edit: lynettebhelliom'un derlemesiyle oluşturulmuş olan takvimdir.
sizler de bu başlık altında doğum günlerinizi bizimle paylaşabilirsiniz.
bilmem kaç senedir devam eden ve hala nasıl bu kadar kişi tarafından izlendiğini anlamadığım türk dizisidir. geçenlerde yayınlanan yeni sezon fragmanının altına, "sırf mesut ve hüsnü'yü izlemek için blu tv üyeliği aldım" yazan gördüm. bu ülke insanını anlayamıyorum.
> > > hunter x hunter < < <
Yoshihiro Togashi tarafından çizilen, mangası 1998'den beri yayınlanmaya devam eden shounen seridir. Serinin animesi ise ilk kez 1999'da yayınlanmış ancak manganın süresiz ara vermesi nedeniyle 62. bölümden sonra yayınlanmayarak yarım kalmıştır. Seri 2011'de ilk bölümden itibaren tekrar anime olarak yayınlanmaya başlamış ve 2014 yılında 148. bölüm ile final yapmıştır.
konusu: gon freecs 12 yaşında bir çocuktur ve küçük bir ada olan balina adasında yaşamaktadır. Ona, çok küçük yaştayken anne ve babasının öldüğü söylenmiştir. Ancak daha sonraları babasının bir avcı olduğunu ve gon çok küçük yaştayken, babasının avcı olmak için onu bırakarak adadan ayrıldığını öğrenmiştir. Bu durumu öğrenen Gon, babasının, uğruna ailesini bile bırakıp gittiği avcılığın ne olduğunu öğrenmek ve dünyanın en iyi avcısı olmak istemektedir ve bu amacı doğrultusunda avcılık sınavına girmek amacıyla adadan ayrılır.
Avcılık sınavı, zor bir sınavdır. Sınavı geçebilmek için, birçok fiziksel ve psikolojik testi başarıyla geçmenin yanı sıra en zor koşullarda hayatta kalmak gerekmektedir. Her yıl birçok kişi avcı olmak için sınava girer ama bazen hiç kimse sınavı geçemez. başarı oranı yüz binde bir'den azdır. İşte bu koşullar altında gon sınava katılır ve macera başlar...
güzel bir seri olup, bir dönem çarşamba günlerini dört gözle ve büyük bir heyecanla beklememize neden olan seridir. daha önce izlememiş olup da ilk kez izleyecek olanların ise bir oturuşta izlemek isteyeceği, izleyemedikleri zamanlardaysa akıllarından çıkmayacak bir seri olduğunu belirtmek isterim. Neyse izleyin, izlettirin.
konusu: gon freecs 12 yaşında bir çocuktur ve küçük bir ada olan balina adasında yaşamaktadır. Ona, çok küçük yaştayken anne ve babasının öldüğü söylenmiştir. Ancak daha sonraları babasının bir avcı olduğunu ve gon çok küçük yaştayken, babasının avcı olmak için onu bırakarak adadan ayrıldığını öğrenmiştir. Bu durumu öğrenen Gon, babasının, uğruna ailesini bile bırakıp gittiği avcılığın ne olduğunu öğrenmek ve dünyanın en iyi avcısı olmak istemektedir ve bu amacı doğrultusunda avcılık sınavına girmek amacıyla adadan ayrılır.
Avcılık sınavı, zor bir sınavdır. Sınavı geçebilmek için, birçok fiziksel ve psikolojik testi başarıyla geçmenin yanı sıra en zor koşullarda hayatta kalmak gerekmektedir. Her yıl birçok kişi avcı olmak için sınava girer ama bazen hiç kimse sınavı geçemez. başarı oranı yüz binde bir'den azdır. İşte bu koşullar altında gon sınava katılır ve macera başlar...
güzel bir seri olup, bir dönem çarşamba günlerini dört gözle ve büyük bir heyecanla beklememize neden olan seridir. daha önce izlememiş olup da ilk kez izleyecek olanların ise bir oturuşta izlemek isteyeceği, izleyemedikleri zamanlardaysa akıllarından çıkmayacak bir seri olduğunu belirtmek isterim. Neyse izleyin, izlettirin.
Bildiğiniz üzere bleach serisinin animesi 2012'de, mangası ise 2016 yılında bitti. Ancak aradan geçen onlarca yıla rağmen, herkesin merakla beklediği son arc bir türlü anime olarak yayınlanmadı. Ayrıca bu konuya ilişkin yıllardır herhangi bir açıklamada yok. Aslında bakarsanız, bleach serisinin yeni sezonunu bekleyen birçok kişi de çoktan son arc'ın anime olarak yayınlanmayacağı kanaatine vararak, animenin geleceği yönündeki umudunu bile kaybetti. Yıllar sonra bir konuyu hortlatmış olabilirim ama hala bekleyenlerden ve beklemeye de devam edecek olanlardan biri olarak soruyorum. Hala benim gibi ümidini kaybetmeyenler var mı?
akira toriyama tarafından çizilen, mangası 1984-1995 yılları arasında yayınlanan, animesi ise ilk kez 1986 yılında yayınlanmaya başlamış ve daha sonraki yıllarda birçok sezonu yayınlanmış olan shounen seridir.
konusu: bir dağda yalnız başına yaşayan son goku, dedesinin ölmeden önce ona bıraktığı 4 yıldızlı ejder topunun sahibidir. işin komik tarafı goku, bu ejder topunu dedesi sanmaktadır. Bir gün bulma isimli genç bir kız çıkagelir ve goku'ya o topun dedesi olmadığını ve ejder toplarının büyüsünü anlatır.
7 tane ejder topu vardır ve bu 7 ejder topunu bir araya getirirsen shenlong'tan bir dilek dileme hakkı kazanırsın. bu dilek herhangi bir şey olabilir. tek yapman gereken 7 ejder topunu toplamaktır. Bu hikaye üzerine goku, bulma ile beraber dünyanın değişik yerlerine dağılmış ejder toplarını bulmak için yola çıkar ve bol aksiyonlu macera başlar.
dragon ball denilince akan sular durur. anlatılmaz yaşanır. o yüzden şiddetle izlemenizi tavsiye ederim.
dragon ball izleme sırası:
-dragon ball
-dragon ball z
-dragon ball gt
-dragon ball kai
-dragon ball kai 2014
-dragon ball super şeklindedir.
konusu: bir dağda yalnız başına yaşayan son goku, dedesinin ölmeden önce ona bıraktığı 4 yıldızlı ejder topunun sahibidir. işin komik tarafı goku, bu ejder topunu dedesi sanmaktadır. Bir gün bulma isimli genç bir kız çıkagelir ve goku'ya o topun dedesi olmadığını ve ejder toplarının büyüsünü anlatır.
