bir light novel iken webtoon olarak yayınlanmaya başlamış olan güney kore yapımı seridir.
seriyi okumaya geçtiğimiz ocak ayında başladım ve o günden beri çarşamba günleri benim için solo leveling günü demek oldu. okumayanlar varsa hiç tereddütsüz başlayabilirler. Sürekli aksiyonun olması ve ayrıca renkli olmasının da avantajıyla tüm bölümleri bir oturuşta okur bitirirsiniz diye düşünüyorum.
konusu: 10 yıl önce yaşadığımız dünya ile canavarlar dünyası arasında bir geçit açılmıştır. bu geçitin açılmasıyla beraber bazı insanlar, insanüstü güçlere sahip olmuşlardır. Bu kiişilere avcı denilmiştir ve bu kişiler açılan her geçiti kapatmak ce geçitteki tüm canavarları öldürmeyi görev edinmişlerdir. Avcı rütbeleri en düşük e seviye olmak üzere sırasıyla e-d-c-b-a-s diye gösterilemektedir. s seviye üzeri avcıların ise ne kadar güçlü oldukları ölçülememektedir. ss seviyede de olabilirler sss seviyede de ancak hepsi s seviye diye geçmektedir.
sung jin-woo, e seviye bir avcıdır. Normal insanlara göre güçlüdür ancak en düşük seviye zindanlarda bile yaralanacak kadar zayıftır. Bir gün grubuyla beraber d-seviye bir zindanda avlanırken, zindanın aslında d seviye değil de s-seviye olduğunu anlarlar. Ancak iş işten geçmiştir. Grubun büyük bir çoğunluğu ölmüştür. Sung jin-woo kendine geldiğinde, önünde sadece onun görebildiği bir görev ekranı mevcuttur. sung jin-woo ne olduğunu bile tam anlayamadan birbirinden zorlu görevleri tamamlamaya başlamıştır. Böylece macera başlar.
#bilim kurgu
bu seriyi tek kelime ile tanımlamam gerekseydi, o kelime kesinlikle "değişik" olurdu. bu yüzden benim gibi bilim-kurgu seven biriyseniz, bu serinin tam size göre olduğunu söyleyebilirim. seri boyunca birçok gizemli olayla ve doğaüstü varlıkla karşı karşıya geliyoruz. Hikaye başta ana karakterler etrafından şekillen bir seriymiş gibi gözükse de ilerleyen bölümlerde aslında olayların daha karmaşık ve daha fazla kişiyle alakalı olduğunu öğreniyoruz. Özetle bilim-kurgu sevenlerin mutlaka izlemesi gereken bir seriden bahsediyoruz. İzleyin izlettirin.
Nisio Isin tarafından yazılan ve Vofan tarafından çizilmilş olan bir light novel serisidir. İlk bölümü 2005 yılında yayınlanmış olup günümüzde hala devam etmektedir. Serinin animesi ise 2009-2018 yılları arasında 10 sezon olarak yayınlanmıştır. Bitti diye düşünmeyin yakında yeni bir sezon daha çıkartılar.
konusu: yaz tatili sırasında bir vampire dönüşmüş ve başına bir takım ilginç olaylar geçmişolan araragi koyomi okulda merdivenlerden çıkarken, yukarından birinin düştüğünü görür. bu kişi senjugahara hitagidir. araragi, refleks olarak kollarını uzattığında hitagi'yi havada yakalar. Ancak onda normal olmayan bir şey fark eder. aralarında geçen bir takım olaylar sonucunda koyomi, senjugahara'yı, vampirken onu kurtaran ve kısmen normale dönmesini sağlayan, meme oshino'ya götürür ve macera başlar....
yayınlanma sırası:
-bakemonogatari
-nisemonogatari
-nekomonogatari kuro
-monogatari series second season
-hanamonogatari
-tsukimonogatari
-owarimonogatari
-koyomimonogatari
-owarimonogatari second season
-zoku owarimonogatari
sosyal medyada birçok kişi tarafından size, şu sırada izle, bu sırada izle diye saçma sapan bir sıra önerecekler, onları dikkate almayın. Yıllardır söylüyorum. Sadece anime ve mangalar için değil her türlü seri için söylüyorum. Sezonları yayınlanma tarihlerine göre izleyin. Saçma sapan sırada izlemenizi önerenlere itimat etmeyin...
