2020 güz sezonunda yayınlanmaya başlayan ve ilk bölümden itibaren kendini sevdiren bir anime. konusu, işlenişi ve çizimleri gayet güzel. sakin bir şekilde ilerlerken olayların gelişimi ve aksiyonun birden başlaması da seriye ayrı bir hava katmış diyebilirim. ancak her kesime hitap etmeyen bir anime olduğunu da belirtmek isterim. özellikle zankyou no terror, hakata tonkotsu ramens, babylon, rampo kitan game of laplace vs. gibi animeleri sevenlerin bu seriyi de severekleri kanaatindeyim. bu tarz animeleri seven birisi olarak açıkcası ben beğendim. sezonun en iyilerinden biri olduğunu düşünüyorum ve izlemeyi düşünenlere tereddütsüz tavsiye ediyorum.
konusu: Azılı çeteler ve Yakuza için bir cennet olan suç yuvası Ikebukuro, Makoto Majima'nın da evidir. Karizmatik ve arabulucu Makoto, polisin bile çözemeyeceği çeteler arası çatışmaları çözer. Ancak suç oranlarındaki artış, Makoto'nun sevdiği birini kaybetmesine yol açar. Bu fırtınayı atlatabilecek mi, yoksa bu sokaklarda akan kanın içinde mi boğulacak?
son zamanlarda adından sıkça bahsedilen ortaklıktır. özellikle bu ortaklık sonucu animeleri yayınlanan, tower of god, the god of highschool ve noblesse gibi seriler ciddi anlamda dikkat çekmiş ve çoğunluk tarafından beğenilmiştir. haliyle kalabalık bir kitle, bu ortaklık sonucu ortaya çıkacak yeni projeleri ve yeni sezonları büyük bir merak ve heyecan ile beklemektedir. açıkcası bende bu ortaklıktan büyük bir mutluluk duyuyor ve yayınlanan serileri severek izliyorum. bakalım bu ortaklık bize daha neler sunacak.
2020 güz sezonu animelerinden birisidir. aynı zamanda bu sezonki favori serilerim arasında ilk 2'de yer almaktadır. konusu, işlenişi ve çizimleri de gayet güzeldir. izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağınız bir seri. kurye, hacker, doktor, katil, dövüşçü, serseri... vs. her biri bambaşka kişilik ve yeteneklere sahip ana karakterlerin olması da seriye bambaşka bir tat katıyor. ayrıca serinin ilk bölümden itibaren aksiyon ve adrenalin hep tavan durumda oluyor. izlerkan gaza geliyorsunuz. açıkcası ben çok beğendim. bu seriye başlasam mı diye düşünmenize gerek yok. kesinlikle izlemelisiniz.
konusu: Uzun zaman önce, Japonya'da Kantou ve Kansai'yi karşı karşıya getiren bir savaş patlak verdi ve ülkeyi ikiye böldü. Kansai, Kantou'ya bağımlı hâle geldi ancak günden güne polis ve hükûmet, Akudama adıyla bilinen suçluların artmasıyla Kansai'nin kontrolünü kaybetmeye başladı.
twitter'da hakkında bir kaç tweet görmemin ardından merak ederek başladığım ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadan bölümlerini yarıladığım polisiye-komedi türündeki dizidir. her sezonu 22-23 bölüm ve her bölümü 22-23dk'dır. izlerken bolca güleceğiniz ve zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağınız bir seri olduğu garantisini verebilirim. özellikle şükran günü ve cadılar bayramı bölümlerinin apayrı komik olduğunu da belirtmek isterim.
bildiğiniz gibi ki çoğunuzun bildiğini düşünüyorum. manga tr, geçtiğimiz günlerde yaoi ve yuri içerikleri kaldırdı. konuya vakıf olmayanlar için şunu bırakayım.
bu durum üzerine okuyucular ayaklandı ve bundan 5-6 yıl önce yaşanan gerekli şeyler olayından sonra çıkan ve muhtemelen en büyük okuyucu isyanı ortaya çıktı.
bunlar daha uzar gider ama ben şimdilik kısa kesiyorum.
