confessions

boyblue

➤ - birinci nesil otta

  1. toplam giri 549
  2. takipçi 0
  3. puan 3918

light novel

boyblue

otakuturk.net/foto

japonya'da popüler, niş bir roman türü olan light novel'lar, isminden de anlaşılabileceği gibi ortaokul ve lise yıllarındaki insanlara yönelik olan ve klasiklere kıyasla hafif içeriklere sahip olan roman türü. Japonya'da "ranobe" derseniz anlarlar, batılılar ise ifade olarak "ln" şeklinde kısaltırlar bu romanlardan bahsederken. Türkçe'ye "hafif roman" olarak çevrilebilse de Japonya kökenli bu roman türü bu diyarlarda da ingilizce adıyla tanınmış ve anılmıştır.

otakuturk.net/foto
Hafif romanlar, birçok manga ve anime adaptasyonunun kökeni konumundadır çünkü birçok kaliteli anime ve manga senaryosu cinali'den daha karmaşık bir çizim yapamayan kişilerin ellerinden çıkabilmektedir. Yine de çoğu light novel, yazarının karakterleri nasıl tasarladığı konusunda bizi aydınlatan kapak görselleri ve ve kitap içi tasarımlarıyla yayınlanır.

kaze tachinu

boyblue

otakuturk.net/foto
kaze tachinu (rüzgar yükseliyor), hayao miyazaki'nin 2013 yapımı animasyon filmidir. 1923 Büyük Kanto Depremi'nden öncesinde geçen film, Mitsubishi A6M Zero avcı uçağını tasarlayan Jirou Horikoshi'nin hayatını alternatif bir şekilde ele alıyor. Fujioka'da geçirdiği çocukluğundan beridir uçuşla ilgili düşlere dalan bu meraklı Japon mühendis, rüyalarında İtalyan havacılığının öncüsü Giovanni Battista Caproni'yi gördükten sonra aldığı ilhamla çalışır ve kanto depremi'nin, aşkın ve kaybın arasında rüyasının peşini bırakmaz. Film, çalışma azmiyle rüyaların dünyayı nasıl şekillendirebileceğini göstermekte.

Tür: Tarihi, Dram, Romantik
Süre: 126 dakika
1

8 megabit internete mahkum olmam

boyblue
yıllardır yanıp yakılarak çevremdeki tüm insanlara -bazen kafayı yersem kedilere de- anlatmaya çalıştığım bir durum bu. dünyanın en yavaş internetini en yüksek fiyatlardan kullanıyoruz çünkü başımızda tekel denilen bir lanet var. ülkenin altyapısı türk telekom denilen gudubet firmaya ait. ne yaparsanız yapın, bu yenilenmeyen ve bakımsız bakır tel yumağına mahkumsunuz bu ülkede. turkcell ve vodafone ise mevcut altyapının para ödeyerek aldığı kısmı üzerinde daha farklı müşteri memnuniyeti deneyimi yaşatıyor olabilirler ancak bu da haliyle fiyatlara yansıyor ve türk telekom'a ülkenin büyük kısmı el mahkum abone oluyor. bu durum karşısında abd'nin bazı eyaletlerinde rakip baskısıyla karşılaşmayan comcast gibi müşteriye istediği tavrı çeken, çoğu bölgede istediği gibi at koşturan ve her ay istediği fiyatı sizden alan bir firmayla karşı karşıya kalıyorsunuz. bu durumun acilen değişmesi gerek. müşteriler olarak el el vermeli ve tüm mağduriyetleri tek bir dosyada bu firmaya kitleyerek yüklü bir tazminat kaldırabilmeliyiz ve bu durum karşısında onlar da seve seve altyapıya yatırım yapmak zorunda kalmalılar. ancak bu dediklerim vatandaşlık bilincinde olan insanların ülkelerinde gerçekleşen ütopik senaryolar. kimse elini kımıldatmayacak. şunun şurasında ben de iki ay önce taahhüt vermeme rağmen benden 10-20 lira fazla alan bir firmanın günün alakasız vakitlerde beni aramasına ve ben bu çağrıları yanıtlamayınca çektikleri "yüksek faturalarla karşılaşmamak için telefonlarımıza yanıt verin" gibi tehditvari kısa mesajlarına karşı bir harekete geçmedim, uğraşamıyorum çünkü. bütün isyankâr mahkeme planlarını da yine onların altyapısı aracılığıyla bu siteye ulaştırabiliyorum. kimi kime şikayet etmeyi planlıyorsam? trajikomik...

zenofobi

boyblue
bir japonya gerçeğidir. dünya üzerinde etnik açıdan en homojen nüfusa sahip ülke olan Japonya'da gerek tarihi sebeplerle, gerek kültürün getirisiyle gelişen yabancı korkusu, gündelik hayatın belli alanlarında kendisini hissettiren bir konuydu. tabii ki bu tavır, belirli ülkelerin vatandaşlarına karşı daha güçlü bir şekilde yansımaktadır. kore, çin, abd vb. ülkelerin vatandaşları japonya'da en çok yer alan kimseler olsalar da yaşlıların bu kimselere olan bakışı pek hoş değildir hâliyle.

ama bunun yüzde yüz olumsuz bir tablo olduğunu düşünmüyorum. çok milletli yapıya sahip toplumların sırf demografik yapılarından dolayı çektikleri sıkıntıları amerika birleşik devletleri örneğinde son zamanlarda gördüğümüz kadar türkiye olarak ilk elden de yaşıyoruz. adamlar homojen bir toplumsal yapıyla bu kadar yıl yaşamış, badireler atlatmışlar ve seksenli yıllarda ulaştıkları ekonomik mucizeyle en büyük üçüncü ekonomi olmuşlar, refahı bulmuşlar ve suç oranı çok aşağılara çekilmiş. şüphesiz bunda son derece kuvvetli milli bilinçleri de baş aktör olmuş. toplum olarak bu gidişata yapışarak bu yapılarını kolay kolay bırakmayı istememelerini anlayabiliyorum ben. tabii ki bu durumun onlardan götürdüğü birçok şey de var ama zaten internetin gelişiyle kültürel sınırlar da hepten kalkmaya başladı. japonya internet popüler kültürüne en çok katkı sağlayan ülkelerden biri belki de, bu durum doğası gereği karşılıklı bir şekilde oluyor. dil bariyeri de aşıldıkça japonya'daki zenofobi de (çok) uzun vadede tarihin tozlu raflarına kaldırılacaktır diye düşünüyorum.

türkçe çevirilerde çok hata var o yüzden ingilizce altyazılı izliyorum diyen izleyiciler

boyblue
hoppala, dur derhal savunmak istiyorum şu anda bu görüşü. haklılık payımız var çünkü.

şöyle ki, anime izlemek için birkaç yol var ve hiçbiri yanlış değil. animesini ispanyolca dublajla amuda kalkarak izleyene de itirazım olmaz yani, baştan söyleyeyim. ( ̄y▽, ̄)╭
ama japonya'da japonca konuşan seslendirme sanatçılarının ne dediğini anlayabilmek zorundayız, değil mi? burada iki seçenek var, japonca bilir ve direkt olarak izleyebilirsin, bu en ideali. ancak biz japonca bilmeyen faniler için çevirmenlerden faydalanmaktan başka seçenek yok. bu noktada çevirmenlerin ve teknik ekibin kalitesi çok önemli ve bu ekiplerin tek görevi biz izleyicilere anime izleme deneyimini japonca biliyormuşuzcasına aktarabilmek. bunu birileri ne kadar iyi yapabiliyorsa biz de animeden o ölçüde zevk alabiliyoruz.

sorun şu ki anime bölümlerinin kaynağı raw paylaşım grupları ve onlardan bu dosyaları ilk elden alanlar ise dev sub grupları oluyor. Japon televizyonlarına yeni bölümü düşen ya da blu-ray'i çıkan serilerin Japonca'dan İngilizce'ye saatler içerisinde dönüştürüldüğünü görüyoruz. Türkçe altyazı gruplarımızı detaylı bir şekilde bilmiyorum ama eminim ki hızlı ve kaliteli çalışma yapan gruplarımız var. Ancak onlar için başlangıç noktası bu İngilizce altyazılı bölümler oluyor çoğunlukla. Direkt olarak Japonca'dan Türkçe'ye çeviri yapan gruplarımız var mı? bilmiyorum ama yüksek bir ihtimal vermiyorum buna. bu da demek oluyor ki türkçe çeviri grupları ingilizce altyazılı bölümlerin erişilebilir olduğu andan itibaren çalışmaya başlıyor. ingilizce konuşabilen biri olarak benim için iki seçenek doğuyor burada: ya şimdi İngilizce altyazı ile yeni bölümü izleyebileceğim, ya da bizim çeviri gruplarının çeviri ve encoding işlerini tamamlamalarını bekleyeceğim. Bu da bana ingilizce altyazının birinci avantajını getiriyor: hız.

ikinci avantaj ise elbette çeviri kalitesinde. "hatalar oluyor mu, olmuyor mu?" kıstasına bakacak olursak yine az önce belirttiğim sebep geçerli, bizimkiler de ingilizce çeviriden yola çıkıyor. Yani "çevirinin çevirisi" durumu söz konusu. Japonca'dan İngilizce'ye çeviri yapılırken kaybolan nüanslar var zaten halihazırda, bu benim japonca öğrenme isteğimin altında yatan sebeplerden birisi hatta. e bir de bizim gruplar ingilizce'den türkçe'ye çeviri yaparken ister istemez üzerine kendi hatalarını ekliyorlar. animeyle aramda iki dil bariyeri birden oluşuyor. bu da ingilizce altyazının ikinci avantajı: doğruluk.