7 tane ejder topu vardır ve bu 7 ejder topunu bir araya getirirsen shenlong'tan bir dilek dileme hakkı kazanırsın. bu dilek herhangi bir şey olabilir. tek yapman gereken 7 ejder topunu toplamaktır. Bu hikaye üzerine goku, bulma ile beraber dünyanın değişik yerlerine dağılmış ejder toplarını bulmak için yola çıkar ve bol aksiyonlu macera başlar.
dragon ball denilince akan sular durur. anlatılmaz yaşanır. o yüzden şiddetle izlemenizi tavsiye ederim.
dragon ball izleme sırası:
-dragon ball
-dragon ball z
-dragon ball gt
-dragon ball kai
-dragon ball kai 2014
-dragon ball super şeklindedir.
birçok insanın oynadığı ve çoğunuzun bildiğini düşündüğüm, eruo truck simulator 2 oyununun, çıkacağı çok önceden duyurulan ve bul yıl içerisinde yayınlanması beklenen dlc'si... Bu dlc ile birlikte, Bulgaristan ve Romanya haritaları ile birlikte, türk oyuncular tarafından yıllardır büyük bir heyecan ve merakla beklenen, Türkiye'nin trakya bölgesi haritası da oyuna dahil olacak.
Ayrıca Bu dlc ile birlikte neredeyse tüm avrupa haritasının oyuna dahil edilmiş olacak olması da oyun için ayrı bir önem teşkil ediyor.
benim de büyük bir merakla beklediğim ve çok önceden steam istek listeme eklediğim bir dlc olduğunu da belirtmek isterim. bir an önce çıksa da oynasak...
bu da ilk yayınlanan resimlerden biri

otakuturk.net/foto
Ayrıca Bu dlc ile birlikte neredeyse tüm avrupa haritasının oyuna dahil edilmiş olacak olması da oyun için ayrı bir önem teşkil ediyor.
benim de büyük bir merakla beklediğim ve çok önceden steam istek listeme eklediğim bir dlc olduğunu da belirtmek isterim. bir an önce çıksa da oynasak...
bu da ilk yayınlanan resimlerden biri

otakuturk.net/foto
sosyal medyada görüyorum. bazı kişiler dönüp dolaşıp aynı seriyi tekrar tekrar izliyorlar. Bir de, "bakın falanca seriyi bilmem kaçıncı kez lziiyorum" gibisinden bu durumla övünme olayı var. neden?
hani yıllar önce bir seri izleyip çok beğenmişsindir. Aradan yıllar geçmiştir ve izlediğin bu seriyi tekrar izlersin anlarım. Ancak daha sene başında rewatch yaptığı seriyi, sene ortasında tekrar rewatch yapıp, okullar açılmadan bir kere daha rewatch yapayım diyenlere karşı empati kuramıyorum.
Ayrıca bu kişilere bakıyorum. Kendileri bir serinin b*kunu çıkartana kadar bilmem kaç kez izliyorlar ama tv'de her yıl milyonlarca insanın izlediği, doktorlar, cennet mahallesi ve aşk-ı memnu gibi dizlerin her yıl tekrar tekrar yayınlanmasına dayanamıyorlar. Eee.. sizin yaptığınızla onların yaptığının ne farkı var anlatsanıza biraz....
hani yıllar önce bir seri izleyip çok beğenmişsindir. Aradan yıllar geçmiştir ve izlediğin bu seriyi tekrar izlersin anlarım. Ancak daha sene başında rewatch yaptığı seriyi, sene ortasında tekrar rewatch yapıp, okullar açılmadan bir kere daha rewatch yapayım diyenlere karşı empati kuramıyorum.
Ayrıca bu kişilere bakıyorum. Kendileri bir serinin b*kunu çıkartana kadar bilmem kaç kez izliyorlar ama tv'de her yıl milyonlarca insanın izlediği, doktorlar, cennet mahallesi ve aşk-ı memnu gibi dizlerin her yıl tekrar tekrar yayınlanmasına dayanamıyorlar. Eee.. sizin yaptığınızla onların yaptığının ne farkı var anlatsanıza biraz....
Hazırsanız direkt olarak önermeye başlıyorum.
Öncelikle oturuyorsunuz bilgisayarlarınızın başına, aşağıdaki serileri güzelce, hiçbir bölümlerini atlamadan izliyorsunuz. Her biri 100+ bölüm olup bazıları 1000 bölüm civarlarında olduğu için bu seriler bir hayli vaktinizi alıyor.
1-Dragon Ball
2-One Piece
3-Naruto
4-Bleach
5-Gintama
6-Hunter x Hunter 2011
7-Katekyo Hitman Reborn
8-Detective Conan
9-Eyeshield 21
10-Sailor Moon
11-Fairy Tail
12-Slam Dunk
13-D. Gray Man
14-Hajime no ippo
15-inuyasha
16-Toriko
17-Prince of Tennis
18-Major
19-Full Metal Alchemist
20-Natsume Yuujinchou
Bu seriler bittikten sonra artık belirli bir düzeye geldiniz. Artık sosyal medyadaki çoğu muhabbete balıklama dalablirsiniz. Mesela “x vs y dövüşse kim kazanır” dediler. 2 karakteri de tanımıyorsunuz. “Goku alır, adam gezegen yok ediyor” dersiniz, konu Dragon Ball'a kayar. Tabi sizde DB izlediniz. Başlarsınız anlatmaya DB böyle, DBZ böyle DB GT böyle vs…. Ayrıca günümüzde yukarıdaki serilerin hepsini izleyen pek yok. Çökersiniz bir sayfaya ahkam keserseniz. Mesela şu an benim yaptığım gibi; “Ben yukarıdakilerin hepsini izledim ehe…ehe…ehehehe” dersiniz.
