çizimleri ve karakterleri bakımından oldukça eğlenceli ve ilginç bir seriydi. shounenlerdeki tek esas oğlanlı adam dövmece yoktu seride(3 karaktere paylaştırılmış). hikaye zaman zaman kopuk kopuk ilerlese de öyle ya da böyle, bir şekilde sona bağlandı 51 bölümde. en son sahnedeki "cesaret punch" aslında temiz bir mesaj taşısa da o duyguyu veremediler. herneyse eğlenceli bir anime izlemek isteyenlere ve özellikle boş zamanı bol olanlara öneririm(daha iyi seriler de var yani, çok fazla takılmayın böyle şeylere).
olum starda az izlemedik, hala hatırlarım arada sırada. böyle orda burda serverlara falan bağlanıp dövüşler oluyordu(usb giriyorlardı la düşününün o zamanki teknolojiyi).
benim için böyle iki tane efsane var. birincisi aizen'in bütün kaptanları 1 dk. içinde alması, hele ki arkada stand up be strong çalar, öyle gaza gelirim ki aizen'e benim de dalasım gelir. ikincisi ise yine fonda stand up be strong çalan ve aizen'in suratında patlayan mugetsu sahnesi.
not: müzikte bir şeyler var gibi.
not: müzikte bir şeyler var gibi.
oyundan çok muhabbetlerinin sıktığı vasat oyun. o kadar abarttılar indirdim oynadım ve ne bileyim sarmadı beni. normalde oyun kötü olsa bile kendisini oynattırır, lol'de öyle bir şey olmadı. oyunun kötü olması bir yana, oyunu iki oynayanın da gamer'ım diye ortalarda dolaşması durumun daha vahim bir yanı. bir de ilgi çekmeye çalışan her kızın ve erkeğin her muhabbette olayı lol'e bağlaması kadar pis bir durum yok. tamam oyunun muhabbetini yaparsın, iyi de oynarsın ama bunların yaptığı "naruto izleyip otaku olduğunu sananlar" ile aynı, evet biliyorum sevimsiz bir durum. ben ki lise yıllarında knight oynamış insanların muhabbetini dinleyen, daha sonra ilkokullu çocukların metin2 yorumlarını bilen biri olarak lol oynayanların konuşmalarını diğerlerinden daha düşük bir seviyede görüyorum. dur la, hatta en düşük seviyede görüyorum.
not: evet bu sözünü ettiğim arkadaşlara kızgınım ve epey doluyum. sözlükte de lol başlıklarını görünce dayanamadım döktüm içimi. ha oyunu beğenerek oynayanlara ya da sevenlere bir şey dediğim yok ama dediklerimden alınan varsa yazdıklarımı bir daha okusun.
not: evet bu sözünü ettiğim arkadaşlara kızgınım ve epey doluyum. sözlükte de lol başlıklarını görünce dayanamadım döktüm içimi. ha oyunu beğenerek oynayanlara ya da sevenlere bir şey dediğim yok ama dediklerimden alınan varsa yazdıklarımı bir daha okusun.
sadece bayan karakter çizsin dediğimiz trol mangakalardan biridir. pek sevmem kendisini. la adam iki karakter öldürür onu geçtim bari kötüler kötü kalsın.
aslında pek bilinmese de osman hamdi bey ilk müzeyi açmıştır. kızların eğitimden daha fazla faydalanması için birçok çalışmalar yapmıştır. osman hamdiyi sadece kaplumbağa terbiyecisiyle sınırlandırmak yanlıştır. bu arada osman hamdi bey lale devrinde değil yanlış hatırlamıyorsam. 19. yy. sonu ile 20. yy. başlarında yaşamıştır.
fark ettiyseniz one piecedeki devlerin her birinin faklı farklı gülme tarzı var. benim favorim babababaaa ile derishishiii. adamlar hunharca gülme fiilinin hayat bulmuş hali sanki (bkz:hunharca gülmek)
nereden duydum bu ismi diye düşünürken, face sayfalarındaki yorumlarından hatırladım. o zamanın hızlı trollerindendi hala yapıyor mu bilmiyorum.
korede bu sanatçılara manhwaga denir.
ben top 5'imi yazayım da gerisi sizde;
1- brazo ezquirdo del diablo
2- gomu gomu no jetto pistol
3- shinra tensei(ama pain sesiyle, öyle kuru kuru değil)
4- amaterasu
5- kame hame haaaaaaaa(o sondaki "ha" illa uzatılacak yoksa olmaz).
