psycho pass

boyblue

otakuturk.net/foto

Adalet kavramının ve yürütme gücünün şekil değiştirdiği bir 22. yüzyıl japonya'sında geçen seri, her vatandaşın suça meyil seviyesini Psycho-Pass olarak bilinen bir sistem ile ortaya koymayı hedefleyen Sibyl Sistemi'nin devreye sokulması ile toplumda yaşanan değişimleri konu alıyor. "Müfettiş" unvanına sahip görevliler, en ufak bir tehdidin ortaya çıkması durumunda Sibyl sisteminin yönlendirmesi ile suça meyleden herkesi ölümcül bir güçle boyun eğdirmekle görevli.

Adaleti koruma konusunda idealist biri olan genç bir kadın olan Tsunemori Akane ise olayların merkezinde yer alıyor. Ancak Tsunemori, kıdemli müfettiş Kougami Shinya ile birlikte çalışmaya başladığında Sibyl Sistemi'nin kararlarının diğer müfettişlerin varsaydığı kadar mükemmel olmadığını fark edecektir. Bildiği her şeyin değişmesi ile boşluğa düşen Tsunemori, özgür irade ve ahlak kavramları ile iç içe olan bu sistemin izinde adaletin nasıl korunabileceği sorususuyla boğuşmak durumundadır.

2019 sonbahar sezonunda üçüncü sezonu ile döneceği haberi hayran kitlesini memnun etti. bence ilk iki sezonu izlemediyseniz şimdi tam zamanı.

Akıllarda yer eden ilk opening ve ending klipleri ile baş başa bırakayım sizi.
op 1:

Ed 1:
undertakersss
en sevdiğim animedir. içinde geçen dünya bir distopya mı yoksa ütopya mı hala düşünürüm. distopik bir evren gördüğüm ilk seri olduğu içinde böyle olabilir. daha öncesinde bilim kurgu türüne pek ilgi duymuyordum çünkü ama benim için efsanevi bir başlangıç olmuştu. beni bilim kurgu kitapları okumaya teşvik etmesi ile anime listemin en başında yer alır her zaman.
greenmustang
kougami favorim harbi karizma adam yakıp geçiyodu ortalığı ama final nasıl desem bi garipti-hiçbişeyi değiştiremeyiz diyip kısadan kestiler .sağlam seridir orası ayrı.
lamirox
knolojinin gelişmesiyle insanların suç işleme potansiyellerini ve suç işledikleri zaman işledikleri suçun derecesini ölçebilen "psycho-pass" adında bir cihaz icat edilmiştir. "dominators" adlı silahlar ise sadece psycho-pass adlı cihazın üst düzey suçlu olarak gösterdiği kişiler üzerinde etkili olan bir silahtır.

akane tsunemori, güvenlik okulundan birincilikle mezun olmuş ve özel olarak kurulmuş olan "unit 1" adlı güvenlik biriminin başına getirilmiştir. bu birimin özelliği, üst düzey suçlu ve aynı zamanda yetenekli olan, dominators adlı silahlarla kontrol altında tutulan kişilerden oluşuyor olmasıdır.

özeti buymuş türk animeye göre fakat ben size birazcık öveyim güzel bir anime death note ,steins gate, code geass gibi ana karakterleri (kızı saymıyorum) biri dedektiflikten bir alt seviyeye düşmüş her türlü yakalama vurma işlerini yapan insanlar genellikle bu alt seviye neyse bunlar suçlu insanlardır bu suç ise kullandıkları silahın belirli bir noktadan fazla yeşilin üstündeyse falan suçlu durumuna düşüyor neyse diğer ana karakter ise çok zeki tabi diğeride ama bu ana karakter daha çok suçluları yöneltmekte ve bu kullandıkları adalet sistemini yok etme isteği duyan bir adam ,bunları yakalama kocalama mecaralarını anlatıyor derin konulara giriyor cidden etkileneceğinizi düşünüyorum
shidorinsama
benim bu animeyi bu kadar beğenme nedenim sonunun aşırı derecede realist olması. kimsenin hayalleri gerçek olmadı ve bitmesi gerektiği gibi bitti çok takdir ettim yani laylaylom değil. ginoza da gözlükleri çıkarınca karizmanın kralı konumuna geldi onu da belirtmekte fayda var
toriko
süperdi. felsefi açıdan çok zengindi. gerçekci bir kurgusu vardı. kötü karakter hayran bırakacak derecede karizmaydı bence. kougami de öyleydi. izlemeye herkes izlesin. bu tarz felsefesi sağlam olan animeleride söyleyin ben izleyim
heiwa
kagari'nin ölümünün(tipini yidiğimi nasıl öldürüverdiler :'() çok kısa kesildiğini düşündüğüm ama bunun dışında finali dahil her açıdan zengin, zekice kurgulanmış müthiş bir anime.
fikir açısından en doğru bulduğum kişi makishima, bi anlayamadılar ne kadar haklı olduğunu -.- çok da karizmatikti :3
ve çoğu kişinin dediği gibi çok gerçekçiydi, iyi karakterlerin çabucak kurtulması ya da tek kişinin tüm sistemi çökertebilmesi gibi olağanüstü bir durum yoktu hiç bir hayal kırıklığına uğramadım animeyi izlerken. (tekrar söylüyorum kagariciğimin ölmesi dışında :(( )
kougami de gördüğüm en karizmatik karakterlerden biriydi, gerçekten çok sevdim :3 zaten animenin karakter tasarımları aşırı başarılıydı *.*