üçüncü avantaj ise bizim çeviri gruplarını bilmememden kaynaklı olarak çektiğim ayrı bir dert: bazı çeviri grupları başta belirttiğim "anime izleme deneyimini olduğu gibi aktarma" ilkesini çiğneyerek çeviride ve encoding'de fantezilerini koşturuyorlar. acayip fontlar, komik olmaya çalışan çevirmen notları gırla gidiyor haliyle. tamam, "bana mahallede wolverine recep derler" esprisine çok güldüğüm doğrudur ama çevirmenlik stand-up kafasıyla yapılmamalı, içerikle izleyicinin arasında durmak büyük yanlış. bir yandan chihayafuru gibi serilerde de japon edebiyatına ait unsurlar türkçe'ye çevrilirken mahvoluyor. ingilizce'ye çevirilerde de olan sıkıntılar bunlar ama ingilizce çevirilerde büyük özverilerle edebi değeri korunan japon dizelerine de şahit oldum ben. üçüncü avantaj ise bu noktada ortaya çıkıyor: kaliteye güven.

konunun her bir detayını açarak anlattım ama bu düşünceyi savunmamın esas sebebi kısaca türkçe çevirilerin ikinci el içerik konumundaki ingilizce çevirilere kıyasla üçüncü el içerik konumunda olmasıdır. Japonca'dan Türkçe'ye direkt çeviri yapan fansub grubumuz varsa yiğitlerimizi tanımayı isterim. Zira ana dillerine hakim olmaları durumunda İngilizce çeviride rastlanılmayacak kaliteye ulaşabilirler.

science adventure

boyblue

otakuturk.net/foto
Science Adventure, Türkçe ismiyle "Bilimsel Macera", 5pb, Nitroplus ve Chiyomaru Studio tarafından yayımlanmış bir dizi bilimkurgu görsel romana verilen başlıktır. bu isim internette çoğunlukla "sciadv" olarak kısaltılarak kullanılır. Serinin şu anda altı ana görsel romanı ve birçok spin-off hikayeleri mevcuttur.

Ana oyunlar:
- Chaos Head: Serinin ilk hikâyesi, microsoft windows platformu için 2008'de yayınlanmış ve güncel bir versiyonu ertesi sene Xbox 360 konsoluna gelmiştir. Playstation, iOS, Android, PlayStation 3 ve Playstation Vita platformları için portları da takip eden senelerde yayınlandı. bu hikâyede eve kapanmış bir hayat süren takumi'nin bir cinayete tanık olduktan sonra gördüğü sanrılar ve polis tarafından "yeni jenerasyon çılgınlığı" olarak bilinen bir dizi cinayetin sanığı oluşu işleniyor.

- steins gate: serinin kronolojik olarak ikinci ve popülaritede birinci hikâyesidir, 2010'da geçen bu hikâyeyi içeren görsel roman orijinal olarak xbox 360'a 2009 yılından geldikten sonra Windows ve iOS portlarına kavuştu. Geçtiğimiz sene playstation 4, playstation vita ve nintendo switch için yayınlanan Steins Gate elite ise tamamen anime adaptasyonundan alınan ve daha fazlası eklenen animasyonlarıyla farklı bir görsel roman formatına kavuşarak windows ve iOS portlarına kavuştu. hikâyede kazara zaman yolculuğunun kapılarını açan okabe rintarou ve ev arkadaşlarının geçmişe yolladıkları e-postalarla geleceği etkilemesi ile olaylar gelişiyor.

- Robotics Notes: serinin üçüncü ana hikâyesi olan bu görsel roman ise 2012'de xbos 360 ve playstation 3 için yayınlanmış ve elite versiyonuna kavuşmuştur. Hikâye, kaito ve lisedeki robotik kulübünden arkadaşlarının gerçek bir dev robot yapmaya çalışmalarını konu alır.

- Chaos Child: serideki dördüncü ana hikâye. 2014 yılında çıkış yapan bu hikaye, chaos;head ile tematik olarak aynı hikâyeyi ele alsa da chaos;head'deki seri cinayetler ile aynı tarihlerde meydana gelen cinayetleri çözmeye çalışan takuru ve arkadaşlarını konu alıyor. takuru, sonraki hedeflerin arasında kendisinin ve bazı arkadaşlarının da olduğunu öğreniyor, olaylar gelişiyor.

- Steins gate 0: serideki beşinci ana hikâye ve en ciğer dağlayanı diyebilirim. 2014'te yayınlandıktan sonra 2018'de bir anime adaptasyonu çekilen bu hikaye orijinal steins;gate'in sonunda geçtiği için konusunu kısaca da olsa yazmamayı tercih ettim. gördüğünüz gibi zaman yolculuğu unsurunu içeren serilerde spoiler'lar zamanın ötesinden de gelebiliyor...

- Robotics Notes DaSH: serinin altıncı ana hikayesi olan bu hikaye ise robotics;notes'a direkt devam niteliğinde ve robotik kulübünün eski üyelerini ele alıyor.

Yan hikâyeler:

- Chaos Head Love Chu Chu!, Chaos;Head'in hikâyesine direkt devam olarak konumlandırılsa da ele aldığı olayları bir romantik komedi olarak işliyor.
- Steins Gate: Darling of Loving Vows ise okabe rintarou'nun serideki diğer karakterlerle romantik ilişkiler kurduğu alternatif senaryoları okuyucunun tercihlerine göre sunan birden çok sona sahip bir hikâye gibigörülebilir. direkt olarak dating sim demeye yemedi şu anda d:
- Steins Gate: Variant Space Octet ise non-canonical, yani seride gerçek olarak kabul edilmeyen bir olay örgüsüne sahip bir oyun ancak görsel romandan çok yazı tabanlı bir macera oyunu kendisi.
- Steins Gate: Linear Bounded Phenogram: Steins;Gate evreninde paralel dünya çizgilerinde (paralel evrenlerde) geçen 11 ayrı hikâyeyi bizlere sunuyor. hikâyelerden ikisi okabe'yi merkezinde konumlandırırken geri kalan hikâyeler serinin yan karakterlerine odaklanıyor.
-Chaos Child Love Chu Chu!!: Chaos;Child evreninde bir yan hikâye olarak konumlanan bu hikâyede de chaos;child'ın olay örgüsünde garip olayların tam ortasına kendisini atan takuru'yu bu aptallığı yapmak yerine bu olayları görmezden gelerek serideki kızlarla zaman geçirirken görüyoruz. şahane.
- 8-bit ADV Steins Gate: Nintendo Switch için 2018'de çıkan bu oyunda Steins;Gate'i 1980'lerdeki macera oyunlarının stilinde deneyimleyebiliyorsunuz.