Ayrıca iddaa ediyorum. bu seriye başlayan ya da başlamış olanların %90'i tüm sezonları izlemeyecek. Hatta bu kişilerin yarısı, ilk sezonu bile tam izlemeyecek. Geriye kalan ve serinin tamamını izleyeceğini düşündüğüm %10'luk dilimin ise en az 3'te 1'i ise seride ne olup bittiğini anlamayacak. Bu seriyi yıllardır öneriyorum. Bu durum maalesef tecrübe ile sabittir.
otakuturk.net/foto
tanıtım videosu
opening 1
Nisio Isin tarafından yazılan ve Vofan tarafından çizilmilş olan bir light novel serisidir. İlk bölümü 2005 yılında yayınlanmış olup günümüzde hala devam etmektedir. Serinin animesi ise 2009-2018 yılları arasında 10 sezon olarak yayınlanmıştır. Bitti diye düşünmeyin yakında yeni bir sezon daha çıkartılar.
konusu: yaz tatili sırasında bir vampire dönüşmüş ve başına bir takım ilginç olaylar geçmişolan araragi koyomi okulda merdivenlerden çıkarken, yukarından birinin düştüğünü görür. bu kişi senjugahara hitagidir. araragi, refleks olarak kollarını uzattığında hitagi'yi havada yakalar. Ancak onda normal olmayan bir şey fark eder. aralarında geçen bir takım olaylar sonucunda koyomi, senjugahara'yı, vampirken onu kurtaran ve kısmen normale dönmesini sağlayan, meme oshino'ya götürür ve macera başlar....
yayınlanma sırası:
-bakemonogatari
-nisemonogatari
-nekomonogatari kuro
-monogatari series second season
-hanamonogatari
-tsukimonogatari
-owarimonogatari
-koyomimonogatari
-owarimonogatari second season
-zoku owarimonogatari
sosyal medyada birçok kişi tarafından size, şu sırada izle, bu sırada izle diye saçma sapan bir sıra önerecekler, onları dikkate almayın. Yıllardır söylüyorum. Sadece anime ve mangalar için değil her türlü seri için söylüyorum. Sezonları yayınlanma tarihlerine göre izleyin. Saçma sapan sırada izlemenizi önerenlere itimat etmeyin...
Ayrıca iddaa ediyorum. bu seriye başlayan ya da başlamış olanların %90'i tüm sezonları izlemeyecek. Hatta bu kişilerin yarısı, ilk sezonu bile tam izlemeyecek. Geriye kalan ve serinin tamamını izleyeceğini düşündüğüm %10'luk dilimin ise en az 3'te 1'i ise seride ne olup bittiğini anlamayacak. Bu seriyi yıllardır öneriyorum. Bu durum maalesef tecrübe ile sabittir.
otakuturk.net/foto
tanıtım videosu
opening 1
yaklaşık 10 yıl kadar evvel, ilk kez mtv türkiye kanalında ve her hafta bir bölüm şeklinde anime gecesi programında izlediğim. daha sonraki yıllarda da bilgisayarımın başında bir oturuşta tüm bölümlerini tek seferde izlediğim seridir. seriyi hem türkçe dublajlı hem de altyazılı olarak izlediğimi de belirterek, türkçe dublajının da gayet iyi olduğunu söyleyebilirim.
güzel ve kendini sıkmadan izlettiren, ayrıca farklı tarzda olan bir seridir. Bu serinin konusuna ve hikaye akışına benzer bir seri kolay kolay bulamazsınız. En azından ben bilmem kaç tane anime izlememe rağmen hala denk gelemedim diyebilirim. O yüzden kesinlikle yeri dolmaz serilerden birisidir.
