confessions

rasenya

➤ - emekli moderatör

  1. toplam giri 694
  2. takipçi 0
  3. puan 5050

ohmi tomu

rasenya
josei türünde eserler veren mangaka

not: hemen hemen bütün mangalarını okuduğum mangaka ve eserleriyle ilgili daha sonra bir edit yapacağım, şimdilik böyle burda kalsın. şimdilik sözlüğe veda vakti.

eserleri:
barairo my honey
midnight secretary
anata ni hana o sasagemashou
majo no biyaku
kindan no koi de ikou
kindan no koi wo shiyou
love cruise

hikayelerinde genel olarak fantastik unsurlar vardır, doğaüstü şeyler kimi hikayelerinde arka planda kalırken kimilerinde kurgunun tabanını oluşturur. çizimleri benim adıma oldukça hoştur ama bence kadınları erkeklere göre daha iyi çiziyor ya da çizim tekniği kadınlara daha çok yakışıyor, tam olarak bilemiyorum^^' devam etmekte olan tek eserinin majo no biyaku olduğunu da söyleyip entryi kapatayım.:)

luffy'nin baka şarkısı

rasenya
birkaç yıl önce kardeşim telefon zil sesim yapmıştı bana haber vermeden bir de sesi sona çıkarmış ertesi gün ben fizik dersindeyken arayınca da optik moptik kalmamış tüm sınıf kahkahaya boğulmuştu, ben de rezil olduğumla kalmıştım ama olsun luffynin bir şarkısı yeter beni neşelendirmeye(zaten ben de dayanamamış kahkaha tufanına katılmıştım, tamamen farklı bir sebepten olsa da)

doushiyoumo nai keredo

rasenya
yaoi manga, devam ediyor diye görünse de son bölüm 2013te gelmiş

konu: shinonome kendisinin de farkında olduğu gibi, yakışıklı, becerikli ve zekidir. ayrıca çalıştığı şirketi de ileride babasından devralacaktır. bu yüzden bütün kadınlar peşindedir. fakat shinonome elinde olmadan kalbini, babasının içki arkadaşı olan, şefi kurokawa'ya kaptıracaktır.
-alıntıdır-
shin-kun babasının şirketinin başına geçmek isteyen zaman zaman "zengin züppe" diyebileceğimiz bir karakter bu açıdanonodera ritsunun tam tersidir.ilk bölümde 200 dolarlık taksi ücretine hiç gözüyle bakmasından bunun sinyallerini alabiliriz.ama kötü müdür? hayırr, gayet de sevimli bir uke, üstelik istemem yan cebime koy tavrı da yoktur pek. kurokawa da çok tatlı bulduğum bir seme oldu, hele kıskançlıkları... eğlenceli bir çift oldular.
diğer çiftimizi de sevdim ben daisuke de keita da oldukça tatlıydı.
-alıntıdır-

mangakası natsume isaku'dur.

smut (bir ihtimal soft sayılabilecek bir seviyede olsa da)uyarısını da verip entrymi kapatıyorum

kimi ga koi ni midareru

rasenya
sevdiğim yaoimangalardandır, mangakası takanaga hinakodur ayrıca smut sahneler barındırır. üçlemenin son hikayesidir.( diğerleri, kimi ga koi ni ochiruve kimi ga koi ni oborerudur)

konu: jinnai'yi elde etme çabaları boşa giden kijima, bir gün güzel bir kimononun desenini hayranlıkla incelerken, bu şaheseri kimin ortaya çıkardığını öğrenmek ister. karşısında oldukça genç bir adam bulan kijima, onun hakkında bazı şeyleri merak etmektedir.
-alıntıdır-

üçlemenin ilk okuduğum hikayesidir.

kimi ga koi ni oboreru

rasenya
bir hayli sevdiğim yaoi mangalardan biridir. mangakası takanaga hinakodur. smut olduğunu da söyleyeyim.