bu serilerin tüm ortak noktaları bize sunulan hikayelerin bilimkurgu türünde olmaları. gerçek bilimsel konsept ve teorileri temel alan bu hikâyelerin kurgu yanını ise tokyo'da ve japonya'nın internet ağında sıklıkla duyabileceğiniz şehir efsanesi unsurları oluşturuyor. oyunlarda size yabancı gelecek tüm bilimsel terimler ve şehir efsanelerinin kökenleri sunuluyor, bu yüzden hikâyelerden kopmadan olayların bağlamını anlayabiliyorsunuz. oyunlarda hayatımızı ve fiziksel varlığımızı şekillendiren en temel unsurlar hakkındaki düşünceler ele alınıyor, örneğin Chaos;head ve chaos;child gerçekliği değiştirebilen bireyleri ele alırken steins;gate bilimkurgu hikayelerinin en büyük unsurlarından biri olagelen zaman yolculuğu konseptini ele alan en bilindik eserler arasına girmeyi başarıyor. hikayelerde psikozlara, sanrılara sahip ana karakterler ve onların tuhaf arkadaşları hikâyedeki esas kadroyu oluşturuyor ve hikâyeleri hiç kesişmeyen bu karakterler karşılarında aynı gizemli antagonist yer alıyor: commitee of 300. bu hikayelerde dünya hakimiyeti için her türlü kötülüğü yapabilecek bir organizasyon olarak yer alan komite aslında ismini 1727 yılında ingiliz aristokratlar tarafından kurulan bir küresel örgütü hakkındaki bir komplo teorisinden kökenleniyor. iş yine dönüp dolaşıp rotschild'lara geliyor yani.

görsel romanlarda çoğunlukla gördüğümüz üzere birden çok sona sahip bu hikayelerde oyuncular hikayelerdeki gidişatı kendilerine verilen bir interaksiyon mekanizmasıyla etkileyebiliyorlar. Chaos;head ve chaos;child'da ana karakterin belirli tetiklenme zamanlarında negatif olaylar içeren kabuslar mı yoksa pozitif delüzyonlar mı görebileceklerini belirleyebiliyorsunuz ve her seferinde üçüncü bir seçenek olarak size delüzyonlardan kaçınarak gerçek akıştan kopmamanız seçeneği de veriliyor.

otakuturk.net/foto
Steins;gate ise size gelen belirli kısa mesajlara verdiğiniz cevaplar üzerinden okabe rintarou'nun farklı bilgiler edinmesini sağlamanız prensibiyle ilgileniyor. eğer mesajlaşmalar üzerinden bir konuşma yürütmeyi tercih ederseniz okabe edindiği ekstra bilgilerle hikâyenin farklı taraflarından haberdar oluyor ve olay örgüsü de o yöne doğru ilerliyor. tabii ki bunun tersi de doğru, olay örgüsünün bir yönüne ilerlerken bir başka olası sondan vazgeçmiş oluyorsunuz.

otakuturk.net/foto
robotics;notes ise bu telefonla etkileşim mantığını bir tablet bilgisayar ve uygulamaları üzerinden yürütmenizi sağlıyor.

otakuturk.net/foto
sonuç olarak kendisini geliştiren stüdyolara büyük başarı getiren bu hikâyeler anime adaptasyonlarıyla da büyük ses getirdi. bence bu dünyaya girmeyi siz de bir düşünün, olay örgüleriyle uzun süreler geyiğini çevirebileceğiniz harika evrenlerden bir tanesidir bu.

edit: serilerin başlıklarının orijinal noktalı virgül yazımlı hallerini sözlük görmediği için tüm bakınızları değiştirdim. şimdi bağlantılar ait oldukları orijinal başlıklarına gidiyor olmalılar.

tematik sözlük çalışması

boyblue
yeni sözlük bünyesinde bulunan ve sağ üstteki butona tıkladığınızda açılan listeden "tematik moduna geç" seçeneğine tıklayarak başlayabileceğiniz bir çalışma türü. bu noktadan sonra yazdığınız her bir entry birbiri ile bağlantılı kabul ediliyor ve siz çalışmayı tamamlayana kadar yayına açılmıyor. ardından çalışmanızı tamamladığınız gibi (bunu tekrar sağ üst taraftaki menüden "tematik moddan çık" seçeneğini seçerek yapıyorsunuz) yazdığınız başlıklar tümden sol frame'e diziliyor.

bu, sözlük adına belirli avantajları ve dezavantajları olan bir durum. öncelikle sol frame üzerinde tüm başlıklar ardı ardına dizildiği için sizin çalıştığınız tema (örn. bir animenin tüm karakterleri, bir kategoriye ait animeler, kızıl saçlı anime karakterleri, ana karakterin öldüğü mangalar vs.) ile ilgilenmeyen kişiler sizin temanıza ait tüm başlıkları blok olarak görüyor ve bu da keyif kaçırabilen bir durum oluyor.

doğrusunu isterseniz sözlüğün yeni kurulmuş olması, bu durumu ciddi bir hale getirmiyor. belirli bir konu ve tema hakkında derin bir bilgiye sahip kişilerin tematik çalışma yapması sözlüğe birçok önemli bilgiyi kazandırabilir bence.

tematik çalışma yapmak diğer sözlüklerde çoğunlukla değilinildiği gibi başka bir sitede bulunan tüm verileri sözlüğe kopyalamak demek de değil. onun yerine sitenin linkini alalım, o sitede istediğimiz bilgiye erişiriz ve "bugün" butonu da işlevsel olarak kalır.

artıları ve eksileri değerlendirilerek yapılmalı ve tematik giri sayısı abartılmamalı kanımca. onun dışında bu sözlüğü bir konuda tamamıyla aydınlatmak için biçilmiş kaftan çünkü sözlükte belirli bir temanın işlendiğini gören diğer yazarlar da tematik moda girerek belirli bir konuda sözlüğün açığını doldurmakta yardımcı olabilir. uzun lafın kısası bir sözlüğü kutsal bilgi kaynağı yapabileceği gibi sözlüğün keyfini de kaçırabilecek bir işlevdir.

steam

boyblue
2003 yılında valve tarafından sunulan, istemci güncellemesi sırasında depolama kullanımını zirveye vurduran, kampanyalarından ucuza/bedavaya oyun düşürmenin çok iyi bir his olduğu oyun platformu. oyunların dijital kopya olarak dağıtıldığı yeni bir çağın kapılarını aralamıştır.

shiki

boyblue

otakuturk.net/foto
Gördüğünden çok daha fazla ilgiyi hak ettiğini düşündüğüm gizem/korku/gerilim/doğaüstü türlerindeki 2010 yaz sezonu animesi. anime adaptasyonunun kaynağı olan manganın hikâyesi ono fuyumi tarafından yazılmış ve fujisaki ryuu tarafından çizilmiş, aralık 2007'de yayınlanmaya başlamıştır.

---synopsis---
Hikâye Japonya'nın uzak köylerinden biri olan Sotoba'da bir yaz mevsiminde geçiyor. on beş yaşındaki Shimizu Megumi, büyük şehirde göz kamaştırıcı bir yaşamın hayaliyle günlerini yaşamakta fakat sessiz Sotoba köyünde bu hayalinden uzakta yaşmanın ızdırabını çekmektedir. bir yandan da köyde yaşayan genç ve yakışıklı Natsuno Koide'ye inceden yazmakta olan genç kızımız şehre dönme hayallerinde ona da yer vermektedir. Megumi, bir köyde yaşadığı gerçeğini inkârda inat ederek günlük bazda süslü kıyafetlerle dolaşsa da köy yaşamının gerçekleri ile karşılarak hüsranlara sürüklenir ve bu zamanlarda soluğu köyün yukarı kısımlarında bulunan şatoda alır. Batı tarzı inşa edilmiş bu şatoya bir ailenin taşınması ile Megumi için köyde nihayet ilginç bir olay gerçekleşmiş olur. Ancak köye taşınan bu gizemli aileyi ziyarete giden Megumi'den haber alınamaz. Bunun üzerine köylüler Shimizu ailesine yardım ederek fellik fellik genç kızı aramaya başlarlar ve bir süre sonra kızcağızı ormanda bitkin bir halde bulurlar. birkaç gün boyunca evinde kalan Megumi tuhaf bir şekilde huzura ermiş gibidir, doktorların bir türlü anlam veremediği bu durum Megumi'nin yükselen ateşi ile telaşa ve sonra da yasa dönüşür. Megumi hayatını kaybetmiştir.