konusu; babaları eskiden hava kuryeliği yapan, claus valca ve lavie head, claus'un babasından kalan eski bir uçakla beraber, hava kuryeliği yapmaya başlamışlardır. bir teslimattan döndükleri sırada, bir uçağın başka bir uçak tarafından düşürüldüğünü görürler ve hemen düşen uçağa yardıma koşarlar. Ancak vardıklarında pilotun durumu çok ağırdır ve ölmek üzeredir. Pilot son arzusu olarak ona verilen görevin claus ve lavie tarafından tamamlanmasını ve götürmesi gereken kargoyu onun yerine sylvana isimli gemiye götürmesini ister. pilotun bu isteğini kabul eden ikili kargoyu gördüklerinde büyük bir şok yaşarlar. Ancak verdikleri söz dolayısıyla kargoyu da alarak görevi tamamlamak için yola çıkmalarıyla birlikte macera başlar.
otakuturk.net/foto
opening 1
güzel ve kendini sıkmadan izlettiren, ayrıca farklı tarzda olan bir seridir. Bu serinin konusuna ve hikaye akışına benzer bir seri kolay kolay bulamazsınız. En azından ben bilmem kaç tane anime izlememe rağmen hala denk gelemedim diyebilirim. O yüzden kesinlikle yeri dolmaz serilerden birisidir.
konusu; babaları eskiden hava kuryeliği yapan, claus valca ve lavie head, claus'un babasından kalan eski bir uçakla beraber, hava kuryeliği yapmaya başlamışlardır. bir teslimattan döndükleri sırada, bir uçağın başka bir uçak tarafından düşürüldüğünü görürler ve hemen düşen uçağa yardıma koşarlar. Ancak vardıklarında pilotun durumu çok ağırdır ve ölmek üzeredir. Pilot son arzusu olarak ona verilen görevin claus ve lavie tarafından tamamlanmasını ve götürmesi gereken kargoyu onun yerine sylvana isimli gemiye götürmesini ister. pilotun bu isteğini kabul eden ikili kargoyu gördüklerinde büyük bir şok yaşarlar. Ancak verdikleri söz dolayısıyla kargoyu da alarak görevi tamamlamak için yola çıkmalarıyla birlikte macera başlar.
otakuturk.net/foto
opening 1
arkadi ve boris strugatski kardeşler tarafından yazılan ve ilk kez 1977 yılında yayınlanan bilim kurgu romanının ismidir.
ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 2. kitabıdır.
konusu: dimitri malyanov isimli bir bilim adamı, bilimsel bir proje üzerinde çalışıyor ve bu projenin kendisine nobel ödülünü kazandıracağına inanıyor. çalışırken rahatsız edilmemek ve çalışmasına daha fazla odaklanabilmek için ailesini bir süreliğe kayınvalidesinin evine yolluyor. Ancak evde yalnız kalmasına rağmen sürekli rahatsız ediliyor. zırt pırt telefon ve zil çalıyor, derken kendisi hiç sipariş vermemesine rağmen eve parası ödenmiş bir koli alkol ve yiyecek geliyor. bununla da bitmiyor ve kendisini eşinin bir arkadaşı olarak tanıtan, tüm erkeklerin peşinde koştuğu, güzel fizikli ve alımlı bir kadın misafir olarak geliyor. tam rahatladğını düşündüğü sırada ise başka bir takım olaylar oluyor ve asla çalışmasına devam edemiyor. Acaba bu olaylar bir tesadüf mü yoksa birileri bu projenin tamamlanmasına engel mi olmak istiyor?
kişisel yorumum: öncelikle kitabın 150 sayfa olduğunu ve normal koşullarda 150 sayfa bir kitabı başladığım gün bitirdiğimi belirtmek isterim. Ancak bu kitabı bitirmem 2 günümü aldı. gerçekten güzel ve sürükleyici bir girişi olmasına rağmen ilerleyen sayfalarda bir yığın bilimsel ifade ve birçok bilim dalından farklı bilgilerin karmakarışık bir şekilde sunulması yüzünden, kitabın ortalarına doğru biraz sıktı ve ara vermek mecburiyetinde kaldım. ancak kitabın sonu da başlangıcı gibi sürükleyici bittiği için mutlu oldum.
