rutsama

japoncada sıkılma bildiren ünlemdir. kyoraku ve zaraki sayesinde bizim de dilimize pelesenk olmuştur. kullanmayı severim, içim sıkıldığında "offf, puff" tarzı ünlemlerle değil de yare yare kullandığım doğrudur.

eski tragedya yazarlarının hikayeyi karmakarışık bir hale getirip mevzuyu kurtaramayacağını anlayınca birden ortaya çıkardığı, gökten indirdiği tanrıdır. deus ex machina(diyus eks makina) makina tanrı demektir. mantığı ise şudur: tiyatroda konu dağıldıktan sonra konuyu birden toplamak isteyen yazar gökten tanrı indirmelidir. bunu da sahneye inecek şekilde bir makine tasarlayarak yapar. tanrıyı canlandıran aktör bu makineyle sahneye indirilir ve işte deus ex machina. evet tamamen düz mantık.

not: makine dediğime bakmayın, iple sarkıtıyorlar adamı.

onu yenemezsin vay efendim onun karşısında hiç şansın yok, ne bilim onu yenmen imkansız. yapmayın abi böyle klişe, hepimiz biliyoruz ki bizim reyiz o adamı pert edecek. ha yapacaksanız da her vs de yapmayın şunu

arkadaş bu seriyi bana kim önerdiyse 2 ay yanıma yaklaşmasın, yemin ediyorum mugetsu çekerim o arkadaşa. herneyse izlemeyin izlettirmeyin.

japonların miyazaki ile birlikte en çok tanınan yönetmeni, senaristi, yazarı, çizeri vs vs. kısaca büyük reyizlerden biri. en çok bilinen, tanınan filmlerinden bazıları: (bkz:paprika), (bkz:tokyo godfathers), (bkz:perfect blue), (bkz:millennium actress)...

ülkemiz otaku(!)ları tarafından çok fazla bilinmese de(ki bu iyi bir şeydir) kendisi rüyayla, bilinçaltıyla ve insan olmayla ilgili çok güzel filmlere imza atmış. bazı kesimler tarafından yapılan "nolan yokken satoshi vardı" atarlarını da hatırlatmak isterim. şey evet bu kadar.

not: yukarıdaki filmler tavsiye edilir. özellikle paprika ve tokyo godfathers çok güzel filmlerdir. neyse...

izlerken bu kadar rastlaşma ancak sefillerde olur dediğim, sokakta yaşayan insanların da en az bizim kadar insan olduğunu gösteren ve bu insanlar hakkındaki önyargıları yıkan, insana iyiliği ve her şeye rağmen yaşamanın güzel olduğunu söyleyen ender güzel filmlerden biridir.

bakmayın bu kadar kasıntı şeyler yazdığıma gerçekten güzel film. valla bak...

perfect blue'nun iyi bir olduğunu anlamak için izlemek yeterlidir. çok iyi bir film olduğunu anlamak için filmin konusu ve türüne hakim olmak yeterlidir. çok çok iyi bir film olduğunu anlamak için hollywood'daki başarıllı filmleri izlemiş olmak yeterlidir. ve işte bunların hepsine hakim olup da perfect blue'nun harika bir film olduğunu göremeyen insan büyük ihtimalle görme yetisinden yoksun biridir..

suggeeeee ya da deggeeee nidalarıyla birlikte o gözlerde oluşan yıldız parıltılarına hayran olduğum karakter. belki de bayan seiyuu tarafından seslendirilmesin en iyi yanı bu tarz ünlemler bence

one piece animesinin kızıl elması denilecek yer. her korsan orayı görmek umuduyla yanıp tutuşur.

oda sensei'in topluma verdiği kapalı mesajlardan biri de bon clay ve okama way'dir. işin özü travestilerin, eşcinsellerin de insan olduğu hatta diğer insanlardan daha da insan olabileceği mesajıdır. bunu da bon clay yardımıyla verildiği düşüncesindeyim. impel down'a luffy ile beraber damga vurmuştur. ayrıca magellan tarafından da öldürüldüğünü düşünmüyorum(hele ki pell vakasından sonra hiç).

soul eater serisinde black star'ın partneridir. silah olarak çok çeşitli modlara girebilmekle birlikte en güçlü modu şeytan bıçağı-kılıcı'dır. serideki en güzel ablalardan biridir. ayrıca (bkz:senin gibi silahım olsun bir milyar borcum olsun).

tsubaki kamelya çiçeği demek idi yanlış hatırlamıyorsam.

bir adet goril, bir adet mayonez delisi ve bir adet sadistin başı çektiği özel polisten çok diğer her şeye daha çok benzeyen gintama özel polis örgütü. adamlar bomba ya la. özellikle goril-san favorim

hellsing'e göre daha iyi olduğunu düşünüyorum. bölümlerin her biri normal anime bölümlerinden daha uzundur. ovalar mangaya daha paraleldi sanırım

ace, ace, ace... her ne kadar sevsem de o provokelere gelmeyecektin arkadaş. akainuya yem olmuştur, hızlı yaşayıp genç ölmüştür

miyazaki sensei'in ölümsüz eserlerinden biridir. az önce birkez daha izledim ve ne kadar izlesem de sıkılmayacağım sanırım. filmin konusu her ne kadar diğer filmlere göre kısır kalsa da diğer yönleriyle tam bir miyazaki işidir. filmin hemen başındaki şu bilindik ufak kara böceğimsi şeyleri görmek bile başlı başına filmi izlemek için bir sebep. yine küçük kız kardeş mei çok kawai, insanın yanaklarını sıkası geliyor. totoro zaten ayrı güzel, harbiden bazen benim de böyle nakamam olsun istemiyor değilim.

kıssadan hisse: bütün miyazaki filmlerini izleyin güzel insanlar.

büyük ihtimalle hammock'un annesiyle aynı kişi çıkacak. peki neden? şimdi bizim luffy korsanlar kralı olduktan vs. vs. sonra hammock ile evleneceği sırada biri ileri atılacak ve "durun siz kardeşsiniz" falan diyecek. demedi demeyin bu teori tutar

izlediğim nadir ecchi, harem türündeki anime. tamam hentai olsa anlarım da harem ne arkadaş, kafa yoksa bende demek ki? neyse şaka bir yana millet bayağı övmüştü, ben de indirdim izledim. godoşun biri var, bir sürü kıza çıkıyor da aşık oluyor da falan da filan da. aman izlemeyin böyle şeyler

gerçekten ölümsüz tek vampirdir

fma serisinin ikinci ana karakteridir. ed'in küçük kardeşidir.

ed ile yaptığı dönüşüm sırasında vücudunu kaybetmiş daha sonra ed'in yapmış olduğu bağlama büyüsüyle ruhu metal bir zırha mühürlenmiştir. serinin finalinde adamlığını konuşturarak hepimizin gözüme girmiştir.

vakti zamanında vikingler az almadık. yakma-yıkma işleri itina ile yapılırdı. ah bir de campaign modunda oynayabilsek çok iyi olurdu. (bkz:hilesiz temiz oyun) (bkz:gençlik oyunları)