Neyse dediğim gibi yukarıdaki serilerin hepsini izlediniz. Ardından aşağıdaki serileri izliyorsunuz. Aşağıdaki serilerin her biri sağlam serilerdir. Birçok kişi için yerleri ayrıdır. Ayrıca bol bol ölüm ve kan görürsünüz.”Anime'de kan var. KAN!!” dersiniz…
1-Berserk
2-Basilisk
3-Ergo Proxy
4-Blood+
5-Another
6-Elfen Lied
7-Black Lagoon
8-Ghost in the Shell
9-Hellsing
10-Claymore
11-Ninja Scroll
12-Trigun
13-Samurai 7
14-Tenjho Tenge
15-Afro Samurai
16-Gungrave
17-Bastard
18-Gantz
19-Blood C
20-Deadman Wonderland
Bu serileri izledikten sonra artık bazı şeyler rayına otuyor. Tabi bu arada boş durmuyoruz. Bu serileri izlerken güncel serileri de kaçırmıyoruz. Aynı zamanda güncel serileri ilk yazdığım 20 animeyi izlerken de izliyoruz. Bu serilerin hepsi bittikten sonra, animeye yeni başlamış olan birisi 40 tane sağlam anime izlemiş oluyor. Güncelleri de izlerse 50-60 seri izlemiş olur. Ömründen de herhalde 3-4 sene gider. Hadi diyelim bilgisayarın başından kalkmadı. Yemek yerken, yolculuk yaparken hatta tuvalette bile izledi, diyelim. Temiz 2 senesi gider.
Yukarıdakilerin hepsi bitince aşağıdaki serilerler sizlere yeni alternatifler oluşturur. Sevdiğim serilerdir mutlaka izleyin derim.
1-Beelzebub
2-Bakuman
3-Angel Beats
4-91 Days
5-Joker Game
6-Ao no Exorcist
7-Gangsta
8-Last Exile
9-Baka to Test Shoukanju
10-Btooom
11-Blood Lad
12-Code Geass
13-Tengen Toppa Gurren Lagann
14-Gin No Saji
15-Sengoku Basara
16-Serial Eksperiments Lain
17-Samurai Champloo
18-Zetsuen no Tempest
19-Soul Eater
20-Shaman King
Daha uzar gider burası daha yazılır yani…
Yukarıdaki seriler de bitti dediniz ki; “Birkaç tane spor animesi izlemiştim. Çok güzel oluyor onlar, biraz daha spor animesi izleyeyim dediniz. O zaman şu listeye göz atıyorsunuz…
1-One Outs
2-Ashita no Joe
3-Buzzer Beater
4-Giant Killing
5-Air Gear
6-Haikyuu
7-Koukou tekken-den Tough
8-All Out
9-Captain Tsubasa
10-Kuroko no Basuke
11-inıtıal D.
12-Days
13-Megalo Box
14-Yowamushi Pedal
15-Hinomaruzumou
16-Diamond no Ace
Spor serilerini de bitirdik.
Yukarıdaki yazıları atlayarak direk buraya gelenler, yukarıları okumadan “yok şu seri yok, yok bu seri yok” diye ahkam kesmesinler… Ayrıca Free, Dive, Ballroom, Air serilerini bilerek izlemedim. İzlemediğim seriyi öneremem…
Spor serileri de bitince oturuyoruz. Çağımızın popüler animelerine göz gezdiriyoruz. Diyoruz ki; "kambersiz düğün olmaz".
1-Shingeki no Kyojin
2-Ansatsu Kyoushitsu
3-Death Note
4-Tokyo Ghoul
5-Boku no Hero Academia
6-One Punch Man
7-Mob Psycho 100
8-Nanatsu no Taizai
9-Black Clover
10-Noragami
11-Bungou Stray Dogs
12-K series
13-Danmachi
14-Sword Art Online
15-Overlord
16-No Game No Life
17-Kakegurui
18-Boruto
19-Shokugeki no Souma
20-Goblin Slayer
Bu serilerin çoğunu zaten herkes izlemiştir. Artık öyle bir raddeye geldi ki bu seriler, ülkede izlemeyeni dövüyorlar falan o derece durumdalar.
Bunlara ek olarak shoujo seven ottalarımızı da unutmuyoruz. Onlar için ayrı olarak önerilerim;
1-Kaichou wa Maid Sama
2-Lovely Complex
3-Skip Beat
4-Toradora
5-Ouran Koukou Host Club
6-Kimi ni Todoke
7-Ore Monogatari
8-Vampire Knight
9-Kamisama Hajimemashita
10-Nana
11-Candy Candy
12-Kamikaze Kaitou Jeanne
13-fruits basket
Şimdilik 2018 ve 2019 serilerini listeye eklemiyorum. zaten büyük bir çoğunluğunuzun çoktan bu serileri izlediğini ya da izleme listesine aldığını düşünüyorum. O yüzden burada duruyorum ama İsteyenlere daha fazla seri önerebilirim. Ancak öneri istemeden evvel, izlediğiniz tüm serilerin listesini yapıp yollarsanız. Yardımcı olmam daha kolay olur. Ayrıca İsteyenlere anime arşivimin listesini de atabilirim...
Öncelikle oturuyorsunuz bilgisayarlarınızın başına, aşağıdaki serileri güzelce, hiçbir bölümlerini atlamadan izliyorsunuz. Her biri 100+ bölüm olup bazıları 1000 bölüm civarlarında olduğu için bu seriler bir hayli vaktinizi alıyor.
1-Dragon Ball
2-One Piece
3-Naruto
4-Bleach
5-Gintama
6-Hunter x Hunter 2011
7-Katekyo Hitman Reborn
8-Detective Conan
9-Eyeshield 21
10-Sailor Moon
11-Fairy Tail
12-Slam Dunk
13-D. Gray Man
14-Hajime no ippo
15-inuyasha
16-Toriko
17-Prince of Tennis
18-Major
19-Full Metal Alchemist
20-Natsume Yuujinchou
Bu seriler bittikten sonra artık belirli bir düzeye geldiniz. Artık sosyal medyadaki çoğu muhabbete balıklama dalablirsiniz. Mesela “x vs y dövüşse kim kazanır” dediler. 2 karakteri de tanımıyorsunuz. “Goku alır, adam gezegen yok ediyor” dersiniz, konu Dragon Ball'a kayar. Tabi sizde DB izlediniz. Başlarsınız anlatmaya DB böyle, DBZ böyle DB GT böyle vs…. Ayrıca günümüzde yukarıdaki serilerin hepsini izleyen pek yok. Çökersiniz bir sayfaya ahkam keserseniz. Mesela şu an benim yaptığım gibi; “Ben yukarıdakilerin hepsini izledim ehe…ehe…ehehehe” dersiniz.
