ashthemagnificent

konusu sağlam olan sonuyla benim gibi somut şeylerden hoşlanan insanları isyana sürükleyen anime. kısa bir şey kaçırıp da camiada rezil olmayın. ninni gibi bir müziği vardır ki animeden bile kalıcı olabilir

1q84 üçlemesini bitirerek kendisini tanıma şerefine nail olduğum japon yazar. her diyaloğundan bir bilgelik akıyor. hayatın belli dönemlerinde okunası, belli dönemlerinde kaçılası bir edebilik var haliyle ama başka kitaplarını okumayı da düşünüyorum, okudukça editler yahut yeni girdi eklerim

farklı zevkleri olan fangirller için yapılmış sulu seri. ben suyu sevmem, yüzme de bilmem ama seriyi telefona indirip otobüste izlemiştim, yaşlı teyzelerden de tam puan aldığını düşünüyorum.

her neyse dediğim gibi herkesin zevkine hitap eden karakter bulunur, ilk sezonu güzeldi ikiyi her zamanki gibi bilmiyorum

çok mu çok mu çok sevdiğim dc kahramanı... ama acayip seviyorum. animated serisi de çok güzel ama fav aktörüm christian bale ile birlikte daha da mükemmel bir yapım. nolan, heath ledger, tom hardy(biraz irrite etmiyor değil) gibi muhteşem isimlerle birlikte vazgeçemediğim trilogyye sahip kahramandır.

itiraf ediyorum batfleck i izlemedim ama çünkü superman den hiç hoşlanmıyorum. vaktim olsun illegal yollardan izlerim artık.

lego moviedeki batman atıfları bile bana çok zevk vermiştir.

ps."ı'm batman"

dc kahramanı olan wonder woman ın adı, goddess kısmı yoktur muhtemelen ama amazon tanrıçası da olabilir, çok bi bilgim yok ama animasyonlarında batman ile ağır shiplenir.

gerçek ya da çizim insan teni görmekten hoşlanmayan biriyseniz ecchi tarzı şeylerden farkı yoktur. limon yalamış ifadesiyle izleyebilirsiniz.

onun dışında epilogue tarzı bölümler olabilir
ya da anime dışında kpop gruplarında falan kız kılığına giren erkekler oluyo ya da sahnede birbiriyle öpüşenler falan

bi zamanlar olan yolo mottosunu akıllara getirmiş ve yüz buruşturma suretiyle memnuniyetsizliği gözler önüne serdirtmiştir.
ben orta hızda yaşayıp orta yaşta ölmeyi savunuyorum, vasatlığa bir sempatim var

*başlığı gören ash anında tıklar, yorumları okur ama görmezden gelerek elini havaya kaldırıp bağırır* ben ben ben ben!!

esasında fan olan kızdır, yani erkek olsam da fanboy olurdum sorun yok. yaptığımız iş sorulursa daaa sanırım takdir ettiğimiz şeylerden söz ediyoruz.

beni şu an obsesif sayılabileceğim şeylerin yarısıyla tanıştırmız dizi. winchester kardeşlerle gezip iblis falan ne bulsak avlayalım diye az hayal kurmamıştım.

bu diziyi bana tanıtan da annemdir, evet, güzel dizi izle sen seversin demişti.

ilk dört sezonu iki üç kez izlemişimdir, sonra tek sefer izlemeye düştüm ama öyle bi heyecanım vardı li kırık ingilizcemi kullanarak bölüm çıkar çıkmaz izler ne olduğunu anlayıp tahmin yürütmeye çalışırdım, sonra sub ile izleyip tutturdum tutturamadım yapardım.

dizi sayesinde jensen acklesın bütün yapımlarını izledim. ailemin şahit olduğu ilk-aa pardon beyblade sonrası ikinci-- takıntımdı denebilir. serinin kitapları bende mevcut, oyuncuların sürüyle posteri de istiflenmiş vaziyette. aradığım vakit param yoktu ama tişört kupa kolye bilezik ne görsem resmen canım çekerdi.