konu: büyük bir manifatura mağazasında çalışan jinnai'nin terfi hayalleri, mağaza sahibinin genç yakışıklı ve üniversiteden yeni mezun olmuş oğlu reiichirou (kimi ga koi ni oboreru'da tsukasa'nın ağabeyi), mağaza müdürü olarak işe alınınca suya düşer. başlangıçta reiichirou'nun deneyimsizliğine rağmen onun emri altında çalışmak jinnai'yi fazlasıyla gıcık etse de zamanla onun dert ortağı olup onunla yakınlaştıkça bu hisleri aşka dönüşmeye başlar.
-alıntıdır-

bir üçlemenin ikinci hikayesidir(diğerleri kimi ga koi ni ochiru ve kimi ga koi ni midarerudur)

öncelikle karakter çizimlerini oldukça sevdiğimi söyleyerek başlayayım, okuduğum shounen ai/yaoi mangakar arasında en beğendiğim çizim tarzından biri oldu.ukesi de semesi de ayrı yakışıklı, karizmatiktir.ayrıca hikayenin üçlemesinde çizimler benzese de karakterler kopyala yapıştır yapılmış gibi birebir aynı değildir, bu da beni sevindirdi zira natsume isaku,nekota yonezou gibi bazı mangakaların farklı hikayelerde aynı karakterleri kullandığı yanılgısına düşebilirsiniz(çizim açısından).
jinnai özellikle ilk bölümlerdeki yeni patronuna gıcık olmuş tavrı ve sonraki sevimli halleriyle oldukça sevdiğim semeler arasında yerini almıştır. tabii zaman zaman beni oldukça kızdırdığı birkaç hareketi de olmuştur ama artıları daha fazla olduğundan bu sefer sesimi çıkarmayacağım.
sanırım uzata uzata bitiremeyeceğim, o yüzden manganın ilk bölümlerinde bana kyaa! dedirten bir replikle kapanışımı yapıyorum

"reiichirou, sana tek bir şey söyleyeceğim. biliyorsun, bu aşk değil. birisine itirafta bulunup reddedilince arkadaş kalmaya razı oluyorsan, o aşk falan değildir. aşk, bedeninin kontrolünü kaybettiğin bir şeydir ama senin hislerin öyle değil.ben sana söyledikten sonra ancak o şekilde düşünmeye başladın.bir insana aşık olmak reiichirou, kafanla düşüneceğin bir şey değildir. engel olamadığın bir dürtüdür. seni iteleyen bir şeydir... sana öğreteyim mi, reiichirou?

kimi ga koi ni ochiru

rasenya
takanaga hinakonun yaoi üçlemesinin ilk hikayesidir.( diğerleri kimi ga koi ni oboreru ve kimi ga koi ni midarerudur). smut bir mangadır.

konu: bir süre önce özel sebeplerden dolayı okçuluğu bıraksa da, mochizuki haru bu defa okçuluk kulübünün danışmanı olarak tekrar anılarını tazelemek zorunda kalacaktır. orada tanıştığı tsukasa ise, tesadüfen onun aşık olduğu reiichirou'nun kardeşi çıkacaktır. haru'ya karşı duygular besleyen tsukasa, haru'nun ağabeyini sevdiğini bilmesine rağmen yine de onun kalbini kazanmaya çalışacak ve bu çabalarını şaşkınlıkla takip eden haru ise reiichirou ile tsukasa arasında kalsa da, kalbini dinleyip en doğru seçimi yapacaktır.
-alıntıdır-

üçlemede en az sevdiğim hikayedir. harunun yıllarca kuvvetli bir aşk duyduğu reiichi-kundan ksa sürede uzaklaşıp unutması-tabii unutacaktı da, çok çabuk geldi bana- birden bire tsukasaya aşık olması beni düşündürtmüştür, sanırım diğerlerine göre daha kısa olduğu için olaylar biraz daha hızlı işlemiş hafif bir oldu bitti hissi vermiştir bana. yine de çok mu kötüdür? hayır değildir ama diğerleri kadar da sevdirtmemiştir kendisini bana.
hiç de detaylı bir entry olmadı gerçi^^

