confessions

boyblue

➤ - birinci nesil otta

  1. toplam giri 560
  2. takipçi 0
  3. puan 3986

tokisaki kurumi

boyblue
date a live'den bir ruh. gücü paralel evrendeki kopyalarını kontrol etmek. uzay-zamanı bükebiliyor, bu da kendisinin teknik olarak ölümsüz olmasu demek. galiba biseksüel. ayrıyetten rahatsız edici bir konuşması var (üzgünüm seiyuu san ama seni neye zorlamışlar bilemedim :( ) ama hal hareketler, paralel evrendeki kopyasını sırf ürettiği bir düşünceden dolayı öldürüşü harikaydı.

ayrıca 2015 yılında katıldığım etkinlikte gördüğüm cosplayi muhteşem olmuş karakterdi. fotoyu çekerken fark etmemişim ama kendi șakağına dayadığı boncuklu silahın aynısını kardeşim dün bakkaldan 4₺ye falan almıştı galiba. cosplay bu işte, neyden ne olacağını bilmek gerekiyor

lubbock

boyblue
saygı duyduğum bi aşk içinde görevlerini yapan adam gibi assasin. yeşil saçı ve esprileri hoştu be.

kesilmez ipleri ile yaptığı işler çok iyiydi. tabii her şeyi kesen makası olan arkadaşı ile hiç kapışmadı, çünkü paradoks yaratmak istemedi garibim. sonra herkes dedi ki ne kadar da düşünceli bir assasin...

shihouin yoruichi

boyblue
bleach popülerlik anketlerinde en umulmadık isimleri dahi sollayıp yukarılarda gezdiğini tahmin ettiğim karakter. kişilik olarak da bi havalı böyle. (araştırma sonucu: en yüksek 7. sırayı görmüş 3. ankette. 4. anket ki en son yapılanı galiba, 28. sırada kendine yer bulmuş.)

tabii sağlam obje etti bazı çevreler ama bence obje edilecek bi karakterden çok havalı bi senseidir, bana da bir ara bankai açtırmalıdır. riski göze alırım yani işin içinde yoruichi varsa.
(herkes alır.)

live action

boyblue
"kesin batıracaklar güzelim animeyi, izlemesek mi ne" düşüncesini çokça uyandıran şey. über bir performans beklenmez yani millet tarafından. kanımca profesyonel cosplay showlar olarak çok iyi iş görür, bu yüzden de izlenmesi gerekir

franken stein

boyblue
stein hakase diye çağırılan tekerlekli sandalye pilotu ve kishin araştırmacısı. çevresidekilerin vücutlarını irdelemeyi, araştırma yapmayı sever. psikopat kelimesine anlam olarak sözlüklerde yer alabilir. stein kelimesine yakışır şekilde kafasında sürekli ayarladığı bir vida taşır. kendi vücudunda, hatta oturduğu binada bile dikişler vardır.

zetsuen no tempest

boyblue
olay gelişimi bakımından harikadır çünkü evren güzel. apokaliptik bir ortam olunca kayıtsız kalamıyorum şahsen, bonus puan, ekstra ilgi ile izliyorum. bu ortamı karakterlerin repliklerine de iyi yansıtınca seri bence hamlet çevirme amacında olsun, shakespeare'den fayda görmek istesin falan gözümü kapattım ben arkaplana bu seriyi izlerken. bitince arkaplanı da incelerim felsefesini de dikkate alırım diyorum.

40 yılın başı carpe diem havaları geldi onu da shakespeare bahsi önünde harcıyoruz, sahiden hayırlı olsun

code breaker

boyblue
senaryo açısından spoilerli konuşmak gerekirse heike'nin ikili oyun oynaması kolaylıkla anlaşılabilecek türden bir plot twist'ti. sahiden hikayeyi ilerletmek için tek bu vardı yani. aferim number 2.

özel güçlere sahip kişiler ve bunları kullanan organizasyon konusunun animedeki işlenişini darker than black hayranı olan bendeniz (nick yanımdan anlaşılabilir) yavan buldum. "özel güçlü çocuklara işkence ediliyor, büyüyünce adı sanı unutulacak ve ölmek için var olan ajan oluyorlar" şeklinde özetlenebilecek duygu yüklenmiş bir konu yani. darker than black bu konuyu çok daha gerçekçi ve detaylı işledi ve bu animenin kasamadığı dramı 2 bölümüne bile sığdırabildi bence.

