olay gelişimi bakımından harikadır çünkü evren güzel. apokaliptik bir ortam olunca kayıtsız kalamıyorum şahsen, bonus puan, ekstra ilgi ile izliyorum. bu ortamı karakterlerin repliklerine de iyi yansıtınca seri bence hamlet çevirme amacında olsun, shakespeare'den fayda görmek istesin falan gözümü kapattım ben arkaplana bu seriyi izlerken. bitince arkaplanı da incelerim felsefesini de dikkate alırım diyorum.
40 yılın başı carpe diem havaları geldi onu da shakespeare bahsi önünde harcıyoruz, sahiden hayırlı olsun
senaryo açısından spoilerli konuşmak gerekirse heike'nin ikili oyun oynaması kolaylıkla anlaşılabilecek türden bir plot twist'ti. sahiden hikayeyi ilerletmek için tek bu vardı yani. aferim number 2.
özel güçlere sahip kişiler ve bunları kullanan organizasyon konusunun animedeki işlenişini darker than black hayranı olan bendeniz (nick yanımdan anlaşılabilir) yavan buldum. "özel güçlü çocuklara işkence ediliyor, büyüyünce adı sanı unutulacak ve ölmek için var olan ajan oluyorlar" şeklinde özetlenebilecek duygu yüklenmiş bir konu yani. darker than black bu konuyu çok daha gerçekçi ve detaylı işledi ve bu animenin kasamadığı dramı 2 bölümüne bile sığdırabildi bence.
özel güçlerin kullanımı üzerinde kafa yorulmamış pek. darker than black'te resmen taktik savaş olurdu yüklenici güçleri. yani koca seride heike ikili oyun yaparken bile kullanmadı illüzyon gücünü, bir adet küçük kavgada kullandı sadece. kızıl saçlı ses kullanıcısı karakter bomba yeri tespit etmek için ve uçmak için kullandı gücünü, geçer not verdim.
ve lost durumu. gokukoku no brynhildr izleyen kişiler bu lost durumunu direkt anlayacaktır. ya da anlamayacaktır. boşverin.
hitomi, kötü adam olacak adam olmadığı baştan belli kendisinin. keşke aptal olmasaydı. karizma, iyi kalpli, güçlü... ama aptal. çünkü fazla iyi.
anime tamamlanamamış proje izlenimi uyandırdı. mangasına göz atayım, sorun orada değilse bugün de stüdyo basacağız demektir.
özel güçlere sahip kişiler ve bunları kullanan organizasyon konusunun animedeki işlenişini darker than black hayranı olan bendeniz (nick yanımdan anlaşılabilir) yavan buldum. "özel güçlü çocuklara işkence ediliyor, büyüyünce adı sanı unutulacak ve ölmek için var olan ajan oluyorlar" şeklinde özetlenebilecek duygu yüklenmiş bir konu yani. darker than black bu konuyu çok daha gerçekçi ve detaylı işledi ve bu animenin kasamadığı dramı 2 bölümüne bile sığdırabildi bence.
özel güçlerin kullanımı üzerinde kafa yorulmamış pek. darker than black'te resmen taktik savaş olurdu yüklenici güçleri. yani koca seride heike ikili oyun yaparken bile kullanmadı illüzyon gücünü, bir adet küçük kavgada kullandı sadece. kızıl saçlı ses kullanıcısı karakter bomba yeri tespit etmek için ve uçmak için kullandı gücünü, geçer not verdim.
ve lost durumu. gokukoku no brynhildr izleyen kişiler bu lost durumunu direkt anlayacaktır. ya da anlamayacaktır. boşverin.
hitomi, kötü adam olacak adam olmadığı baştan belli kendisinin. keşke aptal olmasaydı. karizma, iyi kalpli, güçlü... ama aptal. çünkü fazla iyi.
anime tamamlanamamış proje izlenimi uyandırdı. mangasına göz atayım, sorun orada değilse bugün de stüdyo basacağız demektir.
dino harbi matrak ev hayvanıdır
çakıl ise komşu oğlu bambam ın beşik kertmesidir aslında
çakıl ise komşu oğlu bambam ın beşik kertmesidir aslında
japonca'da "rüya günlüğü".