bakuman

rasenya
her sezonu 25 bölümden 3 sezonluk manga üzerine oldukça doyurucu bir anime. bazen animenin içindeki mangaların çizim kalitelerinin animedekinden daha iyi olduğunu düşünmediğim anlar yok değil-söylemek istediğimi anlayanlar varsa ne ala.:)- ashirogi mutonun azmi çok hoşuma gitti, kaybettikleri noktalarda kendilerine bir kumarbaz olduklarını hatırlatmalarını ve kalkıp yola devam etmelerini izlemek gerçekten de güzeldi^^ en sevdiğim karakteri de sanırım nizuma gerek enerjisi gerek zekası ve gerek yeteneğiyle beni kendine hayran bırakmıştı. diğer karakterler de iyiydi bence.:)

one thousand and one nights

rasenya
şimdiii bin bir gece masallarını çok severim ciltli kalın bir basımı babamın başucunda durur, haftanın en az bir günü de bir bölümünü okur biz de dinleriz üzerine yorum yapar varsa öğrendiğimiz yeni hikayeler, kıssalar,fıkralar anlatır bunlar üzerine muhabbet ederiz.bu gecelerde genelde mevlananın mesnevisi de bize eşlik eder.

haruhi san da koreliler pek sevdiğim bu kültürü shounen ai/yaoi yapmışlar diyor.her ne kadar manhwaları pek sevmesem de bakmamak kendime yaptığım bir ayıp olacak.

recipe no oujisama

rasenya
junkodan güzel bir yaoi.yalnızca 8 bölüm olması beni üzmüştür keşke en azından bir 5-6 bölüm daha devam etseydi.

sakai kei aşçılık bölümü 2 sınıf öğrencisidir ve büyükbabası gibi yaptığı yemeklerle insanların kalbine dokunmak istediğinden kendi restoranını açmayı hedeflemektedir. yalnız yaşadığı yer okuluna çok uzak olduğu için bir arkadaşının aracılığıyla yeni bir eve taşınır ve 3 tanecik yakışıklı mı yakışıklı tatlı mı tatlı ev arkadaşı kazanır.

tsubasa ile yasu hakkında daha çok şey okumak isterdim ama haklarında pek bir şey göremedik maalesef.
shouhei de pek sevimlidir. gecenin bir vakti hem sarhoşluğun hem de uyku mahmurluğunun verdiği etkiyle kei kunun odasına dalması pek eğlencelidir.

ayrıca çok hoşuma giden sahnelerden biri bu mangada yer alır.4lü blind date(ne desem bilemedim buna şimdi) sonrasında kei kunun beraber olduğu kızın sevgilisi yakuza kılıklı bir adam çıkar tabii "sen misin benim yavukluma yan gözle bakan" diyerek kei kuna sataşır kei nin kolunu sıktığı sırada da shou kun "bu çocuk elleriyle para kazanıyor onun yerine bana vur" diye kahramanlık yapar, keş altta kalır mı "bu çocuk da yüzüyle kazanıyor asıl bana vur" diye atılır, bana vur, hayır bana tartışmasına dayanamayan adamsa bu iki genci birbirleriyle başbaşa bırakır... o gece eve geldiklerinde de ayrı komik sahneler gerçekleşir,.onu da yazmayayım şimdi
küçüklüklerinde shou bayılmak üzerekyen ona bakanların kei ve dedesi olması bana biraz zorlama gibi gelse de çok mühim değildir.


not: aslında daha çok şey yazacaktım ama toparlayamayınca burda bırakayım dedim

barairo my honey

rasenya
josei türü, pek sevdiğim ohmi tomu mangası.pek kısa bir seridir(13-14bölüm)

