zankyou no terror

lynettebhelliom
yayınlandığı sezondaki favorim diyebilirim. watanabe shinichiro gibi çok büyük işlere imza atmış usta bir yönetmeni varken daha azı beklenemezdi zaten (cowboy bebop, ergo proxy, macross, eureka seven, ve hatta sadece dahi sayılan anime staff'ın çalışma şerefine nail olabildiği the animatrix ve genius party ikilisi) kanno yoko ve aimer gibi isimlerin de kadroda olmasının, sezonun tek psikolojik-gerilim animesi olmasının ve doğum günümde yayınlanmaya başlamasının da etkisi yok değil tabi * ikinci bölüm itibariyle gayet sağlam gidiyor. ilk bölümde aniden ve oldukça iddialı başladılar ve tabii ki henüz sebep kavramından bihaberiz fakat hikayenin kuruluşundaki ince detaylar, oldukça başarılı bir temel attığını ve gayet emin adımlarla ilerlediğin hissettiriyor. ikinci bölümdeki tor browser göndermesi sevimliydi. yunan mitolojisi ve en önemlisi kral oeidipus'a bu kadar önemli bir yer vermeleri ise ayrıca hayran bıraktırdı kullanılan teknik detayların zenginliği kesinlikle tatmin edici nitekikte bilmece de cabası. heroinimiz ilk bölümde bir japon okul klasiği olarak zorbalığa uğrayan içine kapanık genç gibi gayet klişe bir tip olarak kurulsa da takıntılı anne karakteri işin boyutunu biraz değiştiriyor gibi ki ikinci bölümdeki anne ile heroinin ufak sahnesi de ilk bölümde sadece 1-2 saniye kafamızda kurulan anne fikrini oldukça sağlam ve vurucu bir şekilde gösterdi ki bu da yine gayet başarılı bir trük olmuş. ilk bölümde bombalar için kullanılan oyuncaklar ve ikinci bölümde bombalama sistemiyle ilgili gelen ayrıntılı bilimsel açıklama ve bunu bize sunuş şekli ile rahatlıkla görebildiğimiz senaristin dünyayı izleyicinin aklında kurmadaki başarısı hayran olunası cinsten. senaristi shouten yano oldukça yeni bir isim de olsa şimdiden bir şey söylemek çok doğru olmaz belki ama bu işin içinden çıkabilirlerse ileride çokça adını duyacağımız biri olacak gibi görünüyor bana. bir diğer değinmek istediğim şey ise kullanılan nasıl ifade etsem bilemedim sinemacıların deyimiyle kamera ölçekleri, çekim açıları dediğimiz olayın animedeki adı her neyse işte o. yani planlar çok başarılı ve orjinal kurulmuş ve animeye çok ayrı bir hava katıyor. özellikle giriş sahnesindeki, adeta gopro açısı gibi canlandırılmış motosiklet sekansına bayıldım. tüm bu unsurlarda en çok dikkatimi çeken ve klasik animelerden ayıran noktaysa zankyou ne terror'un her şeyiyle anime disiplininden ziyade sinema disiplininde sinema kurallarıyla yapılmış olması oldu sanırım. animelerde genelde gerek hikaye gerekse görsellik açısından 2 boyut algısı çok belirgin olur ve böyle bir düşünceye giremezdim. fakat bunda öyle birşey ki çizimlerini animasyonunu dahi kamera açıları, çekim ölçekleri, çekim planları gibi sinema terimleriyle ifade edesim geliyor.. müziklerinin mükemmelliğinden bahsetmek dahi yersiz bence zira yeteneğinden sual olunamayacak efsane yoko kanno'dan bahsediyoruz. japon besteci dediğiniz zaman bir yuki kajiura bir de kendisidir zaten, ikisinin üstüne tanımam. karakter dizaynı da kill bill deki animasyon sahnesinin karakter dizynları dahil birçok orjinal işe imza atmış kazuto nazakawa tarafından yapıldığını hissettirir cinsten karakteristik ve başarılı. kısacası uzun zamandır görmeye hasret kaldığımız cinsten bir rüya kadro ile rüya gibi bir iş olmuş. ileriki bölümleri de dört gözle beklemekteyim.
