Türkiye'de yaşayıp da Japonya'ya merak salan, üstüne bir de Japonya'yı gezip tozan, oraya taşınan, hatta oranın havasına alışan insanların kafasını bir hayli kurcalayan bir gerçek. Bunun asla kültürel farklılıklarla alakası yok, "dost ülkeyiz" falan filan diye geçiştirilemeyecek kadar ciddi, bu tamamen farklı bir durum. Faydalı olduğu için Japonya'da yapılan, normal-doğal ne varsa Türkiye'de saçma sapan sebeplerden dolayı zararlı olarak görülüyor.
Onlardaki bilgi, farkındalık yok bizde. Mesela bir şeyi parmakla göstermenin dikkat dağınıklığı riskini azalttığı bilimsel olarak kanıtlanmış, adamlar bunu Japonya'da özellikle de tehlikeli işlerde (inşaat vb.) kullanıyor ki kaza olma ihtimali oldukça düşüyor ama biz bunu Türkiye'de yapmaya kalkışsak ya "ayıp" derler ya da akıl hastanesine/hapse kadar yolumuz olur.
Japonya'da olan azim de bizde yok mesela. Onlar depremlere karşı önlem almak için her şeyi yapar, üstüne "yetmez" diyerek en iyisini yapmaya çalışıyorlar ama biz "nasılsa öleceğiz ya boşver" diyerek tembellik ediyoruz.
Onlardaki ahlak da bizde yok. Adamlar en küçük hatalarında bile büyük düşünüyor, küçük hataların büyük sorunlar doğuracağını biliyor, hatta çoğu utancından dünyanın acısını çekip intihar etmeye bile kalkışıyor. Ama bizde ne utanma var ne de başka bir şey, hatalarımızın üstüne gide gide onları daha da kötü yapıyoruz.
Ya alt tarafı "özür dilerim" diyeceksin ya, onu bile yapmaktan acizsen sen yaşama, git öl daha iyi.
Buna ek olarak adamlar gelenekleriyle modern yaşantıyı dengede tutmuş, her ne kadar teknoloji devi falan bile olsan geleneklerinden vazgeçemiyorsun ama Türkiye'de biz "ya gelenek ya da modern şeyler olacak, sadece bir tanesi" diye saçma sapan bir şey ortaya atmışız. Neymiş, eğer teknolojide ilerlersek geleneklerimizi unuturmuşuz. Yooo... Bak adamlar unutmuyor, sen de paşa paşa unutmamasını öğreneceksin.
Hadi bir de bonus bilgi vereyim: Japonya'da mülteci bile olsan sıradan Japon vatandaşı ile aynı muameleyi görürsün, orada senin ırkına veya hangi etnik topluluktan geldiğine falan bakmazlar çünkü bunun senin davranışlarına zerre kadar etki etmeyeceğini bilirler ama biz Türkler alayına zenofobik insanlarız.
Cidden konu-gündem fark etmeden ne çekiyorsak cahillerden çekiyoruz.
#japonya
Japonya'da çok ünlü bir GSM operatörü firması. Emoji'nin anasıdır. Geliştirdiği telefonlar ise efsanedir.
Meiji dönemiyle II. Dünya Savaşının sonu arasındaki tarihi dönemde Japonya'da ekonominin önemli kısımlarını kontrol eden sanayi ve finans şirketlerini ifade eden terim. Geniş aile şirketleri gibi ama bir sektörde tekeli elinde tutan türden. Japonya'nın dört büyük zaibatsu'su Mitsubishi, Mitsui, Sumitomo ve Yasuda idi. Hükümet tarafından korunup kollanmış, ticarette ayrıcalık tanınmış, askeri alımlarda öncelik tanınmış ve vergilerden muaf tutulmuş gruplardır.
otakuturk.net/foto
Mitsubishi Group, (Japonca: 三菱グループ), Japonya merkezli şirketler grubu.
1870'te kurulan ve İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Japonya'nın işgali sırasında dağıtılan bir zaibatsu. Şirketin eski üteleri markayı ve mirası paylaşmaya devam ediyor olsa da grup şirketleri ortak kontrol altında değil ve resmi olarak bağımsız durumda.
Logosuna da yansıdığı gibi, grubun üç ana şirketi bulunmakta:
1. The Bank of Tokyo-Mitsubishi UFJ, Ltd.
2. Mitsubishi Corporation
3. Mitsubishi Heavy Industries
Grup, Japonya gayrısafi yurt içi hasılasının %10'unu oluşturmakta. (yıllık bazda 500+ milyar dolar gelir) korkutucu bir ekonomik büyüklük. Bünyesindeki şirketlerin arasında bakkallarımıza ürünleri bırakan mitsubishi canter'ları üreten mitsubishi motors da var, klima reklamlarını sıkça gördüğümüz mitsubishi electric de, fotoğraf makinesi dendiğinde akla gelen ilk üç markadan biri olan Nikon da.