snsd'nin üyelerinden biri. amerika doğumlu koreli idollerdendir ki bu sebeple de çoğu asya idollerinde ciddi bir eksik olan ingilizce/telaffuz konusunda oldukça başarılır. bu sebeple şarkıyı daha globalleştirmek için sokuşturulan ingilizce sözcükleri falan hep tiffany'e söylettirirler, yabancı ülkelerdeki ödül törenlerine falan hep onu gönderirler vs. vs. taeyeondan sonra grubun en güçlü sesi olup, en iyi vokallerden oluşan alt grup tts'de de yer alır. benim şahsi favorim ve en güzel bulduğum koreli hatunlardan biridir kendisi aynı zamanda.
otakuturk.net/foto
2ne1'ın lideridir. geçtiğimiz aylarda son çıkardıkları crush adlı albümdeki solo şarkısında arkada çok kısa da olsa kuran okuyan bi çocuğun sesi gibi birşey kullandığı için yüzlerce müslümanın nefretine maruz kalmış, milyonlarca ölüm tehtidi almıştır(evet din fanatikleri çok korkutucu) buralarda pek sevilmez o yüzden. koredeki en iyi kadın rapçi olabilir. çok güçlü bir vocal yeteneği vardır, dansta da hiç fena sayılmaz. bunun dışında tam bir moda ikonudur. badass girl imajının kore şubesidir. g-dragon özentiliği biraz antipati de yaratsa ve hani imaj olayının dozunu tam ayarlayamayıp (swag modları misal) biraz kendini komik duruma düşürdüğünü düşünsem de özünde sevdiğim bir idoldür kendileri.
abartısız en sevdiğim anime karakteridir. biricik s-king'imiz o bizim. gördüğümde günüm şenleniyor adeta. ayrıca ablasıyla alakalı iki bölüm gintamanın en iyi bölümlerindendir.
lisedeyim, eski bi sony ericsson telefonum vardı vk şarkıları ve grup üyelerinin resimleriyle dolu falan.bi arkadaş grubum vardı sınıfta işte, önlü arkalı oturan 6 kişiden oluşan. benim telefon biraz ortalık malıydı grup içinde o ara, çünkü o zaman internet paketi olayı çok yaygın değildi sadece bende olurdu. işte bi gün yine internet bahanesiyle telefonumu aldıklarında görmüşler benim vk fotolarımı. tabi bi şaşırma işte "ne bu emo tipler" falanlar önce, dalga geçmeler vs. sonra hizakiyi gördüler "aa bak bu güzelmiş, bi bu normal" derken "erkek o" dememle telefonu elinden atmalar bi tiksinme cümleleri falanlar havada uçuşmuş idi.
visual kei ile ilgili entry... visual kei hakkında sözlükte muhtemelen en çok geçmişi olan ve en çok bilgi sahibi olanlardan biriyim ve bununla ilgili eski dostum vk ya karşı bir sorumluluk hissediyorum, hani özellikle burda konusunu falan da görünce bi dürtü oldu illa hakkında birşeyler söylemem gerekiyormuş gibi. ama cidden çok zor birşey benim için şu an bu konuyla ilgili konuşmak. visual kei cidden ağır bi tarz. ağırlıktan kastım melodi, enstruman kullanımı, teknik vs. değil sadece, o açıdan bakıldığında sayılabilecek birçok tür var ve belki o satanizm kafasındaki anglosakson death metal gruplarının samimiyetsiz ağırlığı da değil onlarınki ama gördüğümüz ilginç apachi model rengarenk saçları ve lensleri olan kadın kıyafetleri giymiş o adamlar insanı öyle büyük bi karanlığa sokabilecek depresiflikte şarkılar yapıyorlar ki, progresif, psychedelic,punk, goth,death, doom,power, brutal her türlü müzik türüyle ilgilendim bu güne kadar ve hiçbiri beni psikolojik olarak visual kei kadar yaralamamıştır eminim ki. tam olarak mantıklı bir şekilde açıklayabileceğim birşey değil bu sanırım çünkü ciddi anlamda bu müzikle ilgilenerek geçirdiğiniz belli bir zaman