1- brazo ezquirdo del diablo
2- gomu gomu no jetto pistol
3- shinra tensei(ama pain sesiyle, öyle kuru kuru değil)
4- amaterasu
5- kame hame haaaaaaaa(o sondaki "ha" illa uzatılacak yoksa olmaz).
tür olarak okul ve mecha karışımı olan 22 bölümlük vasatın üstünde bir puan alabilecek anime serisidir. aki ve kai adındaki iki gencin hayalleri olan dev bir robot yapma maceralarını anlatır. çizimler, müzik ve kurgu bakımından diğer serilerin biraz üstünde. yalnız işleniş bakımından biraz yavaş ilerliyor hikaye(her ne kadar son bölümlere doğru hızlansa da). karakterler özgün olmuş özellikle furugoori'nin eşi benzeri yok (bkz:duhuhu)
bu arada serinin sahibi steins gate'in de yaratıcısıdır. bu yüzden steins gate, chaos:head ve robotics notes için farklı konular anlatan bir üçleme diyebiliriz. sözün özü steins gate izleyip beğenen olduysa robotics notu da sevecektir.
bu arada serinin sahibi steins gate'in de yaratıcısıdır. bu yüzden steins gate, chaos:head ve robotics notes için farklı konular anlatan bir üçleme diyebiliriz. sözün özü steins gate izleyip beğenen olduysa robotics notu da sevecektir.
robotics notes animesinin ana karakterlerinden biridir. kill-ballad oyununun yapımcısıdır. konuşması ve haraketleriyle kesinlikle eşi benzeri yoktur. kendisini çılgın bilim adamı (bkz: maddo saintist) statüsüne hiç çekinmeden rahatlıkla koyabiliriz. gülüşü beni benden alır, o derece de sevimlidir kendisi(sevimli derken kawai olandan bahsetmiyorum).
ayrıca (bkz:kill ballad), (bkz:duhuhu)
ayrıca (bkz:kill ballad), (bkz:duhuhu)
ben demenin en kibar, nezaket kurallarına en uygun olanıdır. narsist kişiliğe sahip şahısların da kullanıldığı rivayet edilmektedir
arthur golden eseri olan kitapta, yok olmanın eşiğindeki bir sanat dalı(evet geyşalığı sanat olarak gösterir) olan geyşalık anlatılır. romanda zamanının en popüler ve en gözde geyşası olan sayurinin hikayesi ana konuyu oluşturur. yer yer tarihi gerçeklerden de bahsedildiği kitapta genel olarak japon kültüründeki "geyşalık" ustalıkla ve akıcı bir şekilde anlatılır.
kitap özelliklerinden bahsedecek olursam normal 350-500 sayfa olan kitabın basımı kötü(bendeki en azından). basım yüzünden okumak her ne kadar zor olsa da kitaptaki içerik okutturuyor kendisini. kitap orijinalinde gayet akıcı ve açık anlaşılır bir şekilde yazılmış yalnız çevirisinde bazı yerlerde bariz kötü çeviri var. ne anlatılmak istediğini anlamak için tekrar okumak zorunda kalıyorsunuz.
uzatmadan kısaca japon kültürüne ilgisi olan olmayan herkesin okuyabileceği; ilgisi olanların okuması gerektiği; anime-manga kültüründen başka japonyanın j'sini bilmeyenlerin de mutlaka okuması gerektiği düşündüğüm bir kitaptır vesselam...
not-1: kitabın filmi de var sanırım, ben izlemedim. kitap okumayı sevmeyenlere alternatif olabilir.
not-2: kitap kapağındaki ablaya aşık olmuş olabilirim. öyle bir güzellik yok(ya da var ki aşık oldum).
kitap özelliklerinden bahsedecek olursam normal 350-500 sayfa olan kitabın basımı kötü(bendeki en azından). basım yüzünden okumak her ne kadar zor olsa da kitaptaki içerik okutturuyor kendisini. kitap orijinalinde gayet akıcı ve açık anlaşılır bir şekilde yazılmış yalnız çevirisinde bazı yerlerde bariz kötü çeviri var. ne anlatılmak istediğini anlamak için tekrar okumak zorunda kalıyorsunuz.