kitabın bir diğer sıkıntısı da rusların hitap şekilleri, hangi rus edebiyatı eserini okursam okuyayım, karakterlere birçok farklı şekilde hitap etme olayı beni bitiriyor. örnek vermek gerekirse kitabın ana karakterinin ismi dimitri malyanov fakat kitap içerisinde karaktere dimitri, malyanov, dimka, dimkin, dimoçka, mitya, mitka vs. diye birçok farklı şekilde hitap ediliyor. Hikayenin diğer ana ve Yan karakterlerinde de durum böyle olunca kitap içerisinde tam bir curcuna var diyebilirim.
son olarak hikayede birçok proje ve bilim adamı var ama bu projelere çok az değiniliyor. bu projeler çok önemli hatta nobel değeri olan projeler olarak gösteriliyor ama projelerden çok çok az bahsediliyor. bahsedildiklerinde ise o kadar çok bilimsel ifade kullanılmış ki anlamak için bir kimyager ya da fizikçi olmak gerekiyor. hatta o bile tam yeterli gelmeyebilir diye düşünüyorum.
Kitabın bana, bilim kurgu eserinden ziyade dönemsel olarak üstü kapalı eleştiri ve birazda felsefi bir kitapmış gibi geldiğine de değinmeden edemeyeğim. yine de kitabın güzel olduğunu belirtmek isterim.
neyse şimdilik burada bırakayım yoksa kısacık kitap hakkında bilmem kaç sayfa yazı yazacakmışım gibi hissediyorum. kitapların güzel yanı da bu işte...
son olarak kitabı okumanızı öneririm fakat bu kitabın herkese hitap edeceğini düşünmüyorum. başlayıp yarım bırakmanızdansa çoğunuzun hiç başlamamasını tavsiye ederim. Ancak aranızda rus edebiyatı sevenler varsa hiç tereddütsüz başlasınlar derim. çünkü tam onlara uygun bir kitap olduğu kanaatindeyim.
otakuturk.net/foto
ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 2. kitabıdır.
konusu: dimitri malyanov isimli bir bilim adamı, bilimsel bir proje üzerinde çalışıyor ve bu projenin kendisine nobel ödülünü kazandıracağına inanıyor. çalışırken rahatsız edilmemek ve çalışmasına daha fazla odaklanabilmek için ailesini bir süreliğe kayınvalidesinin evine yolluyor. Ancak evde yalnız kalmasına rağmen sürekli rahatsız ediliyor. zırt pırt telefon ve zil çalıyor, derken kendisi hiç sipariş vermemesine rağmen eve parası ödenmiş bir koli alkol ve yiyecek geliyor. bununla da bitmiyor ve kendisini eşinin bir arkadaşı olarak tanıtan, tüm erkeklerin peşinde koştuğu, güzel fizikli ve alımlı bir kadın misafir olarak geliyor. tam rahatladğını düşündüğü sırada ise başka bir takım olaylar oluyor ve asla çalışmasına devam edemiyor. Acaba bu olaylar bir tesadüf mü yoksa birileri bu projenin tamamlanmasına engel mi olmak istiyor?
kişisel yorumum: öncelikle kitabın 150 sayfa olduğunu ve normal koşullarda 150 sayfa bir kitabı başladığım gün bitirdiğimi belirtmek isterim. Ancak bu kitabı bitirmem 2 günümü aldı. gerçekten güzel ve sürükleyici bir girişi olmasına rağmen ilerleyen sayfalarda bir yığın bilimsel ifade ve birçok bilim dalından farklı bilgilerin karmakarışık bir şekilde sunulması yüzünden, kitabın ortalarına doğru biraz sıktı ve ara vermek mecburiyetinde kaldım. ancak kitabın sonu da başlangıcı gibi sürükleyici bittiği için mutlu oldum.
kitabın bir diğer sıkıntısı da rusların hitap şekilleri, hangi rus edebiyatı eserini okursam okuyayım, karakterlere birçok farklı şekilde hitap etme olayı beni bitiriyor. örnek vermek gerekirse kitabın ana karakterinin ismi dimitri malyanov fakat kitap içerisinde karaktere dimitri, malyanov, dimka, dimkin, dimoçka, mitya, mitka vs. diye birçok farklı şekilde hitap ediliyor. Hikayenin diğer ana ve Yan karakterlerinde de durum böyle olunca kitap içerisinde tam bir curcuna var diyebilirim.
