uykusuz yazar ve çizerleri tarafından hazırlanan ve ocak 2016 - nisan 2017 tarihleri arasında aylık olarak yayınlanan karikatür ve mizah dergisidir. dergide, kötü kedi şerafettin, duka film, macerayı seven adam gibi efsane seriler yeniden çizilirken bir çok yeni seride dergi içerisinde bizleri karşılamışlardır. güzel dergiydi, keşke devam edebilseydi...
dergide katkısı olan yazar ve çizerler;
oky
göksu gül
emrah ablak
bülent üstün
iltem dilek
cihan kılıç
barış uygur
galip tekin
kenan yarar
cengiz üstün
ömer göksel
erman çağlar
fırat budacı
yetkin gülmen
cihan ceylan
cansın çağlar
kubilay odabaş
deniz gencer
levent cantek
memo tembelçizer
otakuturk.net/foto
otakuturk.net/foto
#kitap
isaac asimov tarafından 1940-1950 yılları arasında yazılmış ve robotlarla ilgili olan 9 bilimkurgu öyküsünün tek kitap halinde derlenerek ilk kez 1950'de yayınlanmış olan kitabın ismidir.
Ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 17. kitabıdır.
geçmişten günümüze robotlar ile ilgili bir çok kitap, dizi ve filmde de kullanılmış ve hala kullanılmakta olan 3 robot yasasını yazan kişi de isaac asimov ve bu 3 robot kuralını kitabın girişine yazarak okuyucuya, robot öykülerini bu kuralların bilincinde olarak okuyun demek istiyor. 3 robot kuralı ne diye soracak olursanız da bu kurallar;
"1. bir robot asla bir insana zarar veremez ya da hareketsiz kalarak bir insanın zarar görmesine neden olamaz.
2. bir robot insanların verdikleri emirlere uymak zorundadır. Ancak emirler birinci yasa ile çelişirse durum değişir.
3. bir robot ilk iki yasa ile çelişmediği sürece varlığını korumak zorundadır."
şeklinde ve kitaptaki 9 hikayenin hepsi yukarıdaki kurallar dahilinde anlatılıyor.
Anlatılan 9 hikayede birbirinden farklı yer ve zamanda geçiyor olmasına rağmen, kitabı okurken bu durum kesinlikle okuyucuyu rahatsız etmiyor aksine yazarın anlatımı ve bazı karakterlerin birden fazla hikayede yer almasıyla beraber hikayeler arasında bağlantı kuruyorsunuz. her hikaye birbirinden güzel ve hepsinde ayrı düşüncelere kapılıyorsunuz. Mesela bazı hikayeleri okurken bir takım bilinmezler karşısında karakterler "bu işin içinden nasıl çıkacağız" derken, kendinizi "ben olsam şöyle yapardım" derken buluyorsunuz.
otakuturk.net/foto
Bunlara ek olarak, 2004 yılında, bu kitaptan esinlenilerek çekilmiş olan ve başrolde will smith'in oynadığı, aynı isimde bir de film yayınlanmıştır.
otakuturk.net/foto
Ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 17. kitabıdır.
geçmişten günümüze robotlar ile ilgili bir çok kitap, dizi ve filmde de kullanılmış ve hala kullanılmakta olan 3 robot yasasını yazan kişi de isaac asimov ve bu 3 robot kuralını kitabın girişine yazarak okuyucuya, robot öykülerini bu kuralların bilincinde olarak okuyun demek istiyor. 3 robot kuralı ne diye soracak olursanız da bu kurallar;
"1. bir robot asla bir insana zarar veremez ya da hareketsiz kalarak bir insanın zarar görmesine neden olamaz.
2. bir robot insanların verdikleri emirlere uymak zorundadır. Ancak emirler birinci yasa ile çelişirse durum değişir.
3. bir robot ilk iki yasa ile çelişmediği sürece varlığını korumak zorundadır."
şeklinde ve kitaptaki 9 hikayenin hepsi yukarıdaki kurallar dahilinde anlatılıyor.
Anlatılan 9 hikayede birbirinden farklı yer ve zamanda geçiyor olmasına rağmen, kitabı okurken bu durum kesinlikle okuyucuyu rahatsız etmiyor aksine yazarın anlatımı ve bazı karakterlerin birden fazla hikayede yer almasıyla beraber hikayeler arasında bağlantı kuruyorsunuz. her hikaye birbirinden güzel ve hepsinde ayrı düşüncelere kapılıyorsunuz. Mesela bazı hikayeleri okurken bir takım bilinmezler karşısında karakterler "bu işin içinden nasıl çıkacağız" derken, kendinizi "ben olsam şöyle yapardım" derken buluyorsunuz.
otakuturk.net/foto
Bunlara ek olarak, 2004 yılında, bu kitaptan esinlenilerek çekilmiş olan ve başrolde will smith'in oynadığı, aynı isimde bir de film yayınlanmıştır.
otakuturk.net/foto
arkadi ve boris strugatski kardeşler tarafından yazılan ve ilk kez 1977 yılında yayınlanan bilim kurgu romanının ismidir.
ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 2. kitabıdır.
konusu: dimitri malyanov isimli bir bilim adamı, bilimsel bir proje üzerinde çalışıyor ve bu projenin kendisine nobel ödülünü kazandıracağına inanıyor. çalışırken rahatsız edilmemek ve çalışmasına daha fazla odaklanabilmek için ailesini bir süreliğe kayınvalidesinin evine yolluyor. Ancak evde yalnız kalmasına rağmen sürekli rahatsız ediliyor. zırt pırt telefon ve zil çalıyor, derken kendisi hiç sipariş vermemesine rağmen eve parası ödenmiş bir koli alkol ve yiyecek geliyor. bununla da bitmiyor ve kendisini eşinin bir arkadaşı olarak tanıtan, tüm erkeklerin peşinde koştuğu, güzel fizikli ve alımlı bir kadın misafir olarak geliyor. tam rahatladğını düşündüğü sırada ise başka bir takım olaylar oluyor ve asla çalışmasına devam edemiyor. Acaba bu olaylar bir tesadüf mü yoksa birileri bu projenin tamamlanmasına engel mi olmak istiyor?