uzatmadan kısaca japon kültürüne ilgisi olan olmayan herkesin okuyabileceği; ilgisi olanların okuması gerektiği; anime-manga kültüründen başka japonyanın j'sini bilmeyenlerin de mutlaka okuması gerektiği düşündüğüm bir kitaptır vesselam...
not-1: kitabın filmi de var sanırım, ben izlemedim. kitap okumayı sevmeyenlere alternatif olabilir.
not-2: kitap kapağındaki ablaya aşık olmuş olabilirim. öyle bir güzellik yok(ya da var ki aşık oldum).
"kestane kebap, yemesi sevap". aynen ben de çok severim. ünideyken yurt yolunda geçerken yolun kenarındaki dayıdan alırdım. bak reyiz bu sene bizden faydalanamayacak.
bayan "cesaret punch", diğer ismi "ütü masası(anladınız siz)". seiyuusunun epey güzel bir sesi vardı.
shounen aleminin en delikanlı adamı. aksini iddia edenler seriyi baştan izlesinler.
tolkien'in yarım kalan eserlerinden biridir. bu eseri okumamızı sağlayan ise tolkien'in oğlu christopher tolkien'dir. oğul tolkien yaklaşık otuz yıl hikaye üzerinde çalıştıktan sonra orijinaline bağlı kalıp eseri yayımlamıştır. kitaptaki önsöz ve sondaki eklerde kitabı hazırlarken nasıl bir yol izlediği ve kitabın asıl şekli hakkında bilgi verir. ki eser normalde şiir şeklinde yazılmıştır "master tolkien" tarafından.
hikaye'ye bakacak olursak; kitapta orta dünyada henüz yüzüklerin ve efsanelerinin dolaşmadığı ilk dönemi anlatmaktadır. kitap genel olarak elfler ve insanlar üzerinde yoğunlaşır. edain'den olan hurin sayısız gözyaşı savaşında morgoth'a esir düşmüş ve hurin, morgoth'un anlaşmasını reddettiği için bütün ailesi morgoth tarafından lanetlenmiştir. işte bu lanet sonucu yaşananlar ve daha çok hurin'in çocuklarının başından geçen olaylar anlatılır eserde. kitabın ismi de buradan gelmektedir zaten.
genel olarak bakacak olursak hobbit kadar başarılı değil hurin'in çocukları ama orta dünya fanlarının kesinlikle okuması gerektiğini düşünüyorum. elfler, ilk insanlar, morgoth ve daha nicesi hakkında bilgi veriyor hikaye. ayrıca çok da uzun değil(320 sayfa). çabuk okunduğu için isimler pek akılda kalmıyor lakin o isimleri okurken bile keyif alıyorsunuz.
hikaye'ye bakacak olursak; kitapta orta dünyada henüz yüzüklerin ve efsanelerinin dolaşmadığı ilk dönemi anlatmaktadır. kitap genel olarak elfler ve insanlar üzerinde yoğunlaşır. edain'den olan hurin sayısız gözyaşı savaşında morgoth'a esir düşmüş ve hurin, morgoth'un anlaşmasını reddettiği için bütün ailesi morgoth tarafından lanetlenmiştir. işte bu lanet sonucu yaşananlar ve daha çok hurin'in çocuklarının başından geçen olaylar anlatılır eserde. kitabın ismi de buradan gelmektedir zaten.
genel olarak bakacak olursak hobbit kadar başarılı değil hurin'in çocukları ama orta dünya fanlarının kesinlikle okuması gerektiğini düşünüyorum. elfler, ilk insanlar, morgoth ve daha nicesi hakkında bilgi veriyor hikaye. ayrıca çok da uzun değil(320 sayfa). çabuk okunduğu için isimler pek akılda kalmıyor lakin o isimleri okurken bile keyif alıyorsunuz.
kafa ödülü 500 milyondan fazladır. ayrıca busoushoku ve haoushoku haki de kullanabilir. torunlarını ve bütün donanmasını luffynin emrine vermiştir.