edit: öhöm, entry girmişim ama animeyi tekrar daha iyi anlayarak izlediğim için daha iyi bi yorum yazmak istedim :3
felsefi açıdan izlediğim en zengin animeydi bi kere kendileri. animede geçen kitaplardan bikaçını zaten okumuştum diğerlerini de alıp okudum ve gerçekten müthiş kitaplardı. ve bu kitaplarla da beraber dünyaya bakışıma oldukça şey katmış oldu bu anime, gerçekten yeri bende ayrı.
2. kez izleyince makishima shogo karakterine karşı da apayrı bi sevgi oluştu içimde, ilginç
angela sama
izlediğim en etkileyici animelerden biriydi diyebilirim...
suç ve ceza kavramalarını, insanın bilincindeki yerini sorgulama şekli gerçekten ilginçti bence...
bazı bölümlerinde cidden dehşete düşüp, afalladığım doğrudur...
rutsama
suç-polisiye-bilimkurgu-distopya türünde güzel bir seri. ilk 10 bölüm çok yavaş ilerlese de sonraları açılıyor. derin konu ve düşünceleri de barındırıyor. hele makishimanın alıntıları, söylediği sözler seriye bariz bir kalite katıyor. karakter, hikaye, animasyon, müzik ve diğer her şeyiyle çok iyi bir seri. bunu kim olursa olsun açıkça görebilir.
lynettebhelliom
keşke ikinci sezonu da ilk sezonu kadar iyi olabilseydi. urobuchi gen'in senaryo ekibinde yer almamasından belliydi zaten böyle olacağı. yaratmışın bari gerisini getir be adam. tamam aldnoah zoro, gunslinger stratos ve tabii ki nitroplus yani birkaç yeni visual novel daha ile uğraşmak seni bir hayli oyalıyor ama psycho pass'e yazık oldu bu arada... gönlüm hep seni arıyor, neredesin gen.
suzuki san
ilginç bir anime. bunu söylememin sebebi ilk sezonunun değişken bir yapı sergilemesidir. anime ilk başta felsefik bir yapıda hatta içerisine shakespeare gibi benim ayılıp bayıldığım bir yazarı katarak olaylara başlamışken sonradan bir anda bir distopyanın ortasında bırakır sizi. başlarda biraz kararsızlık olmuş gibi. daha sonrasında izledikçe hayranlık uyandırıyor. zira bilim kurgular ne yazık ki genelde mantık kurallarına uymadığı için koca koca açıklar verirler. bunda sybil sistemini görene kadar "mükemmel" bir kurgu olduğunu düşünürken bir anda beni hayal kırıklığına uğratmışlardır.
anime içerisinde en ilginç gelen şey ise karakterler olmuştur benim için. her karaktere bir özellik yüklemişler. misal akane vicdan. ha keza diğer karakterler de belli başlı kelimelerin karşılığı. böyle bir anime izledim mi diye düşündüm ancak aklıma bu kadar net çizgilerle çizilmiş bir başkası gelmedi.
şarkıları güzeldi. hatta bana sık sık zetsuen no tempest i hatırlattı.
iki sezonu izleyen biri olarak söyleyebilirim ki ilk sezon daha güzeldir. kötüsü de iyisi de karizmatiktir bu sezonda. kogami gibi bir dedektifimiz vardır ki makishima adındaki kötümüz yanında karizması yerle birdir. aklıma kira-l muhabbetini getirmiştir. kira yı seven bünye bu animede de makishima ya bayılmıştır.
kötü karakter sevdiren, ilgi çekici bir anime.
akane
çok kaliteli, distopik bir anime. felsefi yanı gayet ağır basmaktadır. ancak 2. sezonu için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.2. sezonu bir kenara bırakacak olursam; ilk sezon için makishima'nın yeri bende çok ayrıdır. zira kendisi tü kaka bir kötü karakter olmaktan ziyade gayet sistemi eleştiren ve de bir çok yönüyle kendine hayran bırakan bir karakterdir. kougami ile de benzemektedir bir yerde.ama ikisi arasında seçim yapsam sanırım makishima beybim derim.
ashthemagnificent
hastasıyız hacıı diye iğrençleşebileceğim serinin ilk sezonunun son üç bölümünü inatla izlemediğim doğrudur. napıyım makishimasız psycho passi ben):
kougaminin seslendirilmesine bitiyorum. makishimanın kitap fırlattığı sahneye read a book metinli capsler görüp mutlu olan bir insancık olarak minority report a nedense benzettiğim animeyi herkese öneriyorum efenim
venuslight
ilk izlediğimde anime izlemiştim, sonraki izleyişimlerimde adeta sayfalarca kitap okumuş oldum. dakika dakika durdurup durdurup düşündüm doğru yanlışı iyiyi kötüyü.ama hiç karar veremedim kötü olan kimdi, iyilik neydi doğru nerde doğruydu? hala daha bazı replikleri hatırlar ve gerçek hayatımda sorgularım mesela akane nin kougamiye yönelttiği şu soru ana haberleri izlerken beynimde altyazı geçer-insan mı hukuku korur, hukuk mu insanı korur?-...

