confessions

boyblue

➤ - birinci nesil otta

  1. toplam giri 560
  2. takipçi 0
  3. puan 3986

sakurasou no pet na kanojo

boyblue
mashiro gibi yetenek olsa, neler yapılır neler...

ayrıca sakurasou tımarhaneden hallice. yani öyle bir yere düşmek de esas oğlanın ne biçim şanslı olduğunu düşündürüyor

sonu beklediğimden bile mutlu oldu, hoş bişi bu (y) aşk üçgeni de cevapsız bu arada. tahminimce olduğu gibi çömezleri karşıladılar ve her şey mutlu güzel bir tabloyla bitti, hafızama sövdüm bazı fblerde. çok unutkanım -.-

necromancer

boyblue
kanımca en baba büyücü sınıfı. yaşam ve ölüm üzerine büyülerde uzman büyücüler bu ismi taşırlar. ölülerin ruhlarını çağırma ya da bedeniyle ayağa kaldırmak gibi şeyleri gizli bilgilere ulaşma, ölüleri kuvvet olarak kullanma (mezarlığa girip oradan 5 tabur ölümsüz orduyla çıkmak gibi) amaçlar için yapar.

kızlar arasında seçim yapamayan erkek anime karakterleri

boyblue
böyle bir durum harem animesi ile karşı karşıya olduğumuzu gösterir.
genellikle esas oğlanın çevresi 4-5 kızla sarılıdır. zavallım (!) seçemez bir tane işte. diğerlerinin de her daim elinin altında olmasını diler bu it herif.

böylece zaman zaman birine yakınlaşır, sonra diğeri araya girer falan. izleyenler, bir kızı çoktan seçmiştir, bu esas oğlanın o kızı seçmesini dileyenler arasında kavgalar olabilir, kan bile çıkar mazallah.

amagi brilliant park

boyblue
hakkındaki entry sayısının azlığı kötü olmuş bir anime. şahsen ilk bölümle "ya peri masalıymış boş mu versek" desem de, yine de gitmiş olmam çok iyi oldu. serinin devamı güzel oldu, dayak sahnesi komedisi kullanılmış bolca işte. yersen.

ilk bölümde opening "it's (not) a fairy tail" yazısıyla selam çakmışlar büyük animeye. krediyle mi başlamak istediler anlamadım -.-
sonradan o "it's (not) a fairy tale" oluyor.

ana karakterin narsisizminden tam olarak yararlanamayıp topu altıpastan taca atan mangakaya olan kızgınlığımı bir kenara bırakıp karakterlerini sayayım.

moffle: seiya kanie yancısı olarak ben de gıcık kapmıştım fakat tam maskot olacak tip. zaten maskot yani neyse. dayak çekme konusunda eşine az rastlanır bir yeteneği var. kanie ile sürtüşüyorlar arada.

sento: aşırı ciddi bir karakter ama ciddiyeti sadece otorite için. parkı bir süre yönetmeye çalışmış, becerememiş. bir süre sonra ana karakterden etkilenir illa ki. ama bu karakteristikle ne tür bir heyecan verecek bana bilmiyorum. izlediğim en son bölümde hafif değişimler geçiriyordu. özelliği ise çeşitli özellikte mermiler ateşleyebilen iki adet süslü beyaz altın işlemeli "sawn-off" tüfek. dayak sahnesine harcanıyor genellikle, efektif kullanımını bir kez ya da iki kez görürsünüz işte seride.

latifa: latife diyin evet. benim de diyesim geliyor. dünyalar tatlısı prenses. öperek sihirli güç bahşetme özelliğine sahip. kırılgan narin bişi işte tek büyük sorunu bu.

tiramy: sapık pembe kedi. başka bir tanımlama düşünemedim.

sylphy: kafası hep başka alemlerde olan bir kız, gösteri olarak rüzgâr ruhuydu sanırım. açık farkla en komedi karakter, ne biçim kafası var kimse bilmiyor. performansları mükemmel yapıyor yalnız, diğerleri takılırken bu iyi dans ediyor öyle bişi. (edit: bunu eve götürüp beslenilesi karakterler kategorisine koydum şimdi.)

macaron: tiramy ile birlikte türlü oyun çeviren bişi. birlike bara gidip içki içiyorlar falan işte.

twitter fenomeni ateş ruhundan ve diğerlerinden hatırımdan çıktıkları için özür dileyecek kadar uçuk bir kafadayım şu an, o yüzden yazmayayım daha -.-

hikigaya hachiman

boyblue
dediği her lafta şöyle bir bakakalıp "hakkaten lan?!" demişliğim vardır. monologlarda ve aforizmalarda aşmıştır kendisi.