Neyse dediğim gibi yukarıdaki serilerin hepsini izlediniz. Ardından aşağıdaki serileri izliyorsunuz. Aşağıdaki serilerin her biri sağlam serilerdir. Birçok kişi için yerleri ayrıdır. Ayrıca bol bol ölüm ve kan görürsünüz.”Anime'de kan var. KAN!!” dersiniz…
1-Berserk
2-Basilisk
3-Ergo Proxy
4-Blood+
5-Another
6-Elfen Lied
7-Black Lagoon
8-Ghost in the Shell
9-Hellsing
10-Claymore
11-Ninja Scroll
12-Trigun
13-Samurai 7
14-Tenjho Tenge
15-Afro Samurai
16-Gungrave
17-Bastard
18-Gantz
19-Blood C
20-Deadman Wonderland
Bu serileri izledikten sonra artık bazı şeyler rayına otuyor. Tabi bu arada boş durmuyoruz. Bu serileri izlerken güncel serileri de kaçırmıyoruz. Aynı zamanda güncel serileri ilk yazdığım 20 animeyi izlerken de izliyoruz. Bu serilerin hepsi bittikten sonra, animeye yeni başlamış olan birisi 40 tane sağlam anime izlemiş oluyor. Güncelleri de izlerse 50-60 seri izlemiş olur. Ömründen de herhalde 3-4 sene gider. Hadi diyelim bilgisayarın başından kalkmadı. Yemek yerken, yolculuk yaparken hatta tuvalette bile izledi, diyelim. Temiz 2 senesi gider.
Yukarıdakilerin hepsi bitince aşağıdaki serilerler sizlere yeni alternatifler oluşturur. Sevdiğim serilerdir mutlaka izleyin derim.
1-Beelzebub
2-Bakuman
3-Angel Beats
4-91 Days
5-Joker Game
6-Ao no Exorcist
7-Gangsta
8-Last Exile
9-Baka to Test Shoukanju
10-Btooom
11-Blood Lad
12-Code Geass
13-Tengen Toppa Gurren Lagann
14-Gin No Saji
15-Sengoku Basara
16-Serial Eksperiments Lain
17-Samurai Champloo
18-Zetsuen no Tempest
19-Soul Eater
20-Shaman King
Daha uzar gider burası daha yazılır yani…
Yukarıdaki seriler de bitti dediniz ki; “Birkaç tane spor animesi izlemiştim. Çok güzel oluyor onlar, biraz daha spor animesi izleyeyim dediniz. O zaman şu listeye göz atıyorsunuz…
1-One Outs
2-Ashita no Joe
3-Buzzer Beater
4-Giant Killing
5-Air Gear
6-Haikyuu
7-Koukou tekken-den Tough
8-All Out
9-Captain Tsubasa
10-Kuroko no Basuke
11-inıtıal D.
12-Days
13-Megalo Box
14-Yowamushi Pedal
15-Hinomaruzumou
16-Diamond no Ace
Spor serilerini de bitirdik.
Yukarıdaki yazıları atlayarak direk buraya gelenler, yukarıları okumadan “yok şu seri yok, yok bu seri yok” diye ahkam kesmesinler… Ayrıca Free, Dive, Ballroom, Air serilerini bilerek izlemedim. İzlemediğim seriyi öneremem…
Spor serileri de bitince oturuyoruz. Çağımızın popüler animelerine göz gezdiriyoruz. Diyoruz ki; "kambersiz düğün olmaz".
1-Shingeki no Kyojin
2-Ansatsu Kyoushitsu
3-Death Note
4-Tokyo Ghoul
5-Boku no Hero Academia
6-One Punch Man
7-Mob Psycho 100
8-Nanatsu no Taizai
9-Black Clover
10-Noragami
11-Bungou Stray Dogs
12-K series
13-Danmachi
14-Sword Art Online
15-Overlord
16-No Game No Life
17-Kakegurui
18-Boruto
19-Shokugeki no Souma
20-Goblin Slayer
Bu serilerin çoğunu zaten herkes izlemiştir. Artık öyle bir raddeye geldi ki bu seriler, ülkede izlemeyeni dövüyorlar falan o derece durumdalar.
Bunlara ek olarak shoujo seven ottalarımızı da unutmuyoruz. Onlar için ayrı olarak önerilerim;
1-Kaichou wa Maid Sama
2-Lovely Complex
3-Skip Beat
4-Toradora
5-Ouran Koukou Host Club
6-Kimi ni Todoke
7-Ore Monogatari
8-Vampire Knight
9-Kamisama Hajimemashita
10-Nana
11-Candy Candy
12-Kamikaze Kaitou Jeanne
13-fruits basket
Şimdilik 2018 ve 2019 serilerini listeye eklemiyorum. zaten büyük bir çoğunluğunuzun çoktan bu serileri izlediğini ya da izleme listesine aldığını düşünüyorum. O yüzden burada duruyorum ama İsteyenlere daha fazla seri önerebilirim. Ancak öneri istemeden evvel, izlediğiniz tüm serilerin listesini yapıp yollarsanız. Yardımcı olmam daha kolay olur. Ayrıca İsteyenlere anime arşivimin listesini de atabilirim...
konuya direkt olarak bodoslama dalıyorum. isteyen istediği gibi anlasın. çünkü artık böyle diyen çevirmenlerin sayısı bir hayli arttı ve bu artışla doğru orantılı olarak çeviri kalitesi de düştü, düşmeye de devam ediyor.
konuya başlamadan evvel, çevirinin ne olduğunu, dünya, ülkemiz veya toplum için ne kadar önemli olduğunu vs. hepimizin bildiğini düşünerek es geçiyor ve direk konuya giriyorum.
en doğru çeviriyi yapabilmek için öncelikle okuduğunuzu doğru olarak anlamanız ve anladıklarınızı en düzgün biçimde çevirdiğiniz dile aktarmanız lazım. yani en doğru çeviriyi yapabilmek için (ana dilinize çevirdiğinizi varsayarsak), gerek ana dilinizi gerekse çeviri yaptığınız dili iyi bilmeniz gerekiyor.