diliminden sonra bu tarz etkileri olduğunu farkediyorsunuz ve ben açıp dinlemeye cesaret edemiyorum şu anda bu adamları çünkü eğer yaparsam o depresifliğin tekrar geri geleceğini hissediyom. intihar eden birçok elemanı vardır mesela bu grupların. neredeyse hiçbir sektörde yok bu adamlardaki kadar intihar ve ölüm. ishii, daisuke, jasmine you, hide, taiji en bilinen örnekleri. geçenlerde yaklaşık 73 kişilik bir liste görmüştüm yine en bilinen gruplardan intihar eden vk üyeleri hakkında. hele bi the piass olayı vardır mesela chihiro hiroshi ve yoshio adlı 3 üyesi intihar sebebiyle ölmüştür chihiro ve hiroshi bi klip çekimi sırasında köprüden atlayarak ölmüş yoshio da bu olaydan birkaç yıl sonra intihar etmiş ve bu olayın da yine bi klip çekimi sırasında olduğu iddiaları vardı mesela. ve öyle bi şey ki visual kei, ölüm tüm dünyada nasıl ses getiren bi olaydır bilirsiniz, biri öldüğü anda tüm medya ayağı kalkar, albüm satışları patlar, adını bilmeyen insanlar bile fan olur vs. vs. ama visul kei'de o kadar çok dramatik olay yaşanmış bir çok ünlü yetenekli sevilen grup üyesi son derece genç yaşlarda oldukça dramatik şekillerde intihar etmiş olmasına rağmen değil aynı ilgilinin yaşanması adamların ölümleri hakkında bilgi sahibi dahi olamıyorsunuz. birileri ölüp gidiyor sadece. hele ki japon fanlar benim gördüğüm kadarıyla tınlamıyolar bile bunların ölümlerini falan. internette araştırmaya kalktığımda sadece yabancı fanların olaylarla ilgilendiğine şahit oldum çok kez. hani değil yaşarken, öldüğünüzde bile değerli olamadığınız bi sektörün içinde kadın kıyafetleri içinde adeta bir sirk hayvanı gibisiniz bu sektörde, köpek gibi çalışsanız da inanılmaz yetenekli olsanız da etrafınızda sizin gibi yüzlercesi var yerinizde gözü olan ve şirketiniz de fanlarınız da farkında bunun ve o adamların yaşadıkları içinde bulundukları psikoloji doğrudan yansıyor yaptıkları müziğe. bu kadar ağır olma sebebi de bu psikolojidir diye düşünüyorum.
neyse girdim bi konuya çıkamadım toparlayamadım ama cidden sayfalarca tez falan bile yazılabilecek kadar kapsamlı bi konudur esasen visual kei zaten, kolay kolay özetlenemez bu sebeple. bi ara düzgün kafayla adam gibi oturup uzun uzun yazmak istiyorum bu konu hakkında ciddi anlamda
2 kez izledim. evet.
ki hollywood filmlerinden pek hoşlanmadığım hele de süper kahraman filmlerinden neredeyse nefret ettiğim yaygın olarak bilinen bir gerçek. zira sığ klişeleri sürekli olarak tekrar tekrar ısıtarak önümüze sunan ve tek amacı daha çok gelir elde etmek olan tüketim toplumu zihniyetinden oldum olarası tiksinmişimdir. ama deadpool'u severim. 4. duvarı yıkmış oluşu ve tüm bu süper kahraman klişeleriyle sığlığıyla ve sevmediğim diğer bir çok özelliğiyle dalga geçen hepsini ti ye alan bir karakter olduğu için ve tabii ki tüm dorky hareketleri için. ve bir hollywood yapımı için bunu söyleyeceğimi hiç tahmin etmezdim ama 2. filmi büyük bir heyecanla bekliyorum.
ha ayrıca ed skrein benim olabilir mi artık? o nasıl seksi bir ingiliz aksanı onlar nasıl etkileyici kaçamak veledizina gülüşleri öyle... her sahnen mi ayrı karizmatik ayrı iç gıcıklayıcı olur be? nasıl bir insan ağzı burnu kırılırken, millete işkence ederken, ne bileyim insanların hayatını karartırken falan bile sevimli gözükebilir?