ilk bakışta oyuncak bebeklerinkine benzeyen tatlı,sevimli güzelliğiyle baş döndüren koume, ağzını açtığında çevresindekileri şaşkına çevirir zira kurnaz,dişli ve biraz cazgır havasıyla dış görünüşünden pek de beklenmeyecek tavırlar sergiler.yine de hem iş yerinde hem de çevresindeki diğer insanlar tarafından oldukça sevilir.mikage ise tomonaga ailesinin varisi, poker suratlı,sert ve gayet karizmatik bir adamdır.ikili arasındaki patron-çalışan ilişkisi koumenin bir kaplan terbiyecisi olduğunun ortaya çıkmasıyla biraz değişecektir zira mikage bir kaplan efendisidir.
not:kaplan efendileri tomonaga ailesinin bazı nesillerinde ortaya çıkan özel kişilerdir ve duygu değişimlerine bağlı olarak efsanevi kaplanları çağırabilirler ancak bu kaplanları pek az kişi görebilir.her kaplan efendisi de bir tane kaplan terbiyecisine ihtiyaç duyar, bu kişilerde yine bir aileden çıkıyor...
not2: kaplan deyince akla fantastik savaşlar, aksiyon vs gelebilir ancak bu seride daha çok mikagenin duygularını ifade etmek için kullanılmış
not3:kapak yüzünden aşk üçgeni olabilir korkusuyla başlamıştım ancak öyle göze gelen, birilerinin kırılıp üzüldüğü bir çokgen yoktur.bu da beni oldukça sevindirdi.

hem çizimleri, hem karakterleri hem de hikayeyi oldukça sevdim.koumenin azmi, inatçılığı, istediği şeyi elde etmek için çabalaması çok hoşuma gitti.mikagenin duygularını gizlemek için takındığı poker suratın ortaya çıkan kaplanlar sayesinde hiçbir işe yaramaması da çok eğlencelidir.tatlıları görünce ortaya çıkan pembe kaplana hiçbir şey diyemeyeceğim.:) kotaruyu da ayrıca sevdiğimi söyleyeyim.

düğünden önce koumenin rüyasında mikagenin onu kilisede bırakıp aşk itirafı yapan kotaru chanla kaçmasına pek bir gülmüştüm.haklısın koume chan, senin en büyük rakibin kotaru kun :)


daha da yazsam sonunu getiremem burda bitireyim, noktayı koymadan ufak tefek eksikleri olsa da genelde oldukça eğlenceli ve güzel bir manga olduğundan tavsiye ettiğimi söyleyeyim^^

hybrid child

rasenya
nakamura senseinin eserlerini ağzım kulaklarımda okumaya alışmışken olmadı bu.duygularımı alt üst etti, keşke okumasaydım da üzülmeseydim dedirtti.

ilk iki hikaye tozpembe olmasa da mutlu sayılabilecek bir sonla bitti, yüreğime su serpildi. peki sensei, neden 3. hikayede tsukishimayı öldürmek zorundaydın ki?onu da tatlı bir şekilde bağlasan olmuyor muydu? buruk da olsa bir tebessüm belirirdi dudaklarımda ilk ikisinin sonundaki gibi ama sensei sen salya sümük ağlattın rasenyayı, ahımı aldın sensei, kalbimi kırdın.


aslında neden bu kadar tepki verdiğimi de anlamıyorum(kendim adına, resmen abartıyorum durumu), çok daha acıklı şeyler izleyip okumuş olduğum halde çoğunda bir damla gözyaşı dökmeden başka bir seriye geçtim.. sanırım olay komedi beklerken dramla karşılaşmakta(dram olduğunu bilsem hazırlı olurdum galiba), herhalde gardımı indirmiştim, bilemiyorum.

tonari no kaibutsu kun

rasenya
hoşuma giden eğlenceli bir anime, romantizm unsurlarını çok iyi yansıtıp yansıtmadığı tartışılır ancak hoş bir hikaye vardı ortada. shizukunun tepkisizliği ve ani tepkileri çok tatlıydı, haru ve diğer karakterleri de sevmiştim, yalnız arkadaşlık işlenirken daha güzel bir zemine oturtulabilirdi

to aru majutsu no index

rasenya
meraklısına konusu: notları tehlikeli derecede düşük olan lise öğrencisi touma kamijou, ımagine breaker denen bir güce sahiptir. ımagine breaker, diğer bütün güçleri yenebilen ama karşılığında kullanıcının iyi şansını gittikçe zayıflatan bir güçtür. touma'nın ımagine breaker'ının gücü gerçekten de ölçülemez derecede kuvvetlidir ve bu yüzden de talihsiz touma'nın doğaüstü güç seviyesi sıfırdır…

touma bir gün balkonunda beyazlar içinde bir kızla karşılaşır. kız ise büyücüler tarafından kovalandığını söyler. aslında bu kız bir rahibedir ve anıları zorla ındex-librorum-prohibitorum, yani kilisenin 103,000 yasak metini ile değiştirilmiştir.
-alıntıdır-

yume no shizuku ougon no torikago

rasenya
osmanlı dönemi mangası. ana karakterleri derseniz, hürrem chan kanuni kun derim. muhteşem yüzyıl yokken japonlar ikilinin aşkını yazıp çizmiştir efenim, burdan mangakası shinohara chieye bir konnichiwa, bir arigatou gönderiyorum.