ancak son zamanlarda görüyorum ki, bizim ülkemizde işler farklı yürüyor. "hazırlığa yeni başladım. yabancı dilimi geliştirmem lazım", "dil bölümü okumak istiyorum, o yüzden çeviri yaparak kendimi geliştirmek istiyorum.", "okuduğum bölüm yabancı dil ağırlıklı eğitim veriyor. ben de çeviri yapabilirim." vs. diyerek çeviri yapan birçok kişi görüyorum. Yani bu kişiler, çeviri yaptıkları dili tam olarak bilmiyorlar. Belki de hiç bilmiyorlar, bilemiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var, çeviri yaptıkları dili daha öğrenme aşamasındalar. Sonra bu kişilerin çevirileri yayınlanıyor. Okuyor ve/veya izliyoruz. içler acısı. tamam gelecekte belki çok iyi yerlere gelecekler, herkes bir yerden başlamalı vs. ama dil öğrenmek için çevirmen olunmaz. Farkında olmadan hem çeviriye, hem de birçok çevirmene hakaret etmiş oluyorsunuz, bunu anlayın artık. Ayrıca çeviri ekipleri, çevirmen diye ekibe ya da işe aldığınız insana bir bakın. bir test yapın veya ne bileyim yaptığı çeviriyi birisi son kontrol etsin, öyle yayınlayın ama yok, çeviriyor mu? çeviriyor. bitti. (Translate'de çeviri yapıp, translate'in yaptığı çeviriyi, direkt olarak kullanarak yayınlayan ekip gördüm.) Sonra bu durum hakkında yorum yapınca, sitem edince, birilerini kibar bir dille uyarınca suçlu biz oluyoruz. Diyorlar ki: "Daha iyisini yapabiliyorsan, sen yap!" şimdi gel de bu insanlara çevirinin önemini anlat. Emin olun bazı çevirmen arkadaşlar, gelecekte eski çevirilerine bakarken, kendi kendilerine, "ulan ben ne yapmışım?" diye soracaklar.
Peki bu durumun sebebi ne? neden böyle? çeviri dışarıdan bakınca önemsiz ya da kolay bir şey gibi mi gözüküyor? veya bizim ülkemizde çeviriye gereken önem neden verilmiyor? gerçekten merak ediyorum.
konuya başlamadan evvel, çevirinin ne olduğunu, dünya, ülkemiz veya toplum için ne kadar önemli olduğunu vs. hepimizin bildiğini düşünerek es geçiyor ve direk konuya giriyorum.
en doğru çeviriyi yapabilmek için öncelikle okuduğunuzu doğru olarak anlamanız ve anladıklarınızı en düzgün biçimde çevirdiğiniz dile aktarmanız lazım. yani en doğru çeviriyi yapabilmek için (ana dilinize çevirdiğinizi varsayarsak), gerek ana dilinizi gerekse çeviri yaptığınız dili iyi bilmeniz gerekiyor.
ancak son zamanlarda görüyorum ki, bizim ülkemizde işler farklı yürüyor. "hazırlığa yeni başladım. yabancı dilimi geliştirmem lazım", "dil bölümü okumak istiyorum, o yüzden çeviri yaparak kendimi geliştirmek istiyorum.", "okuduğum bölüm yabancı dil ağırlıklı eğitim veriyor. ben de çeviri yapabilirim." vs. diyerek çeviri yapan birçok kişi görüyorum. Yani bu kişiler, çeviri yaptıkları dili tam olarak bilmiyorlar. Belki de hiç bilmiyorlar, bilemiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var, çeviri yaptıkları dili daha öğrenme aşamasındalar. Sonra bu kişilerin çevirileri yayınlanıyor. Okuyor ve/veya izliyoruz. içler acısı. tamam gelecekte belki çok iyi yerlere gelecekler, herkes bir yerden başlamalı vs. ama dil öğrenmek için çevirmen olunmaz. Farkında olmadan hem çeviriye, hem de birçok çevirmene hakaret etmiş oluyorsunuz, bunu anlayın artık. Ayrıca çeviri ekipleri, çevirmen diye ekibe ya da işe aldığınız insana bir bakın. bir test yapın veya ne bileyim yaptığı çeviriyi birisi son kontrol etsin, öyle yayınlayın ama yok, çeviriyor mu? çeviriyor. bitti. (Translate'de çeviri yapıp, translate'in yaptığı çeviriyi, direkt olarak kullanarak yayınlayan ekip gördüm.) Sonra bu durum hakkında yorum yapınca, sitem edince, birilerini kibar bir dille uyarınca suçlu biz oluyoruz. Diyorlar ki: "Daha iyisini yapabiliyorsan, sen yap!" şimdi gel de bu insanlara çevirinin önemini anlat. Emin olun bazı çevirmen arkadaşlar, gelecekte eski çevirilerine bakarken, kendi kendilerine, "ulan ben ne yapmışım?" diye soracaklar.
Peki bu durumun sebebi ne? neden böyle? çeviri dışarıdan bakınca önemsiz ya da kolay bir şey gibi mi gözüküyor? veya bizim ülkemizde çeviriye gereken önem neden verilmiyor? gerçekten merak ediyorum.
türkçesi meraklı kedi olan ve twittter'daki birçok kişinin kullandığı, anonim olarak insanlara soru sorabildiğiniz, ask.fm benzeri bir platform...
çoğu insanın, normal hayatlarında soramayacağı soruları hesap sahiplerine sorduğu, hesap sahibi birçok kişinin ise sorulan soru, normal hayatta kendisine sorulsa, cevap vermeyeceğı, hatta bir ton hakaret edip, "sapık" diyerek soru soranı polise şikayet edeceği sorulara, büyük bir artislik ve şevkle cevap verdiği, ayrıca bu soru ve cevapları sosyal medya hesaplarında büyük bir heyecanla paylaştıkları uygulama..
çoğu insanın, normal hayatlarında soramayacağı soruları hesap sahiplerine sorduğu, hesap sahibi birçok kişinin ise sorulan soru, normal hayatta kendisine sorulsa, cevap vermeyeceğı, hatta bir ton hakaret edip, "sapık" diyerek soru soranı polise şikayet edeceği sorulara, büyük bir artislik ve şevkle cevap verdiği, ayrıca bu soru ve cevapları sosyal medya hesaplarında büyük bir heyecanla paylaştıkları uygulama..
Jun Maeda tarafından çizilen, mangası 2010-2016 yılları arasında 77 bölüm, animesi ise 2010 yılında 13 bölüm+özel bölümler olarak yayınlanan seridir.
yuzuru otonashi, bindiği trenin kaza yapması sonucu hayatını kaybeder. tekrar gözlerini açtığında kendisini arafta bulur. yaşanan bir takım olaylar sonucunda, bu dünyada onun gibi ölümle yaşam arasında sıkışıp kalan bir grup insanın daha olduğunu öğrenir. tanrının olmadığı ve yerine vekil olarak meleğin olduğu bu dünyada, meleğin dediklerine uyarlarsa reankarne olacaklardır. ancak bu grup reankarnasyon gerçekleşirse, yeni hayatlarında bir deniz canlısı olacaklarını düşündükleri için, tanrıya karşı isyan etmiş ve melek'e karşı savaş açarak ondan kaçmaya çalışmaktadırlar. otanashi, ne olup bittiğini tam olarak anlamamış olsa da bir şekilde kendini bu grubun içerisinde bulur ve macera başlar.