neyse yıllardır böyle bir isyan ne gördüm ne de duydum. ayrıca fansubların haline bir kez daha üzüldüm. ülkede manga yayını tamamen durdurulacak deseler eminim ki bu kadar isyan çıkmazdı ama konu yaoi olunca "abooow nasıl olur?". hiç olur mu? bazı okuyuculara imkan versen adminleri çeker vururlardı. öyle isyan çıktı iyi mi? işin üzücü tarafı ise okuyucuların çoğunun şu soruyu sorması "biz şimdi yaoi serileri nereden okuyacağız?". "fansubların kendi sitelerinden" diye cevap veriyorsun. "fansubların sitesi mi var?" diyorlar. maalesef elimizden, "vay anasını be!" demekten başka bir şey gelmiyor. tarafsız birisi olarak olaya objektif bir pencereden bakacak olursam. bence site yetkilileri doğru bir karar verdi. neyse bu konunun üstünden haftalar geçti ama değinmeden edemedim. şimdi bize yine homofobik diyecekler ama napalım. maalesef doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar. son olarak şuraya da bir link koyayım da neden bu kadar büyük bir isyan çıktığını net olarak görebilin.
serinin çizeri siu, yaşadığı sağlık sorunu nedeniyle haziran ayında yayınlanan 485. bölüm ile birlikte seriye ara vermek zorunda kalmış ve konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır.
ve maalesef neredeyse kasım ayı gelmiş olmasına rağmen, ne siu'nun hastalığı ne de tog serisinin geleceği ile ilgili yeni bir bilgi yayınlanmamıştır. umarım hem siu'yu hem de tog'u gelecekte güzel günler bekliyordur...
uzun zamandır yoktum. birileri "öldü" demiş, başka birileri "ryu corona oldu" demiş, bambaşka birileri "ryu'nun devri kapandı" falan demiş, demek isterdim ama yeni üyemiz trao ve bir kaç eski üyemiz dışında yazan pek olmamış. hatta sözlüğe giren dahi olmamış diye görüyorum. yani bırak "ryu nerede?" diye soranların olmasını, sözlüğe giren yok la! sorsam herkesin işi var ama neyse...
şimdi uzun zamandır olmadığım için şöyle genel bir okuma ve değerlendirme yaptım da biz ölmüşüz ya la o_o yıllarca dedilerdi de inanmadıydım ama harbi gerçekmiş. basbayağı nalları dikmişiz. ama cesedimiz nasıl dipçik gibi biliyor musunuz üffff anlatılmaz yaşanır diyeceğim de ölüyüz .s neyse ben buraları toparlarım ama sizde geri dönün yani. şu üstümüzdeki ölü toprağını atalım <.< şöyle bir comeback yapalım yani değil mi? diyeceğim de herkesin öldüğünü unuttum. neyse toprağımız bol, arkamızdan iyi konuşanımız çok olsun.
boş yapasım var ama yapmayacağım. kendimi frenleyeceğim.
ve beklenen an geldi. noblesse serisi, 2020 güz sezonu ile birlikte geri döndü. hem de japonca ses ile birlikte :)))
yeni sezon, 2016 yılında yayınlanan noblesse awakening ovasının bittiği yerden başlamıştır ve hızla devam etmektedir. ayrıca yeni gelen bu sezon, yıllardır bu anı bekleyen bizler için inanılmaz bir heyecan yaratmıştır. şimdi burada olsalardı da rasenya ve suzuki-sanottalarımın duygularını da okusaydım aaah ah... ama maalesef elden bir şey gelmiyor :((.... neyse...
serinin eski yapımlarını ve günümüz serilerini göz önüne aldığımızda çizimlerinin gayet iyi olduğunu söyleyebilirim. özellikle ana karakter raizel ve diğer erkek karakterlerin çizimleri, özellikle kadın ottalarımızı tatmin edecektir diye düşünüyorum. erkek ottalarımız da üzülmesinler çünkü kadın karakterlerde taş gi... çok güzeller. neyse seriyi bilmeyenler ve daha önce izlemeyenler için bu seride tavsiyemdir. kaçırmayın üzülürsünüz.
eğer içinizde daha önce izlememiş olanlarınız varsa diye konusunu buraya copy+paste yapıyorum.