son olarak hikayede birçok proje ve bilim adamı var ama bu projelere çok az değiniliyor. bu projeler çok önemli hatta nobel değeri olan projeler olarak gösteriliyor ama projelerden çok çok az bahsediliyor. bahsedildiklerinde ise o kadar çok bilimsel ifade kullanılmış ki anlamak için bir kimyager ya da fizikçi olmak gerekiyor. hatta o bile tam yeterli gelmeyebilir diye düşünüyorum.
Kitabın bana, bilim kurgu eserinden ziyade dönemsel olarak üstü kapalı eleştiri ve birazda felsefi bir kitapmış gibi geldiğine de değinmeden edemeyeğim. yine de kitabın güzel olduğunu belirtmek isterim.
neyse şimdilik burada bırakayım yoksa kısacık kitap hakkında bilmem kaç sayfa yazı yazacakmışım gibi hissediyorum. kitapların güzel yanı da bu işte...
son olarak kitabı okumanızı öneririm fakat bu kitabın herkese hitap edeceğini düşünmüyorum. başlayıp yarım bırakmanızdansa çoğunuzun hiç başlamamasını tavsiye ederim. Ancak aranızda rus edebiyatı sevenler varsa hiç tereddütsüz başlasınlar derim. çünkü tam onlara uygun bir kitap olduğu kanaatindeyim.
otakuturk.net/foto
Pierre Boulle tarafından yazılan ve ilk kez 1963'te yayınlanan bilim kurgu romanının ismidir.
ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 3. kitabıdır.
ilk kez 1968 yılında, kitaptan esinlenilerek çekilen maymunlar cehennemi adıyla filmi de yayınlanmıştır. daha sonraki yıllarda da maymunlar cehennemi adıyla kitaptan esinlenerek çekilmiş birçok film mevcuttur.
kitabın konusuna gelirsek, hikaye 2500 yılında geçmektedir. Bilim bir hayli ilerlemiş ve gezegenler arasında ulaşım mümkün hale gelmiştir. bir yazar olan Ulysse Merou, profesör antelle ve bir fizikçi olan Arthur Levain ile birlikte, dünya'dan 600-700 ışık yılı uzaklıktaki, Betelguese sisteminde yer alan ve dünya'ya birçok açıdan benzeyen, soror gezegenine giderek, orayı keşfetmek ve insanlar için yaşanabilecek bir yer olup olmadığını araştırmak için uzay gemisi ile yola çıkarlar.
Dünya'dan soror'a varmaları 2 yıl sürmüştür. Gerçekten'de soror neredeyse tamamen dünya'ya benzemektedir. İlk incelemelerinin ardından gezegende insanlarında yaşadığını farkederler ve onlarla iletişim kurmaya çalışırlar. Ancak bir sorun vardır. bu gezegende yaşayan insanlar, konuşamayan, sadece hırıltılar çıkartarak anlaşan ve çıplak gezen, ilkel canlılardır. kahramanlarımız büyük bir şok yaşarlar. şokun etkisiyle Ne yapacaklarını bilemez bir durumdayken, ormanın derinliklerinden silah sesleri gelir. Soror halkının kaçışmaya başladığı sırada kahramanlarımız, gördükleri manzara karşısında ikinci bir şok yaşarlar. Gelenler, dünyadaki insanlar gibi giyinmiş, iki ayaklarının üzerinde yürüyen ve konuşabilen maymunlardır. Birbiri ardına Yaşadıkları şokların etkisiyle kahramanlarımız birbirilerinden ayrı düşer ve Ulysse Merou, maymunlar tarafından yakalanarak üzerinde deneyler yapılmak için labaratuar'a götürülür. Artık Ulysse Merou'nun tek bir amacı vardır; maymunlara başka bir gezegenden geldiğini ve düşünebilen bir canlı olduğunu ispat ederek esaretten kurtulmak ve arkadaşlarını da bularak dünya'ya geri dönebilmek...