Angel beats, zaman zaman sizleri güldüren, zaman zamansa hüzünlendiren ve düşüncelere boğan bir seridir. bir dönem animeye yeni başlayan bazı anime severlerin ilk izlediği animelerden birisi olmuştur. ağlatan animeler denildiğinde her zaman en başta ismi yazılan serilerinden biridir. animesi 13 bölümdür ama bir 13 bölüm daha olsa sıkılmadan izlenir. bazı anime severler için başyapıttır. yeri asla dolmaz.

otakuturk.net/foto
opening 1
yuzuru otonashi, bindiği trenin kaza yapması sonucu hayatını kaybeder. tekrar gözlerini açtığında kendisini arafta bulur. yaşanan bir takım olaylar sonucunda, bu dünyada onun gibi ölümle yaşam arasında sıkışıp kalan bir grup insanın daha olduğunu öğrenir. tanrının olmadığı ve yerine vekil olarak meleğin olduğu bu dünyada, meleğin dediklerine uyarlarsa reankarne olacaklardır. ancak bu grup reankarnasyon gerçekleşirse, yeni hayatlarında bir deniz canlısı olacaklarını düşündükleri için, tanrıya karşı isyan etmiş ve melek'e karşı savaş açarak ondan kaçmaya çalışmaktadırlar. otanashi, ne olup bittiğini tam olarak anlamamış olsa da bir şekilde kendini bu grubun içerisinde bulur ve macera başlar.
Angel beats, zaman zaman sizleri güldüren, zaman zamansa hüzünlendiren ve düşüncelere boğan bir seridir. bir dönem animeye yeni başlayan bazı anime severlerin ilk izlediği animelerden birisi olmuştur. ağlatan animeler denildiğinde her zaman en başta ismi yazılan serilerinden biridir. animesi 13 bölümdür ama bir 13 bölüm daha olsa sıkılmadan izlenir. bazı anime severler için başyapıttır. yeri asla dolmaz.

otakuturk.net/foto
opening 1
> > > pierre boulle < < <
tam adı Pierre François Marie Louis Boulle olan 1912-1994 yılları arasında yaşamış, fransız yazardır.
ikinci dünya savaşı sırasında fransa birlikleriyle birlikte birçok ülkede savaşmış ve 1942'de japonlara esir düşmüştür. 1944'te esaretten kaçarak fransa'ya geri dönmüş ve yazarlığa başlamıştır. 1952'de yayınlanan Kwai Köprüsü ve 1963'de yayınlanan maymunlar gezegeni isimli romanları en bilindik eserleridir.

otakuturk.net/foto
ikinci dünya savaşı sırasında fransa birlikleriyle birlikte birçok ülkede savaşmış ve 1942'de japonlara esir düşmüştür. 1944'te esaretten kaçarak fransa'ya geri dönmüş ve yazarlığa başlamıştır. 1952'de yayınlanan Kwai Köprüsü ve 1963'de yayınlanan maymunlar gezegeni isimli romanları en bilindik eserleridir.

otakuturk.net/foto
Pierre Boulle tarafından yazılan ve ilk kez 1963'te yayınlanan bilim kurgu romanının ismidir.
ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 3. kitabıdır.
ilk kez 1968 yılında, kitaptan esinlenilerek çekilen maymunlar cehennemi adıyla filmi de yayınlanmıştır. daha sonraki yıllarda da maymunlar cehennemi adıyla kitaptan esinlenerek çekilmiş birçok film mevcuttur.
kitabın konusuna gelirsek, hikaye 2500 yılında geçmektedir. Bilim bir hayli ilerlemiş ve gezegenler arasında ulaşım mümkün hale gelmiştir. bir yazar olan Ulysse Merou, profesör antelle ve bir fizikçi olan Arthur Levain ile birlikte, dünya'dan 600-700 ışık yılı uzaklıktaki, Betelguese sisteminde yer alan ve dünya'ya birçok açıdan benzeyen, soror gezegenine giderek, orayı keşfetmek ve insanlar için yaşanabilecek bir yer olup olmadığını araştırmak için uzay gemisi ile yola çıkarlar.
Dünya'dan soror'a varmaları 2 yıl sürmüştür. Gerçekten'de soror neredeyse tamamen dünya'ya benzemektedir. İlk incelemelerinin ardından gezegende insanlarında yaşadığını farkederler ve onlarla iletişim kurmaya çalışırlar. Ancak bir sorun vardır. bu gezegende yaşayan insanlar, konuşamayan, sadece hırıltılar çıkartarak anlaşan ve çıplak gezen, ilkel canlılardır. kahramanlarımız büyük bir şok yaşarlar. şokun etkisiyle Ne yapacaklarını bilemez bir durumdayken, ormanın derinliklerinden silah sesleri gelir. Soror halkının kaçışmaya başladığı sırada kahramanlarımız, gördükleri manzara karşısında ikinci bir şok yaşarlar. Gelenler, dünyadaki insanlar gibi giyinmiş, iki ayaklarının üzerinde yürüyen ve konuşabilen maymunlardır. Birbiri ardına Yaşadıkları şokların etkisiyle kahramanlarımız birbirilerinden ayrı düşer ve Ulysse Merou, maymunlar tarafından yakalanarak üzerinde deneyler yapılmak için labaratuar'a götürülür. Artık Ulysse Merou'nun tek bir amacı vardır; maymunlara başka bir gezegenden geldiğini ve düşünebilen bir canlı olduğunu ispat ederek esaretten kurtulmak ve arkadaşlarını da bularak dünya'ya geri dönebilmek...
kitap 208 sayfa ve tek oturuşta biten akıcı ve güzel bir kitap fakat daha uzun veya 3-4 cildi daha olsa her türlü okunur diye düşünüyorum. ayrıca kitap içerisinde verilen bazı gerçek bilgilerle beraber, yazar eserinin etkiliyeciliğini daha da artırmış. ayrıca kitapta sınıf farklılıkları, maddi güç ve ezberci zihniyet gibi birçok konuda da sosyal mesajlarda veriliyor. özetlemek gerekirse yazar hem bize güzel ve sürükleyici bir eser sunarken hem de maymunlar gezegeni üzerinden dünyamızda yaşanan pek çok sorunu göz önüne sererek, öz eleştiri yapmamızı sağlıyor. sözün özü, okuyun, okutun.