kişisel yorumum: öncelikle kitabın 150 sayfa olduğunu ve normal koşullarda 150 sayfa bir kitabı başladığım gün bitirdiğimi belirtmek isterim. Ancak bu kitabı bitirmem 2 günümü aldı. gerçekten güzel ve sürükleyici bir girişi olmasına rağmen ilerleyen sayfalarda bir yığın bilimsel ifade ve birçok bilim dalından farklı bilgilerin karmakarışık bir şekilde sunulması yüzünden, kitabın ortalarına doğru biraz sıktı ve ara vermek mecburiyetinde kaldım. ancak kitabın sonu da başlangıcı gibi sürükleyici bittiği için mutlu oldum.
kitabın bir diğer sıkıntısı da rusların hitap şekilleri, hangi rus edebiyatı eserini okursam okuyayım, karakterlere birçok farklı şekilde hitap etme olayı beni bitiriyor. örnek vermek gerekirse kitabın ana karakterinin ismi dimitri malyanov fakat kitap içerisinde karaktere dimitri, malyanov, dimka, dimkin, dimoçka, mitya, mitka vs. diye birçok farklı şekilde hitap ediliyor. Hikayenin diğer ana ve Yan karakterlerinde de durum böyle olunca kitap içerisinde tam bir curcuna var diyebilirim.
son olarak hikayede birçok proje ve bilim adamı var ama bu projelere çok az değiniliyor. bu projeler çok önemli hatta nobel değeri olan projeler olarak gösteriliyor ama projelerden çok çok az bahsediliyor. bahsedildiklerinde ise o kadar çok bilimsel ifade kullanılmış ki anlamak için bir kimyager ya da fizikçi olmak gerekiyor. hatta o bile tam yeterli gelmeyebilir diye düşünüyorum.
Kitabın bana, bilim kurgu eserinden ziyade dönemsel olarak üstü kapalı eleştiri ve birazda felsefi bir kitapmış gibi geldiğine de değinmeden edemeyeğim. yine de kitabın güzel olduğunu belirtmek isterim.
neyse şimdilik burada bırakayım yoksa kısacık kitap hakkında bilmem kaç sayfa yazı yazacakmışım gibi hissediyorum. kitapların güzel yanı da bu işte...
son olarak kitabı okumanızı öneririm fakat bu kitabın herkese hitap edeceğini düşünmüyorum. başlayıp yarım bırakmanızdansa çoğunuzun hiç başlamamasını tavsiye ederim. Ancak aranızda rus edebiyatı sevenler varsa hiç tereddütsüz başlasınlar derim. çünkü tam onlara uygun bir kitap olduğu kanaatindeyim.
otakuturk.net/foto
ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 2. kitabıdır.
konusu: dimitri malyanov isimli bir bilim adamı, bilimsel bir proje üzerinde çalışıyor ve bu projenin kendisine nobel ödülünü kazandıracağına inanıyor. çalışırken rahatsız edilmemek ve çalışmasına daha fazla odaklanabilmek için ailesini bir süreliğe kayınvalidesinin evine yolluyor. Ancak evde yalnız kalmasına rağmen sürekli rahatsız ediliyor. zırt pırt telefon ve zil çalıyor, derken kendisi hiç sipariş vermemesine rağmen eve parası ödenmiş bir koli alkol ve yiyecek geliyor. bununla da bitmiyor ve kendisini eşinin bir arkadaşı olarak tanıtan, tüm erkeklerin peşinde koştuğu, güzel fizikli ve alımlı bir kadın misafir olarak geliyor. tam rahatladğını düşündüğü sırada ise başka bir takım olaylar oluyor ve asla çalışmasına devam edemiyor. Acaba bu olaylar bir tesadüf mü yoksa birileri bu projenin tamamlanmasına engel mi olmak istiyor?
kişisel yorumum: öncelikle kitabın 150 sayfa olduğunu ve normal koşullarda 150 sayfa bir kitabı başladığım gün bitirdiğimi belirtmek isterim. Ancak bu kitabı bitirmem 2 günümü aldı. gerçekten güzel ve sürükleyici bir girişi olmasına rağmen ilerleyen sayfalarda bir yığın bilimsel ifade ve birçok bilim dalından farklı bilgilerin karmakarışık bir şekilde sunulması yüzünden, kitabın ortalarına doğru biraz sıktı ve ara vermek mecburiyetinde kaldım. ancak kitabın sonu da başlangıcı gibi sürükleyici bittiği için mutlu oldum.
kitabın bir diğer sıkıntısı da rusların hitap şekilleri, hangi rus edebiyatı eserini okursam okuyayım, karakterlere birçok farklı şekilde hitap etme olayı beni bitiriyor. örnek vermek gerekirse kitabın ana karakterinin ismi dimitri malyanov fakat kitap içerisinde karaktere dimitri, malyanov, dimka, dimkin, dimoçka, mitya, mitka vs. diye birçok farklı şekilde hitap ediliyor. Hikayenin diğer ana ve Yan karakterlerinde de durum böyle olunca kitap içerisinde tam bir curcuna var diyebilirim.
son olarak hikayede birçok proje ve bilim adamı var ama bu projelere çok az değiniliyor. bu projeler çok önemli hatta nobel değeri olan projeler olarak gösteriliyor ama projelerden çok çok az bahsediliyor. bahsedildiklerinde ise o kadar çok bilimsel ifade kullanılmış ki anlamak için bir kimyager ya da fizikçi olmak gerekiyor. hatta o bile tam yeterli gelmeyebilir diye düşünüyorum.