kitap 208 sayfa ve tek oturuşta biten akıcı ve güzel bir kitap fakat daha uzun veya 3-4 cildi daha olsa her türlü okunur diye düşünüyorum. ayrıca kitap içerisinde verilen bazı gerçek bilgilerle beraber, yazar eserinin etkiliyeciliğini daha da artırmış. ayrıca kitapta sınıf farklılıkları, maddi güç ve ezberci zihniyet gibi birçok konuda da sosyal mesajlarda veriliyor. özetlemek gerekirse yazar hem bize güzel ve sürükleyici bir eser sunarken hem de maymunlar gezegeni üzerinden dünyamızda yaşanan pek çok sorunu göz önüne sererek, öz eleştiri yapmamızı sağlıyor. sözün özü, okuyun, okutun.
otakuturk.net/foto
ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 3. kitabıdır.
ilk kez 1968 yılında, kitaptan esinlenilerek çekilen maymunlar cehennemi adıyla filmi de yayınlanmıştır. daha sonraki yıllarda da maymunlar cehennemi adıyla kitaptan esinlenerek çekilmiş birçok film mevcuttur.
kitabın konusuna gelirsek, hikaye 2500 yılında geçmektedir. Bilim bir hayli ilerlemiş ve gezegenler arasında ulaşım mümkün hale gelmiştir. bir yazar olan Ulysse Merou, profesör antelle ve bir fizikçi olan Arthur Levain ile birlikte, dünya'dan 600-700 ışık yılı uzaklıktaki, Betelguese sisteminde yer alan ve dünya'ya birçok açıdan benzeyen, soror gezegenine giderek, orayı keşfetmek ve insanlar için yaşanabilecek bir yer olup olmadığını araştırmak için uzay gemisi ile yola çıkarlar.
Dünya'dan soror'a varmaları 2 yıl sürmüştür. Gerçekten'de soror neredeyse tamamen dünya'ya benzemektedir. İlk incelemelerinin ardından gezegende insanlarında yaşadığını farkederler ve onlarla iletişim kurmaya çalışırlar. Ancak bir sorun vardır. bu gezegende yaşayan insanlar, konuşamayan, sadece hırıltılar çıkartarak anlaşan ve çıplak gezen, ilkel canlılardır. kahramanlarımız büyük bir şok yaşarlar. şokun etkisiyle Ne yapacaklarını bilemez bir durumdayken, ormanın derinliklerinden silah sesleri gelir. Soror halkının kaçışmaya başladığı sırada kahramanlarımız, gördükleri manzara karşısında ikinci bir şok yaşarlar. Gelenler, dünyadaki insanlar gibi giyinmiş, iki ayaklarının üzerinde yürüyen ve konuşabilen maymunlardır. Birbiri ardına Yaşadıkları şokların etkisiyle kahramanlarımız birbirilerinden ayrı düşer ve Ulysse Merou, maymunlar tarafından yakalanarak üzerinde deneyler yapılmak için labaratuar'a götürülür. Artık Ulysse Merou'nun tek bir amacı vardır; maymunlara başka bir gezegenden geldiğini ve düşünebilen bir canlı olduğunu ispat ederek esaretten kurtulmak ve arkadaşlarını da bularak dünya'ya geri dönebilmek...
kitap 208 sayfa ve tek oturuşta biten akıcı ve güzel bir kitap fakat daha uzun veya 3-4 cildi daha olsa her türlü okunur diye düşünüyorum. ayrıca kitap içerisinde verilen bazı gerçek bilgilerle beraber, yazar eserinin etkiliyeciliğini daha da artırmış. ayrıca kitapta sınıf farklılıkları, maddi güç ve ezberci zihniyet gibi birçok konuda da sosyal mesajlarda veriliyor. özetlemek gerekirse yazar hem bize güzel ve sürükleyici bir eser sunarken hem de maymunlar gezegeni üzerinden dünyamızda yaşanan pek çok sorunu göz önüne sererek, öz eleştiri yapmamızı sağlıyor. sözün özü, okuyun, okutun.
otakuturk.net/foto
Ray Bradbury'nin yazmış olduğu, ilk kez 1953 yılında kitap olarak yayınlanan, 1966 ve 2018 yıllarında da sinema filmi olarak izlediğimiz distopik eserin adıdır.
ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 32. kitabıdır.
hikaye distopik bir gelecekte, kitap okumanın hatta bulundurmanın dahi yasak olduğu, insanların beyin yıkayıcı şovlar izlemek ve otoyolda araç kullanırken münkün olduğunca hızlı gitmek zorunda oldukları bir gelecekte geçmektedir. bu gelecekte itfaiyecilerin işi yangın söndürmek değil kitap yakmaktır. guy montag bir itfaiyecidir ve diğer itfaiyecilerle birlikte, birisinin kitap okuduğu ya da kitap bulundurduğu yönünde bir ihbar aldıklarında, derhal olay yerini incelemeye giderler. olay yerine gittiklerinde kitap bulurlarsa buldukları kitapları yakarlar. gerekirse kitapları buldukları yeri ve hatta kitapların sahibini dahi yakarlar. guy montag, tüm bunlara rağmen yaptığı işi asla sorgulamamıştı ve işini en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyordu. Ancak her şey, yaşanan bir olay sonunda, guy montag'ın kendi kendine; "kitapları bu kadar tehlikeli yapan şey ne? İnsanların uğruna canlarını feda etmeyi göze aldığı bu kitapların içinde ne yazıyor?" diye sormasıyla beraber değişir ve olaylar gelişir.
fahrenheit 451, sürükleyici ve bir oturuşta bitirilebilecek bir kitap olmasının yanında gerek okurken gerekse de bittikten sonra, okuyucunun kendi kendine, "acaba", "böyle bir şey olabilir mi?", "sonumuz böyle olmasın" gibi sorular sordurtacak ve insanı birçok şeyi düşünmeye itecek bir kitap ve bu kitabı okuduktan sonra kitapların ne kadar değerli olduğunu düşünürseniz düşünün, kitapların değerini daha da çok anlıyorsunuz.
otakuturk.net/foto
ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 32. kitabıdır.
hikaye distopik bir gelecekte, kitap okumanın hatta bulundurmanın dahi yasak olduğu, insanların beyin yıkayıcı şovlar izlemek ve otoyolda araç kullanırken münkün olduğunca hızlı gitmek zorunda oldukları bir gelecekte geçmektedir. bu gelecekte itfaiyecilerin işi yangın söndürmek değil kitap yakmaktır. guy montag bir itfaiyecidir ve diğer itfaiyecilerle birlikte, birisinin kitap okuduğu ya da kitap bulundurduğu yönünde bir ihbar aldıklarında, derhal olay yerini incelemeye giderler. olay yerine gittiklerinde kitap bulurlarsa buldukları kitapları yakarlar. gerekirse kitapları buldukları yeri ve hatta kitapların sahibini dahi yakarlar. guy montag, tüm bunlara rağmen yaptığı işi asla sorgulamamıştı ve işini en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyordu. Ancak her şey, yaşanan bir olay sonunda, guy montag'ın kendi kendine; "kitapları bu kadar tehlikeli yapan şey ne? İnsanların uğruna canlarını feda etmeyi göze aldığı bu kitapların içinde ne yazıyor?" diye sormasıyla beraber değişir ve olaylar gelişir.
fahrenheit 451, sürükleyici ve bir oturuşta bitirilebilecek bir kitap olmasının yanında gerek okurken gerekse de bittikten sonra, okuyucunun kendi kendine, "acaba", "böyle bir şey olabilir mi?", "sonumuz böyle olmasın" gibi sorular sordurtacak ve insanı birçok şeyi düşünmeye itecek bir kitap ve bu kitabı okuduktan sonra kitapların ne kadar değerli olduğunu düşünürseniz düşünün, kitapların değerini daha da çok anlıyorsunuz.
otakuturk.net/foto
Aldous Huxley'in ilk kez 1932 yılında yayınlanan, orjinal ismi brave new world olan, distopik bilim kurgu eseridir.