dağılmasına çok üzüldüğüm grup. başta the ghost of you, this is how i dissappear, mama, sing, i don't love you olmak üzere yaptıkları çoğu şarkıyı severdim. tabi the black parade'den sonraki albümlerinde aynı başarıyı yakalayamamalarıyla ve gittikçe aşağı doğru giden başarı grafikleriyle dağılacaklarının sinyallerini veriyorlardı yıllardan beri ama seviyordum yahu ben bu adamları ._. bu arada solistleri gerard way anime, manga, japon sever bir insandır.
sanırım dünya üzerinde bu güne kadar yapılmış olan çoğu şarkıyı dinledim. çoğu sanatçıyla, eserleriyle, müzik türüyle, kültürleriyle ilgilendim ve tüm hepsinin arasında raidohead'in lucky'si kadar çok sevdiğim ve muhtemelen bu denli sevebileceğim başka bir şarkı daha yok
aşırı sevdiğim grup. ilk dinlediğim yabancı müzik grubu sayılabilir sanırım. neredeyse tüm diskografilerini ezbere bilirim. özellikle dying in the sun, i can't be without you, when you're gone, animal instict, you and me, empty, shattered, loud and clear, war child, analyse ,wake up and smell the coffee, carry on, never grow old, electric blue şarkılarını çok severim. çoğu gruptan farklı olarak sadece popüler olan birkaç şarkıdan oluşmaz en az bilinen şarkıları dahi çok güzeldir. az sayıda da olsa klipleri de şarkıları kadar güzeldir.
karakterlerine atfedilen agretipleri özellikle çok gerçekçi buldum. baktığın zaman o kadar gerçekçi durmasalar da hepsinin davranışlarında düşünce şekillerinde, içinde bulundukları durumlar ve karşılarında verdikleri trajikomik tepkilerde biraz kendinden ya da tanıdığı birilerinden parçalar buluyor insan. yine bu tarz ironiler üzerine kurulu animelerin/serilerin ana özelliği olarak hikayenin gelişme kısmı biraz fazla uzatılmış da olsa yine de kararında sevimli hoş bir yaz animesiydi
güzel çizimler ve komedinin başarılı kullanımı dışında çok bir özelliği yok
kahroldum bu haberi görünce. bu tarz işleri yapan insanlar gerçekten normalden çok daha fazla çalışan ve işlerine gerçek anlamda çok büyük bir tutkuyla bağlı insanlar oluyor ve bu yoğunluğun arasında gerçekten hayal edebileceğinizden çok daha fazla negatif şeye katlanıyorlar arka planda. çünkü hayal gücü yüksek, duygularını çok yoğun yaşayan ve psikolojisi bozuk tiplerin çok yoğun olduğu ve ekseriyetle bu tiplerle muhattap olmak zorunda kaldığınız sektörler bunlar. bu yüzden kundakçının nasıl bir motivasyonla bu olaya kalkıştığını tahmin edebiliyorum ve olay sırasında kyoani çalışanlarının yerine kendimi koymak da o kadar kolay ki delirecek gibi oluyorum. çok üzgünüm gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum.