kulüpteki her kıza tepkisi aynı olup totsuka karşısında kızarıyor olması paylaşımlarda yer bulmuş karakter. hachiman'ın güzellik anlayışı ya da çekim duyması falan pek bilgim yok ama olası bir yaoi senaryosuna yerleştirince nasıl kendisine otomatikman kalan seme rolünü dolduracak bilinmez. bence senaryo direkt yok. hikayeyi anlatan komedi sahnesi olarak ekliyor çoğu zaman bu ilgiyi. tenisçi çocuk animeye direkt etkisini sadece girdiği bölümde kızların tenis maçı yapmasına sebep olmak suretiyle yaptı. ve neden koca konunun burasına değindim bilmiyorum.

ama hachiman'ı komple kelimesiz bırakan tek unsur kendisi. adamın her bir şeye itirazı ya da her şeyden çıkarımı olurdu.
hikigaya'yı kelimesiz bırakan bir şeyse dur düşün tabii.

spoila.

ikinci sezonda birinci sezon finalini basamak olarak kullandığını görüyoruz hikigaya'nın. loser'dan hakkıyla konuşan'a evrilmiş. ve nemesis'inden yediği laflarda azalma var, ama yine de kendisi derin kesikler atan laflara maruz kalıyor.

yuno gasai

boyblue
tam adı gasai yuno. sevilesi görmediğim bir karakterdir, yandere kavramının sözlükteki anlamıdır.
mirai nikki'de son derece tehlikeli bir oyuncudur, herkesi gözünü kırpmadan öldürme potansiyeli vardır. amano yukiteru'ya olan aşkı bu eylemlerinin motivasyonunu oluşturur.
pembe saçın en çok yakıştığı karakter değildir vocaloid'leri karakterden sayabiliyorsak. animelerde de çoğu karakter pembe hoş saçlar ile ölümden daha hoş temalar sunar bize (içim ürperiyor), pembe saçlı ölüm saçan karakter fazla egzotik lan. 0.o

she's the jealous type, for sure

gumball

boyblue
deli maceralarla ve alabildiğince ezik ve komik karakterlerle bezeli çizgi dizi. darwin denen evcil hayvan-evlatlık arası bir balık favori karakterim oluyor.

boa hancock

boyblue
tüm kriterlerimi parçalayarak tutturan karakter. o derece ideal kadın portresi benim için <3
şaka bir yana taştır, karşısındakini de taş kestirir. luffy'e olan aşkını ben dahil çoğu kişi kabullenememiştir, (hayır tabii ki de, bu konuda ben ve @15 endemik şeylerdeniz. i feel you bro.)

bir adet klonu da piyasadadır: esdeath. evet, çoğu kişinin de farketmiş olduğu gibi ikisinin de tüm değerlerinin eksenini güç oluşturur, ikisi de çocukluğu... yok boa'nın çocukluğu akame'ye benziyordu sanki... neyse işte. sonracığıma da ikisinin de bu güçlü "amazon kadını" imajlarının altında atan şefkat delisi kalpleri ota çimene konacağına luffy ve tatsumi'ye konar. bu sevilen iki velet de bunları sevmiyordur (daha doğrusu etkilenmiyorlar işte, neden ve nasıl etkilenmiyorsunuz bu taş gibi... öhöm. kitapsızlar sizi) tabii, bu ikisi de aşkları ile hayatları pahasına bu veletlere yardım ederler bazı konularda. öyle işte. böyle kadınlar işte bir sürü hayran kazanır, cosplayleri de ne güzel olur (hakkıyla yapabilenler pm pls) falan işte. neyse dağıttık. binaenaleyh bu boa hancock güzel kadındır.

sonokawa momoka

boyblue
sabagebu! animesinin pembe saçlı kırmızı gözlü ana karakteri. biraz iki yüzlü, üçkağıtçıdır ama asıl fena özelliği kendisine kötülük yapıldığını düşününce intikamını alana kadar rahat duramaz. acıma duygusunu bu durumda kaybeder. yani bir ana karakter için fazlasıyla kötü bir karma'ya sahiptir. silahlarla arası şaşırtıcı derecede iyidir. üzerine paratoner gibi sapık insanları çeker...

kurumi tokisaki

boyblue
favori date a live karakterim. gücü zamanı ve paralel evrenlerdeki kendi yansımalarını elindeki özel altıpatlar ile kontrol etmektir. siyah düz saçlarının bir kısmı sol gözünü kapatmaktadır. kırmızı şaşalı ve kısa etekli bir elbise giyer. paralel evrenlerdeki yansımalarını kontrol ettiği için teknik olarak ölümsüzdür.