konusu: 16.yüzyılın başında alexandra köle tacirleri tarafından kaçırılır ve ordan oraya sürüklenir. daha sonra genç ve yakışıklı mateus tarafında satın alınır ve mateus ona gerçek özgürlüğü vereceğine dair söz verir. mükemmel kadına dönüşebilmek için pek çok eğitimden geçer, tabii bu süreçte de mateusa aşık olur.ne yazık ki mateus onu yakın arkadaşı osmanlı imparatoru, muhteşem süleymana satar ve alexandra da böylece hareme adımını atmış olur.

zar zor 10 bölümünü okuduktan sonra önce bırakmaya sonra ara vermeye karar verdiğim manga. olabildiğince güzel yönlerine odaklanarak okumaya çalıştım ama bu konuda pek başarılı olamadım. üstelik üstteki entryde yazdığım ikilinin aşkı kısmı benim için tam bir yalan oldu. hürremin süleymana olan aşkını herhangi bir şekilde görmediğim yetmezmiş gibi sürekli zihnindeki ibrahim aşkını okudum ve bir yerden sonra bundan çok sıkıldım,ne yalan söyleyeyim.
bunun dışında kurgusal, tarihsel hatalar , çizimler vs gibi konularda da eksiklikleri vardı.ama bir belgesel değil, bir japonun elinden çıkmış bir hikaye olduğu için bunları hasır altı etmeye karar verdim. daha biz kendi tarihimizi doğru ve etkili bir biçimde aktaramazken, bir mangakanın her şeyi dört dörtlük vermesini beklemek olmaz.
çizimleri eski tip shoujoları anımsatıyor ve pek alışık olmadığımdan yadırgadım sanırım. ayrıca süleymanın uzun saçlı çizilmesi, erkeklerde doğru düzgün sakal bıyık olmamasını falan ister istemez garipsedim.
rahatsız olduğum bir nokta da ilk bölümlerden birinde süleymanla ibrahimin shounen aiden fırlamış gibi duran diyalog ve yakınlaşmalırı idi.

not:muhtemeln gecenin bir yarısında okuduğumdan beynim karman çorman, o yüzden pek odaklanamamış ve manganın daha ziyade bana olumsuz görünen taraflarına odaklanmış olabilirim.bu nedenle pek de sağlıklı bir entry olmadı, muhtemelen gelecekte ya silerim ya da editlerim.

edit: spoiler içerir!! devam ettim ama çıkacak yeni bölümleri okumamaya karar verdim. zira manga hürrem ile süleyman değil hürrem ile ibrahim hikayesini anlatıyor. belki yine devam edebilirdim ama ibrahimle birlikte olduktan sonra benim için tam anlamıyla bitti.ne yani süleyman aşklarını fark edince pargalıyı boğdurup hürreme kıyamayacak mı?bu noktaya falan mı getirmeye çalışıyor mangaka olayı, hiç anlamadım. neyse sözü uzatmayacağım, çok büyük beklentiyle başlayıp tam anlamıyla hayal kırıklığına uğradığım bir manga serisi oldu, eğer finali benim düşündüğümün aksine güzel bir şey olursa belki bir gün okumaya devam ederim ama şimdi değil.

akatsuki ni tatsu lion

rasenya
izumi erina bir lise öğrencisidir ve yaşayan tek akrabası abisi takashidir. erina bir gün o anda türkiyede olması gereken takashi hakkında bir tutuklanma bildirimi alınca sinclair adındaki gizemli bir adam gelerek onu da beraberinde götürür. böylece, erinanın yeni bir ülkede aşk ve nefret arasında gidip gelen belirsizlik içindeki hayatı başlar.