Köyde yaşanan bu ölüm herkesi şaşkına uğratmıştır ancak birkaç gün sonra köyde yaşlı bir çiftin evlerinde çürümüş cesetlerine de rastlanır ve ölümlerin sayısı artmaya başlar. Köy halkını çaresiz bırakan bu durum karşısında köyün doktoru toshio ozaki'nin şüpheleri artmaktadı. köydeki ölümlerin artmasına dayanamayan doktor, ölümlerin arkasındaki gizem perdesini aralarken dehşete düşürücü gerçeklerle karşılaşacaktır.
---synopsis---

animasyon cephesinde dikkat çeken ilk durum tüm karakterlerin istisnasız olarak yu-gi-oh klasmanında tuhaf saç modellerine sahip olması. soundtrack'i ise insanı kendinden alan türden. ilk opening'i ve ikinci ending'i buck tick'e ait ve gizem ve gerilimi insana damardan veriyor dersem abartmamış olurum.

ilk opening kuchizuke:


animeyi izlemiş olanlar için bu entrynin altına bir spoiler köşesi hazırlıyorum. düşüncelerimi toparlamam gerekiyor.

barış özcan

boyblue

otakuturk.net/foto
Türk YouTube'unun en başarılı isimleri arasında bulunan profesyonel bir hikaye anlatıcısı. yakından tanıdığım birisidir. kendisi cnn için belgesel çekiyordu eskiden, afrika'daki anıları vs. websitesinde bulunabilir. bir ara adobe'un Türkiye operasyonlarında da çalışmıştı, bu sebeple grafik ve video işlerinde şahane bir birikimi var kendisinin.

kendisi çok başarılı videolar çekedursun, takipçilerinin %90 ilgi manyağı çocuk kitlesinden oluşmasının ceremesini videolarının yorum kısımlarında çekmeye devam etmektedir. videosuna yapılan yorumlar konu ile ilgisiz olarak çocukların barış abilerine sırf yorumlarına kalp atsın diye yazdıkları boş övgü sözlerinden oluşmakta ve "beğeninde üstte kalsın/barış abi görsün" gibi yorumlar kendi videolarının güzel bir tartışma ortamından mahrum kalmasını sağlamakta. gül gibi videolar çıkıyor her hafta ve üzerine yapıcı bir tartışmanın döndüğü yok, ne kadar "yazık oldu" desem de durumun vehametini anlatmaya yetmiyor.

adamın adına subreddit kurup moderasyon işine girişesim var. bu günlerde veletler okullarındayken adamın videolarının altında o hak edilmiş dolu dolu tartışma ortamı birkaç saatliğine de olsa var olabilecek diye umuyorum. tabii "okuldan izleyen tek ben miyim arkadaşlar siz de öyle yapıyorsanız beyenin" şeklindeki birkaç yorumu atlamamak gerek. onlar kaçınılmaz.

yutub kanalı:
https://www.youtube.com/channel/UCv6jcPwFujuTIwFQ11jt1Yw

anime

boyblue
Nasıl üretildiği hakkında bilgi edinmek istiyorsanız ve az biraz İngilizce bilginiz varsa şu videoyu izleyerek aslında bir sezonluk animasyon prodüksüyonunun ne kadar zahmetli, çetrefilli ve karmaşık bir iş olabileceğini kestirebilirsiniz:

kaomoji

boyblue
emojinin vatanı japonya'nın ascii karakterleri kullanmaya devam ederek telefondan e-postalaşırken ürettikleri bir işaretler bütünü. farklı japonca karakterlerin ve unicode karakterlerinin birlikte kullanılmasıyla oluşturulan bazı kaomojiler, emoji kullanılarak ifade edilemeyecek düşünceleri karşı tarafa aktarabiliyor, örneğin: ¯\_(ツ)_/¯ o( ̄▽ ̄)d ヾ(≧▽≦*)o o(〃^▽^〃)o ಥ_ಥ \( ̄︶ ̄*\)) (❤ ω ❤) (❁´◡`❁) (●'◡'●) ╰(*°▽°*)╯(^///^) ^_^ ಠ_ಠ

peki bunlar kullanılması gereken yerlerde nasıl kullanacağız, elimizle mi çizeceğiz? hayır tabii ki. windows 10 mayıs 2019 güncellemesi ve sonrasını kullanan kişiler klavyeden windows tuşuna basılı tutarken noktaya veya virgüle basarsanız ortaya bir emoji seçme penceresinin çıktığını görecekler, üstteki üç moddan kaomojileri seçebilirler. akıllı telefonunuzda ise android ve ios kullanan ottalar klavye uygulaması olarak gboard'u kullanıyorlarsa kaomoji desteği klavyede halihazırda mevcut. eğer başka bir klavye uygulamasını ya da telefon ile gelen klavye uygulamasını kullanıyorsanız kaomojilere çabuk erişim için ayrı bir kaomoji uygulaması da yükleyebilir veya kaomoji kataloğu içeren bir internet sitesini çabuk erişim için yer imlerinize ekleyebilirsiniz.

origami

boyblue

otakuturk.net/foto
otakuturk.net/foto

japonya kökenli kağıt katlama sanatı. Bu sanatın ilkeleri sayesinde tek bir kağıt, yırtılmadan ve kesilmeden sadece katlama yoluyla birçok şekle sokulabilir.

Peki kağıttan güzel şekiller yapmak dışında bu ilkeleri bilmek neye yarar? Uzaya fırlatılan uyduların katlanabilir panellerini tasarlayan bir fizikçiye bakarak bu konuda ufkunuzu arttırabilirsiniz:

bleach

boyblue

otakuturk.net/foto

Ailesi bir hollow tarafından saldırıya uğrayan kurosaki ichigo, ailesini saldırgandan korumaya çalışırken yaralanan Kuchiki Rukia adlı bir shinigami tanışır. ichigo, ailesini kurtarmak için Rukia'nın güçlerini alma teklifini kabul eder ve evinin bulunduğu karakura kasabası'nda baş gösteren hollow'lara karşı savaşmaya başlar.

en ünlü shounen serilerinin arasında yer alan bu seri, birçok havalı karakter ile bitmez tükenmez arcları ile akıllarda yer edinmiştir.

Live action filminin fragmanı şu şekildeydi:
1

avatar the last airbender

boyblue

otakuturk.net/foto

netflix kataloğuna girdi gireli izlemeye başladım kendisini, kaçırılmaması gerken bir çizgi dizi. anime nedir başlığında da belirttiğim gibi, (bkz:#119) anime kelimesi dünya genelinde japon animasyonlarını nitelediği için avatar'ı bir çizgifilm olarak görüyorum. en iyi kalibreden bir çizgi dizi hem de. karakterlerine bağlanabiliyorsunuz ve izlemesi keyifli, sıkıcı olmayan bir olay örgüsüne sahip. aang, katara, soka, zuko, toph başarılı bir şekilde yazılmışlar, aralarında dönen olaylar ve espriler sığ veya banal değil.

ayrıca (bkz:avatar legend of korra)

unutulmaz intro'su:

trigun

boyblue

otakuturk.net/foto
tam cumartesi sabahları televizyonda çıktığı sırada bir çocuk olarak oturup izlenilesi bir ayarda olan anime. 1998 yapımı olması sebebiyle 4:3 formattadır ve animasyon stili klasik türdedir. olaylar her daim vahşi batı temalı çöllerde geçmesine rağmen animenin seyirciyi her ekran başından ayırmayacak kadar eğlenceli olduğu söylenebilir.

konusu şu şekilde, vash the stampede başına 60 milyar duble dolar (söz konusu animedeki geçerli para birimi) ödül konmuş biri ve her yerde adı duyulmuş durumda. adını duyanın aklı çıkıyor ve "insan şeklinde kasırga" şeklinde anıyorlar vash'ı, zira adamın geçtiği her kasaba istisnasız bir şekilde dümdüz oluyor ama tuhaftır ki bu facialarda bir ölen de yok.

maddi hasar zirveye ulaşınca bir sigorta şirketi, meryl stryfe ve milly thompson isimli iki çalışanını vash'ın peşine takıyor. amaç, vash'ın sebep olduğu maddi hasarı ortadan kaldırmak.

vash the stampede çok ilginç bir karakter ve peşinde gezinen sigorta şirketi çalışanları meryl stryfe vemilly tompson ise her bölüm ayrı patlak veren olaylardan nasiplerini alıyorlar. her bölüm karakterlerin arkasındaki gizem perdesi biraz daha fazla aralanıyor ve opening buna bağlı olarak sürekli değişiyor.

beni kendisine çeken şey kulaklara şahane ayar çeken opening müziği oldu. elektro gitarı konuşturmuşlar bu anime için, ending'i de vahşi batı temasına uygun ve oldukça hoş. reklama girerken-reklamdan çıkarken verilen gitar solosu dahi açılış parçasının en güzel notalarından ibaret, abi bu anime kulaklara ziyafet

şahane açılış müziği:

psycho pass

boyblue

otakuturk.net/foto

Adalet kavramının ve yürütme gücünün şekil değiştirdiği bir 22. yüzyıl japonya'sında geçen seri, her vatandaşın suça meyil seviyesini Psycho-Pass olarak bilinen bir sistem ile ortaya koymayı hedefleyen Sibyl Sistemi'nin devreye sokulması ile toplumda yaşanan değişimleri konu alıyor. "Müfettiş" unvanına sahip görevliler, en ufak bir tehdidin ortaya çıkması durumunda Sibyl sisteminin yönlendirmesi ile suça meyleden herkesi ölümcül bir güçle boyun eğdirmekle görevli.