konusu: Raziel 820 yıllık uykusundan uyanmıştır. O, bütün diğer Asilzadelerin koruyucusu ve safkan soylu anlamına gelen Asil özel ünvanına sahiptir. Onu koruma çabasıyla, hizmetkârı Frankenstein, Raizel'in kaydını, sınıf arkadaşları aracılığıyla insanların gündelik ve sıradan adetlerini öğreneceği Ye-Ran Lisesi'ne yaptırır.rnFakat İttihat, amacı dünyayı yönetmek olup dünyanın her yerine eli uzanan güçlü bir gizli örgüt, değiştirilmiş insanlar göndererek gitgide artan şekilde Raizel'e zarar verir ki bu etrafındakileri korumak için kudretli gücünü kuşanmasına yol açar.rn820 yıllık entrikadan sonra, Raizel'in uykusunun arkasındaki sırlar sonunda açığa kavuşur ve onun, Raizel'in, Asil olarak mutlak muhafazası başlar.
haikyuu serisinin 5. sezonudur. her sezonunda olduğu gibi yine güzel başlamış ve izleyicisini heyecanlanmıştır. ancak ilk 3. bölüm itibariyle izleyiciler bölümlerin iyi ya kötü olmasından ziyade çizimlerin kötüleşmesinden bahsetmektedirler. açıkcası ben de bu konundan dertliyim fakat ne seriler, ne savaşlar gördü bu gözler diyerek kendimi avutuyorum. neyse çizimleri bir kenara bırakıp konusuna ve ilerleyişine bakacak olursak, son 2 sezonda olduğu gibi bu sezonun büyük bir kısmı da karasuno'nun tek bir maçına odaklanacak gibi gözüküyor ve açıkcası ilk 3 bölüm sonunda henüz karasuno vs inarizaki mücadelesi sürüyor. muhtemelen bu sezon da bu maç ile biter ve yeni sezonda yeni bir takım karşımıza çıkar diye düşünüyorum. yine de maç güzel gidiyor ve haikyuu yine üzmüyor. teşekkürler haikyuu!!
enen no shouboutai serisinin 2. sezonudur ve ilk sezonun kaldığı yerden devam etmektedir. açıkcası ilk bölümünü pek beğenmeme rağmen devam eden bölümlerle birlikte ilk sezonu gerisinde bırakmayı başarmıştır.
nam-ı diğer dungeon ni deai wo motomeru no wa machigatteiru darou ka olan serinin 2020 güz sezonunda yayınlanmaya başlayan 3. sezonudur. seri 2. sezonun kaldığı yerden tüm hızıyla devam etmekte ve önceki sezonlarda olduğu gibi ilgiyi yine üstüne toplamaktadır. seri önceki iki sezona nazanan biraz yavaş başlamış olsa da ilk 3 bölüm itibariyle tekrar normal temposuna dönmüştür. açıkcası bu sezon zindan ve tanrılar ile ilgili daha fazla bilgi öğreniyoruz ve birçok sır günyüzüne çıkacak gibi duruyor. ayrıca bell-kun'un haremi de günden güne genişliyor o_o'
2020 yılı güz serisi animelerinden birisidir ve bu sezon yayınlanan animeler arasında, şahsen favorim olan seridir. ilk bölümden itibaren kendini izleyiciye sevdirmiştir. ayrıca soundtracklerini ve karakter dizaynlarını da beğendiğimi söylemek isterim. bunlara ek olarak mangası da gayet güzeldir. sonuç olarak, izlemek ve okumak isteyenler için her türlü tavsiye ederim. izleyin, izlettirin.
kısaca konusuna değinecek olursak diyeceğim fakat yazmaya üşendiğim için konusunu aşağıya copy+paste yapıyorum. isteyen okusun.
"Bir çocuk… “doğru ölüm” için savaşır. Zorluklar, pişmanlık, utanç… İnsanların hissettiği olumsuz duygular günlük hayatımızda gizlenen lanetlere dönüşür. Lanetler tüm dünyaya yayılır; insanları korkunç bir talihsizliğe, hatta ölüme götürebilir. Dahası, lanetler yalnızca başka bir lanetle defedilebilir.rnrnItadori Yuji sıradan bir lise hayatı yaşamakla birlikte çok büyük bir fiziksel güce sahiptir. Bir gün, lanetlerce saldırıya uğrayan bir arkadaşını kurtarmak için İki Yüzlü Hayalet'in parmağını yer ve laneti kendi ruhuna alır. Artık İki Yüzlü Hayalet ile aynı bedeni paylaşmaktadır. Büyücülerin en güçlüsü olan Gojo Satoru'nun yönlendirmesiyle, lanetlerle savaşan bir organizasyon olan Tokyo Büyükşehir Teknik Büyücülük Lisesi'ne kabul edilir. Böylece, bir laneti def etmek için lanete dönüşen çocuğun kahramanlık masalı; asla geri dönemeyeceği hayatı başlar."