eucliwood hellscythe

boyblue
kore wa zombie desu ka'daki tatlı, beyaz saçlı, mor giyimli zırhlı necromancer. aikawa'yı diriltmiş olup sonradan evinde kalmaya başlamıştır. aikawa eu'ya kız kardeş fantezisi beslemektedir bu arada. (seraphim haklı. bu çocuk sahiden kono kısamoşi.)
kendisi animedeki açık ara en güçlü varlıktır. öyle güçlü bir büyü gücüne sahiptir ki konuşması dahi büyü gücü ile güçlenmiş kelimeler yüzünden her bir şeyi kaosa sürüklemesine neden olabilir. bildiğiniz her dediği o an olabiliyor, öyle bir güç. lelouch dışında "öl" diyerek adam öldürebilecek karakter oluyor kendisi böylelikle.

ayrıca masou shoujo güçlerini de kullanabilir. valla bayağı op olmuş.

ayrıca yemek çubuğu kullanarak bilek kırabiliyor.

sabagebu

boyblue
sonokawa momoka kız lisesine transfer olduğunda yolda silahlı bir kızla karşılaşır. bu görkemli güzelliğe sahip kız yeni başladığı lisenin yaşam mücadelesi oyunları grubu'nun lideri ve okulun idolü mioi-sama'dır. mioi sonokawa'yı zorla kulübüne alır ve sonokawa tuhaf karakterlere sahip arkadaşları ile kulübünde hayatta kalma mücadelesi verir.

(bu animede hayatta kalma mücadelesi verilmemektedir. silahlar boncuklu, kan efektleri karakterlerin hayal gücünün ürünüdür.)

polyphasic sleep

boyblue
ey uykuseverler, karşınızda dünyanın en mantıksız olayı duruyor: çok fazlı uyku.

sanayi, devrimi sonrası işçilerden daha fazla verim almak isteyen sayın köle sahiplerinin düşündüğü söylenen bu sistemin amacı ayakta geçirilen sürenin efektif şekilde arttırılmasıdır. izlenilen mantık şudur: insanın beyin aktivitelerinin motor sinirlerin elden bırakıldığı nnrem uykusu seviyesini olabildiğince hızlı geçip rem uykusunu alması, ve temel uykusunu almış bu insanın zamanı gelince tekrar remden olabildiğince hızlı ayrılarak çalışmaya tekrar hazır olmasıdır. insanların monophasic yani tekil uyku düzeni 24 saatin yaklaşık 8 saatini uykuya ayrarak 16 saatlik uyanık kalma süresi sağlar. fakat belli etkinlikler, sıradışı birkaç olay dahi bu düzeni bozup bireyin uykusuz ve odağı dağılmış halde zaman geçirmesi demektir. kısacası monophasic uykuya etkiyen bir gece partisi, gecenin ortasında ortaya çıkan bir mevzu falan tepetaklak eder adamı.

uyku rutinleri genellikle insanın biyolojik saatinin yemek yeme prensibi üzerinden ayarlanmaya çalışılır. aç kalırsın, gecenin ileri saatlerinde yapılan atıştırma biyolojik saatini ayarlar falan işte.

peki polyphasic uyku sistemleri nelerdir? neden sosyal insana terstir? uyku denen şeyi geldiği gibi eda eden, uykuya aşık insanların sorduğu gibi: "uyku denilen güzelim şeyle neden böyle oynanır?"

cevap verimde yatıyor. diğer insanlardan daha fazla zamanınız olması sizi onlardan daha önde kılabilir. polyphasic sistemlerin asıl amacı az uyumak değildir bu yüzden. asıl amaç konsantre olunabilen, verimli çalışılabilinen süreyi maksimuma çıkartmaktır. bunu genellikle astronotlar, askerler kullanır yani. bir de tez yazma derdine düşmüş insanlar...

uberman: gün içerisine eşit aralıklarla dağılmış 6 adet 20'şer dakikalık power nap'ten (power nap:ultra kestirme tekniği. ihtiyacınız olan uykunun bir kısmını kısa sürelerle almanıza olanak tanıyor.) ibarettir. ismi almanca "üstinsan" anlamına gelen "ubermensch"ten geliyor. uykunun güne oranı sadece %8.33. 4 saatte bir 20 dakikalık uyku ile geçen günlerden bahsediyorum... 2 saat uykuya karşılık gününüzün 22 saatini kullanıma açmış oluyorsunuz.

dymaxion: uberman'den tek farkı günde uyku sayısının 4'e indirip sürelerini 30'ar dakikaya çekmesi. yine 22 saat uyanık geçirilebiliyor bu sistemle.

everyman: uyku süresini 4-4.5 saate çekiyor. 3 saatlik tek uyku ve günün geri kalanına eşit dağılmış 3 adet 20'şer dakikalık power nap.

bunun gibi daha birçok sistem var. ama dediğim gibi, ortaya çıkan durumlar feci. arkadaşlarınızla bir yere gittiğinizde 4 saatte bir aldığınız 20 dakikalık uyku denk gelince yapacak bir şey olmuyor, bir yere kıvrılıveriyorsunuz çünkü o 20 dakikayı atlamak imkansız. tepetaklak olursunuz, sistem bir geri teper düzelemezsiniz mazallah.