Adaleti koruma konusunda idealist biri olan genç bir kadın olan Tsunemori Akane ise olayların merkezinde yer alıyor. Ancak Tsunemori, kıdemli müfettiş Kougami Shinya ile birlikte çalışmaya başladığında Sibyl Sistemi'nin kararlarının diğer müfettişlerin varsaydığı kadar mükemmel olmadığını fark edecektir. Bildiği her şeyin değişmesi ile boşluğa düşen Tsunemori, özgür irade ve ahlak kavramları ile iç içe olan bu sistemin izinde adaletin nasıl korunabileceği sorususuyla boğuşmak durumundadır.

2019 sonbahar sezonunda üçüncü sezonu ile döneceği haberi hayran kitlesini memnun etti. bence ilk iki sezonu izlemediyseniz şimdi tam zamanı.

Akıllarda yer eden ilk opening ve ending klipleri ile baş başa bırakayım sizi.
op 1:

Ed 1:

cosplay

boyblue
"costume play" kelimelerinden türeyen bir terim olan cosplay, insanların sevdikleri anime/manga/dizi/film/oyun karakterlerinin kılığına girmesini tanımlıyor. çok özen verilerek yapılan örnekleri bu eylemin bir sanat dalı olduğunu düşündürüyor. anime/manga buluşması olan her etkinlikte bu eylemi yapan cosplayerları görmek mümkün.

her daim eğlenceli bir eylemdir, herkes dilediği karakteri canlandırabilmelidir fakat bir insanın kendisine uygun bir karakteri canlandırabilmesi gibisi yok.

fotoğrafçılık ile iç içedir doğası itibariyle. fotoğrafçılığa eğiliminiz varsa bu alana da yönelebilirsiniz, profesyonel kariyer yapanlar dahi var bu kategoride. Kostümcülük/terzilik ve eşya tasarımı da oldukça önemli. büyük emek var, büyük.

darker than black

boyblue

otakuturk.net/foto

drama, bilimkurgu ve gerilim türündeki en başarılı anime serilerinden olduğunu düşündüğüm ve ilk sezonu 2007 ilkbahar sezonunda ekranlara gelen iki sezonluk bir seridir.

Cennet Kapısı'nın Güney Amerika'da ve ve Cehennem Kapısı'nın Japonya'da ortaya çıkmasından bu yana 10 yıl geçer ve Dünya genelinde alışıldık gece gökyüzü manzarasının yerini farklı bir gökyüzü alır. Kapılar fizik yasalarının göz ardı edildiği alanlardır ve Brezilya ve Japonya'da yüksek duvarlarla çevrilerek çevreleri boşaltılır. Bu sırada insani duygularını kaybederek buna karşılık doğaüstü yetenekler kazanan yükleniciler ve çeşitli materyaller üzerinden doğaüstü gözlemler yapabilen kuklalar ortaya çıkar.

Doğaüstü güçlerin insani duygular olmaksızın kullanıldığı ve tsdüm yüklenicilerin tamamen mantık çerçevesinde hareket ettiği bu seride ana karakter olan hei, nam-ı diğer kod adı bk-201, "kara ölüm meleği" lakabıyla olarak polis teşkilatının arananlar listesinde üst sıralardadır. hei'nin izini süren kirihara misaki, hei gibi birçok yükleniciyi kontrol eden "sendika" isimli örgütün izlerine ulaştığı zaman yüklenicilerin neden var olduğu ile ilgili önemli gerçeklerle karşılaşacaktır.

ilk opening'i burada, yine de ikinci opening'inin harika olduğunu düşünüyorum.

otta

boyblue
kökeni ile ilgili tartışmalar süredursun, çok başarılı bir hitap şekli olduğunu görüyorum. neredeyse %100 benimsenme oranına sahip, sözlük bünyesindeki herkes severek kullanıyor bu kelimeyi

otaku

boyblue
japonca'da kelime anlamı "ev" ile ilgili idi yanlış hatırlamıyorsam. daha spesifik olarak ikinci çoğul/saygı ekine sahip olduğu "sizin eviniz" olarak da çevrilebilir.

bugün bu kelime oldukça değişik bir anlama bürünmüş. daha çok bir hobi ile çok derin ilgisi olan kişileri tanımlamak için kullanıyor Amerikalı insanlar. ağaç yontmanın otakusu olabilirsiniz, yemek pişirme kitaplarının da. çok daha geniş bir yelpazede. ama japonya'da kazın ayağı öyle değil, kelimenin çok daha negatif bir anlam taşıdığını söyleyebilirim. dünya genelinde "otakuyum ben" diye gururla kullanabilirsiniz, kimse umursamaz ama japonya'da vahim durumda bir insanı niteler bu kelime adeta. "otaku" dendi mi bir japonun aklında bir medya türüne aşırı bağlı olan ve asosyalliği evden sadece asgari yaşamsal faaliyetlerini sürdürmek için çıkma derecesine getirmiş insan imgesi oluşur. (bu durum daha çok hikikomori terimi ile tanımlanır)

yani öyle ya da böyle anavatanında utanç vesilesi bir terim olsa da dünya genelinde bir konuya çok ilgisi olan insanları niteleyen zararsız bir kelime oluvermiştir. sözlükte de benimsenen bir kavram olması bundan ileri geliyor diye düşünüyorum

shounen

boyblue
genç erkek izleyicilere yönelik animelerin girdiği kategori. bol aksiyonludur, envai çeşit süpergüçlere sahip olan erkek ana karakterler sorunlarını düşmanlarına dayak atarak çözer. çoğunlukla uzun soluklu senaryolar içerir, sürekli olarak güçlenen ana karakter dayak yese de o an yeni uydurduğu/öğrendiği bir teknik ile az önce kendisini madara eden karakteri alaşağı edebilir.
1

undertakersss

boyblue
sözlüğün erotta'sı. bas gitar çalar, jurassic çağına ve dinazorlara ilgilidir, iyi bir espri anlayışına sahiptir, açık fikirlidir. sağlam başlık hortlatırdı sözlükspot sitesinde. daha fazla övmeye üşendim şu anda sözlüğe tekrar hoşgelmiştir, renk getirmiştir yani
2

dumbbell nan kilo moteru

boyblue

otakuturk.net/foto

"kaldırdığın dambıllar kaç kilo bakem?" şeklinde bir isme sahip olan yeni 2019 yaz sezonu animesidir.

normal bir liseli kız olan sakura hibiki'nin iştahı oldukça yerindedir ve bu durum basküle yansımaya başlamıştır. kıyafetlerine sığmakta zorluk çekmeye başlayınca yakınlarda bir spor salonunun yolunu tutan sakura, kendi sınıfından souryuuin akemi ile karşılaşır. kaslara karşı zaafı olan akemi, sakura'yı maço erkeklerle dolu olan spor salonuna sokmaya çalışsa da başarılı olamaz ancak spor salonunda çalışan yakışıklı bir spor eğitmeni olan machio naruzo, bilmeden de olsa sakura'nın spor salonuna girmeye karar vermesine sebep olacaktır.

ilk bölümünden edindiğim izlenimler güzel bir komedi animesi olduğu yönünde, ayrıca faydalı, didaktik bir yapısı da var. zira ana karakterlerin fit olma yolculuğunda yaptıkları hatalar, yapmaları gerekenler anlatılıyor açık olarak. sürekli olarak abur cubura abanan sakura'nın götürdüğü her bir ürünün ortalama kalori değerini ekranda görüyorsunuz. bu sayede fit olmak isteyen animeseverlerin bu animeden gerçek anlamda faydalanabileceklerini söyleyebilirim.

benzer içerik arayanlar, henüz anime adaptasyonu çıkmamış olan elf san wa yaserarenai isimli mangayı okuyabilirler.