Ayrıca ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 4. kitabıdır.
hikaye, ford'dan sonra 632 yılında yılında geçmektedir. artık tanrı diye bir şey yoktur. bu gelecekte ford tanrının yerini almıştır. insanlık sağlıklı ve teknolojik açıdan çok gelişmiştir. savaş, yoksulluk, ırkçılık gibi kavramlar tamamen sona erdirilmiş, tüm ırkların eşit ve herkesin mutlak olarak mutlu olduğu bir dünya düzeni kurulmuştur. insanlar, herkes, herkes içindir sloganıyla yaşarlar ve çok küçük yaşlardan itibaren salt zevke ulaşalabilmek için önüne gelenle sex yapmak ya da sentetik olarak üretilerek zararı en aza indirilmiş uyuşturucu olan somayı kullanmaktadırlar. doğal yollarla çocuk sahibi olmak, aile, anne ve baba gibi kavramlar iğrenç ve mide bulandırıcı olarak görülür. bu çağda insanlar, kapısında büyük harflerle Cemaat, Özdeşlik, İstikrar yazan, Londra Merkez Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde üretilirler ve alfa, beta, epsilon gibi farklı sınıflara ayrılmaktadırlar. Değişik hormon uygulamaları ve uykuda eğitim yöntemiyle, doğdukları andan itibaren insanların, hangi sınıfa mensup olacağı ve sınıflarına göre hangi ölçülerde olacağı, ne işle uğraşacağı, nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmayacağı vs. zihinlerine kazınmış bir halde topluma karışırlar. kitap, böyle bir gelecekte insan hayatında meydana gelen değişiklikleri ve modern insanın yaşayış biçimini pek çok farklı açıdan gözler önüne seriyor.
cesur yeni dünya, sürükleyici ve hiç bırakmadan bir çırpıda okuyup bitirebileceğiniz bir kitap olup, gerek okurken, gerekse okuduktan sonra birçok konuyu sorgulamamızı, bazı şeylerın değerinin düşündüğümüzden daha fazla olduğunu anlamamızı sağlıyor.
otakuturk.net/foto
Ayrıca ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 4. kitabıdır.
hikaye, ford'dan sonra 632 yılında yılında geçmektedir. artık tanrı diye bir şey yoktur. bu gelecekte ford tanrının yerini almıştır. insanlık sağlıklı ve teknolojik açıdan çok gelişmiştir. savaş, yoksulluk, ırkçılık gibi kavramlar tamamen sona erdirilmiş, tüm ırkların eşit ve herkesin mutlak olarak mutlu olduğu bir dünya düzeni kurulmuştur. insanlar, herkes, herkes içindir sloganıyla yaşarlar ve çok küçük yaşlardan itibaren salt zevke ulaşalabilmek için önüne gelenle sex yapmak ya da sentetik olarak üretilerek zararı en aza indirilmiş uyuşturucu olan somayı kullanmaktadırlar. doğal yollarla çocuk sahibi olmak, aile, anne ve baba gibi kavramlar iğrenç ve mide bulandırıcı olarak görülür. bu çağda insanlar, kapısında büyük harflerle Cemaat, Özdeşlik, İstikrar yazan, Londra Merkez Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde üretilirler ve alfa, beta, epsilon gibi farklı sınıflara ayrılmaktadırlar. Değişik hormon uygulamaları ve uykuda eğitim yöntemiyle, doğdukları andan itibaren insanların, hangi sınıfa mensup olacağı ve sınıflarına göre hangi ölçülerde olacağı, ne işle uğraşacağı, nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmayacağı vs. zihinlerine kazınmış bir halde topluma karışırlar. kitap, böyle bir gelecekte insan hayatında meydana gelen değişiklikleri ve modern insanın yaşayış biçimini pek çok farklı açıdan gözler önüne seriyor.
cesur yeni dünya, sürükleyici ve hiç bırakmadan bir çırpıda okuyup bitirebileceğiniz bir kitap olup, gerek okurken, gerekse okuduktan sonra birçok konuyu sorgulamamızı, bazı şeylerın değerinin düşündüğümüzden daha fazla olduğunu anlamamızı sağlıyor.
otakuturk.net/foto