büyük bir gülümsemeyle başladım okumaya, sonra istanbulu, safranboluyu,alp arslan adındaki yakışıklı-en azından mangadaki en yakışıklı- türl erkeğini,alp arslan ve takashinin inönü stadyumunun önünde beşiktaş(her ne kadar fenerbahçeli olsam da) formasıyla çekildikleri resmi, dinlenme tesisindeki pişmaniye yazısını vs vs,yani bizden bir şeyler gördükçe gülümsemem büyüdü ve ağzım kulaklarımda bitirdim mangayı.
ne yazık ki 3 bölüm olduğundan olaylar fazlasıyla hızlı gelişti. üstelik extra bölüm de mangakanın türkiye macerasını anlattığı birkaç sayfadan ibaretti. keşke serileştirilseydi de en azından bir 20 bölüm falan daha ayrıntılı okuyabilseydim mangayı.


sonunda erina ve takashinin kan bağıyla bağlı olmadıkları için aslında birbirlerine aşık olmaları, bu yüzden şerifenin kıskançlık krizine grip sevgilisi takashiyi uçurumdan itmesi, sinclairin uyuşturucu kaçakçılığının öylece çözümlenmesi falan bana biraz baştan savma gibi geldi. üstelik neden son anda öz olmasa da kardeşlerin aşkını araya sokarlar ki?hiç anlamıyorum.
ancak en sonunda alp arslanın utangaç bir yüzle türkçe sanırım seni seviyorum demesi, ne dediğini anlamayan erinayı öpmesi beni benden almıştır.ama kız daha az önce abisinin öldüğünü öğrenip mezarını ziyaret etmiş ve aslında ona aşık olduğunu söylemiştir. olsun, alparslan x erina olsun da varsın böyle bağlansın hikayenin sonu.

bunun dışında erinayı otobüs durağına götüren teyzeyi, erinaya kaçmasında yardımcı olan yaşlı amca ve yanındaki iri yarı demirci(?) abiyi çok sevdim^^

yalnız okurken sonunu tahmin edebilirsiniz, çünkü mangaka hem kardeşlerin ilişkisine dair hem de erina'nın uğradığı saldırılarda pek çok ipucu vermiş.

anime ve mangalardaki türk isimleri

rasenya
başlık türkiye'de de kullandığımız isimlerin daha iyi bir versiyonu olsaymış daha iyi olurdu, zira örneklerimizin pek çoğu türkçe değil daha çok arapça, farsça kökenli isimler.
magideki ja'far ın telaffuzu cafer gibiydi, yine Şehrazat (schehererazade),sinbadın annesi esra, kasım (cassim), Zeynep (zaynab), leyla(leila)... gibi pek şok örnekle karşılaşabiliyoruz, hinlik yapıp alibaba'nın alisini bile ekleyebiliriz^^

one piece'te süleyman, abdullah falan vardı, yanlış hatırlamıyorsam isimleri buydu
3-5 farklı anime, mangada sena gördüm
sailor moon'da safir vardı

calm belt

rasenya
one piece'de grand line'ı kuşatan deniz krallarının yuvası diye adlandırılan denizdir. calm denmesinin sebebi, bu denizde herhangi bir okyanus veya hava akıntısının olmamasıdır.
marine burdan deniz krallarının, canavarlarının dikkatini çekmeden kolayca geçebilmek için gemilerinin altını kairoseki ile kaplar. çünkü bu madde denizde aynı enerjiyi yayar.

silvers rayleigh sama amazon lily'e bu denizde yüzerek gelmiştir, eh ondan da daha azı beklenemezdi zaten^^

amazon lily

rasenya
one piecedeki kadınlar adası. ada halkı yalnızca kadınlardan oluşur ve erkeklerin girmesi kesinlikle yasaktır. şuan ki yöneticisi korsan imparatoriçe shichibukai boa hancocktur.
ada calm beltler arasında olduğu için dışarıdan gelen tehlikelere karşı bir tık daha korunaklıdır.

sabaody'de luffy, bartholomew kumatarafından buraya gönderilmiştir ve kadınlar adasına erkek giremez yasağının kendisi için esnetilmesini sağlamıştır.
11 /