Fragmanı iyi bir fikir oluşturabilir:

kinosihta yuka

boyblue
japonya'nın zengin sokak yemeği kültürünü kanalında tanıtan, bayağı bayağı tatlıları moleküler düzeyde yok edebilen bir metabolizması olan youtuber. bende o kadar iştah yok doğrusu. kendisini takipteyim, kilo almamasının sırrını bulmam gerek çünkü sebepler ._.

sınırlarını aştığı 20400kcal'lik yumurta tart challenge videosu:

2019 sonbahar sezonu

boyblue
çok hareketli geçecek olan bir sezon olmasını bekliyorum, büyük isimler yeni sezonları ile geri dönüyor.
Öne çıkan seriler şu şekilde:
* Boku no Hero Academia dörcüncü sezonuyla dönüyor
* Sword Art Online Alicization war of underworld Sword Art Online: Alicization'ın ikinci kısmı
* Shokugeki no Souma shin no sara; Shokugeki no Souma'nın dördüncü sezonu
* psycho pass üçüncü sezonu ile geliyor. heyecan zirvede.
* Nanatsu no Taizai Kamigami no Gekirin, Nanatsu no Taizai'nin yeni sezonu.
* Fate Grand Order Zettai Majuu Sensen Babylonia, yedinci kutsal kase savaşını ele alıyor.
* Chihayafuru da üçüncü sezonu ile geri dönecek.
* Bokutachi wa Benkyou ga Dekinai, beğenilen yeni animelerden ve ikinci sezonu ile tam gaz devam ediyor
* High Score Girl, ikinci sezona girenler arasında
* Granblue Fantasy The Animation ikinci sezon da kapıda
* Azur Lane de warship kategoirisinde boy gösterecek.

bu rüya kadronun beklentileri karşılaması şahane olur (/≧▽≦)/

pixiv

boyblue

otakuturk.net/foto
Japonya çapında iş gören ve japon illüstratörlerin ve mangakaların çizimlerini ve hikayelerini paylaştığı sitedir. Japonya odaklı olduğu için yabancı dil dostu değildir pek, birçok dilde arayüz sunsa da mevcut içeriğin tamamına yakını japonca orijinal haliyle görücüye çıkar. Japonca bilginiz iyiyse eşsiz kaynaktır bu sebeple. Direkt olarak Japon çizerlere erişme imkânınız olur, deviantart'a göre ortalama sanat kalitesi epey yüksektir ve japonya'dan çıkan sevdiğiniz hikayelere ait yine japonya'dan çıkan doujinshi'lere ilk ulaşan siz olursunuz. Japonca bilmiyorsanız da gözünüzün gönlünüzün açılacağı birçok sanat eseri bulunuyor olması bu platformu en az batılı ikizi deviantart kadar cazip kılıyor.

http://www.pixiv.net/ adresinden ulaşılabilir. http://dic.pixiv.net/ adresi de bu siteye ait ansiklopedik katalog görevi görüyor, bir nevi wiki. http://en.dic.pixiv.net/ bu da söz konusu wiki'nin ingilizce versiyonu.

facebook anime sayfalarının ölmesi

boyblue
Söylenildiği gibi, Facebook'un genç kitlesini Instagram'a transfer etmesinin sonucudur. Ancak Facebook'a kıyasla Instagram hiçbir zaman zengin içeriklerin paylaşılabileceği bir sosyal platform olamadı. Sadece bir alışveriş ve reklam ağı olarak ana şirketine para getiriyor. Bol bol para.

Durum böyleyken direnmekte fayda var mıdır, ben bunun da tartışılır olduğunu söylüyorum. Evet, herkes teknik olarak hâlâ Facebook'ta ve etkinlik planlama konusunda oradan daha kullanışlı bir platform yok. Ancak bu durum hedef kitleyi orada bulamayacağımız gerçeğini değiştirmiyor. Peki nerede bu kadar insan?

Ülkemizde gündem Twitter üzerinden dönüyor çünkü microblogging şahane bir şey. Ayrıca animeci ve oyuncu olmak iç içe olgular. Bu alt kültüre ait 12'lik veletten 30'luk yetişkine kadar çoğu potansiyel otta, discord sunucularında takılıyor çünkü Discord sunucuları bu alt kültüre ait bireyler için en uygun ve kaliteli iletişim ağı. Eforu bu mecralara sarf etmek tek şans bence.

kadınlar neden yaoi sever

boyblue
kadınlara yönelik bir sorunsal başlığını erkek meclisine çevirmeyi hiç istemiyorum ama bu konu hakkında söylemek istediğim birkaç şey var.

tehlikeli bir soru bence bu. çünkü benim de aklıma takılırdı arada, sonra dedim ki empati kurayım, doğru soruları sorayım ki bir miktar da olsa anlayabileyim bu durumu. örneğin, yuri nasıl bir genre bana göre? merakımı gidermek için birkaç shoujo ai ve yuri mangasına göz attım.

dipsiz bir kuyu gibi, okudukça okuyor ve izledikçe izliyorum help

İtirafım bir yana anladığım kadarıyla -ve bu düşüncelerin karşı cinste de benzer bir temelde olduğunu varsayarak söylüyorum bunu- bir insanın belirli bir ilişki türüne ilgi duyması için olayın kendisini de içine alması şart değil. Ayrıca yaoi izleyen/okuyan kadın için bu hikayeler "güvenli bölge" denilen durumu oluşturuyor. Eğer bir kadın olarak içerisinde bir kadının olduğu içerikleri okur ya da izlerseniz hikâyedeki kadının yerine kendinizi koyma eğiliminde olacaksınız. Yaoi'de bu durum geçerli değil ve okuyucular/izleyiciler bu durumu çoğunlukla arıyor. Bir başka sebep de yaoi türünde ilişkinin "seme " ve "uke" şeklinde iki tarafı oluyor, bu da denk olmayan iki kişinin paylaştığı ilişkinin çok boyutlu olmasının önünü açıyor ve potansiyel bir senaryo zenginliğinin ortaya çıkmasını sağlıyor. Bu sayede senaryo da kontrollü bir şekilde ilerliyor zira ilişkinin bir tarafındaki erkek diğerine yön veriyor, onu koruyor ya da agresif taraf olarak hikayenin temposunu zaman zaman yükseltebiliyor. bu da yaoisever kadınların çoğunun kendilerini "seme" ile özdeşleştirme eğiliminde olduğu anlamına gelebilir. Gerçek hayatta heteroseksüel ilişkilerde kadınların edilgen taraf olmasının norm olarak kabul edilmesi bence bunun esas nedeni.

Bu konu hakkında sorunsaldaki özne olmadan söyleyebileceğim şeyler bunlarla sınırlı. Ben de bu sorunsalın cevabını aradım biraz bugün, bu sorunsala cevap veren çoğu kadının öne sürdüğü sebepler "bu türün kadınlara yönelik olarak hazırlandığı" ve "yaoi'nin ilişkinin duygusal yönlerini de öne çıkarması" şeklinde. aslında kadınların büyük bir kısmı fujoshi değil ve homoseksüel ilişkiyi ele alan eserlere ellerini sürmeyen hatrı sayılır bir kesim de var. Ancak anime altkültüründe fujoshi olmak kadınların sıklıkla yaptığı bir şey. mesele karmaşık, gözlemlerim de bunlar.

ünlü anime youtuberlarından olan akidearest'ın yaoi ile nasıl tanıştığını anlatan videoyu spoiler'ın içerisine bırakayım. İş için asla güvenli linkler değil, güvenli bir yerlerde açın bu sayfaları:

Akidearest'ın yaoi cafe çekimleri: https://youtu.be/p2jirrZThO0

spoiler

boyblue
ingilizce'de "bozmak, dağıtmak, etkiyi veya değerini azaltmak" vb. anlamlara gelen "spoil" fiilinden türeyen bu kelime, anime/manga/kitap/oyun fark etmeksizin bir senaryoya sahip tüm medyumlar için geçerli bir kavramdır. henüz bahsettiğiniz senaryoyu okumayan veya izlemeyen ya da oynamayan kişiye hikâyenin daha sonraki kısımlarına ait bir bilgiyi açık ederseniz, o kişiye hikayeyi spoil etmiş, o kişi için mevzunun sürprizini kaçırmış olursunuz. büyük tabudur çoğu insan için, bazıları umursamaz bile. ama yapmayın etmeyin tabii.

yeni sözlük üzerinde en beğendiğim özelliklerden birisi de bu sebeple spoiler fonksiyonunun mantıklı bir şekilde çalışması. sözlükspot üzerinde de spoiler işaretlemek mümkündü ancak spoiler ibarelerinin arasında o önemli bilgi kabak gibi görünür ve gözünüzün rastlaması durumunda yapacak bir şey olmazdı. artık spoiler kodu eklediğiniz metinler "göster" ibaresine tıklanıncaya kadar gizli kalıyor, büyük kafa rahatlığı.