Kitabın bana, bilim kurgu eserinden ziyade dönemsel olarak üstü kapalı eleştiri ve birazda felsefi bir kitapmış gibi geldiğine de değinmeden edemeyeğim. yine de kitabın güzel olduğunu belirtmek isterim.
neyse şimdilik burada bırakayım yoksa kısacık kitap hakkında bilmem kaç sayfa yazı yazacakmışım gibi hissediyorum. kitapların güzel yanı da bu işte...
son olarak kitabı okumanızı öneririm fakat bu kitabın herkese hitap edeceğini düşünmüyorum. başlayıp yarım bırakmanızdansa çoğunuzun hiç başlamamasını tavsiye ederim. Ancak aranızda rus edebiyatı sevenler varsa hiç tereddütsüz başlasınlar derim. çünkü tam onlara uygun bir kitap olduğu kanaatindeyim.
otakuturk.net/foto
bülent üstün'ün çizmiş olduğu, kısa adı şero olarak da bildiğimiz meşhur karikatür karakteridir. bülent üstün ve ailesinin sarı ve şerafettin isminde bir kedileri vardır. bülent abimiz, 1994 yılında askere gitmiştir. askerden 1996 yılında döndüğünde şerafettin'in öldüğü söylenir. O yıllarda l-manyak dergisinde çizerlik yapmakta olan bülent üstün, ölen kedileri şerafettin'i yad etmek için kötü kedi şerafettin hikayesini çizmeye başlar. İlerleyen yıllarda derlenerek kitap haline getirilmiştir.
Günümüzde kitapların basımı yoktur. Sadece ikinci el kitap satan siteler veya sahaflarda mevcuttur. Benim gibi bu esere sahip olanlarınız varsa ne mutlu size diyebilirim.
otakuturk.net/foto
şerodan bahsedecek olursak, istanbul cihangirde yaşayan, insan gibi iki ayak üstü yürüyebilen ve konuşabilen bir kedidir. bunların yanında içki, sigara ve çapkınlığı ile de bilinir. kedi, köpek, insan vs. demeden racon keser, hesap sorar, mahallenin abisidir. Bunlar bazı özellikleridir lakin kötü kedi şerafettin öyle kısaca anlatılamayacak kadar efsane bir karakterdir.
otakuturk.net/foto
aynı isimle 2016 yılında bir animasyon filmi de yayınlanmıştır ve izleyenler tarafından büyük beğeni toplamıştır. Filmde 5 ciltlik kötü kedi şerafettin kitabının sadece ilk kitabındaki ilk hikaye anlatılmıştır. O hikayede de bir sürü kesinti yapılmıştır. Film güzel olsa da daha neler neler kaçırdığınızı siz düşünün diyor, seriyi okumanızı kesinlikle öneriyorum.
Ayrıca aşağıdaki video'da, bülent üstün'den, kötü kedi şeraffetin karakterinin ortaya çıkışından, karakterin kendisinden, serinin filminden ve film olma yolundaki aşamalardan kısaca bahsedelmiştir. İzlemenizi tavsiye ederim.
Günümüzde kitapların basımı yoktur. Sadece ikinci el kitap satan siteler veya sahaflarda mevcuttur. Benim gibi bu esere sahip olanlarınız varsa ne mutlu size diyebilirim.
otakuturk.net/foto
şerodan bahsedecek olursak, istanbul cihangirde yaşayan, insan gibi iki ayak üstü yürüyebilen ve konuşabilen bir kedidir. bunların yanında içki, sigara ve çapkınlığı ile de bilinir. kedi, köpek, insan vs. demeden racon keser, hesap sorar, mahallenin abisidir. Bunlar bazı özellikleridir lakin kötü kedi şerafettin öyle kısaca anlatılamayacak kadar efsane bir karakterdir.
otakuturk.net/foto
aynı isimle 2016 yılında bir animasyon filmi de yayınlanmıştır ve izleyenler tarafından büyük beğeni toplamıştır. Filmde 5 ciltlik kötü kedi şerafettin kitabının sadece ilk kitabındaki ilk hikaye anlatılmıştır. O hikayede de bir sürü kesinti yapılmıştır. Film güzel olsa da daha neler neler kaçırdığınızı siz düşünün diyor, seriyi okumanızı kesinlikle öneriyorum.
Ayrıca aşağıdaki video'da, bülent üstün'den, kötü kedi şeraffetin karakterinin ortaya çıkışından, karakterin kendisinden, serinin filminden ve film olma yolundaki aşamalardan kısaca bahsedelmiştir. İzlemenizi tavsiye ederim.
Pierre Boulle tarafından yazılan ve ilk kez 1963'te yayınlanan bilim kurgu romanının ismidir.
ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 3. kitabıdır.
ilk kez 1968 yılında, kitaptan esinlenilerek çekilen maymunlar cehennemi adıyla filmi de yayınlanmıştır. daha sonraki yıllarda da maymunlar cehennemi adıyla kitaptan esinlenerek çekilmiş birçok film mevcuttur.
kitabın konusuna gelirsek, hikaye 2500 yılında geçmektedir. Bilim bir hayli ilerlemiş ve gezegenler arasında ulaşım mümkün hale gelmiştir. bir yazar olan Ulysse Merou, profesör antelle ve bir fizikçi olan Arthur Levain ile birlikte, dünya'dan 600-700 ışık yılı uzaklıktaki, Betelguese sisteminde yer alan ve dünya'ya birçok açıdan benzeyen, soror gezegenine giderek, orayı keşfetmek ve insanlar için yaşanabilecek bir yer olup olmadığını araştırmak için uzay gemisi ile yola çıkarlar.
Dünya'dan soror'a varmaları 2 yıl sürmüştür. Gerçekten'de soror neredeyse tamamen dünya'ya benzemektedir. İlk incelemelerinin ardından gezegende insanlarında yaşadığını farkederler ve onlarla iletişim kurmaya çalışırlar. Ancak bir sorun vardır. bu gezegende yaşayan insanlar, konuşamayan, sadece hırıltılar çıkartarak anlaşan ve çıplak gezen, ilkel canlılardır. kahramanlarımız büyük bir şok yaşarlar. şokun etkisiyle Ne yapacaklarını bilemez bir durumdayken, ormanın derinliklerinden silah sesleri gelir. Soror halkının kaçışmaya başladığı sırada kahramanlarımız, gördükleri manzara karşısında ikinci bir şok yaşarlar. Gelenler, dünyadaki insanlar gibi giyinmiş, iki ayaklarının üzerinde yürüyen ve konuşabilen maymunlardır. Birbiri ardına Yaşadıkları şokların etkisiyle kahramanlarımız birbirilerinden ayrı düşer ve Ulysse Merou, maymunlar tarafından yakalanarak üzerinde deneyler yapılmak için labaratuar'a götürülür. Artık Ulysse Merou'nun tek bir amacı vardır; maymunlara başka bir gezegenden geldiğini ve düşünebilen bir canlı olduğunu ispat ederek esaretten kurtulmak ve arkadaşlarını da bularak dünya'ya geri dönebilmek...
