bu yıl öğrenmeye başladığım dildir. en basit kanjiler hariç o kısma hiç girmiyorum açıkçası gerek de bulmuyorum eğer derdiniz okuma yapmak değilse. zira sonuçta bu adamlar o kanjileri 7 yaşından itibaren her yıl sürekli görerek öğreniyorlar. sensei'nin söyleidğine göre sürekli kullanılmayanlar haricindekiler japonlar tarafından bile unutuluyormuş. o yüzden sensei neyi öğrenin derse onları ve üstlerine birkaç şey daha öğreniyorum kanjilerden.
taktik sayılır mı bilmem ama öncelikle hiragana sonrasında katakana öğretiliyor genellikle. bir de sanırım önemli kısmı bu animelerdeki japonca ile öğreneceğiniz japonca aynı olmayacak. çünkü size saygı ekleriyle konuşmak öğretilirken animelerde öyle olmuyor. basit bir örnek vermek gerekirse; ikimashou ve ikou (ya da ikuzou) uygun olur. her ikisi de hadi gidelim anlamı taşımasına rağmen çok yakın olmadıkça ikuzou kullanılmaz. bu yüzden en güvenli konuşma biçimi olan desu'lu masu'lu yani saygılı konuşma öğretiliyor genellikle.
zamanlara gelirsek şimdilik sadece geçmiş ve geçmiş olmayan tenseleri öğrendik. geçmiş olmayan: şimdiki zaman, gelecek zaman ve geniş zamanı kapsıyor. ayrıdını genellikle zaman zarflarıyla yapıyorsunuz. başlangıç düzeyince fiiler geniş zamanda kök+masu olarak çekimleniyor ama sanırım günlük konuşmada çok fazla irregular fiil var. ayrıca sanıyorum daha üst seviyelerde daha fazla ve çekim var, tabi ilerledikçe zorlaşıyor doğal olarak. sonuç olarak yeni bir dil öğrenmek her zaman zordur, ama japoncada sorun başlangıçta kolay görünmesi galiba.
the last airbender animesever-sevmez birçok kişi tarafından beğeniliğ takdil edilerek izlenmiş seridir. bazılarımız 1den fazla izlemiş olabilir normaldir. her şeyiyle çok başarılıdır öncelikle. dramı, aksiyonu, arkadaşlığı, tarihi yerinde anlatmıştır. ara sıra iyi kötü çizgileri bulanıklaşır özellikle aang'in (sanırım) ilk kez avatar state'e geçişinde görmüştük o sevimli aang'in öfkesini. öte yandan spoiler olmasın diye yazmıyorum laikn lord iroh ve zuco yeterlidir sanırım
eğitim bilimleri fakültelerinde izletilmesi ve üzerinde konuşulması gerektiğini düşündüğüm animedir. kocaman kitapları okuyarak iyi birer eğitimci yetiştiğini düşünenlere de ayrıca izletilmelidir. onizuka gibi öğretmenim olsun daha ne isterimdir
genelde yaoi ya da shounen ai'ye bu seri ya da junjou romantica'yla başlanır. anime mangaya göre daha yumuşak (shounen ai kıvamında) gider yalnız mangası yaoi'dir belirtmekte fayda var. bu serideki 3 çiftimizi de okumayı severim hepsinin hikayesi güzeldir tavsiye de ederim. bana göre tek sorunu düzensiz yayınlanmasıdır. animeyi izledikten sonra ay bir de mangasına başlayayım deyip fark etmeden mangayı bitirirsiniz. sonra amanın o da neymiş ayda bir yayınlanmıyor manga* olmaz işte sayın mangaka yapma böyle
aslında sıradan bir shoujodur. asıl kız asosyal, asıl erkek aşırı sosyaldir. tabiki oğlan asosyal dolayısıyla diğerlerinden farklı olan kıza anında vurulur. ancak benim bu animeyi sevme nedenim meidir. diğer shoujo kızları gibi her şeyi içine atıp sevgilisine hiçbir sormadan onun iyiliği (!) için ondan vazgeçen sıradan bir tip değildi mei. bu da onu diğerlerinden farklı yapar. ayrıca çiftin çift olduğunu görmeniz için son bölümün son 3 dakikasını beklemenize gerek de yoktur.