sibly sistem hatta animede konuşulan bi ara denenen ve başarısızlıkla sonuçlanan panoptikon sistemi, sürekli yaratıcıya, dine,kulluğa ufak göz kırpar. panoptikon felsefesi daha da ileri gider ve gözetleyen kişinin tanrı olduğunu savunur bana göre sibly sistemden daha etkileyci daha derin olan yönetim şeklidir.( bu konu hakkında daha çok yazarım ama başlık dışına çıkmayayım )sibly sisteminin amacı gerekçeleri defalarca animede açılanır başta hasta bir sistem gibi gözüksede sonda akanenin de daha iyisi çıkana kadar sistemi kabullenişini görürüz. sonuçta akanenin rengi bulutlanmıyor çünkü o sibly in gelip geçici, yargının ve adeletin kalıcı olduğunu biliyor ve tek buna inanıyor.

karakterler adeta seri boyunca birbirleriyle dans ediyor özellikle en etkileyici dans kougami ve makishimanın. dansı makishima yönlendiriyor o adımını atıyor ardından kougami dansın adımını takip ediyor. bize ikisinin zıt olduğu farklı misyonlar benimsedikleri verilse de biz sadece aynı adımları atan mükemmel senkronize olmuş bir bütün görüyoruz.
yazarı gen orobuchi.. sana burdan aşkımı ilan etmek isterim ne dersin teklifimi suç ve ceza romanına not sıkıştırarak mı yapayım yoksa jj.rousseau nun toplum sözleşmesinde ekstra evililik sözleşmesi mi istersin? :d tüm ciddiyetim gitti oysa ben makishıma nın roman alıntılarından devam edecektim. sahi ne güzel oturmuş seriye bu sözler, makishima anlattıkça ben mest oluyorum.

çok uzattım ve konudan saptım anlayın beni ottolar bu animeyi izleyipte düşündüklerim hakkında kimseye bir çift laf edemedim sadece rüyalarıma arasıra makishima teşrif eder ,sohbet eder ne olacak bu memleketin hali der oradan putine laf sokar, beyaz zambaklar ülkesine kaçma planları yaparız :d
nadir çok nadir bir anime. lütfen izleyin,gen orobuchi parti kursun oy veri
comatosl
hakkında sayfalarca yazılıp dökülesi anime.
hani şu animeyi çocuk çizgi filmleriyle bir tutan zihniyet var ya, onlara cevap niteliğinde bir seri.
insanın düşünce dünyasına öyle ya da böyle, irili ufaklı ama mutlaka dokunuşlar yapan nadide eser.
iyi ve kötü diye bir şeyin olmadığı, "doğru" ve "yanlış" kavramlarının insanların kurmacasından öte bir anlam taşımadığı fikrini benimsememi sağlayan etmenlerdendir.