angela sama

ilk başlarda en sevdiğiniz bir karakter oluyor ama bir yerden sonra en sevdiğiniz karakterler oluyor...
anlayacağınız o hayli liste uzun ve hepsini de çok seviyorum...

çok özel bir isim liszt... ilk konserini 9 yaşında vermiş ve 700'den fazla bestenin sahibidir... osmanlı toprakları da dahil çok çeşitli yerlerde konserler vermiş, bir müzisyen olmanın ötesinde insanlığa faydalı da olmak için çabalamış biri...
müziğe ilgi duyanlar hayatını ve eserlerini mutlaka incelemeli, en bilindik eseri hungarian rhapsody ama ben bir uyarlamasını sizlerle paylaşacağım... paganini'nin la campanella'sını bir de böyle dinleyin...

kızlar arasında seçim yapamayan erkek karakter veya erkekler arasında seçim yapamayan kadın karakter...
sevilme ve ilgi görme dürtüsüyle yanıp tutuşan insanlar için düşünülmüş ve (yıllardır varlığını sürdürdüğünü düşünürsek) başarılı olmuş bir mantık... karakterin ne kadar işe yaramaz olduğu önemli değildir, ona bakan karşı cins muhakkak cazibesine kapılacaktır ve sizin bu cazibeyi göremiyor olmanız karakterin suçu değildir... bu tarz animelerde aklıma hep aynı soru geliyor...
açlığımızın bir sınırı var mı acaba!?

neyse izlemenizi kesinlikle tavsiye edeceğim animelerden biridir...
jin ve mugen birbirine tamamiyle zıt iki samuraydır ve bir şekilde kendilerini fuu ile birlikte "ayçiçeği kokan samuray"ı ararken bulurlar, hem de sebebini bile bilmeden... anime bu arayış boyunca yaşadıkları maceraları anlatır...
zombiler, rap ve daha pek çok eğlenceli unsuru içinde barındıran, başlayınca nasıl bittiğini anlamayacağınız iyi bir seri...

benim yöntemimde üç aşağı beş yukarı kira'nin ki gibi olurdu, kendisini sevmem ama yaptığı doğruydu bi şekilde..

garanti bir iş ve etrafında güzel kızlar olacağını düşünerek öğretmen olmak isteyen kahramanımız isteğini bir şekilde elde eder ve öğretmen olur...
onizuka sensei ve öğretmenlik macerasını anlatan, keyifli bir anime...

psiko'nun tekini al, başka psikoların başına öğretmen diye koy... sonra otur seyret neler oluyo diye... çizimler eski ama komedi bence izleyin..

starwars filminin en prestijli adamlarındandır...
duruşu yeter, sensei...

ben çok severim bruce lee'yi... çocukken tv de çok yayınlanırdı filmleri, hepsini de zevkle izlerdim...
babamla oyunlarımızda bile vardı; ben bruce lee olurdum, babamda kötü adam.

benim sevdiğim animelerdendir... alışılmış bir konusu olmasına rağmen nedense hoşuma gidiyor... yine ana erkek karakter sosyalken, kız karakterimiz asosyal ve bir şekilde çocuk bu kıza aşık oluyor falan...
kısa olmasına rağmen ilerledikçe daha çok sevdiğim bu animenin bazı sahnelerinin çok etkileyici olduğunu düşünüyorum... tavsiye ederim...

hiç sevmediğim karakterlerden biri, hatta onun yüzünden flamingolardan bile soğudum... :p

ilk yediğimde hazır almıştım ama beğenmedim... sonra evde kendim yaptım o daha güzel oldu... görmeye alışık olduğumuz klasik ramen'in yerine tavuklu yapıyorum ben... kolay bişey zaten, öğrenci olsanızda rahatlıkla yapabilirsiniz..

tarif: uzun, ince kesilmiş tavuk ve kırmızı biberi baharat ve soya sosu da katarak soteliyosun... çok pişmeyecek... üstüne suyu ilave ediyosun (varsa evde tavuk suyu ya da hazır bulyon koyarsan daha güzel olur.) çorbayı pişirmeye başlıyosun. kaynama işlemi bittikten sonra noodle'ı koyup bekletiyosun... noodle yenecek kıvama gelince servis ediyosun... ben servis yaparken noodle'ın üzerine önceden kremayla pişirdiğim mantar ve ince ince doğranmış taze soğan koyuyorum... tarifi kendi zevkine göre değiştirebilirsin.
birde noodle yok diyip makarnayla yapmaya kalkarsan biraz daha dikkat etmen gerekiyo çünkü makarna daha çabuk yumuşar... öyle işte...

katıksız dürüst, yakışıklı, sapık bir işadamı..

otaku bir vampir mi???
sadece bu bile animeyi izlenir yapmaya yeterken, esas kızın baştan ölmesi olayı daha da ilginç yapıyor...
gerçekten eğlenceli bi seri...

japon kültüründe genellikle hayvanlara benzeyen ya da hayvanlarda olan bazı özellikleri kendinde barındıran, istediklerinde insan şeklini de alabilen, hem iyisi hem de kötüsü olan ruhani yaratık...

nanami, babasının kumar borçları yüzünden evsiz kalır... aynı akşam sokakta bir adama yardım eden nanami, adamın karşılığında evini kendisine vereceğini söylemesi üzerine yola koyulur... kendini bir tapınağın önünde bulan nanami, artık bir tanrıdır...
2012 yılının en keyifli animelerinden biriydi bence...

nickini çok karizmatik bulduğum ve muhabbetini çok sevdiğim ottam...
tarzıda çok hoş bence, her an yeni bir şeyler çıkabilir o defterden... kawaii... : )

12. bölümde "allah belanı versin banri" diye azcık yüksek sele söylenmiş olduğum doğrudur...

origami, makas veya yapıştırıcı kullanmadan kağıttan şekiller yapma sanatıdır.
oru(katlama) ve kami(kağıt) kelimelerinin birleşiminden adını alan origami, esasen çinliler tarafından bulunup, gelişimini japonyada tamamlamıştır...

18 yaş üstü bayan kitlesine hitaben yapılan manga/animelerdir. gerçek hayata daha yakın durumlar, konular işlenir...