the god of high school serisinin ana karakteri ve haylaz çocuğudur. genellikle lakayt ve umursamaz bir tavır sergiler. amacı güçlü dövüşçüler ile dövüşerek gücünü ölçmek ve daha da güçlenmektir. yenilenmiş teakwando stilini kullanarak dövüşür.
animesinin çıkacağı yıllar evvel duyurulmasına rağmen, 2020 yaz sezonunda yayınlanan ve aynı isimli webtoon'dan uyarlanan seridir. kore'deki tüm lise öğrencileri arasındaki en güçlü dövüşçüyü belirlemek için yapılan bir turnuva olarak başlar fakat turnuvadan başka birçok şey olduğu ortaya çıkar. hem anime serisi hem de webtoon'u güzeldir. temposu hiç düşmeyen ve akıcı bir seridir. okumayanlar ve izlemeyenler varsa, hem webtoon'u okumaları hem de animesini izlemeleri önerilir
tower of god serisinin asi ve çılgın çocuğudur. kulenin en güçlü kişilerden birisi hatta birçok kişiye göre kuledeki en güçlü kişidir. kendisi bir kuralsızdır ve kule tarihi boyunca kuleyi en hızlı tımanan kişidir. sırtına büyük harflerle mazino yazar ve "ismin sırtımda yazıyor. sorunu olan varsa gelsin beni bulsun" der. ayrıca Wolhaiksong kurucularından biridir. kuleye ya da kuledekilere karşı hiçbir ilgisi yoktur. nihai amacı, kuleden ayrılarak dış dünyayı görmektir. şu an için seride çok fazla görülmemesine rağmen tek parmağıyla yüksek seviyecileri bile dize getirecek kadar güçlü birisidir. ilerleyen bölümlerde kendisinden çok büyük beklentilerim var :)
hayatta en nefret ettiğim sorulardan biridir. bir anime ile ilgili paylaşım yaptıktan sonra,animenin ismini kaç yere ya da kaç kere yazarsam yazayım yine de bu soru sorulur. Hatta o kadar fazla soruluyor ki, bazen "insanlar acaba benimle dalga mı geçiyorlar yoksa cidden mi soruyorlar" diye düşünmeden edemiyorum ama bir türlü işin içinden de çıkamıyorum. Ancak kimse bu soruyu sormayınca da "hayret kimse animenin adını sormadı" diye şaşırıyorum. bu soru da işte böyle kötü bir alışkanlık yapıyor. sorulsa ayrı dert sorulmasa apayrı...
10 yılı aşkın süredir faal durumda olan ve başta one piece serisi olmak üzere birçok anime ve manga serisi hakkında konuşup tartışabileceğiniz, teoriler üretebileceğiniz ve bir sürü anime-mangasever arkadaş edinebileceğiniz, güzel bir forum sitesidir. şimdilerde geçmişteki kadar aktif olmasa da bir dönemin efsanesidir ve birçok one piece hayranının gönlünde yeri her zaman ayrıdır.
drifters serisinin bitmesinin üzerinden yıllar geçtikten sonra yayınlanan ve serinin 15. bölümü niteliğini taşıyan ova'dır. Her zamanki gibi çok güzel bir bölümdü ve yıllar süren drifters özlemime yaklaşık yarım saat kadar son verdi ama bittikten sonra acayip gaza geldim ve seriye olan özlemim kat ve kat arttı. Bu serinın yeri bende harbiden apayrı diyebilirim.