orihara izaya gibi belki de anime tarihi boyunca yaratılmış en mükemmel karakterlerden birini barındırdığı için bile izlenebilecek anime. bir animede izaya kadar mantıklı diyaloglar yazılmış bir karakter daha görmedim ben bu güne kadar bu kadar da netim, tarikat kursa müridi olurum o derece seviyorum sdfsg
ayrıca baccano'nun yaratıcıları tarafından yapılmıştır. hatta bir bölümde baccanodan isaac ve miriayı da görebilmek mümkün
http://1.bp.blogspot.com/_Onz7h53K9nY/S6vpSV-yR1I/AAAAAAAAHVc/lJtfshste5A/s1600/durarara+11.pngonun dışında karakterleri çok başarılıdır dediğim gibi. neredeyse her karaktere ayrı bir altyapı ayrı bir hikaye yaratıp hepsinin ayrı ayrı üzerinde durulması da ayrı bir başarılı özelliğidir. senaryoyu toparlamakta biraz sıkıntılar yaşadıklarını ve daha az karakter daha çok hikaye odaklı olsalar tutarlılığı daha rahat sağlarlardı diye düşünsem de yine de bir şekilde toparlamayı başararak takdirimi kazanmışlıkları vardır. müzikleri çok çok iyidir. çizimleri atmosferi mükemmeldir. kurgusu orjinaldir. genel olarak da hala daha yapılmış en orjinal, en kaliteli animelerden olduğunu düşünüyorum. böyle seriler kolay bulunmuyor.
orijinal işleri nitelik konusunda göründüğü kadar iyi olup olmadığı tartışılır da olsa genel olarak yaratıcı ve kaliteli ve ek olarak animelere de el atmaları çok güzel.
ama onlarca dizi film animeyi kimsenin haberi yokken kotalı internetlerle, birbir zorlukla bulmuş, indirmiş, çevirmiş, düzenleyip gömüp tekrar yüklemiş, yani korsanlığı adeta bir kültür haline getirmiş nesilden olduğumdan açıkçası hiç elim gitmiyor. abone oldum bir kere, sonra zaman bulamadım, izleyemedim iptal ettim yine. bu şekilde giderse korsanın kökünü kurutabilecek gibi duruyor ama benim gibileri bile caydırmayı başarabilecek kadar ileri gidebilir mi orasını zaman gösterecek herhalde
izlediğim birkaç çin variety showundan anladığım kadarıyla çinlilerin eline su dökemezler bu konuda. hele ki xiang öyle bir dil ki herşeyden kelime oyunu yapabiliyorsun. hatta tüm programı dil trickleri üzerinden espriler yaparak bile döndürebiliyorlar. bu yüzden bi yabancı olarak anlamaya çalışmak son derece sıkıntı verici olabiliyor.
kişiliğinize ve nasıl bir şevkle bağlı olduğunuza göre değişir bu. eğer anime izlemeyi insanlarla konuşmaya tercih edecek kadar değerli görmeye başladıysanız normal sosyal hayata dönmek çok güç olabiliyor. ama tabi animeyi daha çok sosyalleşebilmek için bir fırsat olarak görmek de mümkün olabiliyor. tamamen size bağlı.
zamanımın çok büyük bir bölümünü geçirdiğim yer, evim.
true story. gerçi türkiyedeki cosplay ortamının en başlarında içinde olan biri olarak eskiden de öyle çok matah olduğunu söyleyemem muhtemelen. öyle tipler o zaman da vardı zira ama daha azdı tabi. zaman ilerledikçe ve daha popüler bir şey oldukça her konuda olduğu gibi bunda da işin cılkı çıkarıldı.
beni şuku yağmuruna tutan, uzun entrylerimi bile sabırla okuyup yorum yapan komikli şukela yazar. ayrıca gördüğüm kadarıyla oldukça kültürlü, eğlenceli ve canayakın bir otta kendisi :3
hep duygu durumumun görsel dışavurumunu ifade eden ya da ilham verici illüstrasyon ve fotoğraflar reblog etmek için kullandım hala daha da böyle kullanıyorum buray
ben çok beğenmiştim. özellikle grafikleri mükemmeldi. gölgelendirmeler, renk kullanımları vs. oldukça üstündü. bu konuda şu an yapılan animelerle bile rahatlıkla yarışabilir eminim ki. ve hikayeleri de oldukça akıcı ve hoştu bence. belki de ben böyle animatrix gibi, genius party gibi, anikuri15 gibi anime sektöründeki en baba isimlerin bir araya gelip ortaya çıkardıkları ve kendi kişisel showlarını yapmayı da ihmal etmedikleri projelerden bir hayli zevk aldığım için bu kadar beğenmiş de olabilirim bilemedim. ama arşivimdeki en değerli animelerdendir hala daha aoi bungaku.