en esrarengizinden bir oyun. madotsuki adında bir kızsınız bu oyunda. ve bir apartman dairesindesiniz, kapıdan dışarı çıkmak istemiyor bu madotsuki. odada sadece bir televizon, bir oyun konsolu, bir çalışma masası ve de bir yatak var. oyunda göze bir odada sıkışıp kalmak gibi gözüken bu durum aslında çok büyük bir dünyaya (aslında 24 adet dünyaya) açılan bir şey. lucid dream fenomenini kullanarak keşfe çıkacağınız 24 adet dünyadaki 24 adet "efekt"i toplamak oyunun amacı. baştan uyarıyorum: kızın hayal dünyası feci derecede geniş.
bu oyunda felsefeye ve birçok genel kültür öğesine ulaşacaksınız, yuki onna denilen japon efsanesini bu sayede öğrendim.
ayrıca bu oyunda bazı gizli fenomenler de var, ve bunlara rastlamanız matematiksel ihtimal. evet, belli bir şeyi yapacaksınız, ama bazı şeylere tanık olmak için bir de matematiksel bir olasılık hesabının talihlisi olmalısınız.
özetle manyak bir oyun bu. yapanlar gene aşmış.
ürknç fenomen eboa. :'(
not: mangası da var.
not2:hikâyeye sahip olmaması sonu açık uçlu biten hikâyeler olayının aşırı gelişmiş versiyonu bence. komple hikâye size kalmış, psikedelik manyağı bir yumaktan nasibinize ne düşerse, hangi kapıya hangi sarada girdiyseniz, o sırada ne düşündüyseniz artık. wiki'sindeki teori işi o yüzden var gibi, tabii işin sonu klişe şekilde (üzgünüm ama bunu "klişe" kelimesiyle tanımlamak feci bir şey) çocuk tacizine dayandırıllmış. hikâye eksikliği manga okunularak bir nebze giderilebilir.
hem aramızda rpg severleri de (haliyle daha iyi oyunları da) ortaya çıkarttı, açın başlığı anlatın daha fazlasını oynayalım ya :) (y)
en esrarengizinden bir oyun. madotsuki adında bir kızsınız bu oyunda. ve bir apartman dairesindesiniz, kapıdan dışarı çıkmak istemiyor bu madotsuki. odada sadece bir televizon, bir oyun konsolu, bir çalışma masası ve de bir yatak var. oyunda göze bir odada sıkışıp kalmak gibi gözüken bu durum aslında çok büyük bir dünyaya (aslında 24 adet dünyaya) açılan bir şey. lucid dream fenomenini kullanarak keşfe çıkacağınız 24 adet dünyadaki 24 adet "efekt"i toplamak oyunun amacı. baştan uyarıyorum: kızın hayal dünyası feci derecede geniş.
bu oyunda felsefeye ve birçok genel kültür öğesine ulaşacaksınız, yuki onna denilen japon efsanesini bu sayede öğrendim.
ayrıca bu oyunda bazı gizli fenomenler de var, ve bunlara rastlamanız matematiksel ihtimal. evet, belli bir şeyi yapacaksınız, ama bazı şeylere tanık olmak için bir de matematiksel bir olasılık hesabının talihlisi olmalısınız.
özetle manyak bir oyun bu. yapanlar gene aşmış.
ürknç fenomen eboa. :'(
not: mangası da var.
not2:hikâyeye sahip olmaması sonu açık uçlu biten hikâyeler olayının aşırı gelişmiş versiyonu bence. komple hikâye size kalmış, psikedelik manyağı bir yumaktan nasibinize ne düşerse, hangi kapıya hangi sarada girdiyseniz, o sırada ne düşündüyseniz artık. wiki'sindeki teori işi o yüzden var gibi, tabii işin sonu klişe şekilde (üzgünüm ama bunu "klişe" kelimesiyle tanımlamak feci bir şey) çocuk tacizine dayandırıllmış. hikâye eksikliği manga okunularak bir nebze giderilebilir.
hem aramızda rpg severleri de (haliyle daha iyi oyunları da) ortaya çıkarttı, açın başlığı anlatın daha fazlasını oynayalım ya :) (y)
komedi muhabbetler dönen samimi zirve. tensilcimiz çok fazla fangirl kazandı bu arada
türkiye'de ancak bu formatla yayımlanırdı zaten diye düşündüğüm program. şovmenlik diyarı burası, elbette böyle dönecek
ilkokuldayken ortaya çıktığında deli gibi oynadığımız oyun. telefonlarda bulunması elzem bir şeydi öyle diyeyim. sonra bilgisayar versiyonunu falan da gördüm ama pek sarmadı doğrusu, zamanında flappy birdden daha popülerdi ve en azından rekor kırması falan eğlenceli bir oyundu. bir de bereli arkadaş çok garip sesler çıkarırdı zıplarken.