mangası animesinden daha iyi olan eserdir. bunun sebebi mangadaki olaylar da olabilir
başlangıçta klasik klişe bir shoujo gibi gelen ama aslında çok tatlı giden bir seridir. çizimleri oldukça sade, gereksiz dramalardan uzak, eğlenceli, sakince bir seridir. hori'nin sadistliğine alışmışken bir mazoşistlik eklemeyi çok gerekli bulmasam da okuyun yahu
en begenilen versiyonunun kore versiyonu olmasinin sebebi genellikle 4lü erkek grubunun daha cekici genc tayfadan olusmasi ve bahsedilen o super zengin havayi dizide cok iyi verebilmesidir. ama eger hikayenin islenisi oyuncularin dogalligi gibi konulara girersek kore versiyonunu once izlemis olmama ragmen kesinlikle japon versiyonunu secerim. hatta her turlu hana yori dango yu secerim.
hakkında çokça yazıp söylemek istediğim ancak yapmayacağım animedir.
çerezlik dizilerdendir. klasik k-drama romantik komedisini sevenler ya da izleyecek başka şey bulamayanlar izlesin, bir şey kaybetmezsiniz ama çok özgün bir yanı da yok.
aile ve şirket mevzusu diğer dizilerden bir nebze farklı ele alınmış, özellikle kim tan ve abisinin ilişkisi hoşuma gitmişti. yine ikisiyle ilgili spoiler olacak bir konuyu da beğenmiştim. kim young do gibi bir karakteri içinde barındırır ki normalde badboy triplerindeki tipleri sevmeyen ben bile beğendim. kim woo bin karakter için iyi bir seçim olmuş bence.
aile ve şirket mevzusu diğer dizilerden bir nebze farklı ele alınmış, özellikle kim tan ve abisinin ilişkisi hoşuma gitmişti. yine ikisiyle ilgili spoiler olacak bir konuyu da beğenmiştim. kim young do gibi bir karakteri içinde barındırır ki normalde badboy triplerindeki tipleri sevmeyen ben bile beğendim. kim woo bin karakter için iyi bir seçim olmuş bence.
sonunu yakın zamanda meraktan okuduğum ve oldukça şaşırtan animedir (bkz:plot twist) ama o kadar sıkıcı idi ki bitiremediğim 3-5 animeden birisidir
o efsanevi gifi her görüşümde "bu nasıl kafa lan" dedirten anime
daha önce başlığa yazmadığıma şaşırdığım efsane komedi bir seridir. bir ara mangasına başlamayı düşünüyorum. ilk bölümün başında fantastik bir giriş yapıp insanı afallatır serinin adından dolayı. karakterlerin ismini hatırlamak ya da öğrenmek zordur, aslında çok da gerekli değildir, nedenini de bilemiyorum. belki sabit bir karakter üzerinde yoğunlaşmayıp, her karaktere eş ölçüde değer verildiğindendir. hidenori, öğrenci konseyi başkanı, ve sürekli dalgasını geçtikleri çocuğu çok severim. izleyeli oldu biraz ama düşündükçe sahneler insanın aklına geliyor. tekrar izlenesi, rahatlatıcı bir seridir.
ismi japon aksanıyla ingilizce okuyunca to love ru ile trouble'ın çok benzer olmasından geliyormuş. sonrasında japonizce denemelerimle 'aa harbiden öyle ya' tepkisi verdirmiştir. nerde olduğunu hatırlamasam da bunu bir animede bahsi geçmişti. hatırlayan varsa beri gelsin
izledikten sonra o setin içinde yaşayıp da bunun farkında olmayan yalnızca truman mı acaba diye düşündürtendir.
kanamenin ideal erkek kıvamında olduğu zero'nunsa hafiften ergenimsi davranışlar sergilediği anime. şimdi böyle dediysem de ikisini de severimi bağrıma basarım orası ayrı. her vampire knight izleyicisinin ortak olduğu tek bir şey varsa o da yuki'nin ne kadar ve sinir bozucu olduğudur bence. izleyeli epey oldu çok da hatırlamıyorum ama yuki'nin sinir bozucu olduğunu unutmamışım. mangası devam ettiği (ve çoktan bittiği) için anime birçok seriyle aynı kaderi paylaşmış ve hikaye ortada kalmıştı. 3. sezon iddiaları da dolaştı ortada çokça ama olmayacağı da ortada.