serkan is my girl

adult swim

boyblue

otakuturk.net/foto
aslında çocuklara yönelik bir kanal olan cartoon network kanalının gece saatlerinde girdiği ve yetişkinlere yönelik serileri ekrana getiren yayın kuşağı. rick and morty, robot chicken, family guy vb. birçok ünlü dizinin yayıncılığını yapmaktalar ve ara sıra bazı ünlü animeleri de ekrana getiriyorlar. internet siteleri ve mobil platforma yönelik uygulamaları da mevcut.

http://www.adultswim.com/

yahari ore no seishun love come wa machigatteiru

boyblue
bir light novel'dan kökenlenen bu seri, izlediğim animeler arasında çok özel bir yere sahip. bu animedeki derin diyaloglar gerçekten izlediğim onca fantezi ve aksiyon yüklü serinin yanında aradığım taze kan oldu bana. slice of life türüne bağladı beni bu seri kısacası çünkü tam da bir avuç sıradışı lise öğrencisinin hayatından kesit niteliğinde olaylar izliyoruz. "sıradışı" olarak niteliyorum karakterleri çünkü ben ve yaşıtım çoğu liseli o yaşlarda bu kadar derin sularda değildik. voleybol topunu çatıya falan dikiyorduk

ana karakteri -ve en asil duyguların insanı olarak gördüğüm- hikigaya hachiman'ın monologları ile başlayan hikayede hikigaya'nın danışman öğretmeni Shizuka Hiratsuka, hikigaya'nın yazdığı bir kompozisyonun içerisindeki sert-çocuksu ifadeleri görerek onu bir başka öğrencinin yanına götürüyor. Yukino Yukinoshita, okuldaki hizmet kulübünün tek üyesi ve okuldaki öğrencilerin yardım taleplerini değerlendiren biri konumunda. Hikâye, Yukinoshita'nın kulübünün danışman öğretmeninin -istemeden de olsa- Hikigaya'nın rehabilitasyonuna el atmayı kabul ediyor. Bu gelişmenin ardından Hikihaya'nın sınıf arkadaşı de hizmet kulübüne uğrayan ilk kişi oluyor ve olaylar gelişir. Light novel'ına başladım başlamasına ama devamı gelmedi, araya farklı kitaplar girdi. Kesinlikle sonunu öğrenmek istiyorum. Üçüncü sezonunun geleceği müjdelendi fakat dayanamayıp romanı önceden bitiresim var :')

otakuturk.net/foto
Bu noktadan sonrasını bir spoiler altına süpürmek istiyorum fakat söylemem lazım ki benim gibi zamanında vurdulu kırdılı, uçmalı kaçmalı animelere çok sardıysanız ve sizi animeye bağlayacak farklı bir tat arayışındaysanız, bu seriye mutlaka bir göz atın. hatta sol frame üzerinden #slice of life etiketine bir göz atın, belki sizin de çok hoşunuza gider bu kategori.

Oregairu'da insanları binbir türlü durumda görüyoruz. birbirlerini inciten, birbirlerinden kaçınan, kendi dertlerini dışarıya yansıtmamaya çalışan, birilerinin peşinde koşan birçok karakter var. tam antisosyal bir liseli olan hikigaya'nın hizmet kulübü'ne katıldıktan sonra kendilerinden yardım isteyen kişilere yardım ediş şekli insanları yıpratıyor zira hikigaya, kendisini kendisine karşı dürüst olmak zorunda hisseden ve yalnız biri olarak görüyor. bu sebeple birini kötü bir durumdan kurtarmak adına kendisini hiçe sayabiliyor. birkaç bölüm sonra ortaya çıkan trafik kazası aslında tam da bu durumun bir metaforu durumunda. Yukinoshita ise görünüşte kusursuz birisi, fakat bu aslında kendisi için bir lanet gibi. başkalarına olan bağlılığının son bulmasını oldukça önemseyen biri olması, Hachiman'ın bir bakıma dahiyane olan ama aslında kendi açısından sosyal intihara varan hamlelerini bu konuyu çözmekten uzak bırakıyor. Bu iki oldukça sorunlu kişiyi bir arada tutan ve hatta en başında bir araya getirmiş olan- kişi de Yuigahama. Bu üçlü aslında bayağı bayağı "kader" ile bir araya gelmiş olduklarına inanabileceğiniz kişiler.

izleyin, izlettirin. tekrardan izlediğim animeler nadirdir, bu seri de bunlardan biri.


ah, bu arada iroha isshiki best girl

iroha isshiki

boyblue
yahari ore no seishun love come wa machigatteiru serisinin ikinci sezonu olan yahari ore no seishun love come wa machigatteiru zoku'da boy gösteren karakterlerden biri.

otakuturk.net/foto
öncelikle ansiklopedik bilgilerin üzerinden geçeyim: kendisi serinin ikinci sezonunda gerçekleşen olaylar sırasında 16 yaşında bir lise öğrencisi, doğum günü de 16 nisan. zodyak meraklıları için ekleyeyim, kendisi koç burcu. okulun futbol kulübünün menajerliğini yapıyor kendisi.

çoğu zaman aklı beş karış havada davranışları ile "masum kız" imajı çizen iroha, aslında göründüğünden çok ama çok daha akıllı bir karakter. sosyal ilişkilerinde oldukça içten pazarlıklı olan iroha'nın bu yüzünü sadece hikigaya hachiman ve hayato hayama görebiliyor. geri kalan kimsenin bu durumdan bir haberi yok. aslında hachiman'ın kız versiyonu olarak görebiliriz, sosyal imaj konusu hariç olarak tabii. uzun lafın kısası kafasında kırk tilki dönen bu karakter bence serinin best girl'üdür, eleştirilmek için aşırı kıymetlidir <3

dışarıya karşı imajı konusunda büyük endişe yaşadığını Hayato'nun ağzından öğreniyoruz. hizmet kulübü'ne bu sebeple uğradıktan sonra ikinci sezonda büyük bir yer ediniyor kendisine. komedi sahnelerinde tatlı kız imajı ile diğer yüzü arasındaki geçişleri görmek şahane bir şey. çoğu kişiye göstermediği yüzünü hachiman'a gösterdiği sıralarda çok sevimli bir hal alıyor, hachiman'ın en ufak bir repliğini "sen bana mı yürüyorsun" diyerek şakayla karışık reddettiği sahneler animenin en eğlenceli bölümleri bence.

monolog

boyblue
oyunculuk vb. performans sanatlarında karakterin kendi kendisine dile getirdiği replikler bütünü, bir diğer deyişle bir metni tek kişinin mimik ve jestleriyle canlandırması. oyunculukta yeri büyüktür ancak gerçek hayatta bu topraklarda "kendi kendine konuşana deli derler" gibi klişe bir anlayışla karşılanır bu durum. aslında çoğu kişinin gerçek hayatta da girdiği bir olaydır, akıl sağlığı ile ilgili bir soruna işaret ettiğini düşünmüyorum.

mugen

boyblue
Aynı zamanda M.U.G.E.N şeklindeki kısaltması, Elecbyte tarafından tasarlanan ücretsiz bir 2D dövüş oyunu motoruna verilen isimdir. oyunun içeriği topluluk tarafından oluşturulduğu için ve hem orijinal hem de anime, manga ve çizgi roman gibi popüler kurgudan oluşan binlerce karakter bu oyunda yer alıyor. Aklınıza gelebilecek tüm karakterleri koyuyorlar, ciddiyim. Ronald McDonald ve Michael Jackson'ın kavga ettiği sahneler var. C ile yazılan ve başlangıçta Allegro kütüphanesi kullanılarak inşa edilen motorun en yeni sürümleri artık SDL kütüphanesini kullanıyor, geliştirme sürecine katılmak isteyenlere duyurulur.


otakuturk.net/foto

otakuturk.net/foto

yansıma

boyblue
bir subjenin bir obje üzerindeki etkisi, silueti, manifestosu. felsefeden öyle giriş yaptım ama genellikle tanım olarak ışık ve ses dalgalarının yansıtıcı bir yüzeye çarparak yön değiştirme ya da geri dönmesine verilen bir isim bu. ayrıca yansıma sözcükler de bu tanıma dahil edilebilir çünkü dilbilimde büyük bir yere sahip olan bir olgudur bu.

insanoğlunun basit sesler çıkarmaktan sembolik ve alfabetik olarak dil yapısını oluşturmaya kadar geçirdiği uzun süreçte yansıma denilen olgu çok önemli bir yere sahip. duyduğumuz sesleri taklit etmek belki de iletişimin en basit yolu olsa gerek. Bu yüzden günümüzde hem anadilimiz Türkçe'de hem de birçok yabancı dilde yansıma, yunanca'dan kökenlenen ecnebi tanımıyla ise onomatopoeia; büyük bir öneme sahip. ama özellikle japonca'da yansıma sözcüklerinin yerinin apayrı olduğunu düşünüyorum zira japonların günlük hayatta hayvanların veya eşyaların çıkardığı seslerden kökenlenen kelimelerin yanı sıra hareketleri, duyguları ve hisleri anlatmak için bile kullandığı kelimelerde yansımayı görmek mümkün. bu giriyi yazarken başvurduğum kaynağa göre japonca'daki yansımaları beş temel kategoriye ayırmak mümkün.