otakuturk.net/foto
ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 3. kitabıdır.
ilk kez 1968 yılında, kitaptan esinlenilerek çekilen maymunlar cehennemi adıyla filmi de yayınlanmıştır. daha sonraki yıllarda da maymunlar cehennemi adıyla kitaptan esinlenerek çekilmiş birçok film mevcuttur.
kitabın konusuna gelirsek, hikaye 2500 yılında geçmektedir. Bilim bir hayli ilerlemiş ve gezegenler arasında ulaşım mümkün hale gelmiştir. bir yazar olan Ulysse Merou, profesör antelle ve bir fizikçi olan Arthur Levain ile birlikte, dünya'dan 600-700 ışık yılı uzaklıktaki, Betelguese sisteminde yer alan ve dünya'ya birçok açıdan benzeyen, soror gezegenine giderek, orayı keşfetmek ve insanlar için yaşanabilecek bir yer olup olmadığını araştırmak için uzay gemisi ile yola çıkarlar.
Dünya'dan soror'a varmaları 2 yıl sürmüştür. Gerçekten'de soror neredeyse tamamen dünya'ya benzemektedir. İlk incelemelerinin ardından gezegende insanlarında yaşadığını farkederler ve onlarla iletişim kurmaya çalışırlar. Ancak bir sorun vardır. bu gezegende yaşayan insanlar, konuşamayan, sadece hırıltılar çıkartarak anlaşan ve çıplak gezen, ilkel canlılardır. kahramanlarımız büyük bir şok yaşarlar. şokun etkisiyle Ne yapacaklarını bilemez bir durumdayken, ormanın derinliklerinden silah sesleri gelir. Soror halkının kaçışmaya başladığı sırada kahramanlarımız, gördükleri manzara karşısında ikinci bir şok yaşarlar. Gelenler, dünyadaki insanlar gibi giyinmiş, iki ayaklarının üzerinde yürüyen ve konuşabilen maymunlardır. Birbiri ardına Yaşadıkları şokların etkisiyle kahramanlarımız birbirilerinden ayrı düşer ve Ulysse Merou, maymunlar tarafından yakalanarak üzerinde deneyler yapılmak için labaratuar'a götürülür. Artık Ulysse Merou'nun tek bir amacı vardır; maymunlara başka bir gezegenden geldiğini ve düşünebilen bir canlı olduğunu ispat ederek esaretten kurtulmak ve arkadaşlarını da bularak dünya'ya geri dönebilmek...
kitap 208 sayfa ve tek oturuşta biten akıcı ve güzel bir kitap fakat daha uzun veya 3-4 cildi daha olsa her türlü okunur diye düşünüyorum. ayrıca kitap içerisinde verilen bazı gerçek bilgilerle beraber, yazar eserinin etkiliyeciliğini daha da artırmış. ayrıca kitapta sınıf farklılıkları, maddi güç ve ezberci zihniyet gibi birçok konuda da sosyal mesajlarda veriliyor. özetlemek gerekirse yazar hem bize güzel ve sürükleyici bir eser sunarken hem de maymunlar gezegeni üzerinden dünyamızda yaşanan pek çok sorunu göz önüne sererek, öz eleştiri yapmamızı sağlıyor. sözün özü, okuyun, okutun.

otakuturk.net/foto
başrollerini bryan cranston ve aaron paul'ün paylaştığı, 2008-2013 yılları arasında 5 sezon ve 62 bölüm olarak yayınlanan, tür olarak dram, suç ve gerilim temalarının birlikte işlendiği efsane amerikan dizisidir.
konusuna gelirsek, walter white, 50 yaşındadır ve bir lisede kimya öğretmeni olarak çalışmaktadır. doğuştan sakat bir oğlu ve hamile bir eşi olduğundan, ailenin gereksinimlerini karşılamak için, ek iş olarak okul sonraları, oto yıkamacıda da çalışmakta ve her gün eve çok geç saatlerde dönmektedir.
Neredeyse dinlenecek hiç zamanı olmayan walter, Hissettiği bir takım rahatsızlıklardan dolayı gittiği hastanede, yapılan muayeneler sonucunda, akciğer kanseri olduğunu ve çok kısa bir ömrü kaldığını öğrenir. bu durumu öğrenmesinin ardından ölünce, ailesine ve yeni doğacak çocuğuna ne olacağını düşündükçe geceleri uykusu kaçmakta ve yaptığı işlere odaklanamamaktadır.
Bunları düşündükçe, Yaptığı işlerin kendisine hiçbir şey kazandırmadığını, ancak günü kurtardığını farkeden walter, kısa sürede para kazanmak ve ölümünün ardından ailesinin refah içerisinde yaşamasını amaçlamaktadır. Böyle bir dönemde bir takım tesadüfler sonucu eski öğrencisi Jesse Pinkman ile karşılaşır ve onunla birlikte uyuşturucu işine girerler. İkili kısa zamanda yeraltı dünyasında büyük bir şöhret kazanırlar ancak bu şöhret bir takım sorunları da beraberinde getirecektır.
dizi, başlı başına bir şaheser olup zamanında e2 kanalında ülkemizde de birçok kişi tarafından sevilerek ve büyük bir heyecanla izlenmiştir. diziyi izlerken, sanki sizde koşuşturmanın içerisindeymişsiniz gibi hissediyorsunuz. bazı sahnelerde heyecanlanıp yerinizde duramıyor, bazı sahnelerde ise acaba ne olacak diye nefesinizi tutup bekliyorsunuz. akıl oyunları, entrikalar, birbirinin arkasından iş çevirme vs. ne ararsanız bu dizide mevcut. dizi hakkında anlatılacak ve konuşulacak çok şey var o yüzden eğer hala izlemeyenler varsa hemen gidip izlesinler derim.

otakuturk.net/foto
konusuna gelirsek, walter white, 50 yaşındadır ve bir lisede kimya öğretmeni olarak çalışmaktadır. doğuştan sakat bir oğlu ve hamile bir eşi olduğundan, ailenin gereksinimlerini karşılamak için, ek iş olarak okul sonraları, oto yıkamacıda da çalışmakta ve her gün eve çok geç saatlerde dönmektedir.