sürekli birbirine benzer konuları işleyen serilerden sıkılan ve farklı tarzda bir manga arayanlar için biçilmiş kaftan olan seridir. ilk bölümden itibaren sizi kendine bağlayan ve bir sonraki bölümde neler olacağını büyük bir merakla bekleten bir seri olduğunu de belirtmek isterim. özellikle benim gibi vurdulu kırdılı, gangster, çete vs. içeren serileri sevenler varsa bu seriyi hiç kaçırmasınlar ve direk okumaya başlasınlar derim. ayrıca serinin çizimleri güzel ve okuması da rahat olduğu için soluksuz bir şekilde okuyacağınızın ve vaktin nasıl geçtiğini anlamadan güncele geleceğinizin de garantisini verebilirim. özellikle çocukluğu sokaklarda geçmiş ve çocukken çok fazla kavga eden biriyseniz bu serinin sizlerde apayrı bir yeri olacağı kanaatindeyim. şayet ben seriyi beğendim ve okumaya da devam ediyorum. aranızda henüz okumamış olanlarınız varsa da okumalarını tavsiye ederim.
konusu: Takemichi Hanagaki ince duvarları olan köpek bağlasan durmayacak bir evde yaşayan ve kendinden altı yaş küçük patronu tarafından aptal yerinen konan bakirin tekidir. Haberleri izlerken, Takemichi ortaokuldaki sevgilisi Hinata Tachibana'nın öldüğünü öğrenir. Hayatındaki ilk ve son sevgilisi, azılı bir örgüt olarak bilinen Tokyo Manji Çetesi tarafından öldürülmüştür. Hayatının dibe vurduğu sırada ortaokul yıllarına zamanda on iki yıl geriye sıçrayarak geri döner!! Hinata'yı kurtarmak ve durmadan kaçtığı hayatını değiştirmek için umutsuz vaka olan yarı zamanlı işçi Takemichi, Kanto'nun en acımasız çetesinde en tepeyi hedeflemek zorundadır!! -alıntıdır-
dipnot: serinin tam ismi Tokyo卍Revengers (tokyo manji revengers)'dır. Ancak başlık ve url'de 卍 karakteri kullanılamadığı için başlık tokyo revengers şeklinde açılmıştır.
dövüş sanatlarını konu alan, hızlı bir giriş yapıp aynı şekilde ilerleyen ve sıkılmadan bir solukta bitireceğiniz güzel bir seridir. konusu ve çizimleri de gayet iyidir. özellikle benim gibi vurdulu kırdılı serileri sevenlerin mutlaka okuması gereken serilerden birisi olduğunu düşünüyorum. serinin tek kötü yanı ise aniden bitirilme kararı alınması ve finalin toparlanabildiği kadar toparlanarak, serinin açık bir sonla bitirilmesi diyebilirim. açıkcası ben seriyi beğendim ve okumayı düşünenler ya da okumak için güzel bir seri arayanlara mutlaka okumalarını öneririm.
konusu: ma gangryong, kore'nin en pislik okullarından birisinde okuyan bir ortaokul öğrencisidir ve herkesten daha güçlü olmayı amaçlamaktadır. Her gün bir kavgadan başka birine girip duran ve kendinden daha güçlülere meydan okuyarak daha da çok güçlenmeye çalışan gangryong, bir tesadüf sonucu yıldırım kaplanı lakaplı dövüş sanatları ustasıyla karşılaşır. yıldırım kaplanını gördüğü ilk anda, onun o güne kadar karşılaştığı herkesten daha güçlü olduğunu ve insanüstü bir güce sahip olduğunu anlayan gangryong, yıldırım kaplanından onu öğrencisi olarak eğitmesini ister. başlangıçta bu teklifi reddedilse de, onun azminden ve kararlılığından etkilenen yıldırım kaplanı, onu öğrencisi olarak kabul eder ve ona temel teknikleri öğretir. ancak temel teknikleri öğrettikten sonra, ustası "gerisi sana kalmış" diyerek onunla yollarını ayırır. aradan geçen ayların ardından, gangryong'un yolu bir grup tehlikeli görünen insan tarafından kesilir ve ona "yıldırım kaplanı'nın öğrencisi sen misin?" diye sorarlar. "evet" cevabının ardından ustasının ölüm haberini alan gangryoung, büyük bir şok yaşar ve gelişen olaylar sonucu, kendini birçok dövüş sanatları ustasının öğrencilerinin eğitim gördüğü ve dövüş sanatları eğitimi veren bir okulda bulur. gangryong bu okulda eğitim görüp kendinden güçlülerle dövüşerek en güçlü olmak ve ustasını öldürenlerden intikamı almak için çalışmalara başlar.
