taytlara olan takıntısını anlamlandıramadığım süper kahraman
hiyori ile çok yakıştırdığım tanrı. çok sevmeme rağmen biraz salak olduğunu inkar edemem. yahu sen koskocaman felaket tanrısısın 2 bebenin 5 yenine mi kaldın? ayrıca ilk başlarda pek belli olmasada son 2-3 bölümde hiyoriyi aslında ne kadar sevdiği belli olmuştur diye düşünüyorum
bir ara ilgimi fazlasıyla çeken, bağımlısı yapan hayatta kalma oyunu.
kısaca, maxwell diye bir adam var, bizi adaya atan adam bu. oyunun meselesi maxwell's door'u bulup oraya ışınlanıp bölümleri tamamlatıp bitirmek.
kısaca, maxwell diye bir adam var, bizi adaya atan adam bu. oyunun meselesi maxwell's door'u bulup oraya ışınlanıp bölümleri tamamlatıp bitirmek.
anime karakterlerini özlemek mümkün mü bilmiyorum ama özleminden karalar bağladığım anime karakteri olur kendisi. gecmişini öğrendigimiz ovasiyla kalbimi yuz doksan besinci kez fethetti. ızledigim animeler icinde en en cok sevdigim karakter.
sağlam animeydi bana kalırsa. izlenmeli.
en çok tutulan polisiye-psikolojik dizilerinden biri
konu olarak; özel ajan will graham, fbı ile birlikte çalışan, yetenekli bir suçlu profili çıkarma uzmanıdır. will kendine özgü düşünme tarzı sayesinde seri katillerle ve suçlularla empati kurmaktadır; ama bu öyle bir şeydir ki will kendini adeta olayları yeniden yaşarken bulur. ancak yakalamaya çalıştığı son katilin zihni will için bile oldukça karmaşıktır. bunun için fbı, danışman olarak ülkenin ileri gelen psikiyatristlerinden biri olan dr. hannibal lecter'dan yardım ister. will ile hannibal birlikte çalışmaya başlarlar. ancak bu birliktelik zaman ilerledikçe ikisi için de çok tehlikeli bir hal alacaktır. -alıntıdır-
konu olarak; özel ajan will graham, fbı ile birlikte çalışan, yetenekli bir suçlu profili çıkarma uzmanıdır. will kendine özgü düşünme tarzı sayesinde seri katillerle ve suçlularla empati kurmaktadır; ama bu öyle bir şeydir ki will kendini adeta olayları yeniden yaşarken bulur. ancak yakalamaya çalıştığı son katilin zihni will için bile oldukça karmaşıktır. bunun için fbı, danışman olarak ülkenin ileri gelen psikiyatristlerinden biri olan dr. hannibal lecter'dan yardım ister. will ile hannibal birlikte çalışmaya başlarlar. ancak bu birliktelik zaman ilerledikçe ikisi için de çok tehlikeli bir hal alacaktır. -alıntıdır-
ızlemeye başladığım lakin çoğu kore dizisi gibi tamamen karın ağrısından ibaret olduğu artık kesinleştiğinde bıraktığım kore diziriz ana konusuyla kızımız hırçın ve yeaaa siz beni ezemezsiniz türü bir kızdır, olaylar gelişir ve okulun en popüler çocuklarından 2si arasında kalır.
ya ben en çok bu kızın en yakın arkadaşının adını hatırlayamadığım çocukla ne olduğunu merak ediyordum, lakin sabrım yetmedi.
ya ben en çok bu kızın en yakın arkadaşının adını hatırlayamadığım çocukla ne olduğunu merak ediyordum, lakin sabrım yetmedi.
bu tarz animelerden niyeyse hiç haz etmem. bir de şu türlüsü var çocuk kıza git der al çocuklarını der ilallah eder fakat kız çocuğa yapıştıkça yapışır ezildikçe ezilir yada kız yok der erkek ister valla aralarında bi fark yok bence. insan biraz zekice kurgulanmış olaylar arıyor yada ben kafayı bozmuş olabilirim. ama 4 5 kızdan birini seçemeyen karakterinde gözü doysun ottalar ya! seç beğen ala dönmüş ortalık.
bir meseleyi anlatmak istemediğim zaman geçiştirmek amacıyla kullandığım söz
1. bölümden bıraktığım anime. ciddi manada zaman kaybıydı. tavsiye etmem
nedense sevemediğim karakter. bana çok saf geliyor, saf karakterleri de hiç sevmem. belki de yaşından öyledir bilemiyorum
amy'den sonra clara bana o kadar itici geldi ki adam gibi izlemeyedim ama şöylede bir gerçek var ki steven moffat'ın yazdığı her bölüm deha işidir. neredeyse hiç bir yol arkadaşı sağ salim eve dönüp buraya kadarmış görüşürüz olayını yaşayamadı. birinin beyni yandı. biri paralel evrende bozuk bir geçmiş tarihinde sıkışıp kaldı. neyse spoiler vermiyim ^^ fakat şöyle bir bakınca, moffat ustamız gerçekten her bölümünde beni adeta agzım açık bırakmıştır.
ağır hayranı olduğum hayali şahıs. dizisi ve filmlerini izlemiş ayrıca hepsini olmasada kitaplarını da okumuş biri olarak filminde çok daha iyi yansıtıldığını söyleyebilirim. ne kadar bazı sherlock hayranlarını kızdırsada elementary'de sherlock holmes figürünün yan versiyonudur. severek izlerim.
tek sevdiğim romantikli tür. valla animede birbirini seven kız erkek görünce ekranı kapatasım geliyor ama yaoi sayılmaz. yaoi bambaşka...
izlediğim en güzel kore dizilerinden biriydi, bence izlenilerek bir şey kaybedilecek bir dizi değildi. boş zamanınız varsa alın dondurmanızı yastığınıza sarılarak izleyin
benim hala en çok takıldığım konu lau ve mao'nun kardeş olması. herşeyde açık görüşlü olabilirim ama bu iğrenç ottalar ya. ama onun dışında esaslı animeydi izlemeyen izlesin
mirai nikki'de en sevdiğim karakterdir. taşlanma gibi bir niyetim yok ancak yuno'yu gerçekten sevemedim. uryuu minene hepsini bombaya dizmeliydi bence.
en çok bu sözü severim. 2. olarak tabiki targaryen hanesine ait olan fire and blood. ve 3. olarak bir haneye ait olmasada valar morghulis
bütün huylarımın ve hobilerimin benzediği üstüne sevdiğim her şeyi seven yegane insan. kendisini de severim ama
ben turkanime.tv'de konusunu anlamak istiyorsanız 6,5. bölümü izleyin diye bir yorum okudum, izledim. resmen kıza acıdım ottalar bu nedir ya *.* bana vakit kaybı gibi geldi