kitap 208 sayfa ve tek oturuşta biten akıcı ve güzel bir kitap fakat daha uzun veya 3-4 cildi daha olsa her türlü okunur diye düşünüyorum. ayrıca kitap içerisinde verilen bazı gerçek bilgilerle beraber, yazar eserinin etkiliyeciliğini daha da artırmış. ayrıca kitapta sınıf farklılıkları, maddi güç ve ezberci zihniyet gibi birçok konuda da sosyal mesajlarda veriliyor. özetlemek gerekirse yazar hem bize güzel ve sürükleyici bir eser sunarken hem de maymunlar gezegeni üzerinden dünyamızda yaşanan pek çok sorunu göz önüne sererek, öz eleştiri yapmamızı sağlıyor. sözün özü, okuyun, okutun.
otakuturk.net/foto
ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 3. kitabıdır.
ilk kez 1968 yılında, kitaptan esinlenilerek çekilen maymunlar cehennemi adıyla filmi de yayınlanmıştır. daha sonraki yıllarda da maymunlar cehennemi adıyla kitaptan esinlenerek çekilmiş birçok film mevcuttur.
kitabın konusuna gelirsek, hikaye 2500 yılında geçmektedir. Bilim bir hayli ilerlemiş ve gezegenler arasında ulaşım mümkün hale gelmiştir. bir yazar olan Ulysse Merou, profesör antelle ve bir fizikçi olan Arthur Levain ile birlikte, dünya'dan 600-700 ışık yılı uzaklıktaki, Betelguese sisteminde yer alan ve dünya'ya birçok açıdan benzeyen, soror gezegenine giderek, orayı keşfetmek ve insanlar için yaşanabilecek bir yer olup olmadığını araştırmak için uzay gemisi ile yola çıkarlar.
Dünya'dan soror'a varmaları 2 yıl sürmüştür. Gerçekten'de soror neredeyse tamamen dünya'ya benzemektedir. İlk incelemelerinin ardından gezegende insanlarında yaşadığını farkederler ve onlarla iletişim kurmaya çalışırlar. Ancak bir sorun vardır. bu gezegende yaşayan insanlar, konuşamayan, sadece hırıltılar çıkartarak anlaşan ve çıplak gezen, ilkel canlılardır. kahramanlarımız büyük bir şok yaşarlar. şokun etkisiyle Ne yapacaklarını bilemez bir durumdayken, ormanın derinliklerinden silah sesleri gelir. Soror halkının kaçışmaya başladığı sırada kahramanlarımız, gördükleri manzara karşısında ikinci bir şok yaşarlar. Gelenler, dünyadaki insanlar gibi giyinmiş, iki ayaklarının üzerinde yürüyen ve konuşabilen maymunlardır. Birbiri ardına Yaşadıkları şokların etkisiyle kahramanlarımız birbirilerinden ayrı düşer ve Ulysse Merou, maymunlar tarafından yakalanarak üzerinde deneyler yapılmak için labaratuar'a götürülür. Artık Ulysse Merou'nun tek bir amacı vardır; maymunlara başka bir gezegenden geldiğini ve düşünebilen bir canlı olduğunu ispat ederek esaretten kurtulmak ve arkadaşlarını da bularak dünya'ya geri dönebilmek...
kitap 208 sayfa ve tek oturuşta biten akıcı ve güzel bir kitap fakat daha uzun veya 3-4 cildi daha olsa her türlü okunur diye düşünüyorum. ayrıca kitap içerisinde verilen bazı gerçek bilgilerle beraber, yazar eserinin etkiliyeciliğini daha da artırmış. ayrıca kitapta sınıf farklılıkları, maddi güç ve ezberci zihniyet gibi birçok konuda da sosyal mesajlarda veriliyor. özetlemek gerekirse yazar hem bize güzel ve sürükleyici bir eser sunarken hem de maymunlar gezegeni üzerinden dünyamızda yaşanan pek çok sorunu göz önüne sererek, öz eleştiri yapmamızı sağlıyor. sözün özü, okuyun, okutun.
otakuturk.net/foto
karikatürist ersin karabulut'un, ilk olarak penguen dergisi'nde çizmeye başladığı, daha sonra uykusuz dergisinde de çizmeye uzunca yıllar devam ettiği, kendi hayatından kesitler sunduğu ve hepimizin kendinden bir şeyler görebileceği köşesinin ve çizdiği köşelerden derlenmiş olan aynı isimli kitabının ismidir.
ilk kitabın kapağı
otakuturk.net/foto
ilk kitabın kapağı
otakuturk.net/foto
serkan altuniğne'nin penguen dergisinde çizmeye başladığı daha sonra uykusuzda da devam ettirdiği seri olan, çok sevdiği köpeği bobo'dan esinlenerek ve onu ölümsüzleştirmek istediği için çizdiğini söylediği karikatür karakterin ve aynı isimli kitabın adıdır. nam-ı diğer bobittin...
bobo, saf, iyi niyetli, uscuk, peynir ve yımıta hastası, ortada hiçbir şey yokken ve farkında olmaksızın başını belaya sokabilen, civikleyen ve ışıldayan top hastası bir karakter.
hikayelerinde, bobo ve yakın arkadaşları; göd darçın, toraman ayımsısı, donuz, horoz ve diğer birçok karakterle birlikte başlarından geçen birbirinden komik olaylar anlatılıyor.
ayrıca kendine has bir dili ve üslubu olan, serkan altuniğne ile hayranların deyimiyle bobo dili ve edebiyatı'yla yazılan seridir.
bobo, saf, iyi niyetli, uscuk, peynir ve yımıta hastası, ortada hiçbir şey yokken ve farkında olmaksızın başını belaya sokabilen, civikleyen ve ışıldayan top hastası bir karakter.
hikayelerinde, bobo ve yakın arkadaşları; göd darçın, toraman ayımsısı, donuz, horoz ve diğer birçok karakterle birlikte başlarından geçen birbirinden komik olaylar anlatılıyor.