esaslı müzisyen. bacağı kırıldığında dahi alçısıyla sahneye çıkan türden esaslı.
nintendo'nun şu ana kadar yarattığı bir çok karakterin psikopatça birbirine daldığı dövüş oyunu serisi. mario'suyla donkey kong'uyla, pikachu'dan tut charizard'ına ve mewtwo'suna kadar her tanıdık yüzün göründüğü ayrıca solid snake'in de bir ara misafir olduğu kavga gürültü adına her haltı içerebilen bir şey. şu ana kadar 4 adet oyunu var. dinamikler ve karakter bölümler ayrıca toplanabilirler adına çok değişti, ilerledi her oyununda.
biraz komedi ve arcade yönüne kaçan yapısıyla ve çoğunlukla ağır japon oyun endüstrisi nerd'ü kişilerin tanıdığı karakterleri içeriyor olması nedeniyle kendine has bir hayran kitlesi kazanmış bir oyun bu. bu yüzden dövüş oyunu diyince çok az kişinin aklına street fighter ve mortal kombat ile birlikte gelir.
esas amaç burada klasik oyun mantığı ile can barını boşaltıp nakavt etmek değil (öyle bir modu da var oyunun), onları sağlam bir pataklayarak ekran dışına yollamak. stage dışına yollanan kişi k.o. oluyor.
dövüş yapılan alanlar da karakterlerin geldiği orijinal oyunlarından kesitler taşıyor.
böyle çılgın bir şey işte. bu oyunun amerika'daki dağıtılan versiyonlarında bile tek japonca konuşmaya sahip tek karakter marth. abi ağır japon yani. bir de çok feminen diyorlar, bilemedim.
biraz komedi ve arcade yönüne kaçan yapısıyla ve çoğunlukla ağır japon oyun endüstrisi nerd'ü kişilerin tanıdığı karakterleri içeriyor olması nedeniyle kendine has bir hayran kitlesi kazanmış bir oyun bu. bu yüzden dövüş oyunu diyince çok az kişinin aklına street fighter ve mortal kombat ile birlikte gelir.
esas amaç burada klasik oyun mantığı ile can barını boşaltıp nakavt etmek değil (öyle bir modu da var oyunun), onları sağlam bir pataklayarak ekran dışına yollamak. stage dışına yollanan kişi k.o. oluyor.
dövüş yapılan alanlar da karakterlerin geldiği orijinal oyunlarından kesitler taşıyor.
böyle çılgın bir şey işte. bu oyunun amerika'daki dağıtılan versiyonlarında bile tek japonca konuşmaya sahip tek karakter marth. abi ağır japon yani. bir de çok feminen diyorlar, bilemedim.
90'larda çocuk olmuş kişilerin çocukluğuna damga vurmuş dövüş oyunu. ryu, ken, sagat, dhalshim ve daha nicesinin aduket oryu atarak, taygır aparkat savurup kol bacak uzatarak dövüştüğü jeton sömürücü atari salonu yıldızı. bu aralar 5'inci oyununu oynuyorlardı.
bindik bir alamete
gedeyoz gıyamete
amanieeen
zamanında iyi güldürmüş film.
gedeyoz gıyamete
amanieeen
zamanında iyi güldürmüş film.
mashiro gibi yetenek olsa, neler yapılır neler...
ayrıca sakurasou tımarhaneden hallice. yani öyle bir yere düşmek de esas oğlanın ne biçim şanslı olduğunu düşündürüyor
ayrıca sakurasou tımarhaneden hallice. yani öyle bir yere düşmek de esas oğlanın ne biçim şanslı olduğunu düşündürüyor
kanımca en baba büyücü sınıfı. yaşam ve ölüm üzerine büyülerde uzman büyücüler bu ismi taşırlar. ölülerin ruhlarını çağırma ya da bedeniyle ayağa kaldırmak gibi şeyleri gizli bilgilere ulaşma, ölüleri kuvvet olarak kullanma (mezarlığa girip oradan 5 tabur ölümsüz orduyla çıkmak gibi) amaçlar için yapar.