özel güçlerin kullanımı üzerinde kafa yorulmamış pek. darker than black'te resmen taktik savaş olurdu yüklenici güçleri. yani koca seride heike ikili oyun yaparken bile kullanmadı illüzyon gücünü, bir adet küçük kavgada kullandı sadece. kızıl saçlı ses kullanıcısı karakter bomba yeri tespit etmek için ve uçmak için kullandı gücünü, geçer not verdim.

ve lost durumu. gokukoku no brynhildr izleyen kişiler bu lost durumunu direkt anlayacaktır. ya da anlamayacaktır. boşverin.

hitomi, kötü adam olacak adam olmadığı baştan belli kendisinin. keşke aptal olmasaydı. karizma, iyi kalpli, güçlü... ama aptal. çünkü fazla iyi.

anime tamamlanamamış proje izlenimi uyandırdı. mangasına göz atayım, sorun orada değilse bugün de stüdyo basacağız demektir.

yume nikki

boyblue
japonca'da "rüya günlüğü".

en esrarengizinden bir oyun. madotsuki adında bir kızsınız bu oyunda. ve bir apartman dairesindesiniz, kapıdan dışarı çıkmak istemiyor bu madotsuki. odada sadece bir televizon, bir oyun konsolu, bir çalışma masası ve de bir yatak var. oyunda göze bir odada sıkışıp kalmak gibi gözüken bu durum aslında çok büyük bir dünyaya (aslında 24 adet dünyaya) açılan bir şey. lucid dream fenomenini kullanarak keşfe çıkacağınız 24 adet dünyadaki 24 adet "efekt"i toplamak oyunun amacı. baştan uyarıyorum: kızın hayal dünyası feci derecede geniş.

bu oyunda felsefeye ve birçok genel kültür öğesine ulaşacaksınız, yuki onna denilen japon efsanesini bu sayede öğrendim.

ayrıca bu oyunda bazı gizli fenomenler de var, ve bunlara rastlamanız matematiksel ihtimal. evet, belli bir şeyi yapacaksınız, ama bazı şeylere tanık olmak için bir de matematiksel bir olasılık hesabının talihlisi olmalısınız.

özetle manyak bir oyun bu. yapanlar gene aşmış.

ürknç fenomen eboa. :'(

not: mangası da var.

not2:hikâyeye sahip olmaması sonu açık uçlu biten hikâyeler olayının aşırı gelişmiş versiyonu bence. komple hikâye size kalmış, psikedelik manyağı bir yumaktan nasibinize ne düşerse, hangi kapıya hangi sarada girdiyseniz, o sırada ne düşündüyseniz artık. wiki'sindeki teori işi o yüzden var gibi, tabii işin sonu klişe şekilde (üzgünüm ama bunu "klişe" kelimesiyle tanımlamak feci bir şey) çocuk tacizine dayandırıllmış. hikâye eksikliği manga okunularak bir nebze giderilebilir.

hem aramızda rpg severleri de (haliyle daha iyi oyunları da) ortaya çıkarttı, açın başlığı anlatın daha fazlasını oynayalım ya :) (y)

icy tower

boyblue
ilkokuldayken ortaya çıktığında deli gibi oynadığımız oyun. telefonlarda bulunması elzem bir şeydi öyle diyeyim. sonra bilgisayar versiyonunu falan da gördüm ama pek sarmadı doğrusu, zamanında flappy birdden daha popülerdi ve en azından rekor kırması falan eğlenceli bir oyundu. bir de bereli arkadaş çok garip sesler çıkarırdı zıplarken.

super smash bros

boyblue
nintendo'nun şu ana kadar yarattığı bir çok karakterin psikopatça birbirine daldığı dövüş oyunu serisi. mario'suyla donkey kong'uyla, pikachu'dan tut charizard'ına ve mewtwo'suna kadar her tanıdık yüzün göründüğü ayrıca solid snake'in de bir ara misafir olduğu kavga gürültü adına her haltı içerebilen bir şey. şu ana kadar 4 adet oyunu var. dinamikler ve karakter bölümler ayrıca toplanabilirler adına çok değişti, ilerledi her oyununda.
biraz komedi ve arcade yönüne kaçan yapısıyla ve çoğunlukla ağır japon oyun endüstrisi nerd'ü kişilerin tanıdığı karakterleri içeriyor olması nedeniyle kendine has bir hayran kitlesi kazanmış bir oyun bu. bu yüzden dövüş oyunu diyince çok az kişinin aklına street fighter ve mortal kombat ile birlikte gelir.

esas amaç burada klasik oyun mantığı ile can barını boşaltıp nakavt etmek değil (öyle bir modu da var oyunun), onları sağlam bir pataklayarak ekran dışına yollamak. stage dışına yollanan kişi k.o. oluyor.

dövüş yapılan alanlar da karakterlerin geldiği orijinal oyunlarından kesitler taşıyor.

böyle çılgın bir şey işte. bu oyunun amerika'daki dağıtılan versiyonlarında bile tek japonca konuşmaya sahip tek karakter marth. abi ağır japon yani. bir de çok feminen diyorlar, bilemedim.

street fighter

boyblue
90'larda çocuk olmuş kişilerin çocukluğuna damga vurmuş dövüş oyunu. ryu, ken, sagat, dhalshim ve daha nicesinin aduket oryu atarak, taygır aparkat savurup kol bacak uzatarak dövüştüğü jeton sömürücü atari salonu yıldızı. bu aralar 5'inci oyununu oynuyorlardı.
7 /