Giseigo 擬声語 Hayvanlardan ve insanlardan duyduğumuz sesler.
Giongo 擬音語 Doğadan veya cansız objelerden çıkan sesler.
Gitaigo 擬態語 Durum ve şartları (içinde bulunulan ortamın gergin veya sakin atmosferi vs.) tanımlar.
Giyougo 擬容語 Hareketi tanımlar.
Gijougo 擬情語 Duyguları, hisleri tanımlar.

Kaynak: https://www.tofugu.com/japanese/japanese-onomatopoeia/
1

takip edilesi podcast kanalları

boyblue
herkesin ilgi alanları çeşitlilik gösteriyor olsa da otaku türk sözlük'te olduğumuz için japonya, japonca, japon kültürü ve anime gibi konu başlıkları altındaki bazı tavsiye edilebilecek podcast serilerini derlemeye karar verdim. şimdilik bkz. halinde bırakacağım ancak zamanla açıklamalarını eklemeyi planlıyorum.

Anime Fans Against Anime: https://afaapodcast.libsyn.com/
KoshienCast: https://www.stitcher.com/podcast/matthew-ely/koshiencast-a-sports-anime-fan-podcast
Akihabara Renditions: https://akibaren.net/
Tofugu: https://www.tofugu.com/podcast/
Podcast kaydeden bir ottamız da var, animemeraklisiblogcu'dan Turkzuka Cast. sözlük bu adrese yönlendiremediği için düz yapıştıracağım, kopyalayıp adres çubuğunuza yapıştırın linki: open.spotify.com/show/5n3etwfsu45ohn7x0ougva

Benim planlarım han solo olarak bu işe atılmak ya da birkaç otta ile bu girişimi yapmak arasında bir yerde şu anda. Birkaç kişi olursak güzel bir ekip işi çıkarmak zor değil.

spy x family

boyblue
2019 yazının en iyi mangası olarak gördüğüm seri.

"twilight" ("alacakaranlık") kod isimli bir casus, doğu ve batı ülkeleri arasındaki barışı tehdit eden bir kişiyi aradan çıkarmak için görevlendiriyor ancak söz konusu kişi ultra paranoyak olduğu için yüzünü çok göstermeyen birisi ve bu da görevi zora sokan bir unsur. bunun üzerine caususmuz, görev icabı geçici bir aile kurmak durumunda kalıyor. fakat twilight'ın kendisini taşındığı yerde bir psikiyatr olarak tanıttıktan sonra kurduğu sahte ailenin diğer iki üyesi olan eşi ve çocuğunun da normal birer insan değil, aksine tam manyak çıkmaları olayları çok farklı bir noktaya taşıyor. mangası bu yıllarda çıkan tırt serilerin yanında kaliteli bir iş olarak öne çıkıyor, animesini de çok beklemeyiz diye umuyorum.

webtoon

boyblue
internette yayınlanmak üzere çizilen karikatür ve çizgi roman serileridir. bu sebeple çoğunlukla sayfa sayfa değil, ekranda akan uzun bir şerit olarak hazırlanır. özellikle akıllı telefon devrinde bu format çok ilgi görmüş ve birçok çizer, akıllarındaki hikâyeleri genellikle haftalık bazda paylaştıkları webtoon'lar şeklinde çizmeye başlamışlardır. herkes tarafından sevilen ve tutulan bir formattır sonuçta. genellikle tamamen renklendirilmiş olarak çizilirler ve hatta uygulama veya websitesinin desteklediği durumlarda soundtrack olarak arkadan bazı şarkıların çalınması da sağlanabilir.

webtoons.com bu alanda en çok öne çıkan internet sayfasıdır. android ve ios için uygulaması da bulunmakta bu sitenin.

ah, bir de korelilerin çizdiği mahnwalar ile çok karıştırılıyor. rasenya'nın verdiği linkte yazıldığı gibi, webtoon tam olarak serbest bir hikâye formatı. ben çizersem de webtoon olur yani. peki haftalık çizer miyim, ahahah elbette hayır :') ama sizin aklınızda çizmek varsa bir şans verin kendinize, yerli webtoon okumayı da istiyorum ben*

shihouin yoruichi

boyblue
bleach popülerlik anketlerinde en umulmadık isimleri dahi sollayıp yukarılarda gezdiğini tahmin ettiğim karakter. kişilik olarak da bi havalı böyle. (araştırma sonucu: en yüksek 7. sırayı görmüş 3. ankette. 4. anket ki en son yapılanı galiba, 28. sırada kendine yer bulmuş.)

tabii sağlam obje etti bazı çevreler ama bence obje edilecek bi karakterden çok havalı bi senseidir, bana da bir ara bankai açtırmalıdır. riski göze alırım yani işin içinde yoruichi varsa.
(herkes alır.)

türk filmlerindeki en iyi replikler

boyblue
-senin adın ne?
-hazreti şaban.
-kaç yaşındasın?
-1453.
-romayı kim yaktı?
-anam.
-evladım senin anan kim?
-kanuni sultan süleyman.
-ilk halife kimdir?
-imparator neron.
-evladım sen yanlış biliyorsun. ananı roma'da imparator neron, hazireti şaban ile birlikte, günde 1453 kere, kanunen kusura bakmayın mahmut bey ben hatları karıştırdım da

yarıldığım sahne.

erkek sayısı arttıkça ortamın kalitesi düşer

boyblue
Buram buram erkek düşmanlığı kokan önerme. Çok popüler oldu bu aralar bu erkek gömme olayı ama herkesin bir sebebi oluyor bunlar için tabii. Canı yanan genelleme yapıp sataşıyor.

Owarida'nın dediği gibi iki cins için de hemcinslerin ağırlıkta olduğu ortamlar karma ortamlardan daha sıkıntılı oluyor. %100 erkek olan sınıfta da %80'i kız olan üniversite bölümünde de bulundum, iki türlüsü de olmuyor ya. En iyisi dengeli, karma ortamlar.

barış özcan

boyblue
10 kasım üzerine çektiği videosu ile hayao miyazaki'nin kaze tachinu'sunu gündeme taşımış ve filmin ana karakteri Jirō Horikoshi'den Mustafa Kemal Atatürk'e Vecihi Hürkuş'a, Nuri Demirağ'a, Sabiha Gökçen'e çektiği çizgilerle bir ulusu kalkındıran çalışma anlayışını gözler önüne sermiş. çok duygusal bir hikâyeydi, miyazaki filmlerinin bir cahili olarak bugün yarın kesinlikle izleyeceğim söz konusu filmi. Miyazaki ilk kez kendi filminin gösteriminde gözyaşlarını tutamadığını söylüyor, kaze tachinu oldukça özel bir film olmalı.

weaboo

boyblue

otakuturk.net/foto
Japon pop kültürüne sinir bozucu bir şekilde takıntılı kimseler için kullanılan ifade. genellikle "weeb" olarak kısaltılır ve Japonya'yı dünyanın en büyük ekonomilerinden birine ve zengin bir tarihe sahip gelişmiş bir ülke olarak değil de animelerin diyarı olarak gören, japonların bizim gibi iki eli ve ayağı olan ve işinde gücünde yaşam süren insanlar değil de her daim altyazıyla konuşan renkli saçlı robot savaşçısı şirin insancıklar olduğu zannında olan bedbaht animecilere yakıştırılırdı. artık günümüzde her bir animecinin birbirlerine karşı "weebsin olum sen loser'sın git bir hayat kur kendine" geyiği yaparken kullandıkları bir kelime oldu.