böyle bir durum harem animesi ile karşı karşıya olduğumuzu gösterir.
genellikle esas oğlanın çevresi 4-5 kızla sarılıdır. zavallım (!) seçemez bir tane işte. diğerlerinin de her daim elinin altında olmasını diler bu it herif.
böylece zaman zaman birine yakınlaşır, sonra diğeri araya girer falan. izleyenler, bir kızı çoktan seçmiştir, bu esas oğlanın o kızı seçmesini dileyenler arasında kavgalar olabilir, kan bile çıkar mazallah.
genellikle esas oğlanın çevresi 4-5 kızla sarılıdır. zavallım (!) seçemez bir tane işte. diğerlerinin de her daim elinin altında olmasını diler bu it herif.
böylece zaman zaman birine yakınlaşır, sonra diğeri araya girer falan. izleyenler, bir kızı çoktan seçmiştir, bu esas oğlanın o kızı seçmesini dileyenler arasında kavgalar olabilir, kan bile çıkar mazallah.
hakkındaki entry sayısının azlığı kötü olmuş bir anime. şahsen ilk bölümle "ya peri masalıymış boş mu versek" desem de, yine de gitmiş olmam çok iyi oldu. serinin devamı güzel oldu, dayak sahnesi komedisi kullanılmış bolca işte. yersen.
ilk bölümde opening "it's (not) a fairy tail" yazısıyla selam çakmışlar büyük animeye. krediyle mi başlamak istediler anlamadım -.-
sonradan o "it's (not) a fairy tale" oluyor.
ana karakterin narsisizminden tam olarak yararlanamayıp topu altıpastan taca atan mangakaya olan kızgınlığımı bir kenara bırakıp karakterlerini sayayım.
moffle: seiya kanie yancısı olarak ben de gıcık kapmıştım fakat tam maskot olacak tip. zaten maskot yani neyse. dayak çekme konusunda eşine az rastlanır bir yeteneği var. kanie ile sürtüşüyorlar arada.
sento: aşırı ciddi bir karakter ama ciddiyeti sadece otorite için. parkı bir süre yönetmeye çalışmış, becerememiş. bir süre sonra ana karakterden etkilenir illa ki. ama bu karakteristikle ne tür bir heyecan verecek bana bilmiyorum. izlediğim en son bölümde hafif değişimler geçiriyordu. özelliği ise çeşitli özellikte mermiler ateşleyebilen iki adet süslü beyaz altın işlemeli "sawn-off" tüfek. dayak sahnesine harcanıyor genellikle, efektif kullanımını bir kez ya da iki kez görürsünüz işte seride.
latifa: latife diyin evet. benim de diyesim geliyor. dünyalar tatlısı prenses. öperek sihirli güç bahşetme özelliğine sahip. kırılgan narin bişi işte tek büyük sorunu bu.
tiramy: sapık pembe kedi. başka bir tanımlama düşünemedim.
sylphy: kafası hep başka alemlerde olan bir kız, gösteri olarak rüzgâr ruhuydu sanırım. açık farkla en komedi karakter, ne biçim kafası var kimse bilmiyor. performansları mükemmel yapıyor yalnız, diğerleri takılırken bu iyi dans ediyor öyle bişi. (edit: bunu eve götürüp beslenilesi karakterler kategorisine koydum şimdi.)
macaron: tiramy ile birlikte türlü oyun çeviren bişi. birlike bara gidip içki içiyorlar falan işte.
twitter fenomeni ateş ruhundan ve diğerlerinden hatırımdan çıktıkları için özür dileyecek kadar uçuk bir kafadayım şu an, o yüzden yazmayayım daha -.-
ilk bölümde opening "it's (not) a fairy tail" yazısıyla selam çakmışlar büyük animeye. krediyle mi başlamak istediler anlamadım -.-
sonradan o "it's (not) a fairy tale" oluyor.
ana karakterin narsisizminden tam olarak yararlanamayıp topu altıpastan taca atan mangakaya olan kızgınlığımı bir kenara bırakıp karakterlerini sayayım.
moffle: seiya kanie yancısı olarak ben de gıcık kapmıştım fakat tam maskot olacak tip. zaten maskot yani neyse. dayak çekme konusunda eşine az rastlanır bir yeteneği var. kanie ile sürtüşüyorlar arada.