chibidii
her şeyiyle harika ve heyecan verici bir anime. nedense bana deli gibi psycho-pass hissi veriyor... ayrıca müziği dehşet başarılı! açılış olsun, kapanış olsun, soundtrack bir harika..!
rutsama
ilerleme açısından biraz yavaş kalsa da ve çok çabuk bitirilmiş gibi gözükse de yine 2014ün parlayan yıldızları arasında görüyorum bu seriyi.
gutsofgod
tek kelimeyle olağanüstü son yıllarda izlediğim en komplike en üstdüzey serilerden biri. finaliyle yaşama dair intikamın soğuk değil sıcak yenen bir yemek olduğunu anladık
senji kyomasa
otaku türk sayesinde keşfettiğim ve tek kelimeyle bayıldığım animedir. izlemeyenler denemeli bence pişman olmazsınız hafif bir death note havası estiren güzel tadımlık bir anime ^^
aoiningen
kesinlikle izlenmesi gereken karakteriyle, senaryosuyla çizimi ve müzikleriyle(özellikle müzikleri) yani her şeyiyle mükemmel bir anime serisi.
izlemeyen izlesin izlettirsin lütfen (:
greenmustang
lan ne zaman ismini görsem zankyou'yu thank u zannediyorum. heriflerde öyle bi ingilizce telaffuzu var ki kafayı yedirtiyor. neyse ingilizce faslını geçip bu çerezlik animeyi biraz yorumlayayım. aslında isim olarak güzel bir gönderme var mekanik kanunlarına ve kanundan öte titreşimin yaydığı etkiyi barındırdığından seriyi gayet güzel kaplıyor. ancak unutmamak gerekir ki serimiz çerezlik. bu animenin yılın en iyisi olduğunu zannetmiyorum. ancak 2014'ün en iyisi buysa gerisini hiç izlemiyim daha iyi. watanabe'nin elinden geçmesi sonuçta kötülemeyeceğim anlamına gelmiyor. tabii 11 bölümde çok şey anlatmasını bekleyemem ama o az sayıdaki bölümlerin de, yılın en iyisi olması için, dolu dolu olması gerekiyor. misal 9'la lisa arasını bu kadar çarçabuk anlatmak 9'un 12'ye ihanetini basitleştiriyor. ya da işler bittikten sonra eğlenme faslının iki top oynayarak anlatılması... bunlar basite kaçmak oluyor. evet, yazar çizerler konuyu iyi düşünmüş ve bu işi 'üff hadi bitirek de yeni serilere başlayak hacı' dememişler bu belli ama bu kadar da basit düzeyde anlatılmaz durumlar. ananısının ellerinden öpeyim tüm japonya'yı dize getirmişsin, ebelerini bellemişsin, karınca gibi kaçırtmışsın snra gelip top oynuyosun. bi erkan can repliği olarak:'adamın götünden kan alırlar kamil, kan'. hadi onu da geçtim baboli. 12 vurulunca 9 niye hemen ölüyor, bu kadar mı rastlantı? onu da mı geçiyim, hadi geçtim. bu numaralı elemanlar anladık baya beyinlerine yükleme yapılmış, lan biraz geçmişi göster, ne biliyim ne yaşadıklarını göster... iki anı gösteriyor herifler kin güdüp şehirleri bombalıyor, ulan ben gidiyim türkiye'deki okulları komple patlatiyim o zaman. bu basit işte. bi de 5 karakteri de bu kadar mı saçma olur lan!? seriye başlamadan resimlerine bakmıştım da, aha dedim bu gacı baya öttürür karşısındakini dedim fos çıktı. neymiş son bir kere görecekmiş falan fıstık. bu seride duygu bağıntıları ve seyirciye aktarımı çok zayıf aga, oradan kaybediyorlar. seriyi izlerken bi türlü bi duyguya bağlanamadım. öfke yok, sevgi yok, o yok bu yok ne var lan o zaman it derler adama. çiz koy geç yani. neyse...