ayrıca kendine has bir dili ve üslubu olan, serkan altuniğne ile hayranların deyimiyle bobo dili ve edebiyatı'yla yazılan seridir.
nisan hakan'ın çizmiş olduğu, masum görünüşlü psikopat tavşan karakter ve aynı isimle yayınlanan kitabın adıdır.
karakter başlı başına özgün ve çizer harika bir iş yapmış. kitap 136 sayfa olmasına rağmen 5 bilemediniz 10 dakikada okuyacağınız bir kitap. okurken yer yer güleceğiniz, yer yer söveceğiniz, yer yerde "vay arkadaş az önce ne okudum" ben diyeceğiniz bir kitap. neyse tadı damağımda kaldı. ikinci kitap ne zaman çıkar nisanısı?
otakuturk.net/foto
karakter başlı başına özgün ve çizer harika bir iş yapmış. kitap 136 sayfa olmasına rağmen 5 bilemediniz 10 dakikada okuyacağınız bir kitap. okurken yer yer güleceğiniz, yer yer söveceğiniz, yer yerde "vay arkadaş az önce ne okudum" ben diyeceğiniz bir kitap. neyse tadı damağımda kaldı. ikinci kitap ne zaman çıkar nisanısı?
otakuturk.net/foto
Ray Bradbury'nin yazmış olduğu, ilk kez 1953 yılında kitap olarak yayınlanan, 1966 ve 2018 yıllarında da sinema filmi olarak izlediğimiz distopik eserin adıdır.
ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 32. kitabıdır.
hikaye distopik bir gelecekte, kitap okumanın hatta bulundurmanın dahi yasak olduğu, insanların beyin yıkayıcı şovlar izlemek ve otoyolda araç kullanırken münkün olduğunca hızlı gitmek zorunda oldukları bir gelecekte geçmektedir. bu gelecekte itfaiyecilerin işi yangın söndürmek değil kitap yakmaktır. guy montag bir itfaiyecidir ve diğer itfaiyecilerle birlikte, birisinin kitap okuduğu ya da kitap bulundurduğu yönünde bir ihbar aldıklarında, derhal olay yerini incelemeye giderler. olay yerine gittiklerinde kitap bulurlarsa buldukları kitapları yakarlar. gerekirse kitapları buldukları yeri ve hatta kitapların sahibini dahi yakarlar. guy montag, tüm bunlara rağmen yaptığı işi asla sorgulamamıştı ve işini en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyordu. Ancak her şey, yaşanan bir olay sonunda, guy montag'ın kendi kendine; "kitapları bu kadar tehlikeli yapan şey ne? İnsanların uğruna canlarını feda etmeyi göze aldığı bu kitapların içinde ne yazıyor?" diye sormasıyla beraber değişir ve olaylar gelişir.
fahrenheit 451, sürükleyici ve bir oturuşta bitirilebilecek bir kitap olmasının yanında gerek okurken gerekse de bittikten sonra, okuyucunun kendi kendine, "acaba", "böyle bir şey olabilir mi?", "sonumuz böyle olmasın" gibi sorular sordurtacak ve insanı birçok şeyi düşünmeye itecek bir kitap ve bu kitabı okuduktan sonra kitapların ne kadar değerli olduğunu düşünürseniz düşünün, kitapların değerini daha da çok anlıyorsunuz.
otakuturk.net/foto
ayrıca kitap, ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 32. kitabıdır.
hikaye distopik bir gelecekte, kitap okumanın hatta bulundurmanın dahi yasak olduğu, insanların beyin yıkayıcı şovlar izlemek ve otoyolda araç kullanırken münkün olduğunca hızlı gitmek zorunda oldukları bir gelecekte geçmektedir. bu gelecekte itfaiyecilerin işi yangın söndürmek değil kitap yakmaktır. guy montag bir itfaiyecidir ve diğer itfaiyecilerle birlikte, birisinin kitap okuduğu ya da kitap bulundurduğu yönünde bir ihbar aldıklarında, derhal olay yerini incelemeye giderler. olay yerine gittiklerinde kitap bulurlarsa buldukları kitapları yakarlar. gerekirse kitapları buldukları yeri ve hatta kitapların sahibini dahi yakarlar. guy montag, tüm bunlara rağmen yaptığı işi asla sorgulamamıştı ve işini en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyordu. Ancak her şey, yaşanan bir olay sonunda, guy montag'ın kendi kendine; "kitapları bu kadar tehlikeli yapan şey ne? İnsanların uğruna canlarını feda etmeyi göze aldığı bu kitapların içinde ne yazıyor?" diye sormasıyla beraber değişir ve olaylar gelişir.
fahrenheit 451, sürükleyici ve bir oturuşta bitirilebilecek bir kitap olmasının yanında gerek okurken gerekse de bittikten sonra, okuyucunun kendi kendine, "acaba", "böyle bir şey olabilir mi?", "sonumuz böyle olmasın" gibi sorular sordurtacak ve insanı birçok şeyi düşünmeye itecek bir kitap ve bu kitabı okuduktan sonra kitapların ne kadar değerli olduğunu düşünürseniz düşünün, kitapların değerini daha da çok anlıyorsunuz.
otakuturk.net/foto
Güzel ülkemizin bir çok şehrini, ilçe ilçe, köy köy gezmiş biri olarak yazıyorum. Maalesef kitap okumuyoruz. Kitap okumayı bir tarafa bırakın, kamu kurum ve kuruluşlarında evrak imzalarken, evrakları bile okumuyoruz. Şuraya, şuraya ve şuraya imza atıyoruz bitiyor. Resmen yazılı belge görmeye dayanamıyoruz. Bir ortamda konu kitaplara gelince masadaki kişilerin en az yarısı susuyor veya konu değiştiriliyor. Tabi ki herkes kitap okumak zorunda değil fakat çevreme bakıyorum ailem dışında kitap okuyan ancak 3-5 tanıdığım var. Öyle bir hale gelmiş ki ülke "kitaba para veren insan salaktır" diyenler var. Sosyal medya da olmasa, kitap okuyan insanlar bir bir yok oluyor diye düşünecek duruma geldim.