sento: aşırı ciddi bir karakter ama ciddiyeti sadece otorite için. parkı bir süre yönetmeye çalışmış, becerememiş. bir süre sonra ana karakterden etkilenir illa ki. ama bu karakteristikle ne tür bir heyecan verecek bana bilmiyorum. izlediğim en son bölümde hafif değişimler geçiriyordu. özelliği ise çeşitli özellikte mermiler ateşleyebilen iki adet süslü beyaz altın işlemeli "sawn-off" tüfek. dayak sahnesine harcanıyor genellikle, efektif kullanımını bir kez ya da iki kez görürsünüz işte seride.
latifa: latife diyin evet. benim de diyesim geliyor. dünyalar tatlısı prenses. öperek sihirli güç bahşetme özelliğine sahip. kırılgan narin bişi işte tek büyük sorunu bu.
tiramy: sapık pembe kedi. başka bir tanımlama düşünemedim.
sylphy: kafası hep başka alemlerde olan bir kız, gösteri olarak rüzgâr ruhuydu sanırım. açık farkla en komedi karakter, ne biçim kafası var kimse bilmiyor. performansları mükemmel yapıyor yalnız, diğerleri takılırken bu iyi dans ediyor öyle bişi. (edit: bunu eve götürüp beslenilesi karakterler kategorisine koydum şimdi.)
macaron: tiramy ile birlikte türlü oyun çeviren bişi. birlike bara gidip içki içiyorlar falan işte.
twitter fenomeni ateş ruhundan ve diğerlerinden hatırımdan çıktıkları için özür dileyecek kadar uçuk bir kafadayım şu an, o yüzden yazmayayım daha -.-
dediği her lafta şöyle bir bakakalıp "hakkaten lan?!" demişliğim vardır. monologlarda ve aforizmalarda aşmıştır kendisi.
kulüpteki her kıza tepkisi aynı olup totsuka karşısında kızarıyor olması paylaşımlarda yer bulmuş karakter. hachiman'ın güzellik anlayışı ya da çekim duyması falan pek bilgim yok ama olası bir yaoi senaryosuna yerleştirince nasıl kendisine otomatikman kalan seme rolünü dolduracak bilinmez. bence senaryo direkt yok. hikayeyi anlatan komedi sahnesi olarak ekliyor çoğu zaman bu ilgiyi. tenisçi çocuk animeye direkt etkisini sadece girdiği bölümde kızların tenis maçı yapmasına sebep olmak suretiyle yaptı. ve neden koca konunun burasına değindim bilmiyorum.
ama hachiman'ı komple kelimesiz bırakan tek unsur kendisi. adamın her bir şeye itirazı ya da her şeyden çıkarımı olurdu.
hikigaya'yı kelimesiz bırakan bir şeyse dur düşün tabii.
spoila.
ikinci sezonda birinci sezon finalini basamak olarak kullandığını görüyoruz hikigaya'nın. loser'dan hakkıyla konuşan'a evrilmiş. ve nemesis'inden yediği laflarda azalma var, ama yine de kendisi derin kesikler atan laflara maruz kalıyor.
kulüpteki her kıza tepkisi aynı olup totsuka karşısında kızarıyor olması paylaşımlarda yer bulmuş karakter. hachiman'ın güzellik anlayışı ya da çekim duyması falan pek bilgim yok ama olası bir yaoi senaryosuna yerleştirince nasıl kendisine otomatikman kalan seme rolünü dolduracak bilinmez. bence senaryo direkt yok. hikayeyi anlatan komedi sahnesi olarak ekliyor çoğu zaman bu ilgiyi. tenisçi çocuk animeye direkt etkisini sadece girdiği bölümde kızların tenis maçı yapmasına sebep olmak suretiyle yaptı. ve neden koca konunun burasına değindim bilmiyorum.
ama hachiman'ı komple kelimesiz bırakan tek unsur kendisi. adamın her bir şeye itirazı ya da her şeyden çıkarımı olurdu.
hikigaya'yı kelimesiz bırakan bir şeyse dur düşün tabii.
spoila.
ikinci sezonda birinci sezon finalini basamak olarak kullandığını görüyoruz hikigaya'nın. loser'dan hakkıyla konuşan'a evrilmiş. ve nemesis'inden yediği laflarda azalma var, ama yine de kendisi derin kesikler atan laflara maruz kalıyor.
tam adı gasai yuno. sevilesi görmediğim bir karakterdir, yandere kavramının sözlükteki anlamıdır.
