları-tek bir istisna dışında onun güzelleğinden etkilenmeyecek kişi yoktur- taşa dönüştürebilme yeteneğini kazanmıştır ancak bu luffy de işe yaramaz zira kendisi bu konularda olabilecek en odun karakterdir. çocukluğunda 2 kız kardeşiyle birlikte kutsal ejderler tarafından köle alınmış ve fisher tiger köleleri kurtarana kadar bu devam etmiştir. bencil ve acımasız duruşunun ardında gerçekten zayıf ve sevgiye muhtaç bir kalbi vardır. luffye duyduğu karşılıksız aşk onun birçok tehlikeli konuda luffye yardım etmesine neden olmuştur.
dövüşürken sanji gibi o da bacaklarını kullanır. küçük şeylerden hiç hoşlanmaz, sevimli küçük bir kediyi tekmelediği görülmüştür. bu tarz hayvanların zayıflığı temsil ettiğini söyler ve zayıflıktan hiç haz etmez. kendisinin devasa bir yılanı vardır ki yılan kuja korsanlarının simgesidir.
dövüşürken sanji gibi o da bacaklarını kullanır. küçük şeylerden hiç hoşlanmaz, sevimli küçük bir kediyi tekmelediği görülmüştür. bu tarz hayvanların zayıflığı temsil ettiğini söyler ve zayıflıktan hiç haz etmez. kendisinin devasa bir yılanı vardır ki yılan kuja korsanlarının simgesidir.
sahip olduğu kötü huyları yüzünden bir bebeğe bakıcılık yapmak zorunda kalan yegane insan^^ normal insanlar çocuklarını öyle tiplerden birkaç km uzak tutar ama bebeğin babası iblislerin kralı olunca işler değişiyor >_<
karizmasına hayranım oganın<3
not: sürekli kendinden güçlü ve daha kötü bir insan evladı arar(baby beeli ona kakalamak için) ancak yine de ayrılamaz beelden ^^
karizmasına hayranım oganın<3
not: sürekli kendinden güçlü ve daha kötü bir insan evladı arar(baby beeli ona kakalamak için) ancak yine de ayrılamaz beelden ^^
elinde çay bardağıyla aniden karşımıza çıkıp bir o kadar da ani bir şekilde ortadan kaybolan yaşlı amcamız.:)
acıdığım kuroshitsuji karakteri. zavallı, aciz bir şeydir.onu seven bir hannah varken claude den medet umar, hata yapar ve hatasını da çok geç anlar
40lı bölümlere kadar ara vermeden seri bir şekilde okuduğum sonra araya birkaç haftalık bir ara girince tekrar başlamaya nedense isteksiz olduğum sakurakouji kanoko mangası. kaç zaman oldu hala devam edemedim.
aslında oldukça hoşuma giden bir seri ama ara verince bir soğukluk oluyor işte):
shoujo olarak geçer keza öyledir de ama smut barındırır. ayrıca çeşitli kanlı ölüm sahnelerinden ötürü -shounen olan fairy tailde dahi bu kadar kan görülmemiştir^^- joseiye kayan bir tarafı olduğunu düşünmekteyim.
ayrıca ilk 15-20 bölümünü mabushi majodan okumuştum ve sanırım ilk defa çevirilerinden birini gerçekten beğendim^^
not:üçüzlere bayıldığımı söylemeden de bitirmeyeyim. özellikle de taro channn o ne sevimli şeydir öyle>.< chibilere bayılıyorum.:)
aslında oldukça hoşuma giden bir seri ama ara verince bir soğukluk oluyor işte):
shoujo olarak geçer keza öyledir de ama smut barındırır. ayrıca çeşitli kanlı ölüm sahnelerinden ötürü -shounen olan fairy tailde dahi bu kadar kan görülmemiştir^^- joseiye kayan bir tarafı olduğunu düşünmekteyim.
ayrıca ilk 15-20 bölümünü mabushi majodan okumuştum ve sanırım ilk defa çevirilerinden birini gerçekten beğendim^^
not:üçüzlere bayıldığımı söylemeden de bitirmeyeyim. özellikle de taro channn o ne sevimli şeydir öyle>.< chibilere bayılıyorum.:)