olumlu yorum: olm hep gittiğim yerler lan gösterdikleri yerler, içim gitti mk, yeniden japonya'ya gidesim geldi. arada durdurup burası nereydi, hah hatırladım şuradan şuradan gidince buraya çıkıyodun falan dedim. bana çok güzel nostaljik anlar yaşattı. bi de müzikleri çok güzeldi, tüm ostlerini çok beğendim. ostlerinin tamamını beğendiğim nadir animelerden biri oldu.
mersaigen
gerek konusu, gerek çizimleri olsun son zamanlarda başarılı bulduğum serilerdendir. izlemeyen, izlemeyi düşünen varsa tereddüt etmeden başlaması şiddetle tavsiye edilir. ayrıca serinin ending şarkısı olan "dareka, umi wo." animeye ayrı bir güzellik katar;

akirayamamoto
na her yönüyle tanıdık gelen ama bir türlü çıkaramadığım anime. gerek konusu gerek çizimleri ile çok hoş bir animeydi. izlerken gerçekten zevk alıyorsun. finali ise gördüğüm en iyi finallerden biriydi
heiwa
finalinde hüngür hüngür ağladığım anime, çok etkilemiştir beni. müzikleri, çizimleri, hikayesi oldukça güzeldir. bir gün izlanda'yı ziyaret edeceğim dedirtmiştir. keşke 11 bölüm olmasaymış..
floren
ending de ki şarkının pasif agresif vokaline hayran olduğum, mangası olmayıp anime olarak doğmuş, mitlojiden ögelere yer vermiş, stratejili akıl oyunlu anime. bir ara mutlu biter gibi olmuştu ne yani nasıl mutlu mu bitiyor moduna girmiş idim ki şaşırmakta haklı olduğumu anladım, mutlu bitecek gibi de görünmüyordu zaten, kısa olması tadında olmuş, bir de insanın içine bir yalnızlık işliyor; zaten karakterleriyle de yalnız bir anime.

yok edin ülen bu dünyayı:)

ashthemagnificent
cowboy bebop insanlarının yaptığı anime olduğu için iple çekip pançak pançak gözlerle izleyip bitince keder batağına saplandığım harikulade anime. o kıza da hiç ısınamadım bak, 9 ve 12 gibi muhteşem karakterler yap yanlarına da bunu ver oldu mu?

bu arada 5 çok ciks karakterdi antipati bekleyemiyosun olmuyo

her neyse, animenin renkleri bile beni benden almıştı. seviyorum
monkeydbuffy
kurgusu ve işlenişi bakımından çok güzel olan bir anime. ana karakterlerimiz de çok zeki ve derinler, kendilerine bağlamayı başarıyorlar. ayrıca oldukça da realist bir anime. o sonu gelince aklıma hala tüylerim diken diken olur. kısacası çerezlik olmayan, düşünmeden başlanılabilecek bir anime.
puri gorota
öyle bir anime ki yüreğe ateş düşüren cinsten.
inceden dünyaya mesaj veren ve listemin başlarında bulunan müthiş anime.

konu, çizimler, müzikler(aman allahım), karakterler çok sağlam;

izleyiciye aktarım çok net ve sade. hiç boş bir sahne yok, zaten 11 bölüm.

anime değil film tadında, bazı sahnelerde 'oha kamera açısı çok iyi, ne güzel çekmişler' falan diyorum :huh
(özellikle uçakların atom bombasına ulaşmak için stratosfere çıkarken üst sınırdaki sarsılmalarını çok iyi yapmışlar, yaşadım resmen)

o kadar gerçek o kadar bla bla bla işte.

12'nin motorla lisa'yı kaçırması ve fondaki müzik,

dönme dolap sahnesi ve fondaki müzik,

ve tabiki final ve fondaki müzik...

aklımdan çıkmayan sahneler.. hala hatırımda hala..

9'un son sözlerini de unutmamak lazım.

'bizleri hatırla.. yaşadığımızı hatırla..'

unutursak kalbimiz kurusun!