mirai nikki'de son derece tehlikeli bir oyuncudur, herkesi gözünü kırpmadan öldürme potansiyeli vardır. amano yukiteru'ya olan aşkı bu eylemlerinin motivasyonunu oluşturur.
pembe saçın en çok yakıştığı karakter değildir vocaloid'leri karakterden sayabiliyorsak. animelerde de çoğu karakter pembe hoş saçlar ile ölümden daha hoş temalar sunar bize (içim ürperiyor), pembe saçlı ölüm saçan karakter fazla egzotik lan. 0.o
she's the jealous type, for sure
mirai nikki'de son derece tehlikeli bir oyuncudur, herkesi gözünü kırpmadan öldürme potansiyeli vardır. amano yukiteru'ya olan aşkı bu eylemlerinin motivasyonunu oluşturur.
pembe saçın en çok yakıştığı karakter değildir vocaloid'leri karakterden sayabiliyorsak. animelerde de çoğu karakter pembe hoş saçlar ile ölümden daha hoş temalar sunar bize (içim ürperiyor), pembe saçlı ölüm saçan karakter fazla egzotik lan. 0.o
she's the jealous type, for sure
deli maceralarla ve alabildiğince ezik ve komik karakterlerle bezeli çizgi dizi. darwin denen evcil hayvan-evlatlık arası bir balık favori karakterim oluyor.
(bkz:hayal gücü patlaması)
bunu yapan ekip uncle grandpa'yı da yapanlardır bu arada. ne biçim kafa varsa adamlarda.
bunu yapan ekip uncle grandpa'yı da yapanlardır bu arada. ne biçim kafa varsa adamlarda.
tüm kriterlerimi parçalayarak tutturan karakter. o derece ideal kadın portresi benim için <3
şaka bir yana taştır, karşısındakini de taş kestirir. luffy'e olan aşkını ben dahil çoğu kişi kabullenememiştir, (hayır tabii ki de, bu konuda ben ve @15 endemik şeylerdeniz. i feel you bro.)
bir adet klonu da piyasadadır: esdeath. evet, çoğu kişinin de farketmiş olduğu gibi ikisinin de tüm değerlerinin eksenini güç oluşturur, ikisi de çocukluğu... yok boa'nın çocukluğu akame'ye benziyordu sanki... neyse işte. sonracığıma da ikisinin de bu güçlü "amazon kadını" imajlarının altında atan şefkat delisi kalpleri ota çimene konacağına luffy ve tatsumi'ye konar. bu sevilen iki velet de bunları sevmiyordur (daha doğrusu etkilenmiyorlar işte, neden ve nasıl etkilenmiyorsunuz bu taş gibi... öhöm. kitapsızlar sizi) tabii, bu ikisi de aşkları ile hayatları pahasına bu veletlere yardım ederler bazı konularda. öyle işte. böyle kadınlar işte bir sürü hayran kazanır, cosplayleri de ne güzel olur (hakkıyla yapabilenler pm pls) falan işte. neyse dağıttık. binaenaleyh bu boa hancock güzel kadındır.
şaka bir yana taştır, karşısındakini de taş kestirir. luffy'e olan aşkını ben dahil çoğu kişi kabullenememiştir, (hayır tabii ki de, bu konuda ben ve @15 endemik şeylerdeniz. i feel you bro.)
bir adet klonu da piyasadadır: esdeath. evet, çoğu kişinin de farketmiş olduğu gibi ikisinin de tüm değerlerinin eksenini güç oluşturur, ikisi de çocukluğu... yok boa'nın çocukluğu akame'ye benziyordu sanki... neyse işte. sonracığıma da ikisinin de bu güçlü "amazon kadını" imajlarının altında atan şefkat delisi kalpleri ota çimene konacağına luffy ve tatsumi'ye konar. bu sevilen iki velet de bunları sevmiyordur (daha doğrusu etkilenmiyorlar işte, neden ve nasıl etkilenmiyorsunuz bu taş gibi... öhöm. kitapsızlar sizi) tabii, bu ikisi de aşkları ile hayatları pahasına bu veletlere yardım ederler bazı konularda. öyle işte. böyle kadınlar işte bir sürü hayran kazanır, cosplayleri de ne güzel olur (hakkıyla yapabilenler pm pls) falan işte. neyse dağıttık. binaenaleyh bu boa hancock güzel kadındır.