Neredeyse dinlenecek hiç zamanı olmayan walter, Hissettiği bir takım rahatsızlıklardan dolayı gittiği hastanede, yapılan muayeneler sonucunda, akciğer kanseri olduğunu ve çok kısa bir ömrü kaldığını öğrenir. bu durumu öğrenmesinin ardından ölünce, ailesine ve yeni doğacak çocuğuna ne olacağını düşündükçe geceleri uykusu kaçmakta ve yaptığı işlere odaklanamamaktadır.
Bunları düşündükçe, Yaptığı işlerin kendisine hiçbir şey kazandırmadığını, ancak günü kurtardığını farkeden walter, kısa sürede para kazanmak ve ölümünün ardından ailesinin refah içerisinde yaşamasını amaçlamaktadır. Böyle bir dönemde bir takım tesadüfler sonucu eski öğrencisi Jesse Pinkman ile karşılaşır ve onunla birlikte uyuşturucu işine girerler. İkili kısa zamanda yeraltı dünyasında büyük bir şöhret kazanırlar ancak bu şöhret bir takım sorunları da beraberinde getirecektır.
dizi, başlı başına bir şaheser olup zamanında e2 kanalında ülkemizde de birçok kişi tarafından sevilerek ve büyük bir heyecanla izlenmiştir. diziyi izlerken, sanki sizde koşuşturmanın içerisindeymişsiniz gibi hissediyorsunuz. bazı sahnelerde heyecanlanıp yerinizde duramıyor, bazı sahnelerde ise acaba ne olacak diye nefesinizi tutup bekliyorsunuz. akıl oyunları, entrikalar, birbirinin arkasından iş çevirme vs. ne ararsanız bu dizide mevcut. dizi hakkında anlatılacak ve konuşulacak çok şey var o yüzden eğer hala izlemeyenler varsa hemen gidip izlesinler derim.

otakuturk.net/foto
nanatsu no taizai serisindeki, yedi ölümcül günah'tan biri olan aslan simgeli gurur günahı ve en güçlü kutsal şovalye olan karakterdir.

otakuturk.net/foto

otakuturk.net/foto
seri başlangıçtan itibaren sizi kendisine çekiyor ve özellikle ana karakterlerin bir bir ortaya çıkmasıyla da sizi kendine daha fazla bağlıyor. yeri geldiğinde nefesinizi tutarak izleyeceğiniz dövüşler, yeri geldiğinde de sizi şaşırtacak gelişmelerle karşılaşacağınız bir seri... hele seride escanor gibi bir karakter var ki, sırf onun için bile izlenir... şiddetle tavsiye ediyor, izleyin, izlettirin diyorum...
-------------------------
Nakaba Suzuki tarafından çizilen, mangası 2012 yılından beri haftalık olarak yayınlanan ve animesinin ilk sezonu ise 2014 yılında yayınlanmış olan shounen seridir.
konusu: insanların ve insan olmayan varlıkların bir arada yaşadığı zamanlarda, büyü güç demekti. İşe böyle bir çağda, ülkelerin büyü gücü yüksek olan insanlardan oluşturduğu kutsal şovalyeleri vardı. Liones krallığı bu kutsal şovalyeler tarafından korunmaktaydı. Ancak bu şovalyelerin içerisinde bazı kişiler vardı ki, onlar kutsal şovalyeler içerisinde bile diğerlerinden daha fazla öne çıkmıştı. onlara yedi ölümcül günah deniliyordu ve onlar krallıktaki en güçlü 7 kutsal şovalyeydi.
Bir gün kutsal şovalyelerin lideri ve kralın yardımcısı olan baş kutsal şovalye zaratras odasında ölü bulunur ve yaşanan bu olaydan yedi ölümcül günah sorumlu tutularak hain ilan edilirler. Yaşan bu olay sonrasında yedi ölümcül günah ve kutsal şovalyeler arasında büyük bir savaş çıkar. Savaşın ardından yedi ölümcül günah ortadan kaybolmuş arkalarında ise koca bir enkaz bırakmışlardır.
Yaşanan bu büyük savaşın ardından 10 yıl geçmiştir. Geçen 10 yılın ardından kral hastalanmış ve bu durumu fırsat bilen kutsal şovalyeler ülkenin yönetimini ele geçirerek halka zulüm etmektedirler. bu şartlar altında kutsal şovalyelerin elinden kurtularak saraydan kaçan prenses Elizabeth, kralı ve ülkeyi kurtarmak için yedi ölümcül günahı aramaya başlar.
izleme sırası
-nanatsu no taizai
-nanatsu no taizai imashime no fukkatsu
-nanatsu no taizai kamigami no gekirin

otakuturk.net/foto
opening 1
-------------------------
Nakaba Suzuki tarafından çizilen, mangası 2012 yılından beri haftalık olarak yayınlanan ve animesinin ilk sezonu ise 2014 yılında yayınlanmış olan shounen seridir.
konusu: insanların ve insan olmayan varlıkların bir arada yaşadığı zamanlarda, büyü güç demekti. İşe böyle bir çağda, ülkelerin büyü gücü yüksek olan insanlardan oluşturduğu kutsal şovalyeleri vardı. Liones krallığı bu kutsal şovalyeler tarafından korunmaktaydı. Ancak bu şovalyelerin içerisinde bazı kişiler vardı ki, onlar kutsal şovalyeler içerisinde bile diğerlerinden daha fazla öne çıkmıştı. onlara yedi ölümcül günah deniliyordu ve onlar krallıktaki en güçlü 7 kutsal şovalyeydi.
Bir gün kutsal şovalyelerin lideri ve kralın yardımcısı olan baş kutsal şovalye zaratras odasında ölü bulunur ve yaşanan bu olaydan yedi ölümcül günah sorumlu tutularak hain ilan edilirler. Yaşan bu olay sonrasında yedi ölümcül günah ve kutsal şovalyeler arasında büyük bir savaş çıkar. Savaşın ardından yedi ölümcül günah ortadan kaybolmuş arkalarında ise koca bir enkaz bırakmışlardır.
Yaşanan bu büyük savaşın ardından 10 yıl geçmiştir. Geçen 10 yılın ardından kral hastalanmış ve bu durumu fırsat bilen kutsal şovalyeler ülkenin yönetimini ele geçirerek halka zulüm etmektedirler. bu şartlar altında kutsal şovalyelerin elinden kurtularak saraydan kaçan prenses Elizabeth, kralı ve ülkeyi kurtarmak için yedi ölümcül günahı aramaya başlar.
izleme sırası
-nanatsu no taizai
-nanatsu no taizai imashime no fukkatsu
-nanatsu no taizai kamigami no gekirin

otakuturk.net/foto
opening 1