Bu konu hakkında twitter hesabımızdan yaptığım anket benzeri çalışmada da maalesef beklediğim sonucu alamadım. Anime, manga ve çizgi roman deyince akan sular dururken, herkes fikrini düşüncesini ortaya koyarken, kitap deyince önce derin bir sessizlik oluştu daha sonraysa tepki veren yalnızca ufak bir azınlık oldu.
Kitap okuyan insan sayısı zaten azınlıktayken kitap okumanın önüne bir engelde maalesef kütüphanelerimizin işgali. Kütüphaneler günümüzde kitap okumaktan ve araştırma yapmaktan ziyade ders çalışmak için kullanılan alanlara dönüşmüş durumdalar, hatta bazı illerimizde kütüphaneler bildiğin dershaneye dönüşmüş. İlk kapanlar tarafından sandalyeler ve masalar parsellenmiş, her masa ile sandalyenin sahibi belli ve o masa ile sandalyenin o kişiye ait olduğu herkes tarafından kabullenilmiş. Masalara birçok farklı konularda çeşitli kitaplar yığılmış. İçeride parfüm, ter ve o**ruk kokusu birbirine karışmış ve en önemlisi içeridekilerin yarıdan çoğu ya sohbet ediyor ya da telefonla oynuyorlar. Yani birçok kişinin hakkını gasp ediyorlar ve çoğunun gözünde kitapların zerre değeri yok ayrıca kütüphanelere verilmesi gereken değeri vermiyorlar (Gerçekten ders çalışanlara ve gerekli özeni gösterenlere Allah sabır ve zihin açıklığı versin).
Kütüphanelerdeki kitaplar resmen okunmaktan ziyade değnekçilik için kullanılıyor. Raflar bomboş, kitaplar masaların üzerinde ama hiçbiri okunmuyor. Kitapların tek görevi "Burası dolu" demek. Kütüphane görevlileri bile artık pes etmişler. Ben bu kitabı bulamadım deyince "başka bir kitap bak ya da bütlerden sonra gel diyorlar." Bu cevap öğrenciler henüz vizelerdeyse yandınız demek oluyor. Aradığınız kitabın orada bir yerlerde olduğunu biliyorsunuz ama ulaşamıyorsunuz. Yani kitap okuma isteğinizin içine ediyorlar.
Gelelim sonuca ülkede kitap okuyanların ve/veya okumak isteyenlerin önünde birçok engel var. Basım ve yayım maliyetleri, vergiler, ulaştırma, yasaklamalar, engellemeler vs. konularına hiç girmiyorum. Herkes kitap okumak zorunda değil elbet ama kitap okumayı sevdirecek uygulamaları, teşvik ve desteklemeleri de pek görmüyorum. Ancak ülkemizde gençlere örnek olması gereken bir çok kişiyi ve lise, üniversite çağındaki gençlerimizin çoğunun durumunu görüyorum da sonumuz Fahrenheit 451 kitabındaki gibi olmasın diyorum.
Bu konu hakkında twitter hesabımızdan yaptığım anket benzeri çalışmada da maalesef beklediğim sonucu alamadım. Anime, manga ve çizgi roman deyince akan sular dururken, herkes fikrini düşüncesini ortaya koyarken, kitap deyince önce derin bir sessizlik oluştu daha sonraysa tepki veren yalnızca ufak bir azınlık oldu.
Kitap okuyan insan sayısı zaten azınlıktayken kitap okumanın önüne bir engelde maalesef kütüphanelerimizin işgali. Kütüphaneler günümüzde kitap okumaktan ve araştırma yapmaktan ziyade ders çalışmak için kullanılan alanlara dönüşmüş durumdalar, hatta bazı illerimizde kütüphaneler bildiğin dershaneye dönüşmüş. İlk kapanlar tarafından sandalyeler ve masalar parsellenmiş, her masa ile sandalyenin sahibi belli ve o masa ile sandalyenin o kişiye ait olduğu herkes tarafından kabullenilmiş. Masalara birçok farklı konularda çeşitli kitaplar yığılmış. İçeride parfüm, ter ve o**ruk kokusu birbirine karışmış ve en önemlisi içeridekilerin yarıdan çoğu ya sohbet ediyor ya da telefonla oynuyorlar. Yani birçok kişinin hakkını gasp ediyorlar ve çoğunun gözünde kitapların zerre değeri yok ayrıca kütüphanelere verilmesi gereken değeri vermiyorlar (Gerçekten ders çalışanlara ve gerekli özeni gösterenlere Allah sabır ve zihin açıklığı versin).
Kütüphanelerdeki kitaplar resmen okunmaktan ziyade değnekçilik için kullanılıyor. Raflar bomboş, kitaplar masaların üzerinde ama hiçbiri okunmuyor. Kitapların tek görevi "Burası dolu" demek. Kütüphane görevlileri bile artık pes etmişler. Ben bu kitabı bulamadım deyince "başka bir kitap bak ya da bütlerden sonra gel diyorlar." Bu cevap öğrenciler henüz vizelerdeyse yandınız demek oluyor. Aradığınız kitabın orada bir yerlerde olduğunu biliyorsunuz ama ulaşamıyorsunuz. Yani kitap okuma isteğinizin içine ediyorlar.
Gelelim sonuca ülkede kitap okuyanların ve/veya okumak isteyenlerin önünde birçok engel var. Basım ve yayım maliyetleri, vergiler, ulaştırma, yasaklamalar, engellemeler vs. konularına hiç girmiyorum. Herkes kitap okumak zorunda değil elbet ama kitap okumayı sevdirecek uygulamaları, teşvik ve desteklemeleri de pek görmüyorum. Ancak ülkemizde gençlere örnek olması gereken bir çok kişiyi ve lise, üniversite çağındaki gençlerimizin çoğunun durumunu görüyorum da sonumuz Fahrenheit 451 kitabındaki gibi olmasın diyorum.
2007 yılında penguen dergisinden ayrılan çizerlerin kurmuş olduğu, ilk sayısı 5 eylül 2007 yılında çıkan haftalık karikatür ve mizah dergisidir.
edit: son sayımız attıkları bu tweet ile birlikte 801. sayı ile dergiyi sonlandırdıklarını duyurmuşlardır.
Derginin ilk 650 sayısını kapsayan 50 cilti basılmıştır.
edit: geçtiğimiz aylarda yayınlanan 62. cilt ile birlikte sonlanmıştır.
edit: son sayımız attıkları bu tweet ile birlikte 801. sayı ile dergiyi sonlandırdıklarını duyurmuşlardır.
Derginin ilk 650 sayısını kapsayan 50 cilti basılmıştır.
edit: geçtiğimiz aylarda yayınlanan 62. cilt ile birlikte sonlanmıştır.
Aldous Huxley'in ilk kez 1932 yılında yayınlanan, orjinal ismi brave new world olan, distopik bilim kurgu eseridir.
Ayrıca ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 4. kitabıdır.
hikaye, ford'dan sonra 632 yılında yılında geçmektedir. artık tanrı diye bir şey yoktur. bu gelecekte ford tanrının yerini almıştır. insanlık sağlıklı ve teknolojik açıdan çok gelişmiştir. savaş, yoksulluk, ırkçılık gibi kavramlar tamamen sona erdirilmiş, tüm ırkların eşit ve herkesin mutlak olarak mutlu olduğu bir dünya düzeni kurulmuştur. insanlar, herkes, herkes içindir sloganıyla yaşarlar ve çok küçük yaşlardan itibaren salt zevke ulaşalabilmek için önüne gelenle sex yapmak ya da sentetik olarak üretilerek zararı en aza indirilmiş uyuşturucu olan somayı kullanmaktadırlar. doğal yollarla çocuk sahibi olmak, aile, anne ve baba gibi kavramlar iğrenç ve mide bulandırıcı olarak görülür. bu çağda insanlar, kapısında büyük harflerle Cemaat, Özdeşlik, İstikrar yazan, Londra Merkez Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde üretilirler ve alfa, beta, epsilon gibi farklı sınıflara ayrılmaktadırlar. Değişik hormon uygulamaları ve uykuda eğitim yöntemiyle, doğdukları andan itibaren insanların, hangi sınıfa mensup olacağı ve sınıflarına göre hangi ölçülerde olacağı, ne işle uğraşacağı, nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmayacağı vs. zihinlerine kazınmış bir halde topluma karışırlar. kitap, böyle bir gelecekte insan hayatında meydana gelen değişiklikleri ve modern insanın yaşayış biçimini pek çok farklı açıdan gözler önüne seriyor.
cesur yeni dünya, sürükleyici ve hiç bırakmadan bir çırpıda okuyup bitirebileceğiniz bir kitap olup, gerek okurken, gerekse okuduktan sonra birçok konuyu sorgulamamızı, bazı şeylerın değerinin düşündüğümüzden daha fazla olduğunu anlamamızı sağlıyor.
otakuturk.net/foto
Ayrıca ithaki yayınları bilim kurgu klasikleri dizisi'nin 4. kitabıdır.
hikaye, ford'dan sonra 632 yılında yılında geçmektedir. artık tanrı diye bir şey yoktur. bu gelecekte ford tanrının yerini almıştır. insanlık sağlıklı ve teknolojik açıdan çok gelişmiştir. savaş, yoksulluk, ırkçılık gibi kavramlar tamamen sona erdirilmiş, tüm ırkların eşit ve herkesin mutlak olarak mutlu olduğu bir dünya düzeni kurulmuştur. insanlar, herkes, herkes içindir sloganıyla yaşarlar ve çok küçük yaşlardan itibaren salt zevke ulaşalabilmek için önüne gelenle sex yapmak ya da sentetik olarak üretilerek zararı en aza indirilmiş uyuşturucu olan somayı kullanmaktadırlar. doğal yollarla çocuk sahibi olmak, aile, anne ve baba gibi kavramlar iğrenç ve mide bulandırıcı olarak görülür. bu çağda insanlar, kapısında büyük harflerle Cemaat, Özdeşlik, İstikrar yazan, Londra Merkez Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde üretilirler ve alfa, beta, epsilon gibi farklı sınıflara ayrılmaktadırlar. Değişik hormon uygulamaları ve uykuda eğitim yöntemiyle, doğdukları andan itibaren insanların, hangi sınıfa mensup olacağı ve sınıflarına göre hangi ölçülerde olacağı, ne işle uğraşacağı, nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmayacağı vs. zihinlerine kazınmış bir halde topluma karışırlar. kitap, böyle bir gelecekte insan hayatında meydana gelen değişiklikleri ve modern insanın yaşayış biçimini pek çok farklı açıdan gözler önüne seriyor.
cesur yeni dünya, sürükleyici ve hiç bırakmadan bir çırpıda okuyup bitirebileceğiniz bir kitap olup, gerek okurken, gerekse okuduktan sonra birçok konuyu sorgulamamızı, bazı şeylerın değerinin düşündüğümüzden daha fazla olduğunu anlamamızı sağlıyor.
otakuturk.net/foto
george r. r. martin'in 1991'de yazmaya başladığı ve 1996 yılında ilk kitabını yayınladığı, a song of ice and fire, türkçesi buz ve ateşin şarkısı olan kitap serisinin ilk kitabının ve aynı zamanda seriden uyarlanmış olan dizisinin adıdır.
》》》 game of thrones 《《《
》》》 game of thrones 《《《
George R. R. Martin'in 1991'de yazmaya başladığı ve 1996 yılında ilk kitabını yayınladığı, a song of ice and fire, türkçesi buz ve ateşin şarkısı olan kitap serisinin ilk kitabının ve aynı zamanda seriden uyarlanmış olan dizisinin adıdır. türkçesi taht oyunları şeklindedir.
seriden uyarlanma olan dizi 2011 - 2019 tarihleri arasında toplam 8 sezon ve 73 bölüm olarak yayınlanmıştır.
otakuturk.net/foto
Martin, seriyi 7 kitap halinde yayınlamayı planlamış ve bu kitaplardan şimdiye kadar
taht oyunları - a game of thrones
kralların çarpışması - a clash of kings
kılıçların fırtınası - a storm of swords
kargaların ziyafeti - a feast for crows
ejderhaların dansı - a dance with dragons
isimli 5 kitap yayınlanmıştır.