sesi kendine özgü, oldukça başarılı bir seiyuudur. sugita tomokazu gibi sesini çok değiştirmeden seslendirme yapar.
en bilinen çalışmaları:
monogatari serisi - araragi koyomi
durarara - orihara izaya
noragami - yato
shingeki no kyojin - levi
ao no exorcist - mephisto pheles
natsume yuujinchou - natsume takashi
hamatora the animation - art
sekaiichi hatsukoi - yanase yuu
arakawa under the bridge - ichinomiya kou (nam-ı diğer: ben hiç kimseye borçlu kalmam)
sayonara zetsubou sensei - itoshiki nozomu
kuroko no basuke - akashi seijuro
en bilinen çalışmaları:
monogatari serisi - araragi koyomi
durarara - orihara izaya
noragami - yato
shingeki no kyojin - levi
ao no exorcist - mephisto pheles
natsume yuujinchou - natsume takashi
hamatora the animation - art
sekaiichi hatsukoi - yanase yuu
arakawa under the bridge - ichinomiya kou (nam-ı diğer: ben hiç kimseye borçlu kalmam)
sayonara zetsubou sensei - itoshiki nozomu
kuroko no basuke - akashi seijuro
başta çizimleri modern çizimlere alışanlara "bu ne ya" dedirtse de ilginç bir şekilde seriyi bırakamazsınız. doğru dürüst suratını bile göremediğiniz karakterin, alucard'ın çekiciliğine kapılırsınız. antikahraman gibidir alucard, enteresan bir adamdır pardon vampirdir; hayranlık uyandırır, kendisine saygı duyarsınız. cidden çok ilginç bir tip yahu.
extra olarak integral'in kadın olduğunu anlamak bu kadar zor olmamalı. sesinden anlaşılıyordu, kabul ediyorum ara sıra acaba erkek mi ya demişliğim vardır. lakin @20 numaralı entryde bahsedilen yere gelmeden de açıkça belliydi.
extra olarak integral'in kadın olduğunu anlamak bu kadar zor olmamalı. sesinden anlaşılıyordu, kabul ediyorum ara sıra acaba erkek mi ya demişliğim vardır. lakin @20 numaralı entryde bahsedilen yere gelmeden de açıkça belliydi.
nedense yuno'sunu sevemediğim, bunca fanı olmasını da anlayamadığım animedir (bkz: anlayamazsınız) yukki ilk bölümde ölse zerre üzülmeyecek olan birçok insandan birisiyimdir. 8 numaranın gerçek oluğ olmadığını anlamam uzun sürmüştü ayrıca o çizim neydi cidden.
death note ile karşılaştırılması hatta üstün görülmesini ciddiye bile alamadığım seridir zira death note gerek kurgusal gerekse çizimsel açıdan birkaç gömlek üsttedir. aslında çok gömlek üstündedir.
4 numara ve akise aru candır koca seride sevdiğim bu ikisidir yalnızca. ek olarak;
evet serinin 2 ana karakterinden hiç haz etmediğim de doğrudur. yazılacak daha çok şeyim vardı aslında ama ~~
death note ile karşılaştırılması hatta üstün görülmesini ciddiye bile alamadığım seridir zira death note gerek kurgusal gerekse çizimsel açıdan birkaç gömlek üsttedir. aslında çok gömlek üstündedir.
4 numara ve akise aru candır koca seride sevdiğim bu ikisidir yalnızca. ek olarak;
evet serinin 2 ana karakterinden hiç haz etmediğim de doğrudur. yazılacak daha çok şeyim vardı aslında ama ~~
ilk bölümün başlangıç sahnesiyle beni kendine hayran etmiş seridir. ya hikaye aslında tekse ve sadece farklı bakış açıları varsa diye harika bir giriş yapar. kimin kim olduğunu anlamak, akılda tutmak zor olabilir. pembe saçlar, kocaman mor gözler olmadığı için çok dikkatli izlemek gerekebiliyor. karakter fazlalığının üstüne mafya dünyası anlatıldığından olsa gerek kim kimin müttefiki kim kimin düşmanı karışabiliyor. ama seri oldukça dinamik, bitmeyen bir hali var ki sizi de canlı tutuyor. novelları doğru dürüst halde çevrili bulsam okuyacağım ancak mangalar kadar rahat bulunmuyorlar malesef