özledim ya yaz gelsin 3.sezonu tekrar izlemek istiyorum

şaka gibi ama okulda iki hafta falan kursuna gittiğim hede. daha gitmeden stresten iki kilo veriyodum zaten, sonra fark ettim ki bende topluluk içinde spor yapma fobisi var *evet bi tek bende var nolmuş*

iki haftada öğrendiğim tek şey biri bana bıçakla saldırsa ne yapmam gerektiği oldu. bu ve biber gazımla yeterince güvendeyim bence

he's the hero gotham deserves, but not the one it needs right now gibi bişey ama tam değil, kendisini rahatlıkla feda edebilen zeki görev adamı, öldü ya da ölmedi önemli olan o değil. lelouch varlığını lekeleyip kendisini tanıyan herkesi yüz üstü bıraktı sevenlerinin gözünde. zor olan da budur çünkü pek çok insan bütün hayatını hakkımda ne düşünürler ne derler düşüncesiyle yaşar. sonuç olarak all hail lelouch diyorum. karşılığını alacağın iyiliği yapmak kolaydır, büyük adamsın lulu

dünya ahiret bacımsın sözünü kaale almamak gerektiğini gösteren sevgidir. inanmamak lazım böyle şeylere

bu başlığı görmüş olmak beni şaşırttı neden bilmiyorum.
apocalyptica ile olan i don't care düetiyle solisti sonra birden grubu tanıdım. neredeyse bütün şarkıları benim için çok güzeldir. solist değişimine uğradıktan sonra da hiç kötü şarkılarına denk gelmedim.
açıp full albümü dinlerken yazardım ficlerimi bi ara. ya da mesela bi mangayı hep aynı şarkıyla dinler, sonra o şarkıyı ne zaman dinlesem mangayı düşünürdüm.

çizimlerini beğendiğim animede ana karakterin kendi işini kendi yapması en güzel mesaj bence. misakinin kardeşi idolümdü. usuiyi ben de çok severdim ama düşünüyorum da zengin yakışıklı bi velet olmasa sapık diye demediğimiz kalmazdı, şimdi romantik oldu ay çok tatlı oldu. erkek olmak da zor iş ha.

sevsem bile bitirmeyi unuttuğum anime kervanına katılmış animenin son birkaç bölümünü bitirmem yıl aldı.

bir de manga'yı okumadığım için bilmiyorum ama animede usuinin bütün geçmişini bilmek isterdim, biraz eksik hissetmiştim

hastasıyız hacıı diye iğrençleşebileceğim serinin ilk sezonunun son üç bölümünü inatla izlemediğim doğrudur. napıyım makishimasız psycho passi ben):
kougaminin seslendirilmesine bitiyorum. makishimanın kitap fırlattığı sahneye read a book metinli capsler görüp mutlu olan bir insancık olarak minority report a nedense benzettiğim animeyi herkese öneriyorum efenim

anime boyunca olm birini ölüm oyunuvari bir mekana göndermek isteyecek ne yaşadınız diyerek izlediğim doğrudur. her yer bomba her yer eğlence... finali finale benzemeyen yolculuğu sevdiğim varış noktasından memnun olmadığım anime.

x men gibi güçler+ romeo ve juliet'in mantıklı hali gibimsi. çok sevdiğim bir seri. sonunu da çok sevmiştim. karakterlerde hiç bir potluk yok hepsi yerinde ve en sevdiğim de sürekli birbirlerine dono ekiyle hitap eden çiftimiz. allah'ım bu nasıl bir saygı sevgi naiflik, çıldırıyorum. izlemediyseniz izleyin yılına göre çizimleri de çok güzel bence

ikinci filmi de yapılmış mark wahlberg başrollü film. ted'i seslendiren family guy'daki adam, ilk filmdeki derin aşk ikinci filmde bence cast sıkıntısı nedeniyle yürümedi abi yeaa ya dönmüş. üf bilmiyorum kafa dağıtıyo sanırım çünkü benimki şu an acayip dağınık.
(bkz:thunder buddies for life)
mark'ın eskiden rapçi olduğunu biliyor muydunuz? bilin gülün falan eğlenceli, ben ev dönüşü otobüste izlediğim two guns filmiyle bu adamın filmlerini izliycem çünkü matt'e benziyo dedim, yavaş yavaş listeyi tamamlıyorum.

film hakkında konuşursak edepsiz bir komedi filmi ama başlamadan önce endişe ettiğim gibi ted irrite edici bir karakter değil. yani supernatural'deki konuşan ayı gibi boğup kenara atasınız gelmiyor ben gayet sempatik buldum.

dc'nin flashının marvel modeli diycem linç yiycem, olsun diyorum çnk burası özgür bir sözlük ben de özgür bir ashim

aşı günümün dönüşünde televizyonda ay savaşçısına rastlamıştım, gözlerimi irice açarak televizyona yaklaştığımı ve bir daha bunu sürekli izleyeceğimi düşündüğümü hatırlıyorum, 7 yaşındaydım