kış rüzgarları - the winds of winter
isimli serinin 6. kitabının 2020 yılında yayınlanacağı duyurulmuştur. Yani seri dizi olarak bitse de kitap olarak henüz devam etmektedir.
otakuturk.net/foto
konusu: yazların on yıllar ve kışların bir insan ömrü kadar sürebildiği bir diyarda, tahtın sahibi baratheon hanesinden kral robert baratheon, kışyarı lordu eddard stark'Tan, kendisinin kral eli olup tahtın korunmasında ve diyarın yönetiminde ona yardımcı olmasını istemiştir. Ned stark, bu görevi kabul etmek istemese de mecburen kabul eder ve kral toprakları'na gelir. Ned'in kral topraklarına gelmesiyle diyarda yaşanan bir takım olaylar sonucunda büyük savaş başlar... komplo, trajedi, ihanet, zafer ve dehşet dolu olayların ortasında dostların ve düşmanların kaderi bıçak sırtındadır.
kişisel yorum: şimdiye dek çıkan tüm kitapları okumuş ve diziyi izlemiş biri olarak yazıyorum. Kitaplar ve dizi arasında bariz birçok farklılık mevcut. kitapları ve diziyi ayrı ayrı göz önüne alacak olursak ikisi de gerçekten nefes kesen ve üzerinden yıllar geçse de unutulmayacak eserler fakat bir bütün olarak düşündüğümüzde kitap > dizi şeklindedir. kitapta olan birçok karakterin dizide olmamasının yanı sıra, kitapta önemli roller oynayan karakterlerin birçok kısmı da dizide mevcut değil. Bunlara ek olarak hem kitap hem de dizide sürekli yer alan ve ön planda olan ana karakterlerden bazılarının hikayeleri dizide değiştirilmiş durumda.. bu yüzden sadece diziyi izlemiş olanlara kitapları da okumalarını, diziyi izlemeyip kitaplarını okumuş olanlardan ise diziyi izlemelerini rica ediyorum. Nitekim kitapları okuyup diziyi izlemeyenlerin kaybedeceği pek bir şey yok. Ancak diziyi izleyip kitabı okumamış olanların bambaşka bir hikaye okuyor hissine kapılabileceğini düşünüyorum.
seriden uyarlanma olan dizi 2011 - 2019 tarihleri arasında toplam 8 sezon ve 73 bölüm olarak yayınlanmıştır.
otakuturk.net/foto
Martin, seriyi 7 kitap halinde yayınlamayı planlamış ve bu kitaplardan şimdiye kadar
taht oyunları - a game of thrones
kralların çarpışması - a clash of kings
kılıçların fırtınası - a storm of swords
kargaların ziyafeti - a feast for crows
ejderhaların dansı - a dance with dragons
isimli 5 kitap yayınlanmıştır.
kış rüzgarları - the winds of winter
isimli serinin 6. kitabının 2020 yılında yayınlanacağı duyurulmuştur. Yani seri dizi olarak bitse de kitap olarak henüz devam etmektedir.
otakuturk.net/foto
konusu: yazların on yıllar ve kışların bir insan ömrü kadar sürebildiği bir diyarda, tahtın sahibi baratheon hanesinden kral robert baratheon, kışyarı lordu eddard stark'Tan, kendisinin kral eli olup tahtın korunmasında ve diyarın yönetiminde ona yardımcı olmasını istemiştir. Ned stark, bu görevi kabul etmek istemese de mecburen kabul eder ve kral toprakları'na gelir. Ned'in kral topraklarına gelmesiyle diyarda yaşanan bir takım olaylar sonucunda büyük savaş başlar... komplo, trajedi, ihanet, zafer ve dehşet dolu olayların ortasında dostların ve düşmanların kaderi bıçak sırtındadır.
kişisel yorum: şimdiye dek çıkan tüm kitapları okumuş ve diziyi izlemiş biri olarak yazıyorum. Kitaplar ve dizi arasında bariz birçok farklılık mevcut. kitapları ve diziyi ayrı ayrı göz önüne alacak olursak ikisi de gerçekten nefes kesen ve üzerinden yıllar geçse de unutulmayacak eserler fakat bir bütün olarak düşündüğümüzde kitap > dizi şeklindedir. kitapta olan birçok karakterin dizide olmamasının yanı sıra, kitapta önemli roller oynayan karakterlerin birçok kısmı da dizide mevcut değil. Bunlara ek olarak hem kitap hem de dizide sürekli yer alan ve ön planda olan ana karakterlerden bazılarının hikayeleri dizide değiştirilmiş durumda.. bu yüzden sadece diziyi izlemiş olanlara kitapları da okumalarını, diziyi izlemeyip kitaplarını okumuş olanlardan ise diziyi izlemelerini rica ediyorum. Nitekim kitapları okuyup diziyi izlemeyenlerin kaybedeceği pek bir şey yok. Ancak diziyi izleyip kitabı okumamış olanların bambaşka bir hikaye okuyor hissine kapılabileceğini düşünüyorum.
ithaki yayınları'nın 2015 yılından itibaren yayınlamaya başladığı, hepsi birbirinden güzel, her biri bizlere ayrı bir dünyanın kapısını açan ve pek çoğu film ya da filmlere konu olmuş bilim kurgu eserlerinin toplandığı, günümüz itibariyle 48 kitaba ulaşmış ve yeni kitaplar eklenmeye devam edecek olan dizisidir.
edit: yüzyılın en iyi bilimkurgu öyküleri kitabı hariç, yayınlanan tüm kitaplarını aldığım dizidir. kasım 2022 itibariyle 82 kitaba ulaşmıştır.
edit 2: kendi yazdığım kitap listesini ve koyduğum resmi kaldırdım. onun yerine direkt vikipedi linki bırakıyorum.
ithaki bilimkurgu klasikleri dizisi kitap listesi
edit: yüzyılın en iyi bilimkurgu öyküleri kitabı hariç, yayınlanan tüm kitaplarını aldığım dizidir. kasım 2022 itibariyle 82 kitaba ulaşmıştır.
edit 2: kendi yazdığım kitap listesini ve koyduğum resmi kaldırdım. onun yerine direkt vikipedi linki bırakıyorum.
ithaki bilimkurgu klasikleri dizisi kitap listesi