çoğu kişi tarafından everyman'in tercih edildiğini de sözlerime ekleyeyim.
iyi uykular.

4chan

boyblue
bu site gerçekten de reddit ile birlikte internetin mükemmel tavanarası koleksiyonunu gözler önüne serer. bir şey arıyorsanız başvuracağınız mecradır, çünkü illa ki burada o meselenin dalgası geçilmiştir

air gear

boyblue
hoş bir anime. ecchisi dozunda gördüğüm kadarıyla, konu air gear denilen tekerlekli patenlerin küçük ve güçlü motorlarla güçlendirilmiş versiyonu icatlarla sokaklarda kayan gençleri konu alıyor. iş ciddi, takımlar halinde kayıyor çoğu kişi ve her zaman takımın sembolü olan badge'ler bildiğin bayrak seviyesinde onur taşıyor üzerinde. öyle meseleler.

benim dikkatimi çeken kısmı ending'i. sanırım koca animasyon sonunda gerçek kamera görüntüleri kullanmışlar ending'de. neresi olduğunu araştırırım oraların yazarım bulunca. ilginç e güzel bir olay kamera görüntüsü kullanmak.

bishounen

boyblue
çoğu seride görebiliyoruz örneklerini. bu karakterler benimsenmiş ve sevilmişler. yeni değil fakat son zamanların trendi sayılabilir.

hikigaya'nın mavi ekran vermesine neden olan saika totsuka, bu kategoriye biraz zor kullanarak sokulmuş nagisa shiota, tabii ki büyük trollemelerden birisi sayılan haku ve highschool dxd'den jasper bu tür karakterlere örnek olarak verilebilir. kinoshita hideyoshi hideyoshi cinsiyetinde. o ayrı :d

bence animelerde bulunmaları hoş. konu ilerlemesinin yanında komedi olaylarında ya da en azından arkaya suratsız tipsiz iki üç çocuk ekleyeceğine bunlardan da koy birkaç tane. tabii tatlı kız koysan çok daha iyi. itirazım yok.

gerçek hayatta da nasıl yerleri olur bu tür oğlanların? ülkemizde erkeklik mefhumu biraz hayvan olmakla paralel tutuluyor. ağlamaz, duygusal yönden kıt, sert görünen, iri yarı vesaire. (duygusal yönden sağlam diye lanse edilse de duygusuzluk o empoze edilen.) bir insan görünümünün büyük bir kısmına müdahale edemez günümüz teknolojisinde bile. (kafa nakli demeyin lütfen. korkmaya başladım ben de.) görünüşte feminen olan bir erkek ruhsal olarak öyle olmasa da görünüşüne bağlı olarak yaşıyor doğal olarak.

yapacak bir şey yok. önyargılar ve görünüme olan saplantı çoğu şeyi böyle yaptı.

karakter olarak iyi falan desek de gerçek hayatta tuhaf bir sorun bu. bilemiyorum ben. tespitleri olanlar yazabilir.

nagisa shiota

boyblue
ansatsu kyoushitsu ana karakteri. 3-e denilen "son sınıf" ın temsilcisi. sessiz sakin gözükür, sıkça notlar alır. yazılarında dil kullanımında başarılıdır. ingilizcesi iyi düzeydedir. kendisi ile ilgili en çok konuşulan mesele cinsiyetidir :d tabii ki sorunun cevabı açık olarak "erkek" tir, fakat kendisinin bir "hideyoshi" olduğunu iddia edenler de vardır. saçlarının toplanma şekli ve vücut figürü feminendir, ama sınıfta şu ana kadar izlediğim kadarıyla bunun sözü edilmemiştir, sınıf arkadaşları nagisa'yı böyle sevmişlerdir.

mavi saçları ve gözleri bir başka ayırt edici özelliğidir.

kıza benzer görünümünün ardında acıklı gerçekler yatmaktadır. aslında kendisinin doğumu öncesi annesi bir kız çocuğu hayali kurmuştur. fakat bu hayalini öyle takıntılı bir şekilde kurmuştur ki, shiota'nın gelişi ile deliye dönmüş ve erkek çocuğunu kız gibi giydirmeye, saçlarını omuz hizasında uzatmaya ve onu kız gibi davranmaya zorlamıştır. bu davranışları sonucu kocası da onu "kızıyla" bırakmış (neden oğlunu da almadın yanına?) ve gitmiştir.

bu yüzden annesinin anısına kendisi saçlarını iki yanda toplamakta ve erkek güzeli birisi